| il ği 2 Sayfa Tez kaoteti, silâh kuvveli Vr; ne kuvvetlene nihayet kendisinden müs- temleke istiyeceği günlerin yaklaşmakta olduğunu ve binaensleyh harbin gelmek. * te bulunduğunu anladığı günden “tibaren, | kendisine güzel bir muharebe mevzuu yaâ- Tatmıya karar verdi. Hakkm, adaletin, sulhün, küçük milletlerin müdafaası te - ma'sı, İngilterenin harb hazırlıklarının e. sasını teşkil etti. Almanya, bütün istih - sal kudretin! ordularmın techizine tah .! #iş edip harb malzemesi hazırlarken İn - giltere de seçtiği muharebe mevzuunun fasıllarımı, bablarını işliyor ve bunü düh- yaya izah ediyordu. Bu bir hakikat mi - dir? Yoksa bir roman mıdir? Yani, İngil- terenin harb tezi samim! midir, yoksa bu mevzu, sırf herkesi ona inandırmak için mi intihab edilmiştir. Bu noktanm ehem. miyeti vok, çünkü, bugünkü vâzivette #ünyanın bu teze İnanan kısmı, inarmı- yandan kat kat fazladır. İngiltere, harbe bu kadar mükemmel bir surette hazırlanırken Almanya da bu- bum tersini yapmak'a meşgul oldu. Sü - detler meselesinin halline kadar, düny mn büvüjesbir ekseriveti onun tarafında bulunuyordu, Versailles haksızlıkların - dan dolavı Almanyanın bunlara karşı her türlü isvanını haklı ve tabii gören dünya, Ceko-Slovskyanın ilk buhranı ha'ledildi. ği zaman henüz Almanya ile beraberdi. Fakat, mil'etlerin iştiheları durmaksızm artar. Bunun İstisnası voktur. Milletleri tok ve aç diye ayırmak yanlıştır. Nazizm inkılâbımdanberi Istihası süratle artmış olan Almanya, orada, hiç o'mazsa uzunca bir müddet durmadı. Südet davasının arkasından hayat sahası davasmı çıkar - dı. Bu dövanın çıkması. Almanyanın dün- ya vledanımda vayas vavas mevki Bbetmesi demekti, Hüiseler, bundan son- ra tabif mecrasını takib etti. * Yaklaşmakts olduğu kimsece meçhul bir şey olmıyan yeni muharebenin Al »- manya tarafından seçilen mevzuu, «ha - yat sahası», «yaşamak ihtiyacın, o «doy- muk zarureti. idi. Almanva, aylarca bu mevruu işledi; bü mevzu, yeni bir hukuk teorisi olacak derecede dikkatle iş'enildi. Almanyaya alıl öğretmek bize düşme - ki bu, mekle beraber, şunu sövliyebiliriz sakat bir.mevzu idi. İnzilt ya arasında hayst veva nm yaklaşmakta olduğu mahya, 7âf ile kuvvet ara mü e İsi rr etmek istediği hi, bilecek her hare - ketten çekinmek mecburiyetinde oldi nu snlamadı. Tedrici surette dünyayi kendisinden soğutacak bir yoldan gitti ve hasmının kılıcını kendi davasının taşın- du biledi Belki de Nazizm bu mevzuu bu tarzda islemeğe Almanva icin sırf dahili olan se. 'beblerden dolayı macburdlu. İşin b. de- rin taraflarını Wiz uzaktan Belki, İngötere ile Taşmakta olduğun baren, Alman devleti milletini büyük bir mücadele için muayyen bir hs. Alman yat veya ölüm tezi etrafında oKanantle toplamak icin bövle bir tezin viendünü elzem pörmi bunun böyle ol- masını bir zer: bi telâkki etsek, netire d 7. A'msnva- vw. insanlığın vi a zayıf düsürdü. Vedsailles'a karsı isvan etmis olan hare- ketin veni ven! Veren'ise'lar hazırlamak. ta olduğu hisel doğduğu gün. İnciltere bundan en genis mikvasta İstifade etme- sini bi'di ve onü slindeki geniş vasıtalarla dünvava yaydı. Almanya. insan'ık önündeki harbin mânevi tarafını daha e zamandan kav - betmleti Her tarafta dastlarının azaldı ım gördü. * Belki Almanva bir noktada. kendi he. sabına, isabetli düsünmüş olabilir. «Dün. yanım vicdanı denilen sev nedir? Dünva- nm vicdanı, müstomlekeeilerin ve emper- yalletlerin bugüne kadar yaptıkları bü - tün haksızlıkları ve fens'ıkları harmet. tikten sonra benim tezimin doğurduğu veya doğuracah vicdan İsvarından mi Yorkacağım?. dive düstinmek, belki de bir hesabdir. Almanva. bu hessbi vap - makla, kendisini bövük bir harbe doğru sevkederken, her şevden evvel milf vie- dam kuvvetlendirmek. herbi bu kuvvet şuur fle yapmak ve kazanmak İstemiş ondan sonra da dünya İle anlaşmanın, ve- niden dost olmanın kolay olacağını dö- şsünmüştür. Bu da bir p'ândır: bu takdir. de, Almanva kendi muvaffaktvetini böy. le bir plinda görmüstür. İngilterenin plânı, harici bir plân, enterneavonal sa - hada müdafaa edilecek bir tez. Almanva- nınki İse o sahayı ikinel plânda hiraken ve yalnız milit sahayı düsfinen bir plân- der. Mademki, Almanya, harbi yalnız ba. gına, İngütereve karsı vapmavı düşün - müstür, su halde bövle bir olânin hareket etmis olması da belki, kendi hesabına hak hıdır. Ancuk. bövle bir plânla sirisilen isin mfehet bir netice vermesi icin İlk ve sn ranta, Almsnvanın kendi kuvvetinin İğri (Devamı 8 inci sayfede) müstemlekelere muhtaç olan İngiltere, Almanyanın kuvvetie- hane bekcisine benzer, çok görmüş, çok maz. Deniz facinlarının En hazin tablosu Yerizlerde son haftalarda vukua gelen faciaların en canlı ve hazin tablosunu, şu yukarıda resimlerini gördüğünüz ana ile gvlhd teşkil etmişlerdir. Holânda bandı. ralı Simon Bolivar gemisi battikten sonra yolculardan madam An Macya Knevel | viz. | Adriyana isimli yavrusunu O kaybetmiş,| içocuk ta anasından uzak kalmıştır, Kaza- zedeler bir İngiliz limanında bir araya irildikten 24 saat sonra çocuk anasına, ana da çocuğuna kavuşmuştur. Garb cephes inde bir belediye reisinin atlattığı tehlike ! Garb cephesinde, Fransiz kasabalat rından birinde bulunan bir İngiliz bö- lüğünün askerleri kasabanın belediye reisini bir ziyafete çağırırlar. Katar - gih'n kapısında nöbet bekliyen aske - re de, sıkısıkıya tembihte bulunarak, belediye reisini görür . görmez, silâh: ile askeri selâm vermesini söylerler. Belediye reisi gelip de pürneş'e ka - rargüh kapısına doğrulacağı sırada İn. giliz nöbetçinin silâha davrandığını #far- İSTER Fransız gazeteleri bir müddet evvel: dı, hatti İstanbul gazetelerine de geçti. lıyoruz: İSTER Büyük bir hafıza kuvvetine malik olan abdal bir kütüb- miştir, fakat görüp, işitip, bellediklerini yekdiğerin? bağla. yamaz, hepsini birleştirip içlerinden bir netice | Harga bir fıkra : : : «Dostum - Bernard Shaw kitabı kitabcıdan 4l- : İNAN, «— Almanyada rejim aleyhtarları tarafından gizli yn istasyonu tesis edildi, bu İstasyon arasıra / mekte, Hitlerizm aleyhinde neşriyat yavmaktadı. lerdi. Bu baber bir defaya inhisar etmadı, gizli Alman rad. yosunun neşriyatı şeklinde hemen hergün- görülmeye başla Gene Fransız gazete'erinde belki 8 av, belki de bir sene evvel bu şekilde bir başka haber görmüş olduğumuzu hatır- «— Bir müddettenberi Paris şehrinde gizli bir radyo ve- rici islasyonu faaliyete geçmiş bulunmaktadır, Fransada ve- , riçi istasyon tesisi müssade almaya bağlı'olduğu için zabıta bu gizli istasyonu aramaya başlamıştır» dem';lerdi. Aradan 27, yahud 28 saat geçince Paris şehrinde gizli neş. riyat yapan bu gizli Istasyon bulundu ve anlaşıldı ki sahibi fen fakültesi talebesinden bir gençtir ve bu hareketi İNAN, SON POSTA işitmiş, çok beile- gikera- © yele dalmaktan fari öğreniniz. germ İlkinci defa hürme:lerimle ! Meşhtir muharrir Bernard Shaw, ski kitablar cıda ken- di kitabını görmüştü. Kitebir üzerin. de el yazısile yarılmış bir ithaf vardı: : ; . » ye hilrmetlerimler İ Gdm dı. Eski ithafın cltma: «Dostum » ..... metlerimle.» Cümlesini yazdı ve dostunun adre- sine postaya verdi. - pi deja hür- Bir fahta pi eğ Kurtardığı canlar Resmimiz son harbin faclalarından bi- İrini aksettirmektedir. Alman O torpiline İkurban giden İngilizlerin 7028 tonluk City of Mandalay gemisinin tayfaların- dan iki kişi gördüğünüz gibi yapıştıkları bu tahta perças sayesinde saatlerce sü- ren bir bekleyişten sonra bir Amerikan gemisi tarafından kurtarılmışlardır. em — e keder ve tabanlar; kaldırır. Neden son ra da, bin dereden su getirerek nöbet - çinin hiç de fena bir mksadla böyle bir harekette bulunmadığına ikna e . dilir. İSTER fekültede öğrendik! ırita hengi mahallesinin | arıcı cihazlar yardı İ tasına tesbit etmek dinleyici Ghâzların sırt | sen: «Düşünebiimek kudreti» bir insan için mühim bir haslet- $ir. Fakat bu hasletin fayda vermesi için düşüncen:n munta- zan. ve doğru bir sıra takib etmesi, sonra ds kat'i bir neti- ceye dayanması lâzımdır, neticeye varmadan düşünmek ha. ksızdır, her hâdiseden bir netice çırsrma- SÖZ ARASINDA ENİ “| İngilterede yeni Çıkan bir dans Londrada yeni bir danş türemiş bulun- maktadır. Bu dansın ismi «Citerbuk dans» tır. Seyredenlerde çok garib bir in- tıba bırakan bu dans bir insanın zehir. lendikten sonra inleye inleye kıvranma- İ sini andırmaktadır. Citerbuk dansı, Afrikadaki vahşilerin bir dansı sayılabilir. Bu dansı oynu; İkendi hayatlarını tehlikeye koy İResimde bir çiftin garib dans yorsunuz. Radyolarda harb gürü. takib edilebilecel!... Alman orduları Lehistanda harb eder. ken Alman radyo idaresi abizelerini harb meydanlarına nak'edilmiş ve dinleyicile- rine harbi radyo ile dinletmişti. Şimdi İngilizler ayri şeyi yapmağa ha- sırlanmaktadırlar. Harb sahneleri radyoda verilecektir Bunun için, harb gürültüleri, bağırışlar gramofon plâklarına alınacak ve bu plâk. lar stüdyoyâ gönderilecektir. Bu plâklar vastasile seşriyat yapılacaktır. Halbuki genç ve müteşebbis İngiliz mühendisleri doğrudan doğruya harb sahnelerinden nakil yapmağa karar vermişlerdir. İNANMA! lerini tecrübeden geçirmek için yapmak- tadır. Çocuğu mahkemeye veriler, orada bir bilgisizlikten başka bir şey yoktu. Kuvvetli bir tekdire munzam olarak birkaç frank paro cezusi ile kurtuldu. O zaman Fransız gazetelerinde gizli bir radyö Malay nu uzun müddet fasliyette bu'undurmanm maddeten müm- 'easıni okumuştuk: n zabıta ile askeri makamların elinde öyle araş. r ki, bir radyo mevcesinin hangi şehrin. hangi sokağından çıktığını noktası nok. mümkündür» demişlerdi. bu araştırıcı ve resimlerini de basmışlardı. Bir bu hâdiseyi hatırlayınca ayni araşlırma ve dinleme sihazlarına malik olan Almanların gizli bir tedyo istasyo- nunu İçime olmalarına İnarımadık, fakat ey okuyucu iSTER INANMAİ Bir mektub aldım e E Ersm Talu Sagi Evvelki gün şöyle bir mektub aldım «Bey muharrir! «Ben, okuyucularınızdan, orta yaşlı bir kadınım. Hani, orta yaşlı deyince, çol ihtiyarım zannedilmesin. Kadın kısmının, yaşım doğru söylemez diye, boş yere adf çıkmıştır. Bu, eskiden belki de böyle idi. Simdi yaştan ziyade meziyete bakılır ol İduğu gibi, gittikçe ileri giden fen saye- sinde senelerin ve tahribatının asla hük- mü kalmadığından artık sinnimizi dos doğru ikrardan çekinmez olduk. Lâkin benim size şu mektubu yazmaklığıma s8“ ik olan dava hu değil, Biz, evde #ç ayrı nesli temsil eder in“ sanlarız. Divanı hümavunu medi kalo- minden mütekaid babam, onun karısı an- nem. mektubeuluktan ticarete atin kocamla ber. iki *ane de, biri kız, diğeri erkek çocuğumuz. Efradının arasındı sevgi ve say bu- lunan, mütecenis bir sileyiz. İçtimaf ter- iy eski Türk an'anelerinin sağlam temellerine dayanıyor. Gelge'elim, — bit müddettir anlaşamaz olduk. Zira, hiç bi” rimiz ayni dili konuşmuyor, konuşamıyor ruz, Sabahleyin, babam hepimizi: — Se'âmünaleyküm, çocuklar! diye s€- lâmlar, Annem: — Vakti serifiniz hayırlar olsun! dor. Kocam: — Merhaba, efendi peder! i bastır. Çocuklardan biri: — Günaydm! Öteki de, - kızım -; — Bonjur gıranpapa!, diye dedelerini” Wüfatına muksbele ederler. Bu beş çeşid sabih selâmı size, evi” mizdeki dil tezebzübü hakkında kâfi bir fikir verebitirken, ben daha da misaller getireceğim Geçende bir akşam, oğlum mektebden “önüş odasında oturmuş çalışıyordu. Ben e bir kenarda İşimle meşgul idim. Babam içeriye girdi ve torununun vanına yaklss şarak sordu: — Mektebde ne öğreniyorsun, baka” yım? — Çarpma öğreniyorum, Bay büyük” baba! Adamcağız Sirdenbire mosmor öldü. Bana döndü. Öfkeden kekeleye kekeleyef — Buyur! dedi. Görüyor musun keps” zeliği? Avuç dolusu mektebe para ve çocuğuna yankesicilik öğretsinler! Müstehziyane, torununa teveccüh e#fif — İyi öğrendin mi bari.. çarpmayı? Saf çocuk: — Evet, Bay büyük babacığım! dedk Artık hiç yanılmıyorum. Sihıfta benden -liyi çarpan yok! Babamm bir tarafına inecek diye kork” tum. Zavalh ihsiy çarpmanın ne meğo geldiğini snlayıncaya kadar, Ül İgün yorgan döşek, yattı. ,İ Çocukların, babalarile haydi ne ise, lâ” İkin dedelerile konuşmalar: hir âlem, G€ ik oğlan sevinçle geliPi — Bay babam dileğimi onayladı! d€" »İyince: Bu İbâreden, kim bilir ne mâna çıkt”, ya ihtiyar ters lers, çocuğun yüzüne ba ip: — Baban terbiyeli adamdır. öyle #9 yapmaz! cevabını verdi. Hâsıl:, evin içi, Bâbil kulesi diye ve tile adını İşitiğimiz ucube yere dön Ve bu lehçe farkı yavaş yavaş, üçü lerin büyüklere hürmetini, büyüklerin 4* küçüklere muhabbetini sarsıyor oldu. . değilse herkes, biribirine cahil nazal bakıyor. Bu işin ortası bulunsa da, aile bağl?” rını tehdid eden tehlikenin önüne geci* olmaz mı?. Siz ne dersiniz?.. 2 mi diyeceğim, sayın okuyucu! le şeyleri zaman halleder, derim. BW rekalim, Nasrettin Hocanın kar helV' va © gibi, dilimizi . lüzumsuz bir ifrata VW” rıp - bu hale sokanlar: — Bunu biz icad ettik amma, bi? “A beğenmiyoruz! desinler.. E. Ekrem Cali Bim irki enaliilemikmsizeiöei EEE A A e pe