py«o vi on Pesta,, rın Hikâyesi CESUR KOVBOY Tercüme eden : Hatice Hatib #nymWiz Bradley şimdi kırk beş yaşında» | casile vurmuştu. O sahneyi Bradley hiç Moorley'in çiftliğine gelmiş bulunuyor. Yeni Meksikada o, cesaretile, baba:|te gözünün önünden silemiyordu. Hapk|du. sile tanılmış bir adamdı. O büyük ti şu tesadüfe medyundu. 'daha on sekiz yaşında İken başından le bir hâdise geçmişti. ” Evet on sekiz yaşında Jim Moorleyin sında kovboyluk ediyordu. Bir Cu- esi akşamı mektebde verilen bir sü- dı nlar pek azdı. Bunun için suarede eğer farım düzüne kız varsa iki düzüne erkek dı. Bunların hepsi mekteb bahçesine tamadıklari için kırda bir ateş yakmış | İsr, etrafına oturmuşlardı. Şakalaşıyor- ar, içki içiyorlardı ve sıra ile mekteb ba! sine girerek oradaki kızlarla danses ivorlardı. © Bradley de öteki delikanlılar gibi yapı- tordu. iki defa üstüste Mar) isminde bir fizı dansa çağırmıştı. İşte bunun yüzün- len Sam Duffy ile aralarında ona baba- £ şöhretini vermiş olan hâdise geçti © Bradley dansettiği kıza karşi en ufak| bir alâka duymuyordu. Tesadüfefi onu ki defa üstüste dansa kaldırmış bulunu. Yordu. Halbuki Sam bu şeyden fena hal- ie sinirlenm#şti ve onlar dansederken 0- unun ortasında yanlarına geldi ve; — Mari ile dansetme dedi. Mari benim şanlım olacaktır, w dley işi şakaya bozmak istemişti. ve tavrından pek ziyade içmiş olduğu Ni olan genç arkadaşile kavga etmek Bir lâtife etti, Herkesi güldür. p e gitti. O zaman yeni Meksikada ka: | Mac Grerney yerinden fırlamıştı. O da tabandasına sarılmıştı, fakat daha taban- cayı kaldırmadan yediği kurşunla dizleri bükülerek ve etrafına: «Bana yardım et» miyor musunuz?» diyen bir serzenişin ifadesile yüzü buruşarak ve kıvrılarak ! yere yuvarlanmıştı. Sam Dufiy'ün tehdidile bu hayal yeni- den Bradleyin gözleri önünde canlanmış” tı ve korkusundan biran içinde bütün vücudünü soğuk bir ter kaplamıştı. Marile densetmek kadar basit bir hâ- dise yüzünden ölmek istemiyordu. Henüz on sekiz yaşında idi, Hayata çök düşkün- dü. Ne yapması lâzımdı. Yapılacak şey kaçmaktı. Bir müddet içn Samla karşı. laşmamak lâzımdı. Sam bu hâdiseyi unut tuktan sonra tekrar buraya dönebilirdi, o pek hiddetli görünüyor ve tehdidini ye- rine getireceğe benziyordu. Bradley sebeböiz yere Samın kurşunile ölmekten pek korkuyordü. Böyle bir akıbete uğramamak için ya- pılacak bir çare vardı. O da kaçmak. O akşam çiftliğe döner dönmez yanın- da kovboyluk ettiği ihtiyar Moörlev'in o- dasına gitti, hâdiseyi anlattı. O zaman 'h- tiyar Moorley'in gözlerine tubaf bir bakış doldu: — Hayatının selâmet'ni kaçıp gitmekte buluyorsan istediğin yere git Jak dedi. Fakat sana şunu söyliyeyim ben sen! bizden zannetmiştim ve gi x Bir iki hafta Bradley için hâdisesiz geçti, Sam Duffy'e hiç rasgelmemişti. Fakat ikinci haftanın nihayetinde Moor- ley bankadan para getirmesi için onu şehre yolladı, Altı saat tozlu yollardan atla gittikten sonra şehre varınca ilk işi otele gitmek oldu. O zamanlarda oralarda otel tek katlı tahta bir baraka idi. Arka tarafta odaları vardı. Ön tarafta barı, lokantası vardı, Bradleyin odasını bardan ince bir duvar ayırıyordu. Bradley tam elini, yü- zünü yıkarken duvarın Öle tarafında Moorley'in sesini duydu. Gene içhişti. Kendisinden bahsediyordu ve yüksek ses- le: — Hâlâ niyetimi bozmadım diyordu. Ona ilk rasgeldiğim zaman tabancami beynine boşaltacağım. Bu sözü duyan Bradleyin aklına ik gelen şey pencereden siçrayıp atına koş- mak ve oradan dörtnala koşmak old | Fağat bunu yapmadı. Ellerini, yü İ kuruladıktan sonra tabancasının dolu o- lup olmadığıma baktı, tetiğini düzeltti. Onu kemerine yerleştirdi. Odasında tı, Bir dakika sonra iki eli kalçs larak bardan içeri girdi. Sağ eli büyük İbir kolaylıkla tabancasını kavrıyı bir vaziyette idi. Yavaş, yavaş ru yürüdü. Onu gören meyhanecinin ren» i yemyeşil oldu. Bir söz söylyemez Muham, Be. Lira Er. 1250, — Muvakkat Temi, Lira Er, Cinsi Makine şeriti «Mavi - Kırmızı» Makine şeridi «Siyah- Kırmızı» Sabit toz mürek- kep Yazı makine yağı Eksiltmenin Şekli © Santi Açık O Mikdarı 2000 adet wi 3000 » 2000 paket | 224 — 500 şişe Takriben 25 Kg. 2000 kutu 60v0 adet 2000 şişe 40, — 379. — 22. Sarı kalem ucu Mürekkep lâstiği Stampa mürek- kebi «Mavis Stampu mürek- kebi «Kirmizi» Sünger kağıdı 00. 70 500 » 20000 tabaka Takriben 60) Kg. I — Şartname ve nümüneleri mucibince yukarıda cins ve miktarı yazılı 7k Jem kırtasiye hizalarında yazılı usullerle ayrı ayrı satın alınacaktır. H — Muhammen bedelleri, muvakkat teminatları eksilme saatleri hizaların. da gösterilmiştir. TI — Eksiltme 17/4/9839 Pazartesi günü Kabataşla Levazım ve Mübayaat Şu- besindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. IV -- Şartnameler hergün sözü geçen Şubeden parasız alınabileceği gibi nü- muneler de görülebilir. V — Eksiltmeye girmek istiyenlerin © 7.5 güvenme paralarile adı geçen Ko- misyona gelmeleri. — «2088 ; 44.06 W 5 Açık —— I — Cibali tütün fâbrikası için şartnamesi mücibince 3 aded yüksek randı manlı sigara makinesi kapalı zarf usulile eksiltmeye Konmuştur. 1 — Muhammen bedeli (sif 24000 lira) muvakkat teminatı 1800 liradır. TI — Eksiltme 2/5/939 tarihine raslıyan Salı günü saat 15 de Kabataşta kâ- in Levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır. IV — Şarinameler hergün parasız olarak yukarıda sözü geçen şubeden alınâ- Bu şaka Samı teskin edeceğine umu: | yük bir teessiif duyuyorum. Senin üze.| di Gözü bu iki düşmandan birinden öte- ni kahkaha onu büsbütün hiddetlendirdi. yanında küçük düşmek iste- fi İçin bu şakaya pek sert mukabele ti, Ağız kavgası başladı ve ağız kavgası büyük bir kolaylıkla dayağesmün- oldu. Müthiş dövüştüler. İkisini birbirinden Tarı zaman ne o, ne de öteki galib şi. İkisinin de üstü başı parçalan. tı. Fakat hiç biri ötekine faik bir va- değildi. Sam hâlâ hırsını yenmemişti. Orâdan irken; Bundan sonra ilk rasgeldiğimiz 2x 5” a rinde şu veyâ bu suretle müessir olmak istemem, fakat senden yaşlı olmak sıfati- le sana bu kadarını söylemek !sterd'm ki kine bakıyordu, : Bradley bir türlü Samdan gözleri ayı:| İramıyordu, Aynanın içinden onun bütün! korkacak ortada hiçbir şey yoktur. Sen | hareketlerini takib ediyordu. Onun benzi! de erkeksin. Bir de tabunca taşırsın. Ta. | de kül gibi olmuştu. Adeta dizleri kıvrı)- bancasının dama dolu ve tetikte olduğu. | muştı. Tezgâha doğru dönmüştü ve s0) nu bilen bir kovboyun hiçbir şeyden elle tabancasını yakalamıştı. korkmasına lüzum yoktur. Senin şimdi Bradley ona büyük bir heyecanla bü ne hissettiğini pek iyi tahlil edebiliyo.| tön sinirleri gerilmiş bi rhalde bakıyor-! rum. İstersen git, fakat gidersen sakın ha | du. O tabancasını henüz kavramamıştı. kw daha bu taraflara dönme, çünkü sana Çünkü sebebsiz yere karşısındaki mi çok ağır gelir, buralarda yaşıyamazsın... | öldürmek istemiyordu. Eğer vuracak v- Onun bu son sözlerinde gizlenen mana. | lursa bunun muhalfkak sürette müdafa. VI — Eksi! k edenler fiatsız tekliflerini $6 775 güvenme parası mak- buzu veya banka teminat mektubunu havi kapalı zarfların eksiltme için tayin edilen günde ibele saafinden bir saat evveline kadar (saat 14 de kadar) mezkür komisyon bs: lığına makbuz mukabilinde vermeleri Jâzımdır. o (1713) 7 AYM VR KA Tesviyeci ve Tornacı Alınacaktır. Talib olanların vesaik! e birlikte (Haliç) Bütlüeede madeni eşya fabrikasına > Müracantleri, duktan sonra telâşla kupıya atılmış, di-)| gı çiftliğe gelmiş, eşyalarını toplıyarak da şarıya fırlamıştı. (ha başka bir yere uzaklara kaçmış ve bir Kapı onun üzerine kapandıktan sonra daha oralara dönmemişti. biraz daha sükünet bulmuş olan Bradley! Ve işte bunun için büfün yeni Meksi- meyhaneciye döndü: kada Jak Bradley kovboyların en baba- yı anladığı halde daha o geceden paketi nı aâinefis olmasını ve meşru bulun! — Bana bir v'eki ver, dedi, Hem de bü- in seni tabancamla geberteceğim. İlk | yapıp ata atladı ve dörtnala oradan kaçtı, | Itiyordu. Asabiyetle, korku ile onun Ö-| yok olsum. üğüm gün dünyadan yok olacaksın > Bradley küçük bir delikanlı idi. O 23- Köyden ve çiftlikten uzaklaştıkça İçin- den: «Ben ne yaptım» diye düşünüyordu ve fena bir şey yapmakta olduğunu hisse» lümüne sebeb olmak istemiyordu. Brad- leyin böyle bekleyişindek! sebeb şu idi: Sam tabancasını kabzasından deği), or- kadar hiçbir kimseyi öldürmemişti. | diyordu. Yaptığı şey akıllıca bir hare-|tasından yakalamıştı. Bu şekilde tutulan bir kere bir adam öldürmüşler-| ketti. Çok makuldü, fakat dürüst müy.| bir tabanca İle ateş edilemezdi. Meyhaneci heyecanla: — Aman ne korktum, diyordu. Siz içe riye girmeden evvel Sam Dufiy, sizi öl dürmek istediğini söylüyordu. Viskisini bir yudumda içen Bradley di. Onun ölüşünü görmüştü. Bu inayet | dü? Bir tehdid önünde bir kovboyun böy.| Orun için bekliyordu! Ne yapacak diye güldü ve büyük bir emniyetle; bir meyhanede iskambil oyünundan çı-| le kaçması şerefini haleldar edecek ma., bekliyordu?... İ tan bir kavga yüzünden işlenmişti. Öl len adam Hank Mac Grerney idi, O- hile yaptığı için Spade onu taban- Son Posta,,nın ) Edebi Romanı: 48 U v aha birkaç ay evvel, oğlunun İstan- yapayalnız gezip eğlendiğini, yal başına seyahatler yaptığını görerek bir ümidle bundan istifade etmek ş ve Beykozdaki eğlenceler baş- evvel Muallâyı Zeyneble bir- İzmite göndermesini oğluna tek- if etmişii, Fakat annesinin bu sözleri radn üzerinde çok fena bir tesir tan başka bir işe yaramı - Genç adanı müstehzi, hattâ oylar bir tavırla annesine bakmış, şu söz- ri söylemişti: Ne diyorsunuz anne? Muallâ İz - ite girmek isterse, bütün sene zarfın- İa gidebilir; tam köşke misafir gelece- i ve evin hanımı sıfatile orada bulun- sı lâzım geldiği zamanı intihab et - Karımın evimi o şereflendirmek, firlerimi ağırlamak için av mev- nde çif#ikte bulunması elzem - “ Nitekim, bu mükâlemeden bir kaç ün sonra Cevadım Beykoza #idib yer- dd hiyette bir şey değil miydi? Yolun ortasında atını durdurdu, Geri çevirdi. Sabah güneş doğarken yeniden nm YP... 1) Li nakieden : Muazzez Tahsin —— selerinir. hazırlanmasile alâkatlar ol - ması, onun karısına karşı olan lâkayid- liğinin belki de sırf zahiri bir gösteriş- ten ibaret olduğu ve hakikatte genç ve güzel Muailânın kocasını tamamile el- de etmiş olduğu şüphesini uyandırmış» t. Beykoza gelip de Mualllâyı gençliği- nin ve olgun güzelliğinin bütün şaşaası içinde, İstanbulun en yüksek terzileri elinden çıkmış mükemmel esvablarını çok uygun bir şekilde kendisine yakış- tırdığını gördüğü zaman kalbindeki bü- tün kıskançlık şeytanları birden baş kaldırdı. Müfid bey, ağabeyisinin karı- sından bshsederken: «Yengem gelini - nin güzellik ve şıklık sahalarında ken- disinden üstün olmasını hiç bir zaman affedenıez.» dememiş miydi? Muallâ kayinvalidesinin Beykoza ge- işini gizli bir nefretle görmüştü. Günler, aylar geçtikçe ve tecrübe İ sahibi oldukca, onun kendisi gibi genç /ve görgüsüz bir” çocuğa, ilk evlendiği İ bileceğini tasavvur bile Bu intizarı çok uzun sürmemişti. Çün- kü Sam yavaş, yavaş tabancayı yukarnya! doğru kaldırmış ve tezgâhın üstüne koy- cağınn bilsirmiş olmasını affedilmez bir hata gibi görüyordu. Fakuwt henüz buna sadece büyük bir hata diyordu. Çünkü kendi dürüst kal- bile ve temiz huyile, kayınvalidesinin ! özlerin tamamile yalan ola- bileceğini, onun kendi oğluna ve geli- nine karsı böyle alçakça sözler uydurâ- edemiyordu. ü sözleri söylerken çok | samimi gibi ğörünüyordu ve sonradan | Cevadın tavırları ve hareketleri bun- ları teyid edecek mahiyette idi. Bütür bunlara rağmen Muallâ ka - yinvalidesine karşı içinde anlıyamadığı bir uzaklık, bir korku duyuyor, çiftli- ğin ve köşkün idaresinde herhangi bir kusur bularyk kendisini tenkid etme- sinden çekiniyordu. Henüz Naime ha- nımın Cevaddan ne derece korktuğunu ve eve aid en ufak bir fikir beyan ede- miyecek kadar onun tesiri altında bu- Tunduğunu bilmiyordu. Halbuki Naime hanım kıskançlıkla için için eridiği halde genç ve güzel gelininin çiftlikte ve bütün misafirler arasında bir yıldız gibi parlamasına şahid oluyordu. Cevadın av eğlenceleri vesilesile çift liğinde tertib ettiği kır ve deniz eğlen- celerine dâvet edilmek her zaman için İstanbulun kibar muhitinde ve Cevadı tanıyanlar arasında (büyük bir şeref addedilirdi; fakat bu sene, onun kimse- ye göstermediği ve bütün kış Boğaz - içinin uzak bir kösesinde kapadığı hal- de güzelliğinin şöhreti denizleri aşarak eşmesi ve oradan kınırdamaması, hat-' dün, öyle acı şeyler söylemiş olmasını | kulaktan kulağa fısıldanan (bu ikinci Mi karısile birlikte İstanbula inerek | ve ona, kocasının hiç bir şekil ve suret-| karısını görmek için herkes telâş edi - | manasile iyi bir ev sahibi olduğunu i -| yordu. Beyoğlunda bir otelde kalıp onun elbi- |le kendisini sevmesine imkân olamıya-| yordu, Bundan maada, senelerdenberi| tiraf etmekle (kalmıyorlar, önceden — İnsanlar neler söylemez ki... Dedi. Hikâyenin sonu kolay anlatılabilir. O- radan çıkan Sam, dörtnala kendi çalıştı. dul olduğu halde etrafındaki güzel ve zengin salon kadınlarından hiç birisini seçmiyerek İzmitin bir köşesinde kal - miş taşralı ve görgüsüz bir kızı almış olması, mütecessis kimselerin üzerin - de çok büyük bir merak uyandırmıştı. Cevad'm bu genç karısını cidden sevip sevmediğini anlamak, obuüna karşıda evvelki karısına karşı (takındığı tavır Ve hareketleri yapıp yapmadığını gör- mek ne büyük bir şeydi! Hele kıskanç kadınlar için Muallânın giyinmesinde, yürüyüşünde, misafir kabul edişinde, yemek yiyişinde, kocasına olan mua - melelerinde bir kusur bulmak, o taşra- İı kızın yapacağı falsoları yakalamak ne âlâ bir eğlence mevzuu olacaktı! Bü tün kış artık bunları konuşarak eğle - nebilirlerdi! Fakat bu ümidlerle (çiftliğe koşup gelenler bir saat içinde soğuk bir duş altında ıslanmışlar gibi donup kalmış - lardı. Hilkaten çok nazik ve İnce olan ve esasen Cevad ve misafirleri kadar asil bir aileye mensub olan Muallâ, ta- bii insiyak ve zekâsile derhal misafir- lerinin her birisine karşı yapacağı mu- ameleyi buluyor, hemen onlarla ayni seviyede olduğunu gösteriyordu. Bundan maada, yanında Cevad gibi, salon hayatının bütün entrikalarını, İ kıskâaçlıklarım ve bayağılıklarmı ya - kından görüp tetkik etmiş bir rehber de vardı. Genç muharrir, hemen her vakit onun yanında o bulunuyor, ona karşı yapılabilecek en ufak bir çirkin- liği hemen O kavrıyordu. O kadar ki, bir gün köşkte kalanlar Muallânın tam KN mecburi ve mantıki bir izdivaç gibi ta- yiğiti olarak, en cesuru olarak tanılmış ve kırk beş yaşına gelinciye kadar bir daha kimse onu tehdid etmeğe cesaret edememiş, herkes onunla boy ölçüşmek. ten korkmuştu. Yarınki nüshumızda; Eski bir Tango Yazan: İnci Özkurt di müulmış olan —Nalme hanım tarafın - dan— bu evlenmenin (bilâkis büyük bir aşktan doğmuş olduğuna kanaat getiriyorlardı. Zeren, Cevadın halle - rinde, sözlerinde ve bakışlarında görü- len değişiklikler (o onu tanıyanlar için meşhur muharririn bu sefer tam ma - naşile yakalanmış olduğunu isbata kâ- fi geliyordu. Onun kızına yaklaşması, karısına karşı gösterdiği «derin saygı, hele onu kendi titiz muharrir hayatına karıştırması Musllânın onun üzetinde ne kadar müessir olduğunu gösteren en bariz ve büyük bir işaret değil miy- di? Ya Mudllâ? Onun da kocasını sev * memesi nasil tasavvur edilebilirdi? Fa- kat onun, Cevadın ilk karısı gibi hisle- rini herkesin içinde gösteren (o ve kıs - kançlığını saklamasını bilmiyen bir ka dın olmadığı belli idi, Hakikatte, Muallâ kendisine dikilen mütecessis nazarların farkında idi ve evine misafir diye kabul ettiği kadın - İlarda büyük bir kıskançlık uyandırdı» ğını anlıyordu. Fakat bütün < bunlar, ohun ev sahibi rolünü çok ciddi ve tam bir sekilde oynamasına mani olmuyor- du, Yalnız geceleri odasına çekildiği va” kit, aralarına giren bu insanların ta * vır ve hareketlerini düşünüyor ve se * nelerdenberi kitablarda okuduğu «51 lon hayatı» denilen şeyin sırf böyle kıs kançlık ve entrikalardan ve daha ba * Şağı vo pazarlıklı düşüncelerden iba ret olduğunu, içinde derin bir sızile an (Arkası var)