5 Ekim 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

5 Ekim 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

«Son Postan nın tarihi tefrikas: 14 Atlantikteki Alman korsan gemisi Bu nevi harb nasıl yapılır, (“Son Balkan oyunlarının ikinci gününde derece alamadık Atina 4 (Hususi) — Balkan oyunları" na ithal edilen dekatlon O müssbakaları yapılmıştır. Dekatlon müsabakalarında Yunanistan 2,350 puvania birinci, Yu - hedefleri nelerdir ? Posta, nın denizci muharriri yazıyor) Kartal kanad çetesi Ko Yann Kiubazğı Alın, Gi ye denlanie; harbi henüz dey; şında bi adığını tasiih edilmi An er har am eder- Ge korsan kru- yarız. Radyo İŞ bir ticaret urazörünün Oenuhi Dile meşgul olduğur lm b Vazğr baktim bi rlsri A D Korsan harbi için lâzım olan olanda Hizlerin Pransımarla olan korsan harbleri nedir? ede: ii Düşmez 1kİ mühim hı anrmağı Seha GENİZ kuvvetle, iy mek | Disman nı partilere Hcareş Bemlilerini imha e Bunlardan, De müsayı sa büğünki Mez, b Olan Pe eyi kuvvetçe birbiri- Ü vaziyapı, SİN Yariddir. Yok. e Diz kiymet ifade çi. mizler ve bu deniz- i Pek geniştir. Bu > korsan gemisini değildir. Nite; art ra vi barb yapan Alma Adar Kuvvet çekim yu olarak Atlantiğe açıldığı Amiral Sheer İ fi vardır; | en amk a e PE Widirilen o Alman gemileri daha mükemmel yaparlar. Büyük Harhde Wulf ve Möve gemileri işte bu şekii- de muvaffak olinuşlardır. Herhalde bu eis- etmek olması dolayısile denizaltı harbile bir-| İleşir ve beraberce tatbik edilir. yler Şüphesiz yelken devrinde mesele daha ba- sil İdi. Bugünkü gemilerin makine ile müte- harrik olmasi, sürati gitmeleri, tamir It yacı onların harekât kabiliyetlerini pek 2i- yade azaltır. Bu hal evrelemirde üç şeye ih- tlyaç gösterir: | — Harekâta destez olacak Ilmanlar, lerde yardımcılar. i bir coğrafi durum. lara gene Büyük Harbden misaller gösterebiliriz. Zira bu harb modem denis £blerine en güzel dersleri vermiş bir mek- tebdir. Malim olduğu özere be girerken zere e ge Afrikada birçok müstemiekelere malik i Bu müstemlekeler az zamanda İngi Almanlar Büyük şarkta ve taslih edilmiş ticaret gemisi) en faal oldukları zamana tesadü! eder, manlar 6 taman harekâta deste; olacak iman ihtiyacını bu sureite gidermişlerdi. İkinci halde deniz nezaretleri gizli bir teş- kilât kurarak birçok bitaraf vâpu *larlar. Bu vapurlar muayyen rı rına giderek yardı Sanlarını ikmal öderler. 1 kruvazörlerin nok. Her re kadar bugün deniz kuvvetlerinin görüş sahasını pek zi-|ki yade arttırmış olan tayyareler bu gibi düş- İman gemilerini çabuk meydana çıkarırlarsa da Atlantiklerin vüs'ati karşısında hava kıv- ” |vetlerinin gözünden kıçmak gene kolaydır. Adene yol. yeri. Adalarına ie BR. bilkaşaş başların Yar Gib ga, sa. Kuvvet, Yayılmanı kuvetleriniz da İngi- Müsavat Yalnız, bu gibi korsan harbini yapabilmek için evvelemirde denizlere açılabilmek Jâ- zımdır. Eğer bir devlet başka denizlerde üs- lere malik değilse veya bü gibi gemileri tes- Mh edecek lmanlara malik bulunmuyoran, yardımcı kruvasörlerin denizlere aşılması bir mesele olur. Almanyayı tasavvur ediniz: — İngiltere tarafından denizleri tabiaten abluka edilmiş ve sirf bu yüzden tcareti - |durmuş olan bir millet, kruvazörlermi bir - , Şok düşman manlalarından atlatarak Atlan- Şimdi m harekaci #ekle ya artar. der yı, seselim, Mütekisie oldı rr düşman ticar, yünün ii yalak saha etinin en İşi testi eni nl Mearet gemilerine mdüler mı? Yanımda Korktuğu. Amadığımı mi sarfe - L NermA Beya, X ve yecanımı Sut iye Miz bütün kuvveti Bezdiniz Doğrudan, ME bakı Söyledi; Beat, Bİ? Si a, bir adam alar vermiş biz a, mi ve hiç mm; efendim? A SOYAD vermeden ii yüzü- beli olmıyan bir şey Siz rinde daan katı gezi, MM: niçin TAE ediYorsunmya — Her da ondan, Bildihti sonra bans doğru mühim kararlar bakışları parlıyordu. Kün sokağa Sıkmak beni yoruyor #esime Mis katılmıştı n büsbütün ya; bek İatediği bir sada ile; 3 enden vi kaçıyorsunuz? diye tün artmıştı Ünüsebei» Sk Bu sözlerinizi lü ilen kaçayımp © anam İha Hanım: fakat ben. imle beraber olmak ve bu şüphe Runa ten , ev, çabuk, Şim, Yanımdan ceki. di — Niçin Kızıyaşa, Sorddan gidiniz. 2UZ? Bizi sevmek bir ka- tiğe gönderecektir. Bü husustuki müşkülât şunlardır: 1 — Limandan kalkıp abluka hatlarını ge- çinciye kadar düşman tayyarelerinin (İngi- liz tayyaseletinin) tehdidine maruz kalmak. ? — Abluka hatlarında mayin ve denizaltı ve nihayet büyük gırhiların tehdidine ma- Tuz kalmak, Bu mahzurlar dolayıslle korsan harbi için Almanyanın muavin kruyazörler gön. Saha fasis işine gelir. bahat mi? Sizinle evlenmek istemek bir cü- ürm mü? O kadar kizmıştım ki bilâihtiyar sesimi yükselttim. — Susunuz! Sizi bu sözleri söylemekten menederim; siz benim için... Kelimeler boğazımda xaldı. Nevzad Bey n- ni bir hareketle belime sarılmış, beni kendi- since kuvvetle çekmiş. Bir hareket yapmağa | vakit bulamadan göğsümün onun göğsü ü- jzerinde sıkıldığını duydum. Nefesim kesildi, bağıramadım. Fakat gene birdenbire ben! sa ran kollarının çözüldüğünü ve onun koşar adımlarla eve doğru kaçtığını gördüm. Ne olduğumu anlıyamadan, hayretle, kor- ku ve helecanla fıma bakarken arkam - Cak ağaca dayanmış duran o vasimi görün- C6 sevinçle haykızmaktar kendimi menede- medim; fakat ayni saniyede gerilen sin'rle - rim çözüldü ve biraz evvel oturduğum ka - hâpeye kadar koga Koşa giderek elimi yü - züme kapadım, hıçkıra hıçkıra ağlamağı başladım. Güz yaşlarım ne kadar sürdü bil - *miyorum, Biz parça açılıp kendime geldiğim goslavya 3,179 puvanla ikinci olmuştur. Çekiç atma müsabakası da diğer bir sahada yapılmıştır. Bu müsabakz neticesinde 47,99 metre birinci ve #kinci, 40,55 le goslevya İRommanya 46,96 ile üçüncü olmuştur. Umumi puvan vaziyeti şudur. İya 19, Türkiye 14, Balkan oyunlari kongresi İ Atina 4 (A.A) — Balkan İkohgresi, dün ilk içtimamı Kiorp Balkan oyunla nuna Türkiyeyi Bi laza; san Yunanistan 26, Yugoslavya 20, Roman- yi memur etmiştir. sabah, Balkan atletizm (ekipleri bul edilmiş, öğle İmustur. den lon müsabakalarına devam edilecek, bi İlâhare delepeler şerefine Kifissia'da bir kabul res : ” v Geeeki maçla Ca'at-saray Pera ile beraber» kaldı İ Galatasarayın Pera takimlari arasındaki gece maçı dün akşam Taksim stadında ya - pilmaştar. İlk devre 2 - 1 Galatasarayın e'ey hinde bitmiş, son devrrde Galatasaray bir 24 n rak maçı berabere bitirmiştir. G veş klübünün eşyaları satılıyor İstanbul mıntaka: ile satılması ocuk Esirgeme Kurumu menfa- ib edilen Fenerb ce maçı bu akşam dokuzda dındâ oynana Her iki takımın en sağlam kadrolarile Jarı bu müsabaka geve macları şh ge m sta - ite - akşam se - İnailter3 - Ho'-nda moçi varı'mısacak 8 'Teşrinisanide o Londrada yapıl evvelce takarr - Holan- İda milli takımları ara i beymelmi - lel futbol maçı harb dolayısile tehir e - dilmiştir. Romanya - Macaristan mil'i maci Macaristan ve Romanya millt tekim - Yarı arasındaki futbol maçı 22 Birinci - teşrinde Bükreşte yapılacaktır. Macar - ların bir hafta evvel Alman milli takı- manı 5-1 mağlüb etmesi bu maça büyük bir ehemmiyet verdirmiştir. Meşhur bir fut>ol hakomi A'manvada tevkif edildi Beynelmilel Futbol Federasyonu İcra Komitesi azasından ve beynelmilel bir - a hakemlik vözifesini gör - Doktor Bovens Kolonyada bebi bel DAĞLARIN ESPRARI Isaman Cahid Beyin yanımda oturduğunu farkettim. Ellerini başına dayamış, gözlerini yere dikmişti. Benim kıpırdadığımı görünce yürüme baktı. Bütün Kanı basına hücum elmiş gibi gözleri kıpkırmızı, yüzü bembe - yazdı. Parmaklarini #inirli bir hareketle bir- inin içinde sıkıyordu. — Bana ne dedi? Suali kupkuru İdi, fakat sesindeki boğuk- luk tüylerimi ürpeztei, — Hiç... Doğru söyle Semiha, na dedi sana? Ni- çin seni kolları arasında sıkıyordu? Sen bu- na nasi) müsaade ettin? — Ben müsaade etmedim; o bana beni sevdiğini, benimle evlenmek istediğini söy - Jedi ve benim bir şey söylememe meydan vermeden... Yalan söylüyorsun... Öyle olsa sen Çır- pınır, kaçmak isterdin. 'O kadar şaşırdım: ki bir hareket ede - medim. — Yalan, hepsi yalan... Sen de bütün ka- dinlar gibi, daha e yaştan... atletizm! yapmış ve n organizasyo » , Atna valisi nazır Koozias tarafın- üzeri de ekip tam harbin gayesi düşman ticaretini imha |9efler! başvekii Metaksasa takdim olun - nra Atina stadında dekat - a) çiyordu be... Bir balıkçı: — gelmiş olmasın? Diye sordu — More gelmedi eve de... Ahmed, iri yarı bir balıkçıya: — Adalı be. yürü beninile beraber, Dedi. Adal denilen bu iri bahkçı de, biraz ilerideki bir arkadaşma seslendi — Balaban, at şıradan abamı,.. Balıkçı Balaban, biraz ötesinde, bir tahta parmaklık fstüne konmuş bir abayı alip A- İdalıya fırlat: — Al. Yemen'lerini de atayım mı? — İstemez... Ahmed, Arnavad bahçıvana; — Yürü bakalım... Bir kere eve gidip me- #eleyi iyise sorup öğrenelim. Ded. Bekir on dellkani Dur Ahmed. Biz de gelelim... Dediler.. Balıkçı güzeli: — İstemez istemez. Biz şimdi Adalı He bir kere Hacı efendinin evine gidip gelelim... Haci efendi sabaha kadar görünmezse O za- İman hep beraber aramağa çıkarız. Dedi. Arnavud önde, Adalı ile bacaklarının bitün sür'ati ile Hacı Osman Efendinin evine dcörm yürümeğe başladı. lar, İki balıkçı, ad m aheneine uya - rak, kca cüml uyorlardı: — Ns dersin buna be Ada'ı? Bir tusağa düsürmesinle, İ | Haci ağayı düz, göz göre fem kaldırır. mi| — İnsan oğlu niyet edince her şeyi yapar. — Kim bilir belki biz gidinciye kadar Os- man «8» da eve çıkagelmiştir. — İnsallah öyle olsun Eğer Osman ağayı evd» bulamazsak. | Ahmed arkada,| — Benim de... — Korkma söyl — Evel Altah on kişinin hakkından geliri tepeden inme silleden korkarım.. — Anlamadım.. Bu Hacı Osman ağanın kayboluşu bir oyun olmasın? — Nasıl oyun be Adalı? — Kızı senin elinden almak için hani... — Ulan ben kızı zorla alınadım ki.. Gör « düm, sevdim, istedik, verdiler. — Öyle amma, zer görüne kestirmiş biri var serin kımı diye istemedim. rse çıplak versinler be. Benim parada pulda şözüm yok. Be - nimki bana yeter... — Ben böyle 38; düşünmez... — Bana bak Adalı... Senin gibi yiğit ar - kadaşlarım sağ olsun, Safinazı benim elim- den kimse alamaz. Ulan İstanbulun içini dışına getiririz te... n amma elâlem böyle — Ulan İstanbulda taş taş üstüne birak » mayız be. Ulan bize baklıkçı esnafı demişler Arnavud Sinan, ari likçının ne konuştukları: l Birim cocuk'arın hepsini salarız İstan- bulun mrt bir Kösesine. | e görmüşlerdir. | » paraları nere -| dedir 1 ! Brtestendedir benee, ğ v*azasındaki düayalığı da çoktur ba- na kalırsa, — Belki — Ahmed be, benim içime kurd düştü. | li İ Adel gayet hafif sesle Hive et Osman ağaya kendi adamları bir oyun oynumasınlar? İ Ahmed bir an durdu ve Adahnın yüzüne | bakarak: > — Benim de desindenberi aklımdan ge -| © © Balıkcı önlerinde yürüyen Arnavudu işaret ederek — Bu Berife ne dersin? — Haydudun biri. A) benden de o kadar. nr baknlırı Adah, bu İşin içinden ne İ çıka | | Sen de ayağını tetik bas Ahmed... Anlamadım?. — Bi herif ne diye doğru sana geldi? — Kaynatam deği mi be?.. — Kanatan amma. Osman ağanın a! kendi kardesleri, bu kadar da adamı var. | — Kaynstan amma... Hani benim içime bir şüvhe düstü — Nami sönhe?, — Ben bu Arnarudun bakışlarını beğen - medim.. — Bir seyeikler vıpamaz bana... Biz tetikte durahm da... — Orası örle.. Yanında silâh var mı? Bıçağım va”; senin? ) — Neler söylüyorsunuz siz! İ — Bizimle beraber zezmeğe gelmedin; bu- rada onu bekledin. Bu plânınızın keşfedile- miyeceğini zannediyordunuz. Fakat ben o- İmun bizden ayrılıp eve gelmek istemesinin İsebebini keşfedemiyecek kadar aptal mı - İyem? Nitekim arkasından gelince bu keşfi İmin doğru olduğunu gördüm. Küçük hanım sevgilisini bekliyormuş. ! Vasimin bu iftireları ve haksız sözleri iz-| zeti nefsimi ve gurazumu o kadar kuvvetle! saramıştı ki birdenbire eski serkeş ve hirçin Bemiha İçimde uyanıverdi ye onu dağ ba şında köpeğim ve kedimle tehdid ettiği günkü titiz sesimle haykırdım: — Bana ne hakla bu sözleri söylüyorsunuz? Canımın istediği gıbi hareket etmekten be- İmi kim menedebilir? — Ben — Ne hakla? Babanın bana verdiği vas tine dayanarak. 4ç aya kadar on sekiz yaşımı biti —— EE <G m | k salihiye -|b konuşuyorlardı ki, Osman ağa, Safinaz, oyan, tuzak gibi, birkaç kelimeden başka bir şey arlıyomamıştı. Fakat, arada bir arkasma dönüp baktığı zaman, balıkçıların gözlerine den. kendisi hakkında iyi bir duyguları ol - madığını da sezmişti. Hacı Osman ağarın konağının bulunduğu çıkmaz aoksk başma geldikleri zaman, or - ta'rkk iyien kararmış bulunuyordu. Bahçı - van köşe başında durdu. Bir an belikçılaı bekledi: Buyu Dedi. Ahmed; biraz sertçe: — Haydi. Haydi... Sen önden git! Dedi. Fakat balıkçı güzelinin bir ihtiyat e seri olârak (o bahçıvanı öne zürmesine 1 rum yoktu. Çünkü, Hacı Osman ağanın kay İ ! İ|bonduğunu işiten konu komşu, hattâ hemen bemen bütün mahalleli, sanki bir ölü eviy- miş gibi sokağa ve evin bahçe ve seldmlığına dolmuştu. Arnavudu görür görmez seslef yükseldi: — Balıkçı güzeli geldi... Balıkçı geldi... — Ahmed reis geldi... — Ahmed Bey geldi. — Balıkçı Ahmed geldi —Yol verin be damad geldi. — Çocuk çeki oradan... — İhtiyar beri gel biraz... — İçeri haber edin. Alrmed reisi odara alın... Haydi imam efendi sen karşıl Haydi Ömer ağa .. Haydi Dede efendi. Buyurun Ahmed res. Buyurun Ahmed reis. Buyurun oğlum. — İnşallah Osman ağaya bir şey olma » güzeli etmekte — Bayır o zaman da serbest olamiyacak- 4m. Seni düşkün bir kadın olmaktan mene- deceğim. Bumu söylerken sinirli ellerile ellerimi tut- muş, kanlı gözlerin! vözüme dikmişti. Ayni isyanla, fakat sesim titriyerek biras evvelki sualimi #ekrarladım; — Ne hakla? O zaman artık benim vasi olmayacaksınız... Kolları birdenbire *ki yanına düştü; yor « gun, hasta bir sesle söyledi: — Doğru.. hiç bir salâhiyetim yok... Ve bir iki saniys durduktan sonra, kendi kendine mırıldandı: Deli ben... Tema bir ruhu, işlenmeniiş bir kafayı kendi idealime uyduracağım san dım. Ne gülünç bir hayale kapılmışım. Hak- Kı var, omu İstediği insanin evlenmekten na- sil menedebilirim? Onun üzerinde hiç bir hak kım, hiç bir sıfatım yok ve... Olamaz, ola « maz da. Benelerdenberi kapalı duran bir kapı bip denbire açılmış ve br onun arkasında göş- lerimi kamaştıran bir ışık görmüşüm gibi sis lerimi yüzüme kapadım. Kalbimde büyük bir fırtına kopmuştu. Bu fırtına bütün varlığımı sarsıyor, beynimin mşekler çaktırıyördu. akika ielwde neler görmüş, neler anlamıştım! Bu anladığım şeylerin verdiği ırab gibi bana lamak ihtiyacını dArkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: