I 5OO altına nasıi satıldı? - 6 Nisan LE TARİHTEN SAYFALAR | 100 paralık mecmua Abdülâziz devrinde yetişen yaman 'bir serserinin maceraları (“Sön Posta, nın tarihi bahisler muharriri yazıyor | Ge u anda karşımda iki açık cild du- 5 2 ruyor. Biri 1290 da çıkmış «Me- deni ets mecmuasının koleksiyonu. aşık yeri, dördüncü nüshasınm kapağıdır: Medeniyet di Cüiia günleri sabahleyin neşrv . Sah: i elli Mehmed Arif efendi Ve sayfanın ortasında üniformalı, ter biyik: bir delikanlının resmi: Devletlâ, hecet tlü Yusuf İzzettin efendi hazret- leri! Ö''ir cild, rahmetli babam Ekrem Re. gadı : Bay Osman Ferid ile bersber çi Kare kları «Nevsali Osmanis nin flcinci hüslasıdır; 161 nci sayfasında muharrir Paü: Reşadın bir makalesi içinde şu ser- ae Yevha okunuyor: z Arifâki e şa mi ei İşte bu Arifâki, Medeniyet gazetesinin le yi a sahibi imtiyan Mehmed Arif Efendidir. X geli iz, buğday benizli, milim ü bir ağam ola- Hizar dap rak portresi çizilen Arifâki aslen Eğri- gi ri bozlu imiş, dili de Rum şivesine çalarmış, Misi Mehmed Arif Efendi ArifAk! olmuş. ME Kİ Faik Reşad merhumun kendisini tani- iğ dığı sıralarda Alekzan Sarrafyan ile bir- Ye A Yikte Antuvanın Hulâsatülefkâr güzete- dair Mi $ sini çıkarmakta olan Arifâki, Mektebi O£ 4 vs pi *Tbbiyeden cczacılıkla çıkmış, bir aralık hariciyeye intisab ederek bazı şehben- derliklerde bulunmuş, sonra gazeteciliğe atılarak «Âyinei Vatan, «Ruznamei Â- yinel Vatanı, «Vatan» ve <İstanbuls a- danda birçok gazeteler çıkarmıştı, fakat p. ne gazeteci, ne de memurdu. Geçen as- Fin sonunda, İstanbulun yaman bir ser- perisi, münevver bir kopuğu, nev'i şah- sna münhasır bir dolandırıcısı, meşhur ir kumarbazı idi. Eline zaman zaman yük paralar geçmiş, fakar bütün öm. Fünde dinlenmemiş, rahat yüzü görme- MİŞ. telâş ve heyecan ve sikımlı içinde ii ein hayır cemiyetinin kâtibi, sefire çok nefis zi dönen » Arifâki Arifâkiyi yakından tanıyan Faik Re-|bir lane defteri uzatır, her sayfam numa- ©. İYİ e beş on gp, ona, geytana külahı kere giydirecek |ralu mühürlüdür. Sefir bu deftere na ee gün saraya dar düzenci, kalleş, pervasız. utanma) disi için 500 frank yazar ve imzalar, son- | bilmez, fakat enerjik, güzel konuşur, |ra sefaret erkânının hepsini bu insani Blendiye ve saray erkântria da) kandırma kuvvetine sahib, türkçe ve | vazifeye davet eder. dlşahla cğn gm ami Güziter” Tel) yumcadan başka fransızca, İngilizce, al.) Arifâki sefaret binasından en a2 İki a Ge mil Valide Bmanca ve italyancayı ana dili gibi konu. | bin frank ile çıkar. O gün akşama kadar) Mi mkiada e DİE Şan bir adam olarak takdim ediyor. eri aleme ye e grill Artik, kurduğu ağın bir köşesine çe | tn de meşin Mem seninle Süre A e dan, ebenin sürme kilerek avını bekliyen örümceğe benzer.) Yünen elçleinin imzasını gören diğer) Bugün bir şey guhür etmedi, Y. MİŞ, ağına düşürdüklerini ekseriya mah. | elçiler. en ufak bir şüpheye gideceğim: Bi Wedercesine zalim imiş. z rm Cevabını verir. Ertesi gün de; Mukeddesat, din, milliyet, © ineanlık, leri gbi elçlerin Ama ve ae: — Gene boşa çikti. Arabaya, kayığa rr vatan, aile... Onun için ma. e p iz koşarlar, Arifâki #le falan bu kadar da para sarfettim... Adam z birer kelime İ ini AN a borcunuz Ky gan ka | An Sara a gan çeş, bna e baar rm Yarı Bey. para imiş. retle muszzam bir para vururlar. k >< o. İtü gün, Beyoğlu gezeteleri «Sakız felâ. Arifâld büyük işlerine kesad Geldiği | ketzedelerine yardım cemiyeti» ne dair) O sıralarda, Rumeli muhacirlerinden ga killi zem gerez Bibi, gazeteci İ urun yazılar yazmen, zabitn kulak ka-|5... Bey adında zengin ve saf bir gaze. ermiş. d bartır. Tahkikala başlar. Fakat Arifâkilte meraklısı ile karşılaşır karşılaşmaz, Arifikinin hemen her işi, polz arşiv. ge Aleksan ani kıyafetlerini teb-| yüklüce bir vurgun ile «Medeniyet, ; ka. lerine geçecek çeşiddendir; meselâ; dil ederek çoktan İstanbuldan uzaklaş-| pamağa karar verir, 1298 de Sakızda büyük bir zelzele olur. mış, biri Krbrisa, biri de Mısıra kaçmış Birçok insan telef ve ada hemen baştan-| Bulunur. başa mahvolur. Arifâki Galata ve Beyoğlunda dolaşır Ken etrafı dinler, havayı koklar ve sonra mehareti ile sahneye çikar. Evve. İl kendi çeşidinde ve kendisinden pek te şalı kalmıyan İbret gazetesi sahibi A. m Sarrafyana koşar. Biraz para bu- larak Beyoğlunda bir yazıhane açarlar, ellerinin altında daima hazı” bulunan serserilerden biri muhasib, biri vezne. dar, biri kâtip, birkaçı odacı, uşak filân Oluverirler. Kiyaletine de son derece çe- kidüzen veren Arifikinin ilk damladığı Yer Yunan sefarethanesi olur. Sakız selzelesi felâketzedelerin yardim. İçin Rüm ve Yunan zenginleri ve mute- ran: tarafından teşkil olunan hayır ce- Mmiyetinin direktörü: «Sakız adası halkı. hin tamamen Rum unsurundan ibaret Arifâkiye 509 altın kazandıran resim mil bir vazife olduğunu, anlatan par-|ihsan ederek gazeteyi alır ve ertesi gün * Arifökinin 1290 da «Medeniyet» i çı- kardığı sıralarda idi, gazetesinin dördün. cü sayısının birinci sayfasına padişahın oğlu Yusuf İzzettin Efendinin bir Tes- mini koymuştu. Esasen «Medeniyet» i, bulanık suda balık avlamak üzere ilk vurgununu vurur vurmaz kapamak üze- re çıkarmıştı. Arifâki, Abdülâzizin. bilhassa padişa- hın anası Pertevniyal sultanın Yusuf İz- zettin Efendiye fevkalâde düşkün olduk- larmı bildiğinden, Medeniyetin bu nu- marasından beş on nüsha alarak saraya gitmek Üzere yola çıkar, Fakat Köprüden geçerken, Pertevniyal validenin arabası. nı görür-görmez, hemen koltuğundaki gazetelerden birini açıp şehzedenin res. mini büyük anasına gösterir. Valide sul. tan hemen arabasını durdurtur, eli! altın mecmuayı padişahım sertabibi Mavroya- ni Paşanın da himayesi altına aldığını ilâve eder, Mavroyani Paşınm nüfuzu sayesinde İstanbulda ve taşrada büyük, küçük bütün memurların bu gazeteye a. bone olmağa zorlanacağını, Medeniyetin en az yirmi bin nüsha basılacağını, pok çok para kazanılacağını anlatır. Sonra, ortaya bir birahana projesi a. tar: Gazetenin sermayesini Doktor Paşa te. min etmektedir. Fakat Sirkeci istasyonu yanında açıldrak bir birahane ve lokan. ta da çok kazanç getirecek bir işdir. Hem bunun için beş altı yüz lira da kâfidir. Yalnız bu işi anlıyabilecek kadar zeki biradamın Arifâkiye bu parayı borg ola. rak vermesi lâzımdır... (Devamı 10 uncu sayfada) lunduğunu. onlara yanılacık vardımın ingiltere harbe nasıl hazırlanıyor? Ekmek, süt, şeker vesikaları tabettirildi Metruk madenlerin galerilerine muazzam buğday ve veyecek stokları depo ediliyor 77 ER Asiceri kamyonlar metruk madenlere yiyecek taşıyorlar j Bundan birkaç ay evvel İngilterenin) Mahsulât yok oluyor artık! Harb vu, 7 Galles, Lancashire, Durham eyaletleri-İkuunda memleket, yorgun, bitab düşmüş lak bir nutuk söyler. Sonra bu mevhum | bunlardan birkaç nüsha saraya gelirme- Gazeteler Sultan Azıze, Yusuf İzzettin kodular yapılmakta id Bu dedikodula- rın sebebi şu idi: Senelerdenberi yüzüs- tü bırakılan, yahud körleşmiş olan eski kömür madenlerine müşteriler çıkmıştı! Halk bu alıcılarla alay etmeğe başlamış- ti. Fakat dedikodular gitgide mbhat kesbetmeğe başladı. Çünkü iş ciddi bir renk almıştı! Fakat gene işin esasına vâkıf olan yok idi! Bu eski madenlerde altın, petrol bu- lunduğunu bile ileri sürüyorlard Aradan çok geçmeden madenlerin bu- lunduğu mıntakalara mühendisler, ame. leler gelmeğe başladılar... Maden kuyu- larına indiler... Esrarengiz faaliyetlere koyuldular... Halk büsbütün heyecana düşmüş idi! Çünkü maden kuyularının etrafını süngülü askerler bekliyorlardı ve kimseyi oralara yanaştırmıyorlardı!... Gazeteciler bile uzaklaştırııyorlardı! Bilinen bir şey vardı. O da her gece bü- yük ve ağır kamyonlar madenlere kadar gelip yük boşaltıyorlar ve sabahleyin er- kenden dönüyerlardı... Nihayet esrar perdesi yırtıldı! Sir John Simon sayesinde iş öğrenildi! Bu metruk madenlere İngilterenin mü- dafaasında büyük, pek büyük bir vazife verildi! Bu madenler yiyecek depoları haline getirili Eskiden karanlık olan bu galeriler bu- gür İrigorifiklerle doldul... Binlerce ton et konserveleri, yumurta sandıkları, va- gonlar dolusu yemişler, fambonlar. vel- hasıl muazzam miktarda yiyecekler bu madenlere yerleştirildi ve hâlâ da yer. leştiriliyor. Yer altımda çok büyük silolar yapılmış. tır. Bu silolara azam miktarlara varan buğday stokları konulmaktadır. Bu sa- yede bir harb vukuunda «Britanya» ada- ları yiyecek sıkıntısı oçekmiyeceklerdir! Bu suretle harb tehlikesi karşısında İn- giltere faaliyete geçmiş oluyor. Hem de pek büyük bir süratle! Heyecan uyandırıcı beyanat Kânunusani bidayetinde parlamentoda yapılan büyük bir münakaşada İngiliz Harbiye Nazırı Sir Thomas İnskipin. ani bir hücum ve ani bir muhasara vukuun- da Büyük Britanya adalarının ancak on yedi günlük yiyeceğe malik bulunduğu hakkındaki beyanatı bütün İngiltereyi altüst etmişti, Bu beyanata ilâveten İngilternin başlı- ca ziraat mümessilleri, İngiltere adasının - | çıkarabileceği toprak mahsulünün hal. kın ancak üçte birine yeti ni ilân ey- lemişlerdi! Eee, lara ihtiyaç bulunduğunu resmen bildir- mişlerdi. Bu vesile ile çok şeyam dikkat bir münakaşa baş göstermişti! İki nesilden. beri ziraatin ihmal edildiğini ve ziraat a- leyhinde sanayle büyük bir ehemmiyet verildiğini iddin edenler çoktu! Zürra fırkasma mensub bulunan meb- us Arthur Symonds'un bu sıradaki beya- Bati çok büyük bir heyecan tevlid eti. ER âynen şunları söylemişti: Güneşi gözlerimizden, nazarlarımızdan saklıyan bulutlar değildir artık!... Güne. $i nazarlarımızdan dumanlar, fabrikala- rın bitmez tükenmez dumanları kapıyor. 'Tarlalarımıza bereket yerine kurum ya. giyort... nin birçok şehirlerinde bir takım dedi.|bir at manzarası arzedecektiri...» 4 On beş gün sonra Bu müheyyiç beyanattan tam on bej gün sonra «Food Department» yanı «Me külât Nezsretie, Londrada Harbiye Ne zareti binasi içine yerleşti! Food Department denilen bu yeni tw şekkülün dairesi erkfnıharbiye dairesi nin yanma getirildi... Bir odada erkânıharb zabitleri mühim- mattan, torpillerden, bombalardan, obüs. lerden bahsederlerken yanındaki odada «yiyecekçiler» yumurtadan, jambondan, viskiden, ekmekten, buğdaydan bahsey- lemeğe başladılar... İngilizler de nihayet doktor Goebbek gibi top mermisi ile tereyağını birleştir. diler... Fakat başka.bir vadide!... Bu teşekkülün başma bir teknisyen ge tirildi! Bu adamın ismi: Sir Henry Freneh'tir, Harbi Umumi sırasında İngil terenin faşe teşkilâtının başında bulun muş olan adam! Şayanı dikkat bır nokta. Sir Henry French'in yardımcıları hep krallardan mürekkebdir! Krallordan maksad İngiliz ticaret ve sanayiinde temeyyüz eylemiş olan şah o siyetlerdir! ki 1 — Food Department”in ikınet reisliği |“ ne tayin olunan adam Sir J06 Renktir. Kendisi İngiliz adasının buğday kralıdır! 2 — Lord Leverhulme. Bu lord meş huru âlem olan Sunlight sabun fabrikala rının sahibidir. Ayni zamanda büyük bi. margarin mütehâsşsısıdır. 3 — Samuel Smedley. Konserve kralı, 4 — Robertson, Hartley Ficker namla- rındaki adamlar. Bunlar bilhassa tatlı- larda, marmialâtlarda ihtisas (sahibidir. ler... $ — Çay kralı Sir Lipton da bu komite azasındandır. Çay dedik te hatırımıza geldi. Meşhur İngiliz şahsiyetlerinden Winston Chur- chili vaktile demiş idi ki: «İngiltere ekmeksiz kalabilir... Fakat çayaz, asl, > Gizli iştira'at Food Department'in reisi bulunan Sir Henry Freneh'in en büyük muvaffaki- yeti kimseye haber vermeden, gizlice memleket içinde yiyecek satın alması. dır! Bu iştiranın hükümet hesabıma ye © pıldığının işaesi kat'iyen menedilmişti! Çünkü hükümet bu haberin işaesi takdi. rinde yiyecek maddelerinin birdenbire pahahlaşacağından, halk arasında bir nes vi panik zuhür edeceğinden korkuyordu! Bu vaziyet karşısında iştiralar küçük me murlar tarafından «bir tüccar; namına yapıldı. Diğer taraftan, Sir French harb vuku. (| unda yiyeceklerin halka ne suretle dağı tılacağı hakkında mükemmel bir plân hazırladı. Ekmek, süt, şeker vesikalar; şimdiden basıldı!... v Bu vesikaların tevziine memur adam lar şimdiden tayin olundular, Garib bir ziyafet Bundan pek az evvel, f; cali bir büyük otelin mk ziyafete davet edildiler!... Bu ziyafetin «nev'i şahsına münhasır» idil... Buna «asgari yemek: tertibi de nildi 2 i GDevamu 10 uncu sayfada)