xaf a Ç ” - ĞĞ GETRARET A — tarsini faaliyetine devam meb'usan intihabını temin ve — 34 — | Murahhasımız Cemal Paşa, bizim, ka-| bine hakkında, hüsnüzan ve itimadımızı | tahsil ıçin her çareye baş vurmaktan ge- ri durmuyor Ahmed İzzet Paşaya da, | Yabineyi tezkiye ettinerek mevcudiyeti- mizin silinmesi lüzumuna dair nasayih verdiriyordu. (Kabine erkânı. Müşür Ahmed İzzet Paşaya mütracaat ediyorlar. Büyük Ha- Jâskâra hitaben bazı vesayayı havi ol müâk üzere, harbiye nazırı Cemal Paşanın gifresile bir telgraf çektiriyorlar. Bun- dan bahseden Büyük Şef, bu babdaki mütalealarını şöylece söylüyorlar:) — Ahmed İzzet Paşanın yazdığı nasi- hatname bir hatıramı ihya etti. Nazatı nüllette ve tarihte mazbut kalması için onu da söylemiş olayım: Ali Rıza Paşa, bir gün, Ahmed İzzet Paşayı ziyaret eder; esnayı söhbette a- leyhimde bir takım tefevvühatta bulu. nur ve bu tefevvühata mühim bir keşfi- Bi de İüve eder: «Cümhuriyet yapacak- lar, Cümhuriyet'» diye bağırır. Doğru- sunu sterseniz; Makedonyada Osmanlı im psratorluğunun garb orduları başkuman- danı Ali Rıza Paşanım aslanlardan mü- rekkeb, koskoca Türk ardularını, mahiv ve perişan ettirdikten ve kıymetli Ma- Kkedomya topraklarım, düşmanlara terk ve teberrü ettikten sonra; devletin en müşkül anında, Vahdeddinin hâdimi a mali olmak için, lcab eden evsafı iktisah eylemiş olduğuna ve bu meşhur ordular başkurmandanının, bu defa kendine en mahir muavin olarak, eski erkâmharbiye reisini, harbiye nezaretine getirmeğ! dü- şüneceğine, tabif nazarile bakılabilirdi. Fakat teşebbüsatı milliyenin, cümhur!. yeti iastihdaf ettiğini, bu kadar sürat ve sühületle ihtisas ve idrak eyliyeceğine takdirhan olmamak mümkün değildir. Bana bu malümatı veren hikâyeyi biz- zat İzzet Paşanın ağrından işiten. çok muhterem ve içimizde hazır bir arka- daştır. Heyeti temsiliyenin bazı haklı talebleri — Cemal Paşa 9 Teşrinievvel 935 la- rihli bir şifre ile, heyeti temsiliye ile ya- kinden temas etmek Üzere, bahrive ma- zırı Salih Paşanın, hareketinin tenrin e- dilmekte olduğunu bildirdi. Fakat, Sa- lih Paşa, biraz rahatsız olduğu için ma- halli mülâkatın mümkün mertebe yakın olması ve İstanbuldan bahren hareketi- nin münasibi teemmül edildiği tasrih e- dildikten sorıra heyeti temsiliyeden kim- lerle ve nerelerde mülâkatları tasavvur olunduğunu sordu. 10 Teşrinievvelde verdiğimiz cevabd); mahalli mülâkat olarak Amasyayı t-sbit ettik. Görüşmek üzere, heyeti! temsilive- den benimle beraber Rauf ve Bekir Sa mi Beyler gidecekti. Bunu da bildirdik. Salih Paşanın İstanbuldan hangi gün hâ- zeket edeceğinin ve Amasyaya hangi gün #üsil olabileceğ'nin vakit ve zamanile Aş'arını rica ettik. Memleketin her — tarafında, - teşkilâtı milliyenin tevsi ve tarsini faaliyetine de- vam edivorduk. Ayni zamanda mebusyn imtihâbını temin ve tesrle çalışıyor ve bu husustaki noktai nazarlarımızı da — icah edenlere blâğ ediyor ve bazı zevatı tav- siye dahi ediyorduk. Ancak cemivet na- Mmıina, namzed vazetmemeği prensip ka- bul etmekle beraber, mebus - olmak te- şebbüsünde bulunanların, <Anadolu ve Rumel! Müdafasi Hukuk Cemiyeti» e- sarlarını ve mukarreratını hüsnükabul etmiş zevattan olmasını, pek ziyada arzü ediyor ve bu gibi zevatın, kendiliklerin- den cemiyet namına namzedliklerini va- zetmeleri llzumunu da ilân ediyarduk. Amali milliyeye hâdim memurlar, bi. Ter süretle, nakil ve tahvil olunmak, a- mali milliveye muhalefetlerinden dola- yı, Millet tarafmdan kovulan memurla- Tın sıfatı memuriyetlerini muhafazada devam olunmak yüzünden bam yorle-- den, yeni' kabine ile manayı — itilâfımız anlasılamadığı tarzında tarizler gelmeğe başlağı. Bu hususu, 11 Teşrinievvelde, Cemal Paşaya yazarak, kabinenin naza- Memleketin her tarafında, teşkilâtı milliyenin tevsi ve İltskâr grupundan binbaşı Kemal Bey, “başılarından Hakkı efendi (2) ve henüiz SON CEmei POSTA ediyorduk. Ayni zamanda tesrie çalışıyorduk ti diye bir heyeti fesadiye türemişti. Bu eyetin o zamanki malümata nazaran re- sikârında bulunanlar, Kiraz Hamdi Pa- şa, hırsızlıktan dolayı matrud, erkâm- harb miralayı Refik Bey (İJ, sabık ha- Randırma sabık sevkiyat relsi topçu bin- bu cemiyetle kat'ı rabıta edip etmed!ği malüm olmıyan matrud erkânınarb bin- başılarından Nevres Bey (3) gibi seyyı- atları yüzünden ordudan tardolunnuş söyliyen arkadaş çaresini d tüccarın sermayesine para €© bulunarak kondu, fakat değil kâr, Atatürkün zaman zaman gülerek naklettiği bir ticaret hikâyesi Mütarekede vatan işlerile uğraşırken maişet derdinden uzak olmak lâzımdı. Butü e göstermişti. Atatürk, Fethi kliyecek, bunun gelirile geçinecektik. Paralar ödün? bunlardan bir daha haber bile çıkmadı Anlatan: Cevad Abbas Okyar ve ben meşhur bit eşhastan ibaret bulunmakta idi. aralı ni eylâl 335 tarih ve 8123 nu sımda bir muhtıra neşretmişt arkası zestldi. d başlamıstı. veya teksüde sevkedilmiş kesan ile, ah- lüksizliklarile tanınmış mahdudülmiktar İşte, bu cemiyet; İkdam gazetesinin 23 Bu cem!'. vet, bu muhitrasile, kondilerine, vatan ve milletin nigehbanı süsüinü vermek is- tiyordu, Cevad Paşanın harbiye tezareti zamanında, bu cemiyet hakkında, takı- bâta başlanılmıştı. Tebeddülâttan dolayı Bu cemivetin mevcudiyeti ve faaliyeti ordu mensüblarının asabiyetini tahrik e- *dü. Heyeti temsiliyeye müracsstlar 12 Toşrinlevvel 335 tarihinde, harotre | -T1- Şişlideki eve geçilmişti. Bay All Rı- za merhumun bu pek çok itimadla ta - nıttığı zat Şişl'ye de azametli kır atlı arabasile birkaç defa daha taşınmış ve Bay Fethi Okyarla da tanışmıştı. Bay Fethi Okyar, Atatürkün en| mehremi ve güvendiği sevgili arkada- | şı idi. Bu münasebetle mütarekenin | karanlık günlerini ekseriya Atatürkle birlikte geçirirdi. Çok zaman halâs ça- relerini beraber mütalea ederlerdi.Ge- rek Atatürkün ve gerekse Fethi Ok * yarın bu zata karşı itimad ve teveccüh- leri uyanmıştı. Buna rağmen kendisin- den şüphe ettikleri zamanlar da olu -, İkinci ayın bitmesine bir şey kalfif mıştı. Hepimizde de az çok şüpheltf yanmıştı. En nihayet benim k% vaziyeti ticariyemizi sormam buyuruldu.. sordum. saire birinci ayda İstanbula ııhlfl'a, yasa düşkünlüğünden satılamamdI$ı desaya gönderilmiş. Ödesa tarafından işgal edikdiğinden oray4 çıkarılamamış, Köstenceye M miş olduğu söylendi. Ve ha M hiç bir zarara uğramadığımız edildi Üçüncü Karadeniz üzerinde dolaşan 8€ * ve kârımızın bize hiç bir şey v“d,' yeceği artık anlaşıldı. Bü m Ş mavemiz de gitmişti. İncir ve W; Kiz y oğotf ve dördüncü Wğ nazırı Cemet Paşadan, kendi muvaffaki- yordü. yeti noktal nazarından, bu membar fesa- dın kökünden sökülüp atılmasını ve mensublarının şediden teczivelerin! — ve Fakat bütün şüpheleri gidermek için bay Ali Rızanın ona karşı beslemekte .. ü irdu müfettişliğine tayiP Üçüncü ordu mütettişliği : r dilen Atatürkün hareketinden bi w evvel Köprüde bu şirket dire! terna'ın ardüva tamimini rica ettim. orduva süreti hususiyede iblâğ ettim tırlrvyamrvorum. Küçük Damad Paşanın siyaseti Cemal Pasadan 14 teşrinlevvelde ah Afym «bu, kat'i, mukarrerdir. kısa — ve kat'? telerafını 15 Teşrinlevvelde bütün | Fakat, Cemal Pasanın bu kat'? kararı- nın hiebir. vakit tatbik olunduğunu ha- olduğu itimadın sevkile söylenmiş bir kaç müdafaa cümlesinin kâfi geldiğini ' görüyordum Bir gün bay Ali Rıza yalnız gelmiş, | benim de dahil olduğum bir sohbete vesile vermişti. Dereden, tepeden ko - | nuşuluyordu. Bir aralık bay Ali Rıza kısa bir sualle üçümüzü de düşündür- müştü: « Peki bötün bu işlerin başarılması | için her şeyden evvel sizlerin maişet | bulmuş vethi Okyarın zevcesi ve çocuklarile beraber çekilmiş eski bir rezmi türk ve miz muvafakat etmiştik. Üzüntümüz şimdi yalnız şundan ibaretti: Ya parayı bulamazsak? Atatürk: «Annemde para olacak, bir ne olan Yira tahsil edebilmiş tahsil için alleme bırakmıştım. müşterek ticaretimizi gülerek Br Si ve kendi paramdan Ö"I) ve mütel « ”îı Fethi Okyar için de dünç bularak koydukları darları için birer sened alabilmiştiP, Büyük Adam; , ymnetli bir derti ' sofrasında zaman .n—g yoklayayım» dedi. Fethi Okyar ödünç | ve kıssadan hisse dağıtırdı. olarak tedarik edecekti. Ben bu arada | (Arkası __-y tngilizler. Merzifon- ve mütekibon Samsunu, tahliye eylemişlerdi. Bu mü- rasehetle ve Ferid Paşa kabinesinin su- kutu üzerine, Sivas ahalisi fener alayı yaptı. tezohüratta bulundu. Bir taxım nutuklar verildi. Bu sırada halk ta «kah- kafa ile çalışamazsınız.» dedi. di'er: derdinden üzak kalmanız lâzımdır. Pa- ranız var mı?!. Hayatınızın idamesini temin edecek paranız yoksa rahat bir Atatürk ve Fethi Okyar cevab ver- çok üzülüyordum. Para bulmak ihti » mali karşısında bulunmuyordum. Mü « tareke hengâmında şahsi iki binek a - tımı satmıştım. Dört yüz liraya baliğ olan bu satış bedeli her ihtimale karşı aile hayatımızın bir ihtiyat akçesi idi. a venaneeneakenaenenA aan AAT Nafiada yeni ta ve terfiler Ankara — (Hasusl) — Fen mü gayri muvafıktır; diyordu. tecavüz karşısında, milletin ve sivaset idi? siyosete esar olabilir miydi? intizar eylemekteyiz» dedikten tim. yanı dikkattir. (Arkası var) miştir. rı dikatini celbetmek istedik. Nigehban cemiyeti İstanbulda <Askeri Nigehban Gemiye- (2) Meşhur (Çopur Hakkı). (3) Umami harbte, Buriye (Manav oğlu Nuri), rolsun işgal» 'diye bağırdılar. Sivasta münteşir İradei Milliye gazetesi, bu hâ- disevi olduğu gibi yazdı. Dahiliye nozırı damad Şerif Paşa, bu gazetenin istihba- retıma atfen. Sivas vilâyetine yabvtığ. bir tehliğde «kahrolsun isgal» tarzındaki ya- zilar. hükümetin hali hazır siyasetine Bu ne demektir, efendiler? Hükümet, işgali, şayanı takbih bulmuyan bir siya- set mi takib ediyordu? Yoksa, kahrolsım işgal dedikçe, memleketi daha ziyade iş- gale mi sebebiyet verilecekti? İsgal ve muhafaral göküt ve sükünet etmesi, işgalden müte- hassis olmuş görünmesi mi muvafıkı akd Bâöyle sakim ve hayvanca bir düşünce, tamihlâl ve inkıraz uçurumuna kadar tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek İşte, bu münasebetle, 13 Teşrinievvel | 825 te, harbiye nazırı Cemal Paşaya, yaz. dığım bir telgrafta; «vatanın kısmen tah- Byesini idrak eyliyen milletin, bu tarz. da, hattâ daha bariz bir surette, izharı hissivat etmesini pek muvafık ve makul Fördüğümüzü» ve emilletin hissiyatı ha- kikiyesine müsteniden hükümetin bu haksız işgalleri, lisanı resmij sıyasi ile rei ve mütareke ahkâmına mugayir. bu- güne kadar vukubulmuş müdahalâtı, pro- testo ve tamirlerini taleb eyliyeceğine sanra, #bu vesile ile hükümetin takib ettiği siya- sette, heyeti temsiliyece, henüz malüm olmamış cihetler varsa tenvirini» rica et- Murahhasımız ve harbiye nazırı Cemal Paşanın cevabı, çok enteresandır. 18 Taşe rinievvel 335 tarihli olan bu cevabda; şu (*) Romanyada, sefalet içinde can ver - cephesinden Mısira firar ederek İngilizlere casusluk oden «Paramız olmamakla beraber bugüne |kadar böyle biz şev düsünmedik.» Bay Ali Rıza: «Bu döğrü - değildir. Her seyden evvel bulunduğunuz pozis- yonun feabatını yapmak sizce zaruri - dir. Geçim havatımızın teminine medar olarak ve sizi müsterih yaşatacak pa - tayı ben bu'mafa çalışacafım. Ancak bir arkadasımı bu isde bizlere yardıma tmâale etmelivim. Manmafih bu ribi iş- le- onun için ehemmiyetsizdir. Zengin bir zattır. Avdan aya koyacağınız bir sermayeyi işletir ve gelirini size ver - mesini temin için var kuvvetimizle ça- hısırız. Benim de sizlere karşı naçiz bir hizmetim olsun» mukabelesinde bu - Turdu. Atatüirk ve Fethi Bey sükütla - rile tasdik eder gibi oldular. Sonra «Nasıl» dive sordular. «Evet meselâ bir lirzanız ayda bir Ni- ra getirebilir çünkü — bahsetfiğim zat İzmirle zeytin yağı, incir, üzüm Üze - rinde geniş bir mikyasta iş yapmakta- dır. Ve her ay bir devir yapabilmek - tetir. Bu devir İçine girecek sermaye- niz de sizlere her ay yüzde yüz kâr ve- rir. Binsenaleyh geçinmeniz için hiç bir endişe ve sıkıntınız kalmaz.» Yüksek insant ve Aaskerf ahlâk ve kâmil insanlık ve İnsaniyet tim- galleri olarak salâbetleri bozulmıyan bu iki arkadaş, Ali Rıza Beyin ahbabı- na karşı beslediği itimada Iştirak et- tiler, Ben de, tabil onların yürüyece - ği yoldan harice 'çıkmağı hatırıma bi - le getirmedim. rulması lâzım geldiği kanaatine vasıl olduklarını yekdiğerimize bakışmala - caktı? Bereket versin onu da Bay Ali Rıza aydınlattı: «Paşam sen beş ön bin Hra, Fethi hey | mendi. de arzu ederse bir o kadar, Cevad da| Günler geçti. Ayın dolmasına bin ÇHira koyarsanız ben arkada -|kalmadı. fimın gönlünü yaparım» dedi. Mikdar Atatörkle Fethi Okyarın teklifte du- | çina attı. n rımızdan anladım. Yalnız hepimizin ©- karşılı; bedel bire i Cümlelerin ihtiva eyledikleri maam, şa- İçinde bir tereddüdümüz vardı. Parayı | almaklan Ka '.:;"îl. a nerden bulacaktık ve ne mikdar ola -| dillere geniş itimadımız oldu. Gerisini, yani 600 Hirayı bulmanın be- nim için pek güç olacağını tahmin edi- yordum. Maamafih geniş kâr düşünce- si para bulmak ümidimin kırılmasına mani oluyordu. Bay Ali Rıza bu — teklifinden sonra bize sermaye bulmak fırsatını kazan - dırmak için ertesi günü tekrar ayni sa- Üçümüz yalnız kaldığımız — zaman sermaye bulmak — endişesinden başka bir şey konuşmadık. —Ben her ay bin lira getirecek olan bin lirayı bulmak azmile müsaade aldım ve evime gel - dim. Esasen birinci ay sıkıntı çekecek- tim, İkinci ay sermaye sahiblerine ö -| denecek, kârım sermayem olacaktı. O gece evi, eşi dostu, bildikleri yok: Ta'ım zorladım, bir ayda ödenmek Ü - zere kendi mevcudum kadar ancak bu- labiliyordum. O halde sekiz yüz lira İ- le bu şirkete girerim, dedim. Atatürk validesinden — temin etmiş, Fethi Okyar da beş bin lira tedarik ey- Jemiş idi. Ben de noksanından dolayı mahcubiyet duyduğum sekiz yüz lira - yı bir zarfa kayarak ilikli cebimde gö- türdüm. Hep beraber Ali Rızanm — tavsiyesi vechile bir şirket direktörü olan arka- daşının yazıhanesine kırık bir otomo - bille gidiyorduk. Büro sahibi bize dondurma ikram et- tikten sonra vakurane ve âlicenabane bi- tavır alarak Ali Rıza Beyin delâle - tinden bahsetti. Müstağni bir eda ile paralarımızı alıp açık bulunan kasa - tarife ve latya su dstaklatiir Artık paralar bizim değildi. Bir gün iadeleri zaruri olan parala - den Ayrıldık. Artık geçim hayatımız bizce miem- Hüdai Dolan ayı müteakib kârı sormayı ne- |cumuna cektir. müşkülâtımızı halletti, Hepi- |zakete muhaltf bulduk. zunlarından Mustafa Soykal ler fen memurluğuna, mektebi merunlarından Muhlis han su işleri mühendisliğine, Sal Aydın su işleri mühendidliğine, aa Müdürü Muammer Çavuşoğlu 400 Hk Ücretle yapı işleri umum mi vinliğine, dan Hümid Erer Aydın su işleri feN Örü ün mem atte görüşmek üzere yanımızdan ayrıl- :ı'xı_ı "f.r:î'::.n ıî:mw:: :"ı:d ter - Şona, müfettiş Azir 'Torun Nat 188ü vazifesini de görmek üzere rinci sınıf mühendisliğine, İkinci fettişlik nafa müşavir müavini münakalât idaresi fen beyeti pirinet, mühendisliğine, Erzincan fen dan Celil Karbek Manlisa fen memi nofın girket ve müesseseleri başım Bine, tarife ve tcaret müşavirliği gazlarından Rüçhan ikinel adi müşavirliğine — terfian, — Yüksek /ıf' mektebi merunlarından Ahmed işleri mühendisliğine. müdürü Sadl Sacmeer tercüme, M". gi Müdürlüğü tahakkuk mmuru değan Devlet Havayolları Umum “.); Râ ayniyat muhastbliğine, fen Eilren 'ge rımdan Xiyaz! Basaran MW murlutuna, Tünçeli Yfen memi , yat! Kötabya fen memurluğuna: Ç N Nafa müdürü Muhtar Çakar Al”f’ i fın Müdürlüğüne, Kastamonu yap) yapt, : marlarından İsmet, Özbek Sinob mimarlığına naki! ve tayin edi Zehirli gaz kurslafi, Hava hücumlarından korunmü yonu dün vali muavini Hüdai w,f' nın riyaseti altında toplaninış, M rarlar vermiştir. Bu kararlara İh;ı" çen sene açılmış olan zehirli gel rina bu kış ta Kânunusaninin O itibaren — başlanacaktır. kurslar Beyoğlu, Eminönü, Fatil “ 9: larında beşer, Beşiktaş, Usküd':’d,. B dıköyünde ikişer ve diğer kazal ror tane olacaktır. $ N Yüksek 4 Meriç su işleri fen UA 3&% Hearet müşaviri İsmall AĞ geçeh N müdürlüğüne, Zat n ÇUA Karataban kursların iAsre olunacağı hakkında ıw% lunan kaymakamlara izahat bir şey | Ayrıca posta ve telgraf, tel ..| rile temas edilecek, tesisatın M"..f efon İdE kargı takviye edilmi