23 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

23 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'ği | i :gi ; ş ? i k k e Ye a e o GR pp Hergün İngilterenin z Cinai romanı “ğ Yazan: Muhittin Birgen inal roman okumaya pek ba- yılan İngilterenin gözleri önün de, bugünlerde gayet güzel bir roma nın sayfaları serilmeğe başladı. İngik terenin muhtelif yerlerinde cehennem makineleri patlıyor. Kâh bir fabrika. nın bazı aksamı havaya uçuyor; kâh bir elektrik şebekesinin tahribi için alınmış tertibat yakalanıyor ve cehen- nem makinesinin saati durma zamanı gelmeden dinamit çuvallarından &o * pParılan cereyan direkleri tahribdeni kurtan'ıvor. Bütün İngiltere, henüz hiçbir tarafta iz vermeden bu işleri ya» pan İnsan veya insanların kim oldu - ğumu, bu yapılan şeylerin niçin tertib edildiğini anlamak üzere, heyecana getmiş bulunuyor. İngilizler cinai Tomanı pek severler amma, i zamanda politika bahsin. de terra en de nefret ederler, De mokrasiyi icad etmiş olan İngiliz mil leti demokrasiyi, kitabı di: sever. İngilterede dinsi muhtelif mezhebe mensub insanlar bus Tunabilir: fakat, en katı muhafazakâr da dahil olduğu halde, hiçbir İngiliz yoktur ki demokrat olmasın. Demokra- si, -hiç olmazsa dahili siyasette! her seyi açık söylemeği ve açık yapmayı #preder. Bunun için de İngilizler, giz de gizli şekilde hazırlanan giz po * Mtikadan hoşlanmazlar. Bu tarzda si - yaset, olsa olsa, bir ihracat malı ola » bilir. Şu halde, son günlerde İngilterede cereyan eden hâdiseler, İngilizler için #ki bakımdan da enteresandır: Çok sevdikleri cinaf roman bakımından, hiç sevmedikleri terrorizm ve anarşizm bakımından! * İngiizlerin bu demokrasi meyilleri- nin yanıbaşında -zene bilhassa kendi aralarında tatbik ettikleri. bir de neza- ket, centilmenlik ve.insanlık tarafları da vardır. Bunu bu son hâdiseler ara- smda da görüyoruz: Cehennem maki» neleri patlıyor, bir kilometrelik bir mu» hit içinde bütün pencerelerin camları tuzlabuz oluyor da insan ö gö - rülmüyor. Fevkalâde olarak hafifçe yaralanan bulunması, kaideyi ihlâl et- mez. Demek oluyor ki, bu işleri yanan- lar - terroristler, anarşistler, yahud «şaka» cılar! - cehennem makineleri - nin kimseye bir zarar vermesine t tar değildirler. Bu suretle, hareketle- rini İngilizler yanımda sempatik yap - maya belki muvaffak olabilirlerdi; e. ğer, bu işler çok ciddi olmasa ve bom- bacılar, herseyden evvel! kendilerinin şaka yaptıklarını ilân etmiş bulunsa - lardı. Yalnız bu şartla, bütün İneilte « re, son günlerde and Yard'ı baş- tanbaşa harekete petiren cinai roman «oyunumu» bir roman olarak mütalca etmekten zevk bulurdu. Fakat, iş böy- le olmadı. Eğer İngiltere, böyle bombalı, hattâ bombasız da olsa, polisli, jandarrmah, siyasi hapisaneli, her nevi cebir ve kuv. vet politikasını sevmiş değil, hattâ tecviz bile etmiş olsaydı, bugün o mem- Jekette, muhafazakâr fırkanın mühim bir kısmı, Mosley'in Karasömlektiler teşkilâtıma girmiş bulunurdu. Halbu * ki, bu Karapömlekliler bir türlü üre. yemiyorlar; çünkü İnsilizlerin demok- rat ruhları, faşizmin her tstafını ye - nenler arasında bile, bu nevi cebri ha- reketlere bir türlü ısınamaz. * Acaba, bu terrorizmi - yahud şaka- yıl » kim yapıyor? Sherlock Holmes ile, onun sadık şakirdi Watson şimdi- ye kadar bu suali kendi kendilerine birçok defa sormuşlardır. Bugünlerde ne üstad, ne de şakird hiç uyumuyor - lar; bir delikten girip diğerinden çı - karak, bazan bir cam parçası üstünde gaatlerce düşünerek, yahud yere atıl. mış ve sönmüş bir sigara parçasını koklaya koklaya bunun genç ve sart şın hanım tarafından içilip, infilâktan tamam on buçuk dakika evvel oraya atılmış olduğunu keşfederek çalışıyor- lar. Acaba, bütün bu hararetli çalışma reticesinds ellerine nasıl bir ipucu ge- Şirdiler? Bunu bilse bilse yalnız üstad İşin acale olabilir, tazyik karşında kalabilirsin, muhte- lif cephelerden gelen wrarlardan kurtulmak için baştan savma bir vâdde bulunmak mümkündür, bu takdirde bü- tun hayatin için kendi kendihi yalancılığa mahküm etmele- te olduğunu hatırla. AN Yüzden fazla Yarış kazanan Binici kız Bu genç kız 14 yaşındadır. Şimdiye kadar yüzden fazla yarışta birinci gel » miştir. Gelecek sene, erkeklerle birlik. te yarışmaya hazuflanmaktadır. Re - simde onu atına ekzersiz yaptırırken görüyorsunuz . ——— ma bilir; şu dakikada, Watson bile üsta- dın hangi iz Üzerinde yürüdüğünü an- lamış değildir. Şakirdin rivayetlerine göre, bu işleri yapanlar Şimali İrlan - damın ihtilâleileridir. Acaba doğru mu? Acaba, üstad, bakikf izini saklamak i- çin şakirdine muvakkaten yanlış bir yol göstermiş olmasın? Scotland Yard mehafilinde dönen dedikodulara göre, bu hareketler İn - gilterede heyecan uyandırıcak maksa- dile haricin tertib ettiği şeylermi Mümkün. Zalen patlıyan cehenn makinelerinin “gayesi adam öldürmek. ten ziyade heyecan uyandırmak mak - sadını gözetiyor hissini vermiyor mu? Her ne hal ise, Üstad, buşünlerde İngilterenin yerini ve göğünü dolaşıp bu hâdiseleri örten sır perdesini yırt - maya ve kimbilir nerede, eline geçecek bir saç telinden istifade ederek bütün cânileri adaletin pençesine teslim et - meğe muvaffak olacaktır. Cinai İngiliz romanının neticesini de bizler O 7a- man öğreneceğiz. Yalnız, o zamana intizaren, şimdi - den şunu keydedelim ki dünya, bir ga- rib dünya oldu: Şaka dahi olsa, İngil - terede bile cehennem makineleri pat - hyor! Muhittin Birgen İSTER mak istemiş değidi. Bir başmuharririn bayan dedirten bir kanun çıkarıldığını Maziye, an'aneye tapan ihtiyarlar, sıfatsız isimleri çirılçıp- lak, âdını bilmediğimiz eşkasa bitab ve işaret Için dilimizi bumboş görünce kanunun © günkü müzaksres.ads sözlere ve bunu hazırlayanların müessir telkinlerine sa - İSTER INAN, k «Türklerden efendi, ağa, bey, paşa gibi Ünvaniar: - bit- tabi resmi müamele ve temaslarda - kaldıran kanun, bun- ların yerine ne bay, ne bayan, hiç bir şey koymuş ve koy- SON POSTA m Vâd borçtur. Eski Çinin büyük bir felsefe yaratmış olan büyük haki- mi Konfuçius der ki: — Vâdetmeden önce vâdedeceğin şeyin doğru olup olma- dığını, sonra da Yapılabilip yapılamıyacağını bir hâkun vicdanı ile tetkik et, zira vâd borçtur. erener Hergün bir fıkra Siyah yerlerini mi, yoksa... Eski devirde, bir nazırın okumak | İ yazmak bilmiyen bir uşağı vardı. Na- İ r bir gün odasında yilksek sesle ga- | zetesini okuyordu. Uşağı odaya gir - | i mişti, guşırdı. Nazır onun şaşkınlığı ; nm farkına varınca sordu: il — Gazetede yanlar bulunduğunu : ve ou yazıların okunduğunu bilmiyor muydun? Uşak cevab verdi: — Onu biliyorum amma, bilmedi « i ğim Lir şey var. o gazeted: dediğiniz şeylerin siyah yerlerini mi okursu - nuz, yoksa beyaz yerlerini mi? Siyam Kralı Karantine altında Siyamın 13 ya şındaki çocuk kras 7 hı Ananda, şimdi © U Singaporda karan- tina altında bulun- maktadır, Zira Av- rupaya seyahat et- mekte olduğu 9 ; bin tonluk Holan- da gemisi olan Se- landiada bir çiçek vak'ıs zuhür et- miştir. Hasta, vas ziyeti ciddi ve tehlikeli (o olduğu söylenen bir Ame. rikalı kadındır. Kral Ananda, tahsilini bitirmek üzere - İsviçreya gitmektedir, Ananda, anıcası kral Prajadipokün, bazı mi'ji şebehler yüzünden hal'eğil mesile 1983 te tah- ia çıkm Kız talete'erin isyanı Fransanın şimalinde bulunan bir köy mektebine giden 15 ile 16 yaş arasın- da 30 kız, büyük bir nüroayiş yapmış. lar, «mektebleri yanarak kız mekte . binde okumak mecburiyetinde kalan erkek talebeyi istemiyoruz!» diye ba - gırmışlardır. İSTER ridılar: erkeğe, bay, kadına söylemesi yarlıştır. geçen İNAN, ISTER Başdöndürücü bir Sürat ve fotoğraf Objektifi | Yukarıda gördüğünüz resim, müthiş bir süratle giden bir şimendiferin lo - komotifidir. Almanyada son zaman - larda saatte 130 kilometreye kadar çi- kan çok süratli şimendiferler işlemek. tedir. Zaman ve mesafe mefhumunu altüst eden bu müthiş sürati bu resim çok güzel ifade etmektedir. Fotoğrafın objektifi bu başdöndüren hızı bir sa- niyenin iki yüzde biri kadar, şimendi - ferin sürati gibi insana hayretler ve - ren bir zamanda tesbit etmiştir. Karısından korkarak memleketinden kaçan İta'yan Leonardo Brezzo isminde bir İtalyan milis onbaşısı bütün teçhizatile birlik- is hududu aşarak Fransaya iltica et - miş ve ecnebi lejyonuna girmiştir. Bu kaçışmin sebebini soranlara: | «— Karımdan korktum da ondan. Karım Allahin belâsı, taun gibi bir - şeyl» demiştir. Bir Yunan zengininin devlet'ere hediyesi Romanyada Galas'ta ölen Yunan zenginlerinden Atanasulis, 29 bin İn - giliz lirası değerindeki husust emlâ - kini İngiltereye bırakmıştır. Atinada bulunan villâsını, İtalyanın Atina elçiliği binası olarak kullami - mak üzere İtalyan hükümetine hediye etmiştir. Romanya hükümetine de Galas'ta. i&i evini, eşyasını bırakmıştır. INANMA! yıplak kalan isimleri bay ve bayanla giyindirip ku- şattılar. «Buyurunuz bay!» demiye başladılar. Yoksa bay için de, bayar için de bir kanun zorlaması olmadı. Yukarıda okuduğunuz satırlar muhterem bir arkadaş ia- rafından bay ve bayan gıbi ünvanların birdenbir: dilimize girdiği günlerde değil, onden üç dört sene sonru 21 İkinci kânün 939 tarihinde yazılmıştır. Hâdisenin meden sonra h3- tırlanmış ve hatırlatılmış olduğuna: efendi! diyecek yerde «buyurun INANMA! hin Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Başvekil Ankar (Baştarafı 1 inci sayfada) 16 ya doğru refakatinde vali olduğü ye de otelden ayrılan Celâl Bayat $ İmuhtelif yerlerinde tetkikler Y: N Başvekil evvelâ Sultanahmed meyi na gelerek şehir plânına göre | pılması tensib edilen adliye, beledi vilâyet saraylarının yerlerinde tet el yapmış ve Validen izahat almıştı e Bayır Sultanahmed meydanından * İ Gülhane parkını ve Sarayburnunu miş, buradan sorra otomobille D: 0 İbahçeye geçerek stadyom yapılması şünülen İstablı âmire ve otel olarak # pılması mutasavver Çırağan (o sar itotkiklerde bulunmuştur. Başv kiben Şi; tenezzüh yapmış ve Perapals İ dönmüştür. i Bir müddet otelde istirahat edeB e” vekil refakatinde Londra (büyük Doktor Tevfik Rüştü ( Aras, İş Banka Umum Müdürü Muammer Eriş, VİA Belediye Reisi olduğu halde Köprüye ği miş ve saat 10,35 postasını yapan yf Bankın Ülev vapurile halk arasında “X darpaşaya geçmiştir. Başvekil Haydi” İpaşada Ankara ekspresine bağlanan “& susi vagonla Ankaraya hareket Dr Başvekil Haydarpaşa istasyonunda oi dra büyük elçisi Tevfik Rüştü Ara5 şü! ii ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar, Komutanı General Osman Tufan, a versite Rektörü Cemil Bilsel, Em Müdürü Sadri Aka, Denizbank, ik“ j mali müesseseler erkânı, Celâl yayı dostları ve kalabalık bir halk kütlesi rafından uğurlanmışlır. a Ankara Saylavı ve İş Bankası Ül se | Müdürü Muammer Erişle İzmir 589 Hamdi Aksoy da Başvekilin refakatiiği Ankaraya hareket etmişlerdir. " Başvekilin dün şehirde yaptığı m telif tetkiklerden sonra İstanbulun a rına aid mühim kararlar verileceği “© min olunmaktadır. e e YA srfici ki Halk Partisi teşkilâli (Buştarafı 1 inci sayfada) Meb'usu Receb Peker, Erzincan Meb? su Salfeş Arıkan ve Genyönkurül 5 larından Ankara Meb'usu Mümtaz men ile Zonguldak Meb'usu Halil men dahildirler. . Parti Genel Sekreterliği fiyönkurül lerden de bu husustaki mütaleslı sormuştur. Komisyonun tetkiklerinden “ neticeye göre Parti nizamname peojf, sinde yapılacak değişiklikler » bİF çi halinde tesbit olunacaktır. Bu proj9 ti Büyük Kurultayına arzedilecek” Merkezde Parti Genel Sekreteri | Dahiliye Vekilinin uhdesinde ve vw İ yetlerde Parti Reisliğinin ve Valileri? desinde muhafaza edilip (edilmiY bu tetkikler neticesinde bir karara “94 Tanacaktır, Amerikanını Paris sefiri Nevyork 22 (AA) — Ameli sefiri MN Bullit, Parise £ g8) mek üzere «İle de Francw VAP inmiştir. Mumaileyh, Havas | muhabirine, vaz'fesi başına döne olmasmdan pek ziyade istifadeli id di iye kadar w ali Amerika seyahatinden memnun © lemiş, fakat bu babda İa izahat vermemiştir, TAKVİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: