9 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

9 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Haziran “oğran va > bir Ürek itim 6 Mloları tercih edeceklerini yaz- , büyük Yazının sonunda devletlerin Sikti, Püre olan. iltiyacı meydana| HR dehize oy büyümek istiyen devletle Yetlerinin an İhtiyacı kadar, deniz kuy- Yin müh yük gemilere olan ihti a Yazımda da bir Seriler a Mir derik lan. Müş, İkaşg, Pon harbinde ve Büyük Harbe €den zamanlarda bu gibi Ji) meti hemen hemen yok gibi e Ge birkaç fabrika bütün! kine ,,» “diyordu. Fakat, bu| Tekâmiyy 8 Ve telsiz telgraf devrinin ri Üiştiğiy, » Karşısında, fikirlerin çok de- Y. © Börüyoruz, n bahsetmek istiyorum: Harb i #Vuz v .. İ Li De e Düdük gemileri, henüz Al ken ER ile, Çanakkaleye doğru ka Si io) adasına sığınmış ve orada Maziyi almışlardı. Hamidiye kru. Dad, kan harbinde, Antalya civa sm Va adası arkasında günlerini böy bir 55 Acaba istikbal harblerinde ii ileye baş Vurulamıyacak m1?... abahir ve tayyare devrinde, şman kuvvetlerinin gözlerin. İde kaçmak kabil olmıyacak- devletler kendi topraklarım Ypakla, denizlerde mütenddid üs bili, * deniz kuvvetlerinin iş görme 'R 9 SOğaltacakla, Mas, Bay harbinde muazzam bir Rus ime nizinden hareket ile Ja- Go) mücadeleye gitti, İrili, u- © Bi m bir filonun on ir, €safe katetmesi, deniz ta- üvey oan ulmıyan vak'alarından bir Mitçop v çi Donanma k Simanlara, Se yak uğradı, kömür aldı, erzak! Map, in a Çoşima boğazında düş-! lerin, erile battı, Herhalde #tikbal ah, pi © Yapılacak böyle bir seyahat Mir, &i m, dahâ müşkül olacaktır. Bu-| ik i vardır: 2 “eiilerdeki sürat, ik lerin maruz kaldığı tehlike, ken izle içinde ve daha sonra ya- ha Mei 'erde, denizaltı silâbının kor. Sonlar ür, Harb gemileri, bu gibi hü- Mey, pay aruz kalmamak için, fazla sü- Yapıl, saktadirlar, Meselâ 1914 e kadar Lİ Bag lar saatte on sekiz, yirmi Veri halde, halen inşa edilmekte “ömür İngilterenin Cebelitarık harb manı 2zımda devletlerin siyaseti,| olanların otuz mil temin edecekleri mu-)geri olmuş olsaydı, diğer taraf kuvvetli Tumlarına ve komşularına gö. hakkaktır. Bu suretle bu gemiler, istik-| darbelerle hasmını yıkar ve harbi kazı- donanma yapacaklarmı, bunlara! balde, denzialtında âzami beş, altı mil | nırdı: bu misal, harb limanlarının deniz Ufak veya büyük gemilerden! giden tahtelbahirlerin önünden kolaylık- | kuvvetlerine karşı nasıl destek olduğunu la kaçabileceklerdir. Çünkü tahtelbahir- r, Su altından akümülâtör (kudretile gittikleri için, cereyanlarını idareli bir surette sarfedebilmek maksadile, fazla hız yapmazlar, Şüphesiz otuz bin, kırk bin ton cesame- tindeki bir kütleyi saatte otuz mil sürük- deniz kuvvetlerine bü. İlemek pek kolay bir iş değildir. Bü yüz-/dan çok üstün olan İtalyan mma dar müessir olan ikindi | den modern gemilerin en çok kısmı ma,|fâ11 bir rol oynıyamamış ve memlekeli- kine dairelerine tahsis edilmektedir... Ye. ni harb gemilerinde eskileri kadar ambar yoktur. Harb gemilerinin ambarları kömürlük. ler veya mazot samıçlarıdır. Demek olu- yor ki gemilere ne kadar sürat verirsek, o kadar ambardan, dolayısile kömürden sarfınazar edeceğiz. İşte bu yüzden mo- dern harb gemileri. Büyük Harbden ev- velki teknelere nazaran daha az mesafe- ye gitmektedirler, Mesafe hususunda maruz kalınan ka. yıb, ancak deniz harb limanlarının ço- Zalmasile telâfi edilebilir, Meselâ eskiden, bir defa kömür almakla, gidilen bir mev» kie, şimdi iki defa kömür almakla gidile- cektir, Biz bunun en bariz misalini İngil terede görüyoruz. Menfaatleri Britanya adasından şarka ve garba uzayan bu devlet birkaç harb limanı ile iktifa etmiş. ti Onun Britanyadan başka bir tane Mel tada ve bir tane de Singapurda harb li. manı vardı. Bu iki liman onun ihtiyacına 150 seneden fazla bir zamandanberi kâfi geliyordu. Halbuki bugün bu devletin Cebelüttarık, Süveyş, Aden ve bundan baş ka Afrika sahillerinde de birçok harb li- manı yaptığını görüyoruz. Bu ihtiyaç, yukarıda söylediğim gibi, gemilerin fazla süratle gitmesinden ileri gelmektedir. * Bugünün harb limanları fazla masrafla yapılmaktadırlar; harb limanları inşası. nın, donanma kadar pahalı olduğunu t€8. Jim etmek lâzımdır, Hava silâhı tesirleri dolayısile cephanelik, fabrika gibi mü- him müesseseler oyulan dağların içerisi ne yerleştirilmekte ve gene havaya karşı kullanılmak üzere birçok toplar istimal edilmektedir. Bu ihtiyaç, donanmaların bekası bakımından çok mühimdir. İskajerak muharabesinden yaral ola» rak dönen birçok İngiliz ve Alman gemi. $i üç ay içinde tekrar yeni hale getiri. miştir. Bu hal her iki devletin sanayi kud. retini, işçilik derecesini gösterir, Eğer iki taraftan bir tanesi sanayide, denizcilikte L DENİZ VE DENİZCİLİK | | Türkiyeyi ve Türkleri Harb ' limanları Denizci bir devlete neden donanma | r.. kadar harb limanı da lâzımdır? Avrupa kıt'asında ismi fazla geçmiyen küçük bir memleket vardır: Felemenk.. Felemengin vâsi müstemlekeleri olma- sına mukabil ana vatan toprakları çok küçüktür. Felemenk, muhteml düşmana karşı müdafaasım müttefiklerden ziyade tabiatten beklemektedir. Tabiat onun €- zeli ve başlıca müttefikidir... Felemehkte küçükten büyüğe kadar herkes Türkleri bilir, Türkü sever ve Tür kü takdir etmekten haz duyar. Senelerce evvel toplanmış olan «Lw hey» sulh konferanslarında bulunmuş ©- lan Türk delegeleri halkın büyük takdir- lerine mazhar olmuşlardır. İşte bugün bu Yazımızda senelerden beri bu dost ve merd milletin başında bu- lunan Kraliçe 5, M, Wilhelminden bahse- deceğiz... Kraliçe çok astl bir simaya maliktir. Ba zı hallerile meşhur İngütere kraliçesi büyük Viktoryayı o andırır. Vaktinden evvel beyazlaşmış olan gür saçları çok eski tarzda taranmış ve toplanmıştır. Krâliçe Wilhelmine Avrupada kalmış biricik hakiki «kral» dır. Onda krallığın eski satveti ove şsalâhı görülür. Çok demokrat bir kraliçedir, Vaktile, yâ- ni gençliğinde bisikletine binip halk ara- sına katılmaktan büyük zevk duyardı. Halk ona karşı pek büyük bir hürmeş ta. şır. Onu teklifsizce karşılar. Onunla senli| benli konuşur... | » S.M. bu hallerden pek büyük bir zevk! duyar. OKraliçeliğinin yalnız mem. leketi idare eylemekten ibare: olmadığı. nı anlamıştır. Felemenk kanunu esasisi- nin pek hürriyetperver prensiplerine rağ- | men, tahtı halka sevdirecek olan çeyin| kanunlardan ziyade halkla temas oldu-| ğunu yakınen biliyor ve takdir eyliyor... raliçeye göre bugün hükümdar bulu- nanlar halk ile yakınen temasta bulun- (malıdırlar. Hem daimi ve teklifsizce bir temas... Sofu olmakla beraber S. M. pek iyi tak. dir eylemiştir ki «Allah, namına idarei| memleket eylemekle beraber «irade» halkın elindedir. | ir. Bir de bunun aksi vardır. 1866 senesinde Avusturya ile İtalya filoları Jarasında vukua gelen (Lisa) deniz mu- | harebesinde İtalyanlar mağlüb olmuş ve yaralı gemilerini bir hayli müddet temir edememişlerdir. Bu yüzden hasımların- ni mağlübiyete götürmüştür. Deniz tarihinde buna benzer vak'alar pek çoktur. Sıralanması vakit ve sütun itibarile kabil olamıyan hu vak'alar karşısında deniz harb limanları- nın ehemmiyetini gözden kaçırmak. ade- tâ, mümkün olmaz. Nitekim Uzskşarkta (Port Artur) harb limanının techizi yes rine (Danli) ticaret limanını ıslah etmek istiyen ve eden Ruslar filolarını Sarıde- mizin derinliklerine gömmüşlerdir. İstik- balde de mühim harb limânlarına istinad etmiyen filolar böylece görmüleceklerdir. İşte buna binaendir ki ister La Haye'de- ki muhteşem sarayında bulunsun; ister Loo şatosunda olsun, hergün halk ile te- mast bulunur, Arzusu hergün tebaasın. dan yeni yeni tanıdıklar bulmaktır. Bu- nun için her fırsattan istifade eder. Bu fırsatlar sergiler, kongreler. müsamere- ler, kiliselerde Ayini dinilerdir ... Hıristiyan dininin en muhafazakâr bir hızbı olan Caloinistelere mensun bulun- makla beraber 8. M. Wilhemine diğer bütün cemaatlere karşı büyük bir sevgi beslemektedir. Sinop Halkevi azaları Atatürk Heykeline Çelenk koydular Memleketinin büyük bir kısmı deniz. den kazanılmış araziden mürekkebdir. Kraliçe hergün vatan toprağına katilan bu yeni yeni parçalar üzerinde yapılagel. mekte olan ziraat işleri ve ziraf teşebbüs- ler ile çok yakından alâkadar olmakta.| dır... Terakkiyatı her sahada adım adım tas! kib eylemektedir. * Şayam dikkat bir nokta: Memleketini, milletini çılgınca seven bu kraliçe musi- ki ile tamamile, edebiyat ve san'at hare- ketleri ile kısmen alâkasızdır... Bununla beraber ressamlığa meraklı. ©İ |dır. güzel tablolar yapar, pr Kanunu esasi mucibince S, M. hiç ol maz ise on beş gün Amsterdamdaki muh- teşem sarayda ikamet eylemek mecburi- yetindedir... Melüm olduğu üzere Ams- terdam Felemengin en büyük şehridir. La Haye'in baş rakibesidir... Kraliçe bu on beş günlük ikamet müddetin) her se- ne sonbaharda yapmaktadır. Samsun (Hususi) — Samsunda üç|. İstitraden arzedelim ki Amsterdam temsil vermiş olan Sinop Halkevi genç! şehri Felemenkte komünistlerin kaynaş- leri, Samsun Halkevi azalarile birlik «|tıkları bir şehir olmuştur. Fakat kraliçe te Atatürk heykeline giderek çölenk|bu şehirde yanına kızını alarak ve me. koymuşlardır. Resmimiz (iki kerdeş)iyetsiz bir halde sokaklarda âdi arabasile çok seven bir hükümdar: Kraliçe Vilhelmine menk Kraliçesi: “ Türklerin tarihini okudum, çok asil ve kahraman bir millet...,, diyor S. M, Vilkelmine alkıNarlar. O anda bu adamlarda siyasi fikir denilen şey yoktur. Onlar sırf kra- liçelerini çılgınca seven adamlardır. Bü cesareti sayesindedir ki siyasi mus haliflerini birçok defalar mateylemiştir. Size bir misal arzedelim: Harbi Umu- miden birkaç sene sonra La Haye'de bu. lunan askeri kıt'alar arasında bir kay- naşma, bir isyan başgöstermişti Kraliçe herhangi bir tedib hareketine girişilme- mesini emretmiş ve alına binerek yalnız. ca isyanı tertib eyliyen askeri kıtaların içerisine dalmıştır. Kraliçedeki - cesarete hayran olan askerler isyanı bir anda unu- tuvermişlerdir. Kraliçe Wilhelmine sade bir kadın ol makla beraber teşrifat kaidelerinden zer. rece inhirafı kabul eylemez... Bu husus ta çok serttir... Kraliçe teşrifat ve protokoldan kimse- yi ve hususile, kızını, damadını, müte- veffa kocasını azad eylememiştir. Merasim esnasında lâübali hareketler de bulunan saray oerkânıni göz hapsi- ne alır ve onları hemen tecziye eder, Kimsenin yardımını istemez. Ata bine ceği sırada ona bir büyük iskemde geti rirler, Kendi elleri ile ata biner, kendiği- De yardımda bulunacak olanları derhal kovar, ii Bununla beraber ailesi efradına ziya- desile düşkündür. Hususile torunu ile uğraşmaktan emsalsiz bir zevk duyar. İst mem at eylemek gayesile yabancı bir" ekete gitmek arzusunda bulunduğu takdirde İsviçre ve ya İskoçyayı seçer ve uralarda on beşer gün yahud bir ay ka- lir, ; Kraliçe tam manasile bir ebitaraflık» prensipi taşır, Bazıları onu Alman, diğer- leri İngiliz muhibbesi sanırlar. Bu doğru değildir. O ne Almanları, ne de İngiliz. leri sever. Onun için vatanından bâşka sevgi yoktur. Yalnız bunun bir istisnası var: Türkiyo ve Türkleri pek çok sever. Son La Haye sulh konferansında Türk murahhas he yeti azasından Amiral Mehmed Raşid bilhassa S. M, Wiühelmine'in takdirleri. ne mazhar olmuştu. Bir resmi kabul si- rasında kraliçe kendisine aynen şu söz- leri söylemiştir: «— Amiral! Türkiyeyi yakınen, bilmi yorum. Bilmediğime inanınız ki çok esef ediyorum, Fakat bu güzel memleketi bil- miş kadar seviyorum, hem candan sevi. yorum. Türklerin tarihini okudum. Çok asil ve kahraman bir millettir. Bu büyük millete mensub bulunduğunuzdan dolayı insanların en bahliyarısınız. Türkiyenin terskkisini. tealisini son derece ârzu g- denlerdenim.». Bir Alman prensi ile evlenmiş bulunan Hâlkevi azalarını heykel önünde gös -|dolaşır. En koyu komünistler bile krali- termektedir. çelerini aralarında görünce önü candan veliâhdi kızını bu prensipler içinde bü. yütmüştür. 0. Tuğrul

Bu sayıdan diğer sayfalar: