8 Seyfi | (Serbes Bu kanunun ismi belki, harb mükelle- fiyeti kanunu olsa dahâ duğrudur, Cemi. , yet kendini düşman tehdidi altında gö rünce bu tehlikeye karşı durmak için,! ferdlerinin bütün hayat 've mallarına vaz'ıyed etmeğe meçburdur. Yegâne sermayesini teşkil eden ve © nunla ekmeğini kazanan bir arabacının hayvamını ve wrabasını, bir şoförün öt0- mobilini, bir köylünün öküzünü alır, €- ğer bunların sahibleri silâh tutacak yaşta ise kendilerini de cepheye gönderir. Yani malını ve canını alarak geride kalan aile. sinin, çocuklarının aç kalmasına bakmaz. Ve keza çoluk çocuğurun yegâne ekme ğini temin eden binlerce aile babasın; si- lâh altına alır, geride kalanların ne ya- pâcağmı düşünmez. Çünkü vatan yani cemiyetin kendisi tehlikededir. Bunda gösterilecek ihmal harb kabili- yetini zayıflatır ve neticede düşman mu- vaffak olursa o bunları eline geçirir, üs.| telik milleti de köle gibi kullanır. Yalnız buna ilâveten bir milletin harb; içinde para yiyorlardı. Sonra idare ba.| Eğer ihtiyaç düşünülmemiş olsaydı, kudretini azami arttırmak için, seferber-| şında bulunanlar da rahatlarından hiçbir Günyada aile yuvası kurmak kadar ma lik başlar başlamaz iki şeyi gözönünde tutmak zarureti vardır: 1 — Bütün silâh altına alınanların ai- delerinin aç kalmamalarını temin eden teşkilâ” 2 — Bu teşkilâtın para ihtiyacını bütün memleketin ve bilhassa paralı sınıfının temin etmesi Arabasını, atını, öküzünü vermekle bütün mevcudiyetini veren vatandaş ka- dar, servet sınıflarının kszancıha ve ser. mayesine vergi koymak, meselâ bir şehir. de apartımarları ve emlâki olan zengin bir aileden, belki mükellefiyeti askeriye kanunu, işine yardyacak bir şey bulma- dığı için, hiçbir şey taleb etmez, Halbuki Öte tarafta öküzünü veya zrabasını veren vatandaş kadar onun da harb hazırlığına iştirak etmesi, ve hissesine düşen vazife Bu vazife millet mümessillerinden, yük. sek maaşlı hükümet erkânından başlıya- rak en ufak varidatı olan ferde ka inm i Seferberlik başladı mı bütün kazanç. ların en mühim kısmı cemiyete Sen benim en iyi çağımın kitabesiz mezar taşısın. Seni gördükçe gençliği - ağlıyacağım! âkin, ihtiyar mıyım? İhtiyarlık ne- dir? İnsan benliğinin inhitatı, inkırazı değil mi? Bende böyle inhitata, inkıra- za delâlet edecek he var? Bilâkis vakit vakit kendimi gençlik çağındakinden daha zinde, daha tam ve mütekâmil his- sediyorum. ,Kuvvetimi, © hayatiyetimi hiç bir zaman israf etmedim. Enerjimi bir akümülâtör gibi içimde sakladım. Birdzı kendiliğinden Kaçmış ise telâ - fsi mümkün değil midir? Niçin kendi hakkımda bu derece bed- bin oluyorum? Yalnızlığın eseri.Dalma kendi kendimi dinlememiş olsaydım, ruhum hep böyle dünyayı kara görme- ğe alışmazdı. Dünyayı kara gördüğüm de doğru değil Ben yalnız kendi atimi karanlık görüyorum. Bunu aydınlat - mak hâlâ elimdedir. Yalnız, bir meş'ale, bir nur kaynağı lâzım. Neriman?. Olacak iş değil Ah, erkeklik guru - ru, insanlık hamakati! (Bizlere azıcık yüz vermeyi görsünler; şimarırız, o sa- at! Baharın henüz ilk günlerini idrak eden. bir koncadan daha taze o genç kız, lütfetti, arkadaşlık etti, samimi oldu, teselli verdi ve imanını kaybet - miş bir gönlü inandırdı diye, hemen ©- Du kendimize râm etmeğe kalkışıyo - ruz. O nerede? Ben kim? Gülünç mü ol - mak istiyorum? Bu şekilde bir yük ol- mağa başladığını hissettiğim hayatı hi- cab ile daha ziyade ağırlaştıracağım. Hem Neriman bana zevce olamaz. Ahbablık beka, hayat ortaklığı başka- dır. Havat yolu, Çamlıca yoluna ben- 2emez. O yolun fırtınaları, bunun yağ- murfarile bir değildir. Fakat, yalnız yaşumağa da artık kat- Yanamıyacağım. Köoflanamıyacağım amma; ne yapa - cağım? tsütun o | Mükekleüiyeti aoteriye kanını Yazan : Eski Rize meb'usu Ekrem Rize Ferdler yalnız aç kalmıyacak ve ancak yaşama vasıtalarını temin ile iktifa ede cektir, Kanun meb'usların, vekillerin, yüksek maâş âlan idare adamlarının ma- aşlarının meselâ yarısından fâzlasma, meslek ve emlâk akar sahibleri- nin kazançlarından ancak kendilerini ya- İşi miktardan gayrisine vaz'ıyed e- der Vatan tehlikede olduğu zaman artık lüks yaşamak olamaz. Ve bu suretle silâh altına alınan vâ tandaşların aç kalan ailelerine ekmek te min edilebilir, serbe İşte malını ve canını varlığı için feda- dan çekinmiyen bir millet o zaman, düş- manın kudreti ne olursa olsun yenilmez İsonra şimdi de birçok bekâr okuyucuları- usa Bekârlar niçin evlenmiyorsunuz ? Okuyucularımız da suale cevab vermeğe başladılar Bekâlar arasında açtığımız anket, çök İ geniş bir alâka ile karşılandı. Evvelâ biz- İzat bularak konuştuğumuz bekârlardan imiz arkete cevab veriyorlar. Bu cevab- ları sütunlarımıza geçirmekte devam €- İ diyoruz: © F.R. (Devlet Demiryolları me- murlarından): «— Anketinizi, bekâr olduğum için, da- ha büyük bir alâka ile takib ediyorum. Cevab veren bekâr arkadaşların müta- leâlarını dikkatle okudum, Bende bırak- ölur, İ Harbi Umumide cephelerde ölenlerin aileleri, şehirlerde açlıktan ölürken. ve sürünürken, bir hastalıkta neşvünema bulan mikroblar gibi bu felâketin doğu duğu vesilelerle servet yapanlar keyif maddi fedakârlık yapmıyarak ve kendi- lerini en ufak bir sıkıntıya koymıyarak lüks yaşayışlarında devam ediyorlardı. Bu vaziyette bir milletten harb için özami mukavemet elde edilemez. Mükel. askeriye kanununun bu maksadı mediğine nâzaran, zannediyo- met ve Büyük Millet Meclisi ya bu kanuna ilâveten veyahud ayrıca bir kanunla seferberlik başlar başlamaz harb mükellefiyetinin umumi olmasını temin etmeği döşenecektir. hasisliğile bu kanuni fed mak isterlerse, kanunun satırı melidir, Fırtma dindi Merkez liman reisliğine gelen haber lere göre, Karadeniz, Marmara ve E - 7| ge denizlerinde 2 gündenberi başlıyan, Şile ve Karabiga limanlarında iki ka -İ m parçalanarak batmasına (sebeb lan şimal fırtması dinmiştir. # Ben ne rahattım inzivagâhımdal. kA. inattan bihaber, bir kör gibi o yaşıyor - dum. Gözlerimi a - çan, bana hakikati, İlabiatı o gösteripde | hayran eden o oldu. Şimdi tekrar o ka- İranlığık, oo boşluğa &vdet etmekliğim muhal! İşte şimdi bed - bahtım. Keşki onu tanımasaydım. Keş- ki onunla konuşma» saydım; ve hele bu sabahki gezmeğe gitmese idim» Nerimanın not defterinden: udum. Onu yola getiriyorum. O, benim eserim olacak. Buğün, bütün gün onun hallerine, tavırlarma dikkat ettim. Ba- zısı belki iptidai Henüz tashihe muh- tac cihetleri var. Lâkin vakarını sevi - yorum. Enerjisi, heyecanı çok hoşuma gidiyor. Gene dikkat ettim: Ağarmış saçları, genç çehresine ne kadar da yakışıyor! | Onlarda terlemiz geçmiş (bir çalışma ömrünün hürmet telkin eden asaletini sezdim. Mekteb hocası! Bu mütevazı o sıfatı istihkar edenler vardır. Bence en muh- terem bir sıfat; asker, hekim, hoca. bu üçünün haricinde kahraman yetiştiren, fedakârlık isleyen hangi meslek var - Yen 7 KARLI DAĞA GÜNEŞ VURDU Yazan: Ercümend Ekrem Talu geçim ve giyim derdinden, bir kelime ile hayat pahalılığından şikâyet (ediyorlar. Bu suali bekârlara soran muharririn 40- rusunu cinaslı bularak, evvelâ kendi ken. dime güldüm ve sonra da şöyle bir tahlil yaptım: tıkları umumi intıbaa göre, hemen hepsi | nevi ve ayni zamanda kolay temin edilir İbir zevk olur mu ödi?.. Benim evlenemeyişimin sebebi bam- başka.. Devlet Demiryolları hareket si- nıfı memurlarındanım. Maaşımın bir ak İleyi. geçindireceğinden eminim." Bu hakk | kati itiraf ederken, niçin evlenmediğimi “İde izah edeyim: Bütün dünyaca kabul edilen nizami ça. | lışma saati 8 dir, Halbuki Devlet Demi yolları 12 santi messi saati olarak kabul etmiştir. Ne gece dinler, ne gündüz din. İler, ne de iş kanununu. hele trenlerde | bakımdan uyandırmağı ve yükseltmeğe| güzel yerlerinde birçok Cemiyetin selâmeti için insan hayatı. | teahhür olursa 14 ilâ 18 saati buluruz. | çalıştı. nın hiç olduğu bir zamanda rahatlarına | Saniyen banliyö hattında haftada, daha| İlk Türk matbaası onun himaye ve yar. düşkün olanlar varsa, ve servet hırs ve | Jüzumlu olan dağ başlarında ise ayda bir dımı ile açılabildi. İstanbulun o © eski lıktar kaç- gün izin vardır. Sorarım size, böyle sıkı meş'um yangınlarına karşı yeniçerilerden onların “bir serviste iken evlenip to dileniz ve iş-jilk itfaiye bölüğü (yeryüzünün en eski | . İdu. Türk çini imalâthanelesini ve kumaş tikbale atılacak olan çocukların: gul olmak imkiinini bulabilir Ve böyle bir vaziyette evlenmek kârı a-| fabrikalarını himaye etti kıl mdır?...> d cı. 1. EİN “SON POSTA,, nın Tarih Müsabakasi! No. 12 Patrona Halil i Etrafına toplanan baldırı çıplaklar ve sers€ İstanbulda kanlı bir ihtilâl İdediğimiz bir fikir ve san'at kalkınmasına kars! irtica hareketini temsil eden adam Üçüncü Ahmedin zamanında, 1718 tari- binde sadrazam olan Nevşehirli İbrahim Paşa, büyük Türk vezirlerinden biridir. Hiç şüphesiz ki Sokullu Mehmed ve Köp- rülüoğlu Fadıl Ahmed Paşalar gibi zama. nının en büyük bir devlet adamı sayıla- maz, Fakat. on yıl süren hükümetinde kıymetli, münevver vatandaşlar yetiştir. meğe, memleketi imara, iktisadi ve fikri #faiye teşkilâtı) onun zamanında kurul” Yalovada ilk Türk kâğıd fabrikasını açtırdı ve Türki- © H. G. İlhami Gültek'n (An.|yede o zamanın Avrupa kâğıdlarından kara): kz Üç sene evvel evlenmek (Devamı 10 uncu savfada) i Edebi Romanımız:25 Sofranın etrafında yemek yerlerken #amiz Bey Ahmed Ercana sordu, dır? Yurdunu, vazifesini ne kadar da se- viyor! İnadıma tenkid ettim, aleyhte bulundum, Wkin o ne hararetle müda- İsa 'etti! O aralik bakışlarında parla - yan aleve, kalbime sindire sindire bak- tım. Sözlerime kanar gibi oldu. Yalnızlı - ği veda edecek. Köyünü, o mektebini, mesleğini bırakmadan kendine bir ar- kadaş arayacak. Bundan eminim. Lâ - kin, o arkadaşın ben olabileceğimi ak- ına getirecek mi? Ruhu işlenmemiş.. halimden, sözle - rimden, bakışlarımdan, hakkındaki duygularımı sezecek gfbi değil. Dah& ileriye gitsem, daha sarih ol - «— Ben yedi senelik devlet memuru-| ketin âlimlerini ve Nisan bilenlerini teşsbbü- | heyet halinde topladı, Bugün bir aknde- kat kat üstün kâğıdlar yapıldı. Memle- bir yabancı mi diyebileceğimiz bu heyete sam, o vakit de kuş- İkulanacık, büsbü - tün benden yüz çe - virecek diye korku- gorum. Ah, ben ona ne iyi bir eş olurum. O ip- tidal varlığı ne gü - ssl. şekillendiririm. Onda beğendiğim ö- zü olduğu gibi bıra- Karak, hayatın öbür cephelerini birer bi ver ona gösterip, tad dırarak, onu ne mes- ud ederim. Acaba o beni na - #l görüyör? o Belki birde hoppa, havat. “kat onun durgun inbiatına ancak böy- le benim gibi bir eş lâzım ki arada bir ahenk teessüs ede - bilsin. Karı İle kocanın #kisi birden me- Hânkolik olurlarsa, kuracakları yuva - Bın içerisinde boyuna bedbinlik havast eser. Bunun aksi de böyle değil mi - dir? Aman Allahım, neler (o söylüyorum? Ben, Neriman.. felsefe (o yapmağa mi kalkıştım şimd:? Bıma, kendi kendime güleceğim geliyor. Aşkın tesiri zahir. Aşk mı? Ne? Ben Ahmede âşık mı - yım? Hayır. Onunla alâk#dar oluyo - rum sâde. Onu kurtarmak İstiyorum. Kurtarıp gururlanacağım. İsbat ede - ceğim ki, kadın isterse, azmederse her şey onun elinden gelir. İhtiyara genç- Hğini bile inde eder. rilerle çıkaran ve “Lâle “e - i dillerde yazılmış birçok kıymeti! KU tercüme ettiriti. Bu suretle A mağa doğru ilk adım; atan N rahim Paşa, zevkleri incelmiş bi” Eğlenceyi, zevk ve safayı çok Lükse ve tuvalete fevkalâde Esvablarını inciler ve elmaslar Ki parmaklarına çok kıymetli — Ci kardı. İnşaata meraklıydı, İstanb“ zarif köşke bahçeler yaptırttı. Bu vesile ile Tür an'a! çekçiliği inkişaf etti, Bir nevi güZİ “yg halini aldı, Bilhassa İbrahim Po$9 yari kümdar üçüncü Ahmedin «lâle» yi olan fazla alâkaları, memlekette Dİ” öğe yetiştirmek modası uyandırdı. Bi” git yüz çeşidden fazla lâle elde edÜĞ ef tek soğanı beş yüz altına satılan çel yetiştirildi. Yaz geceleri Jâle DEK e eğlenceleri, kışın ise, konaklar ğer sohbetleri yapıldı. Bu parlak 29” ; . e” ecnebi elçilerde dave: edilirdi. B“ “iy ) Ve AR fetlerde, davetlilere samur kürüKle” (Devamı 10 uncu s8; Babamın kütübhanesinde geç” elime geçen Fransızca bir Kil le bir cümle okumuştum: < âciz erkek yoktur, yalnız dınlar vardır. Ahmed âciz değil, ihtiyar ÖĞ Fakat uzun zaman ihmal edilDi ta ham bir cevher. Hislerini 9 kadar yalnız okuttuğu çocuklği retmiş. Sevgisini, elemini, üm” ye'sini onlarda aramış, on! muş, Hayatından bir kadın ge$”” sa imiş, elbette böyle kalmıys“ O kadın ben olacsğım. yi Ona, tatmadığı yuva hn SE gi gi yg bal? iş dırâcağım!-Ahmed Ercan b8$' değiştireceğim benliğini bana olacak. Fakat. nasıl anlatayım? 2 yım? Yakinga gidiyormuş. Yapıl yi daha evvelden tanışeaydık! ACİL gif tubla, uzaktan, daha iyi anlaşabil” yiz? çenli Güneş vurduğu vakit, gümüs yi” deki saçları, kavrulmuş yüzü ze dü güzeldi! gi Tuhaf şey! Onu seviyorum konuşüyorunu. Hatbukli.. di” Öİ, aman! Yatacağım artık. 4 kapanıyor. Çok yoruldum, Dunls gezerken..» —9— p # — Alok Ahmed beyi Alek yu, tembellik, böyle! Yemliha mi nuz? Ölü toprağı mı serptile* Pp. yatağınıza? Ahmed Ercanın sabunlu yüzü 0 rede göründü. Aşağıda, epin de Neriman, elinde raketi ile du. — Oo! Hoş geldiniz, Nerim9 Maşallah, siz pek erkenci! — Siz de uykucu. Hâlâ d9 dınız mı? carkanı get)