2 Sayfa Evvelâ vuzuh, sonra Harb ve sulh Yazan: Muhittin Birgen usya ile Almanya arasındaki anlaşma” nın alelâde bir ademitecavüz anlaş - masından ibaret olmadığını gösteren alâ - etler ve hatti deliller çoğaldı. Almanyanın Lehistandaki askeri harekâtilş Rusyanın si- dığı hazırlık tedbirlerinden Itibaren inkişaf eden vukuat, #Üratle yürüyüp giderken, gü- mü gününe Moskova - le Berlin arasında &- benkli bir faaliyet göze çarptı. Eğer, Paris ve Londra kaynaklarına bakılırsa bu snlaş- ma, çok sathi ve ilk hâdisede (kırılmaya mahküm, nazik bir şeydir. Gene ayni kay - paklar, bu anlaşmanın şimdiye kadar işle -| yen tarzı, Almanyanın &leyhinde ve Alman- ya üzerinde Rusyanın tazyikini gösteren a- Hmetlerle doludur. Paris ve Londra kaynaklarının bu görü - güne işlirak etmek müşküldür. Zannetmeyiz Ki, Pars ve Londranın mes'ul insanları, hâ-| dizeleri bu tarsda mütales etsinler. Şimdiki! balde işleri böyle göstermek, bir bukrma gö- re, onlara faydalı gibi göründe de, bugüne kadar cereyan eden hâdiselerin Moskova ile Berlin arasında esasları çoktanberi tayin e- dilmiş bir plân içinde cereyan ettiğine İn - giltere ve Fransanın bütün eldâl ve mes'ul mâhfelleri tamamen kâni olsalar & gerektir. Hattâ, sırf bundan dolayıdır ki, Lehistanın istiklâlini, umumi şektide, yani yalmız Al - manyadan gelecek bir tecavüzle mukayyed olmaksızın, garanli alna almış olan İngi - Uz ve Fransız hükümetleri, işleri daha ta - miri imkânsız bir hale getirmemek için, Rus yanın müdahalesini geniş yürekle karşıla - mayı ve göz kapamayı tercih etliler. Fakat, bu hal, çok gayri tabli ve çox tezadlaria ma Idil bir vaziyettir. Yakın bir zamanda, İngü- tere ve Pransa, ya Rusya ile Alımarıya sley- bine bir anlaşma yapmanın çarelerini bu - lacaklar, yahud da Berlin « Moskova müna- aebetlerinin gitikçe daha sıkılaşan ve onğ- lamlaşan bir anlaşma olduğunu görceekler- dir. Her şey gösteriyor ki, Rusya ile Almanya arasında Lehistan meselesi üzerinde müsbet bir anlaşma mevcuddur. Bunun gayesi de Lehistanm taksimidir. Lehistan resmen tak #im edildiği zaman İngiltere İle Fransa, ya Versailles Lehistanını olduğu gibi iade dara» sından vazgeçecekler, yahud da, er veya geç! bu davada, Rusyayı da karplarıma düşman olarak almağa mecbur olacakfardır. Hidise- Merin inkişti mütemadiyen (bu istikameti gösteriyor. * Hidiselere bakalım: Almanya, Lehistana Karşı harekete geçtiği gün, Rusya da hare - kete hazır duruyor. Uç dört gün içinde Leh ordusu Üç parçaya (ayrıldığı anlaşlırken Rusya da &ilâh altına yeniden asker çağırı- yor. Alman orduları, Lehistanın esas ordu - sunu çerirmeğe muraffak olduğu günlerde Berlin matbuatı, Leh barekâlının bitmiş s- yılacağı ve Lehistanın «müzebaki temizteme| Ameliyatının Almanyayı alâkadar etmiyece- Binie yarım bir dile anlatmaya başlıyorlsr. Ortaya bu sözler çıktıktan bir veya iki gün| sonra da Rusya harekete çeçmiş bulunu -| yor. O arslık, garb matbüstında Rusyanın, Almanyanın emellerine sed çekmek fizere ha rekete giriştiği manasinı ifadt eden bir ta - kım neşriyat görülünce, derbat Moskova Me Berlin, ayni meakle müşterek bir beyanma - me neşrediyorelar ve diyorlar ki: «Bu yeni hareket, Ruya ile Almanya arasında nkde- dilmiş olan ademi tecaviz pal sine de, ruhuna da tamamen Halbuki skdedilen pakt (e bu askeri hare - Kefler arasında zahiren hiçbir alâka ve mi- masebet yoktur. Demek oluyor ki, ya iki memleket arasın- da ademitecavüz paktından başka, kimsece malâm olmıyan başka bir anlaşma vardır, yahud da ademiteravüz paktında mevcud 0- Jan «lstişaren anlaşmasının «ruhuna», bir de iki tarafın Lehistanda işgal edecekleri aske- ri mınlakaların hududlarımın o tayinindeki süratte görüyoruz: Rus ordusu, iki gün yü- rüdükten sonra, Alman askerlie temasa baş- hyor ve onlar da Ruslar için muayyen olan hududa doğru, işgal ettikleri yerleri | Birer birer teslim edip çeklliyorlar. Bu sürat gös- terir ki, iki taraf arasında, bu meselelere da ir anlaşmalar da, #ontadan alelâcele vaki olmuş bir şey değildir. Evvelden bu işler tas- bit ediimiş bulunuyordu. İki taraf arasındaki bu görüş ve yapış birliği, sade bu hüdiselerde göze çarpmakla Kalmaz. Siyaset sahasında da göre (oçarpan başka bir görüş ve hareket birliği (o vardır; Almanya, harb sahasını darâlimak ve mu - âyyen bir noktaya, garb sphesino münhasır bırakmak gayesini (o güdüyor. Bu noktada Rusyanın hareket tarzı da Almanyanın gi yesine uygundur: Almanya Lehlstana tssr - ruz ettiği zaman, İngiltere (le Fransaya kar #ı harbe taraftar olmadığım söylemişti. Rus- ya da ayni tarıda hareket eti. (Hattâ, bu bakımdan, İtalya siyaseti do Rusya İle Al - man #iyasetini #ntuyor: Bütün İtalyan mat- buntı harbin garb cephesinde de manasız olduğunu söylüyor: Bu bakımdan, daha sı da var: Rusya ie Almanyanın Balkanlar ve Karadeniz saba - #ni harbden ümaklaştırmak Üzere tatbikine karar vermiş oldukları bir siyaset göze çar - pıyor. Bu siyaset İtalyaya da yabancı değil- dir. O da, Balkanları huzur ve emniyet ver- mek Üzere geniş bir faaliyet sarfediyor. Bu siyasette Rusyanm da faal bir alâkası bu - Junduğunu gösteren iki hâdiseyi de kayde - delim: Yirmi senodenberi (o Rusya ile rexmi münasebete girişmöklen Istiakâf eden Yu - İnad öyle bir zincire benzer ki, hakka ve hakkı yürüt- mek için imkân ile vasıtaya malik olanın bayı menzile götürür, hakka yahud da imkâna malik olmı- yanın elinde ise uçuruma yuvarlar. Vindsör Dükü Harbiye Nazırını Ziyaret etti İngiliz ordularının kumandanlıklarm- dan birine tayin olunan Vindsör Dükü, vazifesi icabı harbiye nezaretine uğrı - yarak, Harbiye Nazırı Hore-Belisha'yı ziyaret etmiştir. Burada, eski krah, Har biye Nazırına veda ederken görüyorsu -) ——— a goslavya, nihayet Rusyayı tanımaya Ve res- mi münssebetlere başlamaya karar verdi. 5 gün sonra da, Macarlarla olan münaaş - betlerini iadeye karar verdi. Üçüncü hâdise; Rusya, Slovakya hükümetmi resmen tam - dığımı bildirdi * Bütün bu hâdiseler, Kontinantal Avrupa- da, şimdiki halde ayrı ayrı, fakat, hepsi bir araya toplandığı zaman zayet âhenkdar ve Ayri ayrı oldukları nisbette daha manalı bir i takım bidiseler ereyan ediyor. Bu hâdisele- İrin arkamında gizlenen muamma nedir? Bu muammâ henüz meçhuldür. Vaziyette vü — | yahsuzluk vardır. Bu vözuhsuzluk devam e#- tiği müddetçe, bugün garb cephesinde fiilen başlamış olen harbin siyasi mahiyetini mu- hafaza etmesi zarur! görünüyor. Yen! bir $n yesut, bu barbin devamına mani olacak. Bel ki de harb bir müddet nazari ha1ds devam edecek ve bu esnada, her Iki taraf, karşılık. kı vaziyetlerine vözüh vermeğe çalışacak - lar, İngiltere ile Fransanın Rusya ve İtalya Ve bugünlerde konuşma çareleri aradıkları muhakkaktır. Eğer, bımlardan © birinin ve mutlaka Rusyanın yardımını, yahud da 9 - nun. hiç olmazsa kati bitarflığını temin e - demerlerse harbin devam harbin devam et- İ mesindö mana olmadığını onları da kabul etmeleri çok mümkündür. Vaziyetteki bu vüzühenrluk devam eti İSTER İN Gazeteler: — Bu harb uzun sürecektir, diyorlar. altında olacaklar... İl leri harbin üç sene stirmesi ihtimaline ker Alman devlet reisi cevab vererek: İSTER Muhtelif dillerde radyoda dinledikleri hutuklarm tesiri Hakikatte biz de hatırlıyoruz, İngiliz, Fransız hükümet- larını ilân ettiler. Sonra İngiliz ve Fransız bâşvekilleri söy- ledikler mufuklarda bu müddet! biraz daha uzattılar, der- İNAN, SON PUSTA İnad her zaman iyi değildir s elinde çektiği ara- Haklı isen, hakkını almak için vasıtaya da malik bulu- muyorsan çetin yolda da olsan, binbir müşkülâta karşıda olsa uğraşabilirsin, fakat vasıtaya malik olmadığın takdirde zamanını beklemeli sabretmelisin, böyle vaziyetlerde inad ancak ikinci bir haksızlığı yol açar. SÖZ ARASINDA ve Hergin bir fıkra Ben vazifemi yapıyorum Yağmur yağarken, sokak | sulama arazozu da bir yandan sokakları su. ? Tuyormuş, Adamın biri arazoza işaret ; edip durdurmuş: — Yahu farkında değil misin yağ. mur yağıyor?. Araşözdaki memur cevab vermiş — Farkında olmaz olur muyum, gözüm var görüyorum. — Görüyorsun da ne diye arazözle run yağmasına gelince, o bana aid EE bir meseledir. Yağabilir. Zondra sinemaları İngilberede sinemalar açılmıştır. Her- hangi bir hâdise vukuunda, veya bir ha- va hücumu esnasında tedbirler almış bu- lunan sinema sahibleri, müstahdemlerin süratle vazifelerini yapabilmeleri ve sisi nema seyreden halkı heyecana düşür - memek İçin onlara lâzım gelen emirleri vermişler, s'nema hollerine konulan # £slerle de, bir hi bücumunun, perde- de gösterilecek bir ilânla halka büdi leceğini yazmışlardır. Fransada otomobillerdeki radyolar kaldırıldı Psris poliş müdürlüğü (tarafından neşredilen bir emirname İle Fransada bulunan bil'umum otomobillerdeki rad- vo mekineleri kaldırılmıştır. Amerika - dan ithal edilmiye başlanan küçük ceb radyolarının da istimali şiddetle men edilmistir. — maa çe, garb osphesinde her iki tarafın da eldet bir muhârebeye geçmelerini beklemek yan - lıştır. Evvelâ, vüzuh, sonra da harbe devam veyahud, sulh, Muhittin Bizgen İSTER AN, göze aldık, dedi. karşı tedbir. aldık» Londra maymunları Tayyare hücumuna Hazırlanıyor Londra hayvanst bahçesi maymunla rı da harb dolayısile whdelerine düşen vazifeleri yapmaktadır. Bunlar, daha ziyade hava hücumlarına karşı kullanı- lan torbaları birbiri üstüne yığmak i - şinde istihdam olunmaktağdırlar. Yılanlar ve orak makineleri Dünyada yılanı en fazla olan memle- ket Hindi'standır, Yalnız Hindistanda bir sene zarfında yılanlar tarafından öldürülen insanların sayısı 30,000 i geçmektedir. Hindistandak! mahalli kükümet halkı vüanların şerrinden korumak için her- sün yeni bir tedbir ittihaz eylemekte - dir. Son zamanlarda tesadüfi olârak yı - lanları öldürmek için yeni bir usül keş- fedimistir. Hindistanda bulunan yılanlar Kobra tesmive edilen böyük ve korkunç hay - vanlardır. Bu kobralar diğer yılanlar gi- bi değildir, mütearrızdirler. En ufak bir gürültü duyar duymaz gürültünün vukurbulduğu yere doğru giderler. Tarlalarda bulunan orak makineleri calıştığı esnada ise yılanlar bunların çı- kardıklam gürültüye koşmakta ve ma- ximeye hücum etmektedirler. Bu suret- le makinelerin bıçkıları yılanları doğ - ramaktadır. Bundan istifade eylemeği düşünen çiftçiler ve hatta mahalli hükümet dai - releri çayırları, köylerin kenarlarına 0- rak makineleri koymuştur. INANMA! — 3 sene harbden bahsediyorlar, biz daha fazlasını da Eâdiselerin yürüyüşüne uzaktan bakılacak olursa, söy- lenen nutukların #itinda kalınacak olursa harb gerçekten uzun sürecöğe benzer, fakat malim hâdiselere sonradan karışan mühim smillerin kütleleri idare edenleri düşünme- ye sevketmedikler” söylenemez ve dilin de her zaman fikre tercüman olduğu iddia edilemez, Kendi hesabımıza biz ne söylenirse söylensin, ne yazılırsa yazılsın harbin uzun sü- receğine biz inanmıyoruz, ey okuyucu sen: KER Şİ NANMA! Sözün kısası Maziden ders alanlar E. Ekrem Talu rende, yapurda. hele gidilen yol da uzak olursa, ayni peykeyi işgal eden yolcular arasında kolayca ahbabhk tecessüs eder. Bühassa yakın oturup ta sa“ bah akşam biribirlerini Börmeğe alışmış olanlar için bu ahbablık hemen bön men farz gibidir. Selâmtaşılır, hal ve batır sorulur, havadan bahsedilir, ahval hakkında ufaktefek müta- Jealar yürüğülür, gazete değişilir, hadissta dair fikir tenti olunur. Akşama kadar muayyen bir işin üzerinde buş kaldırmadan şalışmış ve O tren veya Yapura dakikası daklkasına yetişmiş bir m dam ahvali âlemden bu yolculuk emasnda ancak haberdar olabilir. Geçon akşam, Böğaziei vapurunda böyle birkaç aşina hep bir araya gelmiş, konuşu- yorduk. Herkes, o gön duyduğu, öğrendiği şeyleri bir bir diğerlerine anlatıyordu. İçimizde, Alman - Leh harbi! mevzu it haz ederek güya siyasi, (askeri ve içtimaf mütalea” yürüten de vardı AÂlemden başka olacak değiliz ya? Bu müs talenlardan ekserisinin yave olduğunu bile bile, terbiyeli insaalira yakıştığı ve yakışaa cağı veçhile adamcağız: dinliyorduk. Mübarek ne de konurkanmış ya! Beşiktaş Jönlerinde giriştiği traşa. Baltalimanı acıklas rmda hâlâ yekün tulmamıştı ve tutmak nis yetinde de görünmüyordu. Oraya kadar beli etmeden kestirdiğim şe- birdenbire yana yata O aralık ta, bahsi geçen zat: — Azizim! diyordu; milletler de insanlar gibi hâdiselerden, feliketlerden, muvaffaklı etlerden, tarihten. hâml her şeyden fbref Jalmalıdırlar. Yakin, uz»k. maziyi unutan, 6 mazinin derslerinden mütenebbih olmıyan, #eröler de, camlalarda daima müşkülât de karsılaşır, muvaftakiyek yolunda bocalayıp, meğltb olurlar. Bak' Polonya neden yenii» 1? Tarhiten ibret alıwadığı, mazinin derse lerini unuttuğu için. Hiç başka sebeb aras mayın! Ve bu, milletler için böyle olduğu gibi, ferdler için de aynen böyledir. Dünü şumutmamız bizim her birimiz için ayni ha. (tadır. Neyim ve ne olacağım demeden evvel, «na İdim?» 1 düşdümien tutumunu ova göre tanzim etmelidir. Defi mi, kardeşim? Bir lhza sustu. lâkin baskasına ağız aç- mak fırsatını vermeden. gene sordu: — Meselâ, geçen muharebeden almış ols duğu dersleri buşün tatbik eden, o dersler den istifade eyliyen. acaba kaç vatandaşi miz vardır? Öteden biri atılı — Var! Ben biliyorum!, — Kim imiş bakayım? — Piyasadan 270 zuruşa topladıkları kas ayi bugün 8009 ku.vs satan, yarın da - Ak lah vermesin harb gtirrultenlere - 8007 e saba mağa hazırlanan saym yatandaşlarımız!, * Ankaradan bana mektub gönderen Bay Osmana: İfadeniz! tamamtle haklı buldum. İBu huzusta sizinle avnı fikirdeyim. Mekin. bunuzu bir vesika diye lâzım gelen makam& takdim ettim. Mevza yazdığınız şekilde çizin anlik kabili neşir değidir. veni Elem Mali Bitarafların Almanya İle ticareti ve İngiltere Londra, 24 (A.A) — İstihbarat nezaretinin kaydettiğine göre bitaraflar, Almanya ile tie İcaret yapmak bukkına tamamen sahibdirieğ, Pakzt İngiltere btkümetı de beynelmilci kam İnunlar mucibiner kaçak olduğunu ilân etti- /8i eşyayı, bu eşye biteraf memleket arazisine» | den geçse bile kabil olduğu takdirde zaptefe İlk hakkına mal'ktir. İngiltere bu hususta daha farla ileri ite memekledir. Bilaraf memisketler müşküllere marup Kaldıkları takdirde İngiltere hükümet: onlar rm ihtiyaçlarını tevecelihle nazarı dikkate almağa daima hesırdır. Simla, 24 (A'A) — Başlıca gıla maddele- rinin bitaraf memleketisr kanalile düşman eline geçmesine mâsi olmak için hükümet, yakında Britanya haricindeki memleketleri ihraç olunacak eşyaya mahsus ruhsatname usulünü tesla edecektir. TAKVİM