29 Kasım 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

29 Kasım 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SANDAL BEDESTENİNDE Harb bedestene de tesir etti mn Ni He kanca baran Mz Kerji Geçen yıl biz ayda en Bir büslira hasılar Yapan halı şubesi bu sene bir ayda ancak 6 küsur bin lira emin edebilmiş. Satmak için eşya getirenler çoğaldığı halde i alıcılar azalmış! Mei e Bedestenda bir mil sayede yapılıricen İestenin adı inş niçin «Sandabdın| — Saaatt...dım! İng gm. Tarihi bahisler muharrir.) Demesi merasimi mahsusa fle olur. mi $ günlük yacı mevzuu olacağını! Adetâ kumanda ile top atar gibi bir “Uy ye iğim bu ismin ne suretle, na-İşey.. ve «Safvın edımsımı zilin sesi ta Medi 2 verildiğini bir öğrene- İmtmlar. asteni alınız, muhakkak ki Satıdal Be| Halı şubesinde, satışları takib edi - * Sinai izayaka ummanı içinde bir|yorum bir “Alsdır. Ayni zamanda hassas) Ne güzel halılar bunlar, hem de Müzi Yasadır ki orada icra edilenİne ucuz! Teti erin kesafet veya ned-| Demekten kendimi alamadim. Ya -| irsi emleketin o ay, o sene İçindeki İnmda esnaf kılıklı bir adam oturuyor. z Vaziyetini de tesbit eder. Başı ldu “ ara:şım vaktile halı üzerine mms Ün gp, “arda kalan buraya başvurdu: | iş» Döra yp, elepir meraklıları, elindeki Gö: nüz Madak dilediği malı yeni olarak ala. (değildir, ded... Hakikaten ti Kimseler de Bedestenin anfi. |Xlar bahasına gitmez değil.. Yer alırlar. z bazıları da hilelidir. A, önde alıcı ile satıcı hilesiz, hüd' — Hileli midir? Sin ğş enz karşı karşıyadırlar. Bİ|- — Eçet, bakarsınız tüvleri morlk, Kin, tiyacıni diğerinin ihtiyacını tat e : y *der. öy z müzel bir balı. ucuzdur 41. aldanr a kin Cemil paşa zamanında kuru «177m7 Bir hafta sonra renk menk iş anmada kuru *| kalmaz. İliyp dal Bedesteni yalnız halka tes) © Sebebi? dir, ca kurulmuş bir müessese değil z Meteği ha kirimiz bir beriese üns | Sebebi su: Buraya get rmeden ev- İst. ded am vel kireç kaymağına batırırl#; yahud dat Ür okir e ie arlar. Merdili tükrükleyip sürdü -| Seyi “1 bir sığınak old de iddi, PüZ mü? mendil kadırlarm dudak im, ak olduğunu de idea | mine döner. İyi hahları da umu- ku İmivetle esnaflar ar. hyg t buyurun yor mu bilmem? Soğuk mivetle esnaflar alırlar. iy. ö Tellâl bağırıyordu: Meg» BÜrül gürül yanan şobala . > a go — Hal ade, kıymeti 18 Jira, b iy Yazın ise, rütubetli bir rüz.|, uly rel lira, on ) öneleri eş Tirndan.. M ! yi ni yerini, dolaşır. İste bU | Bu mal esnafın ne demek? ”Yon O,» vaz kış Bedesten birinci Md, Raj ilmler | gösteten (sine .İ — Bir kısım halk burada'daima ke- daha ite g.İlepir satıldığını, fırsattan istifade etti- kalabalıktır. Hoş mü. # zinnederi Belaya in GE i& bulse almaz. Hal: ar, bunu y ii : ii ya de orta oyunundan farkı kin di so POSTA Bilfül askerlik yapan İngiliz devlet adamları İçlerinde Churchille, Eden, dip:omatlar da var Uz devlet adamlarının burunlarına! ba rut kokusu değmediğinden bahsedili - yordu. terenin mukadderetını ellerinde tut - makta olan devlet adamlarının büyük bir kısmı harbi yakından görmüş in * şu malümetı verelim: Pek yakında yetmiş yaşını idrak ede- cek olan İngiltere bahriye birinci Lor- İdu olan Wiston Churchill eski bar as kerdir. Gençliğinde, general Kiçnerin kumandası altında bulunan orduda Hü- sar başçavuşu olarak meşhur Omdur. man harbine iştirak eylemiştir. Sonra da Transvdl harbinde başından sonuna kadar bulunmuştur. 1914.1918 harbinde bahriye nezaretinde idi. Duf£ Cooper «Grenadiers - Guard» Kıt'alarında mülâzim oldrak Umumi Yerbe iştirak eylemiş ve iki defa yara Jlanmıştır. Bu harbin bidayetinde Harbiye Ne- h. a iltinak eylemişti Anthony Eden bir piyade yüzbaşısı çok iyi a Yazi 8MA bir rivayet Sez dola Yı çalındı. Harb bilirler: Bur n aldıklarını kü- iyısile Sandal Bedesteninde | SüK bir tadilâtla tekrar getirir satarlar... dare bilir onların esna? olduğunu. hal- vikaz için, mal esnafın, der, | W nerat şubesinde beraretli bir) müzavede vardı. Galiba icra vektasile| satılıyordı yn bölmede * bir jüri heveti edasile mübaşirli, kâtibli bir ka. balık oturmuştu İ Kaş Br İskat müsteri bulunamı. |! iy. SM bârbin işini sücünl bıra - Mya Bedestenine kadar gelmesi- yk, etmedim değil La : İmiş meğer. 18 âvsr kol saa- baci di aya bağırıyorlar daon yedi! Adyagrn vok... i künye ların verdiği izahata bakılır is ie, Ma Bedestenin işleri de bin, Ya “selâ, geçen sene bir ayda “tg bie hüsılât yanan halı subesi, bu Sin ak 6 küsur bin lira te- Vi key Saa'ler, küpeler. broşlar, yüzükler ve türlü zik'ymet eşya haraç omezad Jset:hyordu. Kesif bir meraklı kütlesi oturulacak yerleri doldurmuş, kapıla- ira kain taşmıştı. Müzayedeye çıkarı « lân mücevherler elden ele dolaşıyor, tel!âl kalabalığın arasında bizzat satı - Jan esvav gezdiriyordu. Almıya bir ni- İveti olmadığı halde, ellerine alıp, evi - rip çevirenler. mütalea beyan edenler bir hayli... Çarşıda dolaştıktan sonra dinlenmek için bir kendra ilişmiş, mü. sevher satışım duyunca bir sevki tabii ile gelmiş bsyanlar, kahvede pinekle - mektense, sıcsk ve hareketli bir yerde & müzayede omüsabakasını seyretmeği SMRİĞE icin, buz salonların seyir. |tereih eden yaşlı yaşlı «mütekaida tii | lâbalık olur. Dün baktım, Jâadamlar, kalabalığı görünce takılmış Ocaman, üzel desenli halı. |KalM'$ birkaç geçici... İşte bu eşhas or- BUZ mezada çıkarıhıyor. Talih |tâsında mücevher satışı bütün harare- * İki rakam oynadıktan — Sİtile cereyan ediyordu. Mezada çıkar: « yi len mücevheratın bir kısmı müşteri buldu. Buldu amma, © !ddiacı müzaye. de çekişmeleri nerede?. Birkaç arttır - (Devamı 8 inci sayfada) v2 2 ag ak drtp, berisini satmak için getiren. N v fakat makösen mütenasib ön pe, azalmış. Filhakika Be. ği m birçok eşya yı- in : by oldu. * Kene Bedesten salonlarının mânasına gelmez. Meselâ, Mücevher salonunda 500 ki. "ardı. Zaten en hararetli mücevher ve halı üzerine İ im — Dm ber iter p Zil vuruyor. Malâm ya, Edenin dört mührelif pozu olarak Büyük Harbe iştirak eylemiş ve ağırca yaralanmıştır. Tard Munster, Lord Plymoulh, Lord Wolverton Umumi Harbde kıt'alarına iltihak eylemişlerdir. İnsi'tere perlâmentosunun (o bütün genç meb'usları da hep askere gitmiş - lerdir. Bunların ekseriyeti yüzde kırkı bulmaktadır. Torâlar kamarasında bu yüzdelik daha fazladır. İngilterenin eski an'ane- lerinden birine göre, Lordlar Kamara. sında aza olanlar muhakkak surette «Kralın muhafız alaylarının birinde » ahud da «Crach Reşiments denilen süvari kıt'alırında hizmet eylemelidir- ler. Londranın en büyük avukatlarından biri olan ve bugün tam yetmiş yasında bulunan Sir Patrich Hastings #wukatlı. jı terkederek İngiltere hava kuvvetle. rine gönüllü olarak yazılmıştır. Tunus limanı müvaredatma konulan veba tedbiri kaldırıldı Tunus Ilmanında uzun zamandanberi ve. ba hastalığı görülmediğinden bu liman mü. varedatına konulmuş olan veba tedbiri kal. dırılmıştır. Duff Cooper gibi meşhur Alman devlet reisi tarafından veril İmiş olan son nutuklardan birinde İngi- Bu iddia varid değildir. Bugün İngil sanlardır. Bu hususta okuyucularımıza | teşarı oldn Duff Cooper der-| «Son Posta» nm zabıta romanı: 6 — Sonra benim yanlarına girdiğimin üçüncü senesi büyük hanım Vefat etti. Raif Beyin babasının bir başka şehirde oturan kardeşini çağırdılar. Yani Necdet Beyin babasını. O geldi ve beraber otur - muya başladık. — Onder sonra da çocuklara âyni şe kilde mi nezaret ettin? — Evet efendim, — Yani Raif Beyin amcası da yanında daima silâh taşımanı istiyordu demek. — Evet, o da büyük hanım gibi meraklı idi, — Peki sonra, zaman geçti, Raif Bey ve kardeşi büyüdüler, amcaları da öldü değil mi? — Evet efendim, 10 sene oluyor. — Şu senin büyük hanıma sorup ta öğ- reğemediğin sırrı Ruif Bey biliyor mu idi dersin? Zannederim efendim. Neden zannediyorsun? — Çünkü ilk zamanlarda o da çok me- raklı ve vehhamdı. Amma sonra değişti. Korkaklığı geçti İstlevabın bu şekle dökülüşü serkomi- seri hiç alâkadar etmemişti. Halbuki ben Rıdvan Sadullahın sadını anlıyor ve nükâlemeyi heyecanla takib ediyordum. Maktulün hapishaneden yolladığı mek . tubda bir cümle vardı ki şimdi ilk heve- can anlârı geçince daha fazla vazarı dik- kütimizi celbediyordu. Mahküm mek - tubda «bütün hayatımızı zehirliyen kor - kunç gün gelmişti. diyordu. Rıdvan Sa - dullah bu sırrı çözmeğe uğraşmakta idi. Zihnim bu nokta ile meşgulken birden acayib bir koku duydum. Burnum çok hassastır, bir yangın kokusuna benziyen İbu kokudan şüphelendim. Rıdvan Sadul. ğilerek şüphemi söyledim. O da havayı İderin derin kokladı, Sonra merakla doğ- rularak pencereye yaklaşı, o Akabinde hâyret ve endişe dolü bir sesle bağırdı: Hay Allah belâsını versin, yanıyo- İrez bel Yerlerimizden fırlıyarak “ pencereye Boşluk. Hakikaten bodrum katından ak » ZEHİRLİ GÖLGE Köşk yanıyor! lah bekçi ile konuşurken serkomisere e -| Yazan: CEVAD FEHMİ Yeni bir facia ile karşılaşıyorduk. Köşk yanıyordu jbina çıra gibi idi. Biz değil ya, itfaiyenin bile âteşi söndürmiye muvaffak olacağı şüpheli idi. Ben Rıdvan Sadullah ile bah. çeye çıkmıştım. İçeride kalan bekçi orâ- dan oraya koşuşuyordu İtfaiye 20 dakika sonra geldiği zaman steş birinci katı sarmıştı, İhtiyar bekkçi- Yi içeriden zor çıkardıler ve söndürme a» meliyesi suyun azlığına rağmen başladı. Fakat netice hiç te muvaffekiyetli de- gildi Yeşilköy polis mevkiivin efradı da yangını görerek gelmişlerdi. Serkomisor bahçede bunların arasında homurdana İrak geziniyordu. Biz Rıdvan Sadullah ile bir köşeye çekilmiştik. Dostum adeta hiç İ görmediğim bir şekilde asabi idi. Bir a » ralık bana dönerek: — Binaya kaçarken ateş verdiler, dedi. Öyle ya, bodrum katından içeri benzinli bir paçavra 'köşkü pekâlâ ya - vaş yavaş tutuşturur. Fakat bunu niçin yaptılar? Anlamıyorum, niçin yaptılar? Yarım saat sonra artık binanın kur - tulmasından ümid” kalmamıştı. Rıdvan Sadullah kolumdan çekerek: Haydi Osman Beye haber ver de artık gidelim, dedi. Birinci parti bitti. Mat olduk. Teknik polis kitabları: .Cri « mes Parfaits, tabir edilen mükemmel suç yoktur. Suçlu ne kadar mahir, tecrü. beli olursa olsun suçunun bütün izlerini iyiden iyiye tasarlıyarak yok eltiği gö - rülmemiştir. derler. Bir hüküm ki işle pekâlâ cerh ve iptal eriilebiliyor... Hakikaten adeta gözlerimizin önünde bir cinayet işlenmiş ve gene gözlerimizin önünde maktul ortadan kaldırıldıktan ibaşka bütün izler, hatta cinayet sahnesi İbile imha edilmişti. atılan BE ei Kırım harbinde kaybolan mavi elmas Serkomiseri bularak Rıdvan Sadulla - hın arzusunu söyledim. O da ayni fikirde idi, Yanında bulunan Yeşilköy merkezi komiserine, adliyeye ve polis möbetçi müs İdürüne hâdisenin haber verilmesini em- İretti. Lâstikleri parçalanan otomotilimi. zin muhafaza altına #lınmasım — söyledi, seden kızıllık bariz şekilde görünüyordu. Tam bu sırada Yeşilköy merkez' efradın- Odanın içindeki bol elektrik ziyası bunu 'dan bir polis memuru, elinde bir mektub İdaha evvel farketmemize mâni olmuştu. | zarfı bulunduğu halrie yanımıza yaklaştı, Süratle aşağı indik. | Komisere zarfı uzatarak: Bodrum katının binanın arka cephe .| — Bunu binanın arka tarafında bul - sine isabet eden kısmı alev içinde idi. A- dum, efendim. dedi. teş ön kısma da sirayet etmiş, pencere «| Zarfın üzerinde mekine yazısı ile ingi- lerden görünmiye başlamıştı. Bizce olarak «Raif Beye» kelimeleri oku» İşte yeni bir faciaya şahid oluyorduk. | nuyordu. «Ralf. kelimesini! gören cina. Nasıl bir düşmanla karşılaşmıştık. Adeta | Yet masası şefi, zarfı komiserin elinden bizimle oynuyordu. Garib bir hisle tüy - | aldi ve polis memuruna ein: lerimin ürperdiğini duydum. Peki bu işi Ata tiren vesede Yaka? Dasıl, ne zaman yapmışlardı? Tekrar geri — Yangının başladığı bodrum katının mi gelmişlerdi? Ayaküstü bir saniye için. | önünde efendim. de verilen kararla birbirimizden ayrıl .| — Yerde tabii? dık. Derhal üç koldan taharriyatu baş -| — Evet. birisi düşürmüş olacak, avni ladık. Binaya ateş veren kimdi, Evin |noktada birbirine karısmış bir takım oto- içerisi ve bahçe süratle arandı, fakat hiç| mobil tekerleklerinin izleri görülüyor. bir netice elde edilemedi. -— Peki oğlum. Bina ahşabdı ve bizim âleşi söndürmi-| oSerkomiser'e beraber Rıdvan Sadulla- ye kalkışmamız tehlikeli olabilirdi. Ne)|hı bulduk. Gayet iyi ingilizce bilen dos- yapacaktık, Bekçinin bina dahilinde bv-|tum zarfı açtı ve elektrik fenerinin ışığı Junduğunu söylediği telefon işlemiyordu. | altında içinden çıkardığı kâğıdı okudu. Şu halde yapılacak iş en seri vasıta ile| Mektub her halde pek mühim bir şey ©- bir telefon bulmak, itfaiyeyi hâdiseden |lacaktı ki sonuna şöylece göz attıktan haberdar etmekti. Serkomiser bekçiden !sonrs serkomisere; en yakın telefonu öğrenerek dışarı fir -| — Mektubun bulunduğu noktayı gör. adı. Biz de ateşi önlemek için elimizden | mek lâzım, Osman Bey! dedi, geleni yaptık. Fakat içi dışı yağlı boya (Arkan var) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: