29 Ekim 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

29 Ekim 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA SPOR Milli küme maçları hazırlıkları başladı Futbol Federasyonu tarafından ih - des edilen ve her sene birbirini takib eden hâdiselerle içinden çıkılmaz bir şekil alan «milli kümes maçları hak - kında yeni kararlar verilmek üzeredir. Evvelce Futbol Federasyonu taratın. dan idare edilen milli küme maçları yeni verilecek şekle göre Ankara, İs - ur ederek, memleketimizde, geçe - tonbul ve İzmir mıntakaları tarafından simi gideceğimiz yerlerde, kendi s4t- tertib ve idare edilecektir. Futbol Fe. İbu EE Rİ derasyonu umumi masraflara karşılık vasalatlerinden evvel bıristiyanları sulhe|Olmak üzere milli küme tertib heyeti - ne 5000 Jiralık bir yardım yapacaktır. talik olmıya kandırmış bulunmi ved İmparatorumuz, böyle bir mi peg İngilterede dostluk meçlerinin son oyunları nın müzakeresi için içimizden herhan; birimizi saadetlü hünkâr nezdine gönde- revek olursa gelmekten aslâ çekinmeme-) İ mizi, bilâkis bu vazifeyi cesaretle, şev: Harb devresi futbol cemiyeti tarafından İngilterede tertib edilen üç haftalık maçlar min ederek «Bu takdirde bize hiç bir za-| 9023 ermiş, dünden itibaren dört mıntaksya rar gelmiyeceğini ve bilâkis bu hususta| ayrılan 82 klüp arasındaki lig maçları baş. ze gönderileceğimiz, hakkında Sal Ayemal 7 — Oyindan © vermis oldu. Maçın Uk devresini 3.0 bitiren Arsenal, £ Everton 4 — Burnley 0 Lig şampiyonu Everton ilk devreyi 1-0 ka. Yebul ederek böyle bir sulhin akdinde kıvmetli mükâlata mazhar olacağımızı, | lâmuştır. Veziriâzâmın arzularına göre hareket kinci devrode 4 gol daha yaparak oyunu 7-0 yanmış, ikinci devrede meşhur merkez mi 18 ncı asırda İstanbula gelen Bohsmya!ı Baron Wratislaw'ın hatıraları: 83 Türkçeye çeviren: Süreyya Dilmen Belgrad önünde ağinkin ve binaenaleyh ordunun Belgrad tahatt ünde konaklaması iki hafta sürmüştü. Bu, iliz sefiri, vezirtazam İbrahim Pa. sat ederek bizim Budine gönde. ve oradan da hududa isa) edi- İerek salıverilmemizi rica elniş ve çünkü kendisinin, #izzat sulh hakkında mekt a Yâssutta bulunmak arzu ettiğini aârzeylemiş Bu münasebetle bizim de veziriazam ve ye. Diçeri ağası tarafindan kabul olunmaklığı- Bm temin etmişti. evvel onun ayaklarına kapahasık, onler, öp. | KORdimizi faydalı bir unsur yapmamızı» tik. Badehu, esaadetlâ ve sabvetli hünkar söyledikten sonra hünkârın sakalına ye- hazretlerinin (Eğri) önüne müvasalatından #vvel, bizlerin, serhadde gönderilerek oradan öerbestin . «çün. Hi Gin ad e İpaamlaraız bisan lâtif elibseler, kıymetfar atlar gibi arma: | Dostluk maçlarının son neticeleri yanlar. €& Onun, hâkipayı hümayuna elçiler gönde, Saplar da alarak selâmetle memleketimi-|dir: terek sulh arayacağının muhakkak olaca-| Bini» tebarüz ettirmeye çalıştık. A RA RE aaa haktan yide veni. Bur | bamnialir. Maçta 2000 kişi bulunmuştur. de «Son Posta» nın yeni edebi romanı: 9 hine yürü; n bü müuazsam ve sa; a e m Gol azametini gö | DUN üzerine «bizlerin azad edilmiş ve va-| rüp gürmediğimizi ve bu yolla «askeri gat. | tonlarına avdetlerine müsaade olunmuş| Yet» leri hakkında bir fikir edinip edinme, Itimada sayan insanlar» olduğumuza dair Glğimizi sormuştu. elimize bir mektub verildi. Bir mektub da Bu suale cevaben «ordunun en gerisinde, Budin bevlerbevine yazıldı. Bu mektuba, develer ve katırlar arasinda seyahat etmek. | Budinde. bir kulede, elef efendimizin ölü-| yaparak maçı 40 kazanmıştır. te bulunduğumuz cihetle ne yürüyüş kolunun Mürdenberi kapalı buluman beş arkada- Mapta 3500 kişi bulunmuştur. büyüklüğünü, ne de orduzâhun azameiini “muz da salverilmelerini ve hepimizin pa : : böremediğimizi bildirdik. |bir #emive bindirilerek Tuna sshilinde anlam $ — Charlten Bu cevabımız üzerine, vezirlazam, bizim, en vakın bir İskelemize kadar gönderil -| Birinci ligde mühim bir vasiyeti olan derhzl bütün karargâhı gezdirilmemizi top-| Memiz emrolunvordu. Charlton takımı, ikinci lig takımlarından ların vesair bütün harb ve taarruz vasıta. | (O Pasanın. bu büyük Tütufkârlığma kar-| Westham karşısında ağır bir mağlühiyete larinın . gösterilmelerini emretti. Paşanın |Sılık olrak hemen avaklarına kapandık| uğramıştır. İlk devreyi 4-1 kazanan Westham Verdiği bu emir üzerine, bütün bir gün, ordu. | ve bövleer en derin şükranlarımızı sun «| ikipel devrede bir göl yemiş, beş gol yap- #âhu dolaşmış ve düşmanın bütün ağir harb| mu" olduk. muştar. Ve taarruz silâhlarını müşahede eylemiş idik,| (Ogün, #erek kendi hakkımızdaki iti-| Maçta 6400 kişi bulunmuştur. Ertesi sabah gene veziriazam barafından,| sd mektubunu. gerek Budin bevlerbe-| Portsmouth 5 — Bristol City 9 İhgiliz sefirile beraber, davet edilmiştik. Ve. lan mektubu almss bulunmamız! Kral kupa galibi Portsmouth ik devrede #ir; «kudretlâ ve saadellü “padişabv Jarinın;” in müstesma bir Tütfü olmustu.| öç, ikinci devrede 2 gol yaparak $-0 gelib «nskeri satrets 1 hakkında bir fikir edinip e-| Zir». ileride anlatacağım vechile, eğer ol gelmiştir. ditmediğimizi, kendi Kralmızın ba kadar | me) tumları özel slam İlle idik, | Maçta 2000 kişi bulunmuştur. Asker toplayabilip toplayamayacakını ve o.| bu kadar azab ve ıztu csktikten sonra ğ 3 nün ali le bu muazam kuv.|hir d el İng .3rede lig maçları Vet karşısında, muharebe iç sat bağlayıp | "ırza kavusamıvacağımız ve belki de ” aleti e mayo t AYP İmre narça edilmiş bulunacağımız mu »| Hab devresi namile teşkil edilen 10 Vezirtazamın bu suallerin verdiğimiz | hskkaktı! grup arasındaki 82 klübün lig maçları €evabda: «Bütün ordugüh: 5 , başlamıştır. Yasıtalarını gerip gördüğümüzü, hakikate, Hünkâr; bütün ordunun basında oldu- Arsenal 8 — Charlton 4 Hümüzde, bu kadar kalabalık asker, bu'ğu halde, Egri istikametine teveccüh edip etti : A Radar meb harb malmes görmediğim | buradan (yani Belgraddan) hareket etiz|, 141 Kuvvetli takımın maçı bir göl pe Mi: imparatorumuzun adedee Du kadar kül-| ği zaman, ilk vardıkları çok geniş ve J- n397 # geçmiştir. İlk devre 4- Mpetli asker toplamasına imkân olmadığını, 'tif bir o .lmış ve her| Arsenal takımmın galibiyetile bitmiş- İÇ şüphe yok ki kralımızın: Osmanlı haka. bir kısmı develerile, katır ve atlarile, yüz tir. Dinin askeri kudret ve satretinin derecesini ellişer bin erile karşılıklı muharebe safi» | İkinci devre bittiği zaman maç 8.4 ya ediğini, eğer büamye, derhal arib iste. bağlamışlardı. ibi bir netice ile sona ermiştir. Meke koşmuş bulunacağını, bu yolda ve saa-| Bu geniş ovada bir «harb manevrasıs |“). O. G0 aş Seti hünklra karşı boyun eğerek, onun ga-| meksadile karşılaşan bu kuvvetleri ucunu | Maçta 8.953 kişi bulunmuştur. Mb bümayanlarını teskin İçin armağanlar! bucağını görmek imkân barleind b Ki-| Stoke City 4 — Everton 4 acağımı söyledik. «Binaensleyh bizim, hayet harekât başladı: Her fki taraf, hal N ş Z ben salverilmemiz işin yüksek buyruğu. katen çerpısıyormuş gibi, birbirine hafit) , 148 Ye edelim devreyi M3 dilediğimiz, bu suretle padimh hasretle. ve ağır ateşli silâhlarile ateş açmışlardı. 2-0 mağlüb bitirmiştir. ci devrede Hnih myazzam askeri kudret ve satveti hak.| Hünkârin bulunduğu taraf taarruz edi - oyun pek hararetlenmiş've maç 4 - 4 kinda müşahede ile edindiğimiz matı | yor, hıristiyanları temsil eden kütleye berabere olmuştur. Daratorumuza arredeceğimizi ve bu hu-| saldırıyordu. Düşman yandan çevriliyor, Maşta 6.000 kişi bulunmuştur. #üsta bütün hırtstiyanları da tenvir etmiş ve| cephe yarıyor ve bu suretle bozguna > > Onların gözlerini oçmış olacağımızı» Mâve) uğratılan düşman tarafı, binlerce esir bi- Fulham 2 — Portsmouth Mimi yakarak harb meydanım terketmiş bulu-| Kral kupası galibi Portsmouth, ikin. Paça cevab vererek «İsteğimizi yerine) nuyor ve bu veçhile de hünkârın zafer) o; Yiz takımı karşısında 2.1 mağlüb ol- #ptireceğini, yani bizi N kiiier zi 14-) hakkındaki ümidleri ya Me bu a n iyii akk ile takviye imiş oluyordu. çi i Hiğterili se sl m ye O arkam'van © | Maçta 6.500 Kişi bulunmuştur. Uzayı şimdiye kadar asla bu derecede Kuy. hissetmediğim istek dolu bakışlaria sü- Tüyorum, Bana öyle geliyor ki bu dklkada Dir tek Kelime söylemediğimiz, konuşmadı. oi hmiz, hislerimizi gözlerin çerçeveleri içine, ortaya çıkarmadığımız halde syni Yerleri düşünüyoruz. Yüzündeki parltı git. 6 artıyor, çenesinden boynuna doğru, el. Disesinin içinden hayal meyal görünen göğ- doğru iniyor, bütün vücudünü sarıy Mâsanın kenarından sarkan pembe, beya; Büzel elinde ayni parıltıyı farkediyorum. Bu, tün yücndünde yayılmış bir belde bulu.! Tah, tenine harikulâde bir earibs veren cin. “iyet insiyakının ışığıdır. Şu dakikada elimi! Vapurun merdivenlerini lüzumsuz yere &-Jrıya kaldırıp yüzüme bakarak güldü, sonra WAP eline dokundurmaktan korkuyorum. nip çıkıyorum, bir geçtiğim yoldan dönüp'orada masanın üstüne bırakmış olduğu oto. mi ki derisinden asan öinsiyet ateşi tekrar geçiyorum; kütüphanede büyük camlı | mobili kurarak düz sathın üsüünd> koştur- Yakacaktır. Vücudümde #ıçak bir dal. dolabı açtirip raflarda sıra sıra duran yal.İmağa başladı. Banm dolaştığını hissediyorum. İdiz, güzel elldli kitabları karıştırmak İste.! Köşedeki koltuğun içine gömülerek onu Dimitsiyadizin karısı sahiden yorgun mu dim, canim sıkıldı, rey Gm e seyre daldım. bir nı mı geçiriyor, yoksa bana nunda uzakta sükün ile sarılıp kend! kendi. mı ira a resi sonra biraz sine yemeğini yerken gördüğüm pos bıyıklı, a 0 a a dinlenmek istediğini söyliyerek kamarasına şarap tüccarı kıyafetli, iri yarı bir yolcu - bir pü si om, Gi alle v0 Göl , onu birinci sınıf kamaraların bülun- Fransiz #iyssisi olacak - kütüphanenin bir San a mey > kirk > duğu karidorun başlangıcına kadar götür. köşesinde geniş yarhanenin başına otur Mta ei > vala zi « Bu kısımda tertemiz çehreli, Üstü başı muş, etrafile asla alâkadar olmudan yazı ya. vanığııdaki e ül eyer mi, gü Muntazam genç kadınlar hizmet ediyor. Dİ. siyor: Mektub mu, gazete makalesi mi, hatı. ba; pi bune Yakalı ga Mitriyadisin karısını koridorun başında bı. rat mı?... arm anl e a Tâkirken elini tatup dudaklarıma götürdüm. Merdiven başında küçük bir çocukla karşı. e le Yünündaki önal ini Mba tabilden biras fazla uzun bir öpücük laştım. Yolunu şaşırmış, belki de oyuncak o-| DARA m güzel > oldu. Gü y i in | bu çocuğun beni uzun uzadıya meşgul et lu. Günahsız bir beyaz güverelne benziyen dasının kapısm: bir türlü bulamıyordu. Elin. bu ei ne güzel şey. Biraz ileride kamarının den totup gölüdüm. Ancak altı yaşında ka.) mesire İmei sedir di kaptanı açıp beklemekte olan hizmetçi kadın dar gözüken, tombalak, canlı, gürültücü, s&. Leylânm sevgisini ya İL bize baktığı halde görmiyar givi idi. Bu ka-| vimli dir oğlan... Kıvır Kıvır saçlarını okşa-| daha mu İYİ olacaktı? Evimiz olacaktı, İ manzaralara aşık oldnfu o anlaşılıyor.|dım. Anlamadığım bir dilde birçok eyler/ sükün ve huzur içinde, rahat yaşayabil- ortalıktan el ayak çekildikten sonra | söylüyordu ve bana bunları bir türlü anlata. İmem için her şeyi düşünen ve yapan be- Viki Ge onun müsaadekâztıği ile... madığı için de kızıyordu. Oyuncak odasına |nimle alâkalı bir korum olacaktı; böyle Ben bir deliyim, girdiğimiz zaman sükün buldu, başını yuka. İsevimli, güzel, minik bir çocuğumuz ola- hacimleri Lawton vasitaslle üç sayı daha! sk) CEYLÂN AV «Son Posta» nm tarihi tefrikasz 38 Beyazıdı l | Uşak Anstık kahvaltı hazırlamağa gider. ken, Kürkçüler kâhyası pembe yaşmaklının İ kulağına: — Olur şöyle ağa... Diye sedirde yer göslerdi. — Bre ağa pembe yaşmaklımın derletha- nesi nerededir?.. — Efendim #ultanım sizi ben alıp gö sem gerektir. | — Bre ağa yarınki gece buradan mı gide.| riz? — Efendim sultanım, Baharıye bizim sem. te uzaktır. Sizi Sultan Beyaz kahvehanele- rinden alırız. — Bre ağa, hademe ve uşak ve ayvaz ve kavas ister mi?. — Efendim sultanın düğüne mi giderler. Kamer hatun cariyeniz bir evli barklı ka. dındır. Medet sultanım, biz sizi alip götü. rürüz, — Bre ağa Kamer hanım kızıma bir âlâ boy kürkü bedaya götürmek isterim, bir oğ- lancığa verip taşılsam gerek... — Elendim sultanım. oğlancık hedayarı- 31 Sultan Beyazda getirsin, oradan ben alır taşırım... — Bre ağa Sultan Beyazıd kahvehanelerin. den ne saman kalkarız?. — Efendim sultanim yatsı namamnı ca. mii gerifte kılıp çıktıkta kahvehanede bir, yalsı kahvesi içerler, ben gelirim — Bre ağa pembe yaşmaklım beni ne 78) man azad else gerek? — Efendim sultanım, gece misafiri karan- Uukta gelip karanlıkta gitmek âdettir, Sabat namazını Sultan Heyandda beraber kılarız. — Bre ağa pembe yaşmaklımın eri Kara Mehmed ağa nerededir? — Efendim sultanım, Kara Mehmed oğa bazretleri Sıvas yolundadır, paşası yanına gider. Bre ağa konakta casus yok mudur? rüşun kuludur, — Bre ağa, Kamer hatun kızıma kel gömleği çok mudur? — Efendim sultanım, cevabı verilmez sual sordunuz; kızl gömleğinin yenini yakasını görmedim, | — Bre akşolsun sana, tuz ekmek hakkı bi. lir hizmetkâr imişsin! Uşak Mıstık, gümüş bir sini (e pembe yaş- maklının adamına mükellef bir ikindi kah- vakısı getirmişti. Zenci, kollarını sıvayarak;| — Bismillah... Bfendim sultanımın sofra. sına Halil İbrahim bereketi Dedi ve siniye şöyle bir göz attıktan sonra, nar gibi kızarmış bir tavuğa el attı. O sırada Hacı Atanllah ta koynundan na. me kesesini çıkardı. İçinde nefis bir talik hat! ile Iki satır yan vardı: «Yarmki gece teşri.| finizi gözlerim. Pembe yaşmaklı Kamer ha- tun cariyeniz. Cevahir bileziğimi de uputmi. yaşınız.» PEMBE YAŞMAKLI KAMER HATUN! Beyazıd meydanı, İstanbulun en şeref- Hi yerlerinden biri idi. Bir tarafında Türk mimarisinin nefis eserlerinden ulu bir| cami, bir tarafında büyük ve güzel bir medrese, bir tarafında da saray vardı, Esası Fatih Mehmed tarafından kurulan Beyazıd sarayında, tahttaki padişahın a- nası, hasekileri ve kızları müstesna, Os- manlı hanedanının diğer kadın erkânı 0- tururlardi: adı Eski saray idi. Yazan: Refik Ahmed Sevengil çaktı; denizle gök arasında kanad çırpıp ufuklardan ufuklara dolaşan ve konacak yer arayan serseri bir marti gibiyim, bu azabı yaşamayacaktım, bir yuvam ola - Mm hepsi olacaktı, fakat heyhat, mes'ud olacak miydin? * Akşam yemeğini yemek (İçin salona indiğim zaman Dimitriysdis'n, karısı he nüz meydanda yoktu. Garson benim sof- rada yalnız olduğumu görünce: Madamın yemeğini kamaranıza mı gönderelim? Dive sordu. Vapurda herkes Lizayı be- nim karım saniyor. Garsona vereceğim cevabı tayin etmekte güçlük o çekiyor - dum; Liza Dimitriyadis merdivenin ba - şında göründü. Dinleneceğim diye kamarasına çekil - diği bir iki saatlik zaman içinde çehresi büsbütün yorulmuş gibi duruyordu. De-| mek uyumamıştı. Derin bir his buhranı- | | — Efendim sultanım, casus akçe İle ku. fa 9 BATAKHANESİ Yazan: Reşad Ekrem n dutları Camiin üç yanı çarşı idi. Bu çarşılar. daki fakir e ” lar iç sisatı caminin âşhane vardı. Aş y bir sübyan mektebi, bir darlılkurra, onun yas * nında yüz elli ocaklı bir kervansaray meydanın karşısındaki medrese, hamam ve bir muvakkithane ile beraber, ikinci Beyazıd hayratını tamamlamakta İstanbul saatleri, Beyi sinden ayar edilirdi, lenümalarındaki hanede düze: kının ağzında dol re, Beyazıd camişinin kıblesi «keşli ko- ramct» ile tayin edilmişti: Caminin temeli atıldıktan sonra mi marbaşi: «Padişahim mihrabı nice koya» ım?» diye sormuş. Beyazıd Veli de mi mara: «Şu ayağıma bas', demiş, mimar Padişahın ayağına basınca kâbeyi gör müş, hemen padişahım ayağına kapan- miş ve sonra kâbeyi gördüğü istikamette inik bını koymuş. Camilerin ünleri Cuma nama» zı ile yapılır. Beyazıd camisinin de resmi küşadı yapılırken Beyazıd: «Her kim ki müddeti ömründe ikindi ve yatsı namaz larının sünnetlerini bırakmamış eo imamlık etsin!» demiş, Derya gibi cemas a imse çıkmamış. Bunun Ü- zerine Beyand:. «Elhamdülillâh ömrü- müzde, sulhte olsun seferde olsun bütün sünnetlerin terketmedik; diyerek İs mamlık etmiş. Halk, Beyazıd camisine «Ruhaniyetli cami, diye rağbet ederdi, Etrafı da çarşı olduğundan, beş vakitte cemaati fevkalâde kalabalık olurdu. Mey- danın etrafını camii diğer yapıların, abidelerin önü çevre ulu dut as Zaçları çevirm 2! meydanının ut y çok meşhurdu. Aptessiz eline bu muvakkife i. Zira, İstanbul hak , üç dört yaşına bastığı e konuşamıvan gili : çocuklara, korkudan tutulmuş elere şifa niyetine yedi- masum çocuk- keliyem rilirdi. Beş ların eline bir tab zındar çıktıktan ile toplattırılırdı. Beyazıd meydanmdaki okahvecilerin a- açlar altına serdikleri hasırlarda oturan k, her düşen dutu, derhal yerden alif, mendilinin içine ko' danım sonlarına doğru da, bir gün, büyi merasimle, bütün ağaçlar silkilirdi. On beş on altı yaşlarında kırk elli tane kü- çük hafız seçilirdi. Bu çocuklar Beyazıd hamamında yıkanırlar, sırtlarını temiz çamaşır giyerler, '* 'ları s'vah, avakları çıplak, ellerinde ince uzun kamışlar, sa bah namazından sonra ilâhiler okunarak ağaçlara çikarlardı. Silkilen dutlar çarşaf cersaf meydanın ortasını konulur, cami hademeleri tarafından hemen bütün tanbul halkına gümüş kepçeler «Suk tan Beyazıd Veli ruhu için!..> diyerek da“ Hatılırdı. Beyazıd kahvehaneleri, İstanbulün şa- dib, zarif, mukallid, ©öz, saz ve hüner i çelebilerinin çıkıp toplandıkları yerlerdi. (Arkası var) nın sinirlerinde koşturduğu (sarsıntılar, izlerini genç kadının yüzünde ve gözle « rinde aksettirmekte idi, Melankolik bir mena ile dolu görünen ç öndeki şiir- Hi ifade beni deli edecek şekilde sarma - Ba baslamıştı. : — Garson, bize Vki x a getiriniz, des dim. içine Timon da koyunuz! Liza bu emrivakii sessizce kabul etti, fik askını van on sekiz yaşında bir mektebli gibi heyecan duyuyorum. Ne oleraksa bu gece olacak. Eğlence ve kadm islerinde mütehassıs eski zevkperest Hüseyin Gercek, iki yıla vakın bir zamandır gömüldüğü mezar - dan cikâbilse ne hastalık. ne sinir, ne me lankoli, hle bir sevim kalmıyacak ve Ay- senin verdiği iytırabı da silkip atabile - ceğim: fakat hele bir kere bu güzel vol arkadası bu gece damağımın pasını sil » sin — Yunanistanda vavet iyi tütün ve « tistiği halde Türk tütünleri daha cok ho- suma gidivor: sigara içmeğe ilk defa o - nurla basladığım için mi nedir! Dedi ve çakıp uzattığım kibritle sia. rasmı vakmağa çalışırken sigara il bir- likte uzanmış olan pembe dudakları ba- na harikulâde lâtif göründü. Tütün dumanını, bir tiryaki gibi derin derin içine çekiyor ve sigarayı uç» ları manikürlü parmaklarıma arasında zarif bir tarzda tutarken küçük ve güzel ağzından halka halka dumanlar çıkara « rak hafifçe havaya yükseltiyor. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: