yz Hariri - Yugoslavyanın dış siyaseti ve Balkan paktı Mihver Arnavudluğa yerleştikten sonra evvelce Küçük itilâfa yaptığı gibi Balkan Paktını Yugoslavya köşesinden yıkmağa uğraşıyor «Son Posta» nın askeri bahisler muharriri İ e Temps gi inin Belgrad muhabirinin gâzetesine gönder.| diği bir mektubu dikkat ve istiladeyle 0. kudum. Fransız muharriri, Yugoslavya - ava dış siyasetini tetkik ve izaha çalışarak nihayet, Mihver devletlerinin Yugoslav - yayı iktisadi ve askeri sahalarda tazyik etmekte bulunmalarına göre, bu devlete, tereddüdlü durumunda, muka « $ imkânları verebilmek için batı Avrupa büyük demokrasi devletlerinin ayni alanlarda teminat vermelerinin mü. essir bir çare olabileceği neticesine varı - yor. Filvaki birkaç gün evvel Yugoslavya - nırleliş siyaseti ve Balkan paktı hakkında kalede, ber de Yugoslav. yan hassa Avusturyanın ilhakından | sc kendini Berlin - Roma mihverine | hiç olmazsa mümaşata mecbur görmesi Bin başlıca sebeblerini onun gerek batı Avrupa büyük demokrasi devletlerinde! ve gerek Bulgaristansız noksan kalan Bal | kan paklında kâfi bir destek bulamama - sında aramıştım, Yugoslavyanın sevkülceyşi coğrafya durumu Romanya ve Yunanistanınkine göre çok daha güç ve dolayısile sayıftır. rek (oKüçük Çünkü şimal doğuda ve cenubda Romen. | mek ve Çeko.Slovakyayı yalnız başına | ya ve Yu ila olan hududlarından imanda her tarafı, topraklarında muhtelif | Şimdi de görülüyor ki, ayni tâbiye ile, emellerle gözü bul 'unan bir takım devlet. | Yani gene Yugoslavya yolile Balkan pak. lerle çevrili u gibi çok müfuslu ve| tını yıkmağa çalışıyorlar. kuvvetli bir devlet olan Almanya ve il Balkan pa m tedafüi bir sulh mü. râslar içinde kaynıyan İtalya ile de doğ. essesesi olduğu meydandadır. Bu sebeble rudan doğruya komşudur, Bu son iki dev de bütün dünyaca takdir ve tssvib edil Jet pek güzel takdir ettikleri bu vaziyet. | miştir. Fakat her nedense İtalyanlar ve ten evvelâ Yugoslavyayı elde ede | Almanlar, batı demokrasi devletlerinin yazdığım bir ma dh ifa için odadan dişarıya çıkın- ca, arkasından, kaptan onu methetmiye | koyuldu — Bizim hatun melektir, melek! AL! ah bana onun eksikliğini göstermesin! Otuz dört senedir bir aradayız, daha| gu tırnak kadar incinmedimn. Hem de| biçare, benim yüzümden ne cefalar çekti! bili; Ramiz bey! O, mütareke, geleni yapiyorum . zamanında takalarla Akçeşehire, İne -|o da daha genç. ü- boluya silâh taşıdığım zamanlar bu ka-| midini kesmiyor. dın haftalarca uyku uyumadı. Sonra Velâkin bir gün ge- bizim Nevberin o mel'un herifle olan lir ki o ümidler-de Macerası, anasını az mı üzdü? jkalmaz, baba da, Ramiz bey: «nne de göçer, gi - — Yahu! dedi. Şu kıza hâlâ bir koca der.. işte o vakit fe- bulamadın? cidir. Karı - koca İstiyenler olmuyor deği. Lâkin başbaşa © verip de Nevherin ağzı bir kere yandı da, olur bunu (düşündükçe olmaz adamı beğenmiyor. Bir kere,iyüreklermiz (zehir kat'iyen kafasına koymuş: Genç iste-'doluyor alimallah! miyor. Yaşlı başlı olsun, akıl, uslu ve! Ahmed Ercan ye gözü evinde olsun diyor. hiden heyecanlanı - Ahmed gene kulak kabartmış, keli- jyor, kaybolan ümid. me kaçırmadan dinliyordu. İki askerlleri gene yavı$ ya - konuşmalarına devem ettiler. Ramiz/w içini oısıtmıya bey: başlıyordu. — Hakkı da var! dedi Derken, Neriman- — Amenna! Yerden Vevber kapının selâ, bizim İrfan. koca diye yü Sinde göründü - kar mısın? - Amma ettin hal Aslan gibi deli - il m kocasının emr ini) El |! kadar! Me- e ba- fevkalâde yakışan beyaz ketenler giy - mişti İkisi birden: Hazırız! dediler. Buyurun, gidelim artık Hâmdi kaptan kızına hitab etti: — Annene, haşlatsın diye iki tane is- takoz verdi idim? — Onlar da hazır, baba. Motöre koy- duk bile. — Öyle ise, güle güle gidin. Geç kalmayın, ha! Merak ederim. Bu tembihin karşflığını Ramiz bey » gemi aslanı onlar. Kalb, kıyafe t tarafı na- irader! Koca di in bizlerdik. Güvey girdikten sonra artık her şeyi lâçkâ etmesini bildik. Gözümüz karı, kızandan gay kapandı. Ya biz e- nal idik, yahud ki bunlar kof. İkiden biri. — © balde, Nevber aradığı kocayı daba kolay bulur. — Kısmet, be birsler! Çıkmıyor, iş- te! Bir şey değil; ben sağ oldukça, ba-| verdi: ba bucağı der, oturur. Ben kendisine Ben varken korkma, birader. Za hayatı cazib göstermek için elden| ten bu”çocuklara sırf bu maksadla ka- İtilâfın o bağlarını çöz -| bırakmak hususunda istifade etmişlerdir. | yonüst Yeni ler. Genç duj esvab değişmiş, üzerine | tıldım. le e e NM AP Emekli General H. Emir Erkilet Prens Pol son Berlin seyahati es nasında Hitlerle bir otomobilde Balkanlarda bir nüfuz vasıtası diye on - dan bir türlü hoşlanmamışlar ve reviz . ibtirams ve emellerinden is. tifade olunan Bulgaristanın pakta girme. sine mâni olmak her neye mütevakkıf ise yapmışlardır, Geribdir ki, bütün bunlar ve o kritikler şimdi tamamile unutularak assa Almanlar tarafından, eme siyasetine bir âlet ok mak gibi çok ağır itham olunuyor. (Devamı 10 uncu sayfada) Edebi Romanımız: 30 KARLI DAĞA GÜNEŞ VURDU Yazan: Ercümend Ekrem Hamdi kaptan, güle güle gidin, geç Kalmayın hal. Merak ederim, dedi, — Aferin! Eksik olma. Amcalık böy- ledir. Biraz sonra, zarif, şık ve ayni za - manda oturaklı bir motörün içinde A- dalara doğru açılmışlar, gidiyorlardı. durgunluğunuz Neş'esiz. gibi — Sizin bugün bir var, Ahmed beyefendi. duruyorsunuz... Ramiz beyin damdan düşer gibi vâki “SON POSTA, nın Tarih Müsabakası Mahmud Nedim Paşa Çok müsrif bir Padişaha dalkavukluk etmekten başk? birşey düşünmiyen, Çarlık Rusyasının İstanbul elçi” nin elinde oyuncak olan, devletin itibar ve şer€ fini lekeliyen bir sadrazam Çok mülrit bir hü. kümdar olan Abdülâ diz, babasından mi - ras kalan iki devlet adamının, i ve Fund Paşalarn hâ - yatında pek o kadar serbest hareket ede - | memişti, Fakat evve. M Fund Paşa, üç yıl sonra da Âli Paşa 8. Mince, istediği gibi bir sadrazam bulmuş tu: Mahmud Nedim Paşa. Mahmud Nedim Şa Bağdad valisi Ne. cb Paşanın oğlu idi. İyi bir tahsh gör. müşti. Zeki ve çalış. kandı, Bulunduğu memüriyetlerde mu. İ vaffak olmuş, valili ğe kadar yükselmiş, nihayet 1284 de bah. riye nazırı olmuştu. Fakat muhakkak ki devrinin güzide mMÜnevv rinden olan Mahmud Nedim Paşa, mevkii yükseldikçe, zekâ ve fâali. yeti, devlet, ve milletin menfaatinden zi. yade hizmetinde bulunduğu hükümdarın şahsi menfaati, ve kendi çıkarı uğurunda serletmişti. Arasıra şiir de yazan Mahmud Nedim Paşa bir beytinde: Tefekkür etmeli de bu cihana bir gelişi, Gidermeli kederi, bakmalı safaya kişi! Demişti. 1288 de sadrazam olunca, bu beytin gösterdiği sakat yolu tutmakta te. reddüd etmedi, | Padişaha dalkavukluk etmekten başka | bir şey düşünmedi. Âli Paşanın seçtiği devle: adamlarını ve devlet Talu med bey Nevbere â- Şık oldu. Ahmed Ercan © anda beyninden vu- rulmuşa döndü. O - lanca kanı başma çıktı, yözü pançek gibi kızardı. Bakış - ları, gayri ihtiyart genç dula doğru raymıştı. Onun da kıpkırmızı olduğu - nu hemen seziverdi. Ramiz bey kızını paylıyordu.: — Neriman! Ne oluyorsun? O nasil lâkırdı, öyle? Git - tikçe acayfbleşiyor - sun. — Babacığım! Şa- ka söyledim, ben. — Böyle şaka mi olur? Ahmed bey efendi senin akranm olmadığı gibi, Nevber de ablan. utanmıyor musun ? — Ne olur? Benim dememle, hemen de hakikat olmadı ya? Kaymakam dik dik baktı ve mese - Teyi uzatmamak için İrfanla konuşma- ğa başladı. Hamdi kaptanın oğlu daf kı- 7a gibi gürbüz ve yakışıklı idi. Henüz yirmi iki, yirmi tiç yaşındaki bu gen - olan bu suali bir münebbih yerine geç- İcin heyeti mecmuası manen ve madde- ti. Ahmed Ercan uyandı ve silkindi: — Hayır, efendim. Bir şeyim yok. Lâkin sabahtanberi dikkat ediyorum: Siz, bergünkü siz değilsiniz. en Neriman atıldı: ten sıhhatli doğmuş ve büyümüş oldu- ğunu gösteriyordu. Babasının arzusuna rağmen üniver - siteyi Heybeli lisosime tercih etmiş, Gat latasaraydan diplomasını aldıktan son- — Ben biliyorum sebebini; dedi Ah-!ra Hukuk Fakültesine girmişti. Eme - Mahmud Nedim Paşa yep” miyetle azletti. Onları valilikerle gat rstorluğun uzak köşelerine ii , yalnız sürmekle de kalmadı. uzaklaştırılan bir adam, memurif€ varmadan azlolunur, yerine başk derili, o da yerine varmadan beciğ” ii dilir, memleket memleket dolaş ği tahkir edilirdi, Bir vilâyette bir a9 il beş vali değiştiği olurdu. Bu bal ” suüistimellere yol açtı. Devletin W” gidişi değişti. Sadrazam ve bendele” ray erkânı, para ile memuriyet vw lardı. Çok para kazanmak için de memuriyet değiştiriyorlardı, (Devamı uncu say çfada) li, yüksek bir avukat olmaktı. Or arzu, ablasının uğradığı musibet * rine gelmişti. İki kördeş son e” vişiyorlardı. İrfan Nevberin yejf İ de geçen hayatından muztaribd o bık eniştesinin, bu yüzden has gti” olmuştu. Ve onun, kız kardeşin? afledei, ği fenalıkları unulamıyor, yordu. Ayrılmağa karar dir man sevinmişti. Fakat müzeVir kilin davayı boş yere (o uzatt yi Nevberin haklarını tamamen İl tirm ee nü ileride liğe " ari mişti. Avukat olacak ne kanaat getireceği insanları a re ve gaddarlara müdafaa ede Hukuku tercih etmiş olmasınd jr” men, babasından gördüğü tarbiği d fanda deniz sevgisini de tenmiği dey mişti. Tatil günlerini tamamen de geçiriyor, deniz sporlarınd4. ii akran ve emsaline tefevvuk €Ü Ramiz bey kendisinden, vini Kv motör“hakkında malümat isti e bu malümatı, gemisini methede” vari eiddiyetile verdi ge Onlar konuşurlarken, Ahmej v gözlerini Nevberden ayırmy a baktıkça, hasvanlığı artıyordu rün hızl ile hasıl olan rüzgâr” ye dulun enes/mdeki saç Kavrımls valanıyor, her havalamışda dâ * gönlünün onlara takıldığını Ve ber havalandığını hissediyordü çi Neriman, babasından aldığı Pİ gi” rine, oturduğu köşede surat Sga rdu. Böylece, Ramiz bev' dan başka konuşan yoktu. KAİ” bir aralık başını buydna çevirdi — Ne 0? dedi; saat başı gali e! i niz ne İçin susuyorsunuz, böyi€ çil ber abla! Eğer bizim Ahmed by açmasını bekliyorsan, nafile! O ai yaşaya yaş#ya hanımlarla kons ef nı unutmuş. Deği! mi, Ahmed di?. : varkasi