12 Sayfa i | j | i i Sevdi © Adı Nevindi. İki örgü sarı saçları vardı. Gözleri lâciverde bakan mavidi. Diz ka- 'paklarını örtmiyen bir entari giyerdi. Yü- “zül çok güzeldi. Her zaman mütebessimdi. İnce ve tatlı bir sesi vardı. © Nevin hakkında bütün bildiklerim bun- “dan ibaretti, Çünkü ben onu tanıdığım man ancak yedi yaşımda idim ve oda nden iki yaş küçüktü. O zaman tanı- im ve o zaman tesadüf bizi başka memleketlerde büyütmüştü. © Nevinin babasile babım, Ne nesile de annem arkadaştılar. Bi den uzakta oldukları halde birbirlerini unutmamışlardı. Babam Nevinin babasi- annem Nevinin annesile mektublaşır. , Ben de okumak yazmak öğrendi. n zaman Nevinle mektublaşmaya baş- “lamıştım. İlk yazdığım mektubu babam * okumuştu da, çok gülmüştü. Kargıcık burgacık yazımla Nevine selâm söylüyor, annesinin, babasının ellerini öptüğümü bildiriyor ve bakkaldan aldığım topacın kaytanı iyi olmadığı için topacımın iyi; cektim. Bunu Nevine yazdım ve kendisile dönmediğini, eğer o da topaç alırsa, be. nim aldığım kaytan gibi siyahından âl. mamasını Şükrünün aldığı beyaz kaytan- n almasını tavsiye ediyordum. Nevin benim bu mektubuma vermişti. B: üzümlerin olduğunu söy- ordu, O da bana selâm yolluyor, ba- annemin ellerini öpüyordu, Ba- sının, annesinin de benim gözlerimden öptüklerini ilâve etmişti. © Nevinle bu tarzda bişlıyan mektublaş- ımızın arkası kesilmemişti. İlk mektebi cevab ip liseye girdiğim zaman mektubla- | rım daha başka türlü oluyordu. Ben sınıf eçtikçe bu mektublar da başkalaşıyor- Çocuk mektubları artık bir genç kızla genç erkek arasında teati edilen aşk nektubları haline gelmişti, © Çocuk Nevinin genç kızlık halini-gör- “memiştim. Fakat onu tâhklil ediyordum. * Nevin büyüdükçe bir kat daha güzell or, bir kat daha zarif bir hal alıyordu.( akta rasladığım bütün genç kizlari hayalimde yaşattığım Nevinden çirkin uyordum. Bir sarışının rengi hoşuma giderse kendi kendime: — Nevinin saçlarının retgi de böyle! Diyordum. Fakat gözlerini biraz ma- onasız bulunca: — Nevinin saçlarının rengi böyle am- i gözleri bu gözler değil, onunkiler çok manalı! Diye saçlarının rengini beğendiğim genç kızı hemen gözümden düşürüyor. “dum. © Bir toplantıda gördüğüm bütün kadın- «Son Posta» nın edebi romanı: 39 Kendi hissettiği heyecana gelince, Bunu da hamisinin artık kendisine €s- tisi gibi sert ve mütehakkim 'nazarlar- Ta değil bilâkis çok müşfik ve ateşli göz- Yerle bakmasına, onun maddi ve mane- vi değişikliklerinin uyandırdığı hayrete “ hamlediyordu. Bunları başka bir maksadla telâkki k o kadar aklına gelmiyordu ki, idunun İstanbulda kaldığı birkaç ün kendisine neden bu kadat uzun ndüğünü bile tahlil etmedi ve yıl ndan bir gün evvel gece yarısı İz- e yelen Feridunun ertesi sabah saat onda kendisini yazıhanesine çağırttığı Yakit neden kalbinin o derece kuvvetle arptığını anlıyamadı. * Feridun ellerini uzatmış, gözlerinde emek istediği bir sevinçle ona doğ- u geldi. © — Nasıl 3 n bakayım Nerime? Şöyle dığını göreyim. Pencere yanına götürmüş, onun pem- öleşon yüzünü dikkatle tetkik ediyor- 'Nerime mahcub bir tavırla gözle- Pini yere indirerek gülümsedi. — Sana tavsiye ettiğim gibi sık sık yum” “Son Posta, nın Hikâyesi NN LL iğim , | hiç biri beni tatmin etmiyeceklerdi. Çün-! dim. Oturduğum kanapeye iki kişi gelip a / SON POSTA a | genç kız i h Yazan: Nimet Mustafa lar, bütün kızlar bana Nevine nisbetle nesinin cevab vermesini gayet tabil kar- daha az güzel, daha az zarif, daha az ca-| çıladım ve birkaç gür sonra da telgrafı zib görünüyorlardı. Hayalimdeki Nevini, | aldım. gene hayalen onu en zarif ve kendipe ck| «Pazar günü oradayız» yaraşan bir tuvalet giymiş bir halde bu; Çok itinalı giyindim. Gara gittim. İçim toplantıya getiriyordum. Ne kadar göz| içime sığmıyarak treni bekledim. Tren alıcı oluyordu. Ne kadar zarif hareket e-|durdu. Yolcular indi Ben gözlerimle et- diyor, ne kadar hoş konuşuyordu. rafta Nevin diye tahayyül ettiğim eşi bu- * lunmaz, zarif güzel genç kızı aradım. O- Üniversiteyi bitirmiştim. Bir iş sahibi! na benzer gibi yoktu. Herhalde işleri çık- olmuştum. Evlenecek çağda idim. Birçok! mış, bu yüzden trene binememişlerdi. Ü- genç kızlar tanıyordum. Fekat bunların | züntü içinde gardan çıktım, Vapura bin. kü hiç biri bence Nevin derecesinde gü-| oturdular. Biri yaşlıca bir kadın. öteki zel değillerdi, Nevin derecesinde ince de- İ bir genç kızdı. Yaşlıca kadın derli toplu gillerdi. Nevinle mektublaşmaya devam | görünüyordu. Kiz yayvan ağızlı, topar- ediyorduk. Nevin benim uzun uzun yaz-|lsk yüzlü, manasız bir şeydi ve bilhassa dığım mektublara gayet kısi ocevablar| gayet kaba giyinmişti ve kaba tavırlı idi. veriyordu. Onun bu halini de beğeniyor. ! Fazla alâkadar olmadım, Cebimden ga- dum, Nevin gibi bir genç kız, hoppa in. zetemi çıkardım. Genç kız, yanındaki ka- sanlar gibi uzun âşk mektubları yaza 'dına bir şey söylüyordu, Dinlemedğim mazdı, halde söylediklerini duymuşt Nihayet kararımı vermiştim, — Anne o neye gelmedi? — Belki bizi tanımamıştır. Evlene- evlenmek istediğimi. bu izdivacın beni çök mes'ud edeceğini, ben de onu mes'ud etmek için elimden geleceği yapacağımı — Telgraf çekmiştik. Paraya yazık oldu. Göz ucile bir kere daba baktım. Bun- SAYISIZ sinekleri ELIT daima ÖLDURUR Umut deposu ><. Krasgila, alalım, Gala, ayvağa had Nafıa Vekâlstinden: saçlarının | bildirdim. Mektubuma Nevinin ennesi'lar, Nevinle annesinden başkaları ola- cevab verdi. Kızlarının ve kendisinin bu-| mazdı. Benim hayalimde büyülttüğüm, na muvafakat ettiklerini, kandi hesabına! güzelleştirdiğim, Nevin hakikatte, mana- çok sevindiğini; eğer babalarımız sağ ol-| sız, çirkin, soğuk ve çok kaba bir genç muş olsalardı, onların da bizim evlen-|kızdı. Yerimden kalktım. Vapurun üst| memiz hâdisesini büyük sevinçle karşılı-! katına çıktım ve bir daha onları görme. yacaklarının muhakkak olacağını ye im, Onlar da beni bulamadılar, Çü: yor ve Nevinle beraber az zaman sonralo gün işimden istifa etmiş, evimi değiş- benim bulunduğum yere gelecekleri tirmiş, izimi kaybetmiştim. | bunu da, ayrıca telgrafla bildireceğini ya-| Hayalin birçok senede yarattığını ha- zıyordu. Nevinin cevab vermemesini, an-İ kikat bir anda mahvetmişt Nafıa Vekâletinden Eksiltmeye konulan iş; 1 — Horsunlu - Nazilli sulama kanalile Pirlibey sulama kanalına su vermek üzere büyük Menderes nehri üzerinde inşa edilecek olan Feslek (o regülâtörü ile Akedüğü inşaatı keşif bedeli «431787> lira «45» kuruştur. 2 — Eksiltme 20/6/939 tarihine rasilıyan Salı günü saat 11 de Nafia Vek Sular Umum Müdürlüğü Su Eksiltme Komisyonu odasında kapak zarf usuli yapılacaktır. liler eksiltme şartnamesi, mukavele projesi, bayındırlık işleri genel şartrlamesi, fenni şartname ve projeleri «Zi» lira «60» kuruş mukabilinde Sular Umum Müdürlüğünden alabilirler. tmeye girebilmek için isteklilefin «21021, lira «50» kuruşluk muvak- kat teminat vermesi ve eksiltmenin yapılacığı günden en az sekiz gün evvel ellerinde bulunan vesixalarla birlikte bir dilekçe ile Nafia Vekâletine müracaat ederek bu işe mahsus olmak üzere vesika almaları ve bu vesi ibraz e! leri şarttır. Bu müddet içinde vesika talebinde bulunmuıyanlar eksiltmeye iştirak edemezler, $ — İsteklilerin teklif mektublarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat ev- veline kadar Sular Umum Müdürlüğüne makbuz mukabilinde vermeleri lâzem- dar. gel de yüzünün yorgun olup ol-| vermişti. adlara gittin ve onlarla birlikte gez- din mi Neri? Sesinde ne tatli bir sıcaklık vardı Eksiltmeye konulan 1 — Adala regülü inşaatı keşif bedeli «376027, lira «62. kuruştur. 2 — Eksiltme 17/6/9839 tarihine rastlıyan Cumartesi günü saat 11 de Nafia Ve” kâleti Sular Umum Müdürlüğü su eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf UM” lile yapılacaktır. 3 — İstekliler (o eksilime şartnamesi muksvele projesi, obayındırık Oi leri genel şartnamesi, fenni şartname ve projeleri «18» lira «80, kuruş mukabil | dinde Sular Umum Müdürlüğünden alabilirler. 4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin «16791» lira «10» kuruşluk mrvak” lerinde bulunan vesikalara birlikte bir ederek bu işe m şarttır, Bu müdde edemezler, İ kat teminat vermesi ve eksiltmenin yapılacağı günden en az sekiz gün evvel € dilekçe ile Nafia Vekâletine müracat sus olmak üzere vesika almaları ve bu vesikayı ibraz etmeleri £ içinde vesika talebinde bulunmıyanlar eksiltmeye 5 — İsteklilerin teklif mektublarım ikinci maddede yazılı saatten bir şaat €”” dır. ve'ine kadar Sular Umum Müdürlüğüne makbuz mukabilinde vermeleri Mz” Postada olan gecikmeler kabul edilmez. «1841» «3405». İN e ee a OS NN EE . OZi Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma nevralji, kırıklık ve bütün Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (o «18405 o «3404 — Bilükis, pek severim fakat iyi ol-| di; fakat Nerimenin arinesini bu kab -| Oradan ayrılmadın evvel mak şartile, İstanbulda ve Avrupa se- ydhatlerimde her zarhan konserlere, o- peralara giderim; bunları hiç kaçır - mam. yorsun ya, senin için müt - hiş bir hâkim olabileceğim. Genç kız gülümsedi: — Bunu bana söylememeli idiniz. Sizin yanınızda çölgı çalıp şarkı söyle- miye cesaret edemiyecetim şimdi. — Sen artist ruhlu bir kizsın; benim vereceğim hükümden korkmana lüzum olmadığını zannediyorum. Senin çok iyi çalıp şarkı söyliyeceğine eminim. Şimdi bu sözleri bırakalım da biraz çalyşalım. Sana yazdırılacak mektub- larım var. Feridun mektublarını dikte ederken, ömründe ilk defa olarak, iki üç defa şaşırdı. Her halinden, yazdırdığı mek- tublardan ziyade “karşısında bukleli sarışın başını önüne eğmiş, İnce vücu- âünü hafifce yana "meylettirmiş, güzel gözlerini iri siyah kirpiklerile örterek büyük bir dikkatle yazı yazan genç kızla meşgul olduğu belli oluyordu. * Ertesi gün yılbaşı idi; fakat herkes i- çin bir bayram, bir eğlence olan sene- nin ilk günü, Nerime için, ömrünün en matemli bir hatırasını yaşatırdı. Birkaç sene evvel o gün annesi ölmüştü. Bu sebebden Nerime İzmirde olduğu 278- manlar, mutlaka © sabah mezarlığı gidib annesinin kabri zerine bir bü- Nerime... Bir piyano alacağım. ket götürür, birkaç dakfka orada kala- Nerime büyük bir hayretle ona beit-| rak yoksulluk ve mahrumiyet içinde t ölnrüş olan zavallı anacığını uzun uzun “ Yazan: GÜZİN DALMEN parmakları elinin arasında titriyen ılık eli ne büyük bir sevgile sıkıyordu! — Evet ağabey. — Bana Feridun demek istemiyor musun Nerime? — İstiyorum fakat... Dudaklarında mahcub bir tebessüm belirdi. — Henüz buna alışamadım. — Hakkın var; yavaş yavaş alışır - sın... Şimdi bana Reşadlarda olduğun zaman ne yaptığını anlat! — Bilhassa musikile meşgul olduk. — Musikile mi? Sen ne çalıyorsun? — Piyano çalar ve şarkı söylerim. — Nereden öğrendin Nerime? Anne- min senin için çizdiği hayat progra - mında bunlara yer a; » — İstanbulda, mektebde öğrendim. Musikiye merakım o alduğunu gören müdirem bununla meşgul olmama izin Nerime buna ald tafsilâtı verirken Feridun ona bakıyor, büyük bir dikkat- Je dinliyordu. — Senin sesini dinlemek istiyorum — Sizin mürikten boşlanmadığınız zannediyordum. « düşünürdü. İspartalıldrn Bayraklı ci- varında büyük bir aliş kabristan var- ağrılarınızı derhal keser HERE ŞER İcabında günde 3 kaşe alınabilir. gı rislanın birkaç metre ilerisine gömmüş- ler, aile muhitinin içine almıya zül etmemişler, hettö üstüne bir taş bi- le koydurmağı düşünmemişlerdi. Ne- rime çalışmıya başladıktan sonra ilk işi bu mezarı müntazamen yaptırmak ve vakit vakit burasmı birkaç çiçekle süs- lemek oimuştu. İşte bu sabah da, İzmirden bilhassa getirttiği bü; bir çelengi sevgili a- nasına götürmiye gitmişti; fakat bir - denbire orada hayretle durdu kaldı. mütevazı kabrin üstü en nadide çiçek- lerle zarif bir bahçe halinde idi. Genç kız bilâihtiyar kendi kendine: — Bunları kim, kim getirdi? Diye mırıldanmaktân kendini ala - madı. Ve birdenbire karşısında bir ha- yal gördü. Evet, bu muhteşem çiçekleri ancak «O» gönderebilirdi. o «O» ndan başka kimserin bunu yapmasına im - kân yoktu. Fakir bir aile için bir ser - vet teşkil edecek ve bir iki sast sonra solup ölecek olan bu çiçekleri gönder- mekle, Feridunun, kendi o evinde bin bir mahrumiyet ve işkence içinde ya - şadıktan sonra kızını düşünerek yeis içinde ölen bir akrabasına karşı olan kusurlarını kısmen olsun affettirmek istediği belli oluyordu. Nerime, bir iki dakika kalbinde abı ile minnettarlığın kaynaştığını duya - rak derin bir sevgile annesini düşün - dü; fakat bu düşüncesine bu sene, kal- binde tatlı bir duygu karışıyor, gözle - rine tatlı bir hülya ışığı dökülüyordu. Şimdi annesinin müşfik hayali yanın - da Feridünün kendisini büyük bir sev- gi ve şefkatle dolayan gözleri vardı. tenez-| Si yar eğilerek bu güzel gülleri pi, ve annesinin kulağma büyük bir tevdi ediyormuş gibi fısıldadı: Anneciğim, seni düşünürken, sefi İtirlarken bilâihtiyar onu da bir Tum ve bu, benim için çok böyük teselli oluyor. vir Nerimeyi buğün konakta başkâ © sürpriz daha bekliyordu. Feridun 55” ründe ilk defa olarak, evinde iki akraba kızına İstanbula yaptığı yahatten dönüşte birer hediye geri ti: Nesrine, zevkini okşayacak dere de ağır ve şaşaalı bir bilezik, N ye de astragandan bir pelerin... Hayatında böyle bir hediye görme miş olan Nerime, bilâihtiyar beğirö” — Ne güzel! Ne harikulâde Feridun pelerini kendi elile onu” muzlarına koyarak tebessüm etti v€ y raz geri geri giderek ona baktı. yi Isrında derin bir ateş ve hayranlık dı, — Evet, iyi intihab etmişim... Sk Tâ siyah #straganın genç bir yaraşmıyacağını zannetmiştim yanılmışım, bu kürk bilâkis seni Wi rışın saçlarına ve beyaz yürüne Bin daha revnak verdi, uzun boyuns bir uzattı diyebilirim. Bu kürkten #an$ de şapkâ yaplıracağım. z Nerime hararetle teşekkür ettk — > nağa geleliberi ilk defa kendisine gir rilen bu hediyeden duyduğu zevki leyemiyordu. ye (Arkan ver) ŞER. RASEF, FFEFI. FİT EDEEİS EN TE EİELLFA e m 7 -