SON POSTA * W “Son Posta" nın Hıkayesı —IINI_IIIIII-IIIII-BIIII-IIE KISASA KISASI. — & Köy kadınları onu görünce adeta bay- ram ederlerdi. O, ufak tefek bir adamdı. — Elinde içinde ihtiyar bir papağan bulu -| nan bir kafesle köye gelir, köhne bır kü- tuya iştif ettiği sarı kırmızı tenkli niyet kâğıdlarını kuşuna birer kuruşa çekti - rirdi. Köy kadınları, papağanı pek sever- - lerdi. Efsun ile kuş olmuş bir cadıdır, derlerdi ona., İhtiyar, ufak telfek adama da Musa Peygamber ismini takmışlardı. »Musa Peygamber, kulübelerinden dı- şarıya uğrıyan müşterilerini görür gör- “mez senelerin yağmurunu yiye yiye yam- o yumru olmuş silindir şapkasını çıka - rır, onları hürmetle selâmlardı. Genç kız- — lar, hattâ yaşları geçkin kadınlar etra - O fanı alır, kuruşlarını tokalamak — için sı- ralarını beklerlerdi. Bu arada, papağdanı - kızdırmaktan da hoşlanırlardı. Göne, töyle niyetçinin köye uğradığı r gündü. Kızıl saçlı varda kosta bir ka- — dın, kafese yaklaştı, ve elini kafesın tel- heci arasına soktu. İhtiyar papağan çap - kın çapkın göz kırptı, birden boynunu — kırarak, kadının parmaklarından birini — kaptı, ısırdı. Kadın çığlığı bastı, ve eli- ni çekti. Sonra, acıdan inliyerek: — Boynun kopsun hınzır.. diye homur- datdı. Papağan, sanki hiç bir şey olmamış gi- bi gerine gerine bir ıslık öttürdü ve: — — İnek!.. diye bağırdı. — O gün epeyce dünyalık topliyan ufak tefek adam, müşterileri dağıldıktan son - ra, keyifli keyifli parasını sayöı, kafesi | — bir eline, yağlı şapkasını öbür eline a -| ( Tarak köy meyhanesine doğruldu. Katesi, mpağarı biraz güneşlesin, diye meyha « “nenin önündeki iskemleye koydu, ken - disi de şöyle parlatmak için içeriye dal- di Dar sokakta birbirlerile dalaşan kö - |pekler, yurdlarına bir yabancının geldi- — Bini sezerek, hemen papağanın et-afına şıldııdılu. geriliye geriliye havladılar. — Kuşvta, onlara sunturlu küfürlerle mu « Bi kabele etti. Derken bir kaç çocuk ta hay- Wwana iziyet etmeğe başladılar. Bu sırada | kvlübelerin birinden elinde, küçücük bir | — tüfek tutan kırmızı saçlı bir erkek çocuk O çıktı. Arkadaşlarına seslendi: — — Be, öyledir! O ki deoorsan citti de- Bü, salt lataiftir. Kızmak çiğlik olur. zemine uygun hi- kâye anlatayım : Vaktile, İ yan mahallesin - de oturur. keskin bir zampara var - Mış. Herif, evinin karşısında — fev - “4de hasir bir urum kızına iç geçer- —miş. Ve her görüşünde de, kendi kendi- — ne: «Yarab! dermiş, bu nur topu gibi, si- —Mayı ,bu selvi boyu, bu pembe yanakla- rı, bu tombul elleri, yarın cehennemde nasıl kıyıp da yakacaksın?» — derken, herif o mahalleden çıkmış, başka yere faşınmış, kızcağızı unutmuş, tam kırk sene bir daha o tarafa ayak basmamış. “Gel zaman, git zaman, nasılsa tekrar bu semte yolu düşmüş. Eski oturduğu “evin hizasından geçerken, birisi seslen- Miş: «Hacı efendi! Hacı efendi!» dön- müş, bakmış, tanımadığı kartaloz, kak- “ nem bir karı. Dört kaşlı, iri küp gibi, / keleş, dişlek bir cadı. Sormuş: — Ne istiyorsun? — Karı, cilvelenerek: — Tanımadın beni, kale? Ben.. Eleni.. Eleniça.. haniya, sizin ev karsıda idim.. bana korti yapıyordun?. Deyince, herif gözlerini göke kaldır- omış da: — — Hey Allahım!. Demiş. Yakarsın, yakarsın.. amma, bu hale kor da öyle — yakarsın. Şimdi snladım! Bizim anne hanım da, galiba şu ara- k tıpkı böyle düşünüyor. Değil mi? İfakat harım hiç cevab vermedi. Ba- kışlarını önc eğdi. Hiç şüphesiz ki de- “mindenberi zihninden geçen ayni şey- di. — Biraz daha öteden beriden konuş - tuktan sonra Torik, delikanlıya: — Bana bak, omuzdaş' dedi. Allah n verirse, yarın öbürgün payandaları |nunu nişanladı ve tetiği çekti. Pek hoş- Anlatan : İb | Genç kızlar, hattâ yaşları geçkin kadınlar ihtiyar niyetçinin etrafını alırlardı — Bana bakın, papağanı haklıyacağım. Anneme inek dedi.. * Kızıl saçlı erkek çocuk, arkadaşlarını arkazına takarak bir duvarın arkasına geçti. Tüleğini doğrulttu, papağarmın boy- |landığı güneşten, hazzede ede, şekerleme kestiren papağan tiz bir ses çıkararak külçe gibi sırtüstü kafesin dibine düştü. | İhtiyar adam sallana sallana meyha -| neden çıkıp ta, papağanını kan revan içinde ce beti benzi kül gibi oldu. Çenesi kilitlendi. Etrafına bakındı. Kafesi eline alarak, köhne şapkasının gölgele - i başı eğik yürümeğe başladı. Köyün dış eteklerinde rastgeldiği bir kadından kürek alarak, toprağı — kazdı, göz yaşlarile suladığı mozara, kıymetl! hayvanını gömdü. Sonra köye arkasını dönerek, boş kafesini sallıya sallıya u . zaklaştı, ufukta kayboldu. Aylarca onu görmediler, İlkbaharın köye yeni yeni inmeğe baş- ladığı hir günde, niyetçi gene sokaklarda peydahlardı. Fakat bu sefer o mahiid ka- fesini! siyah bir örtü ile sarmalarnış, do- lamış, üstünden el girebilecek kadar bir âçıklık birakmıştı. Kürüşü veren eliri bu delikten sokuyor, niyetini alıyordu. Her nedense köy kadınları bu niyet çek- menin bu çeşidinden hoşlanmadtlar Ham rahim Hoyil — #MEEESllke alay edilecek, kızdırılacak papağan — da ölmüştü artık, Adam pek az mangır topla- masına rağmen omursamıyordu bile.. Köy çocukları da niyetçiye aldırdık « ları yoktu. Zira Musa Peygamberden, da- ha fazla alay edilecek işleri vardı. Or - manlara gidip kuş tutuyor, yumurta & - rıyorlardı. İhtiyar niyetçi de, bazı mahalle ço - euklarınm kendisini taşa tutmalarına, ar- kâasından dil çıkarmalarına hememiyet vermeksizin sokaklarda dolaşıyordu. Bir- den, papağanını öldüren kızıl saçlı çacu- ğün omuzuna doladığı kalın bir 1ple evin- den çıklığını gördü. Onun denize uza - nan yola doğru döndüğünü farkecince, gülümsedi. Biraz sonra da çocuk gözden kayboldu. Adam, istifini bozmadı, yü - rüdü, yürüdü. Nihayot, keskin bir ka - yanım kenarından, kızıl saçlı çecuğun o - muzuna dolamış olduğu ipin sarktığı ye- re kadar geldi, diz çöktü, ve kayanın ke- narından aşağıya doğru baktı. Papağanını öldüren o hınzır, mel'un çocuk ipin ucu- nu beline dolamış, yüzü kayalara doğru, ayaklarını kovuklara destekliye destek - liye yumurta arıyordu. İhtiyar niyetçi hemen yüzü koyun yat- tL Şapkasını da yanına koydu. Buşını ile- riye doğru uzatarak, papağanı gibi kes- kın bir ıslık öttürdü. Sonra gene onun gi- bi kakırdıya kakırdıya: — Hişt bana bak!.. Bana bak!. söylendi. Çocuk, gözlerinde müdhiş bir korku - nun ışıkları yanıp tutüşarak başını kal « dırdı, ihtiyar adam sinsi bir gülüşle ses- lendi: — BSabahlar hayır oğlum.. Tam yu - diye murta aramanın havası., doğrusü heni ya- PF şanacak, hem de sevine svine ölmeğe lâ- Çocuğun yüzü kireç gibi bembeyaz ke- sildi. Adamın dudaklarını uzatarak papa- ğan gibi öttüğünü duydu; ve o garib, çat. Tak sesile: — Eden bulur! Deyişi beynine şimşek gibi inince, ka- yaöan sarkan ipe sarıldı, ayaklarını ko - vuklara iyice yerleştirmeğe çalışarak: (Devamı 13 necü sayfada) ON POSTANIN DER ROMANI laçka edip, buradan fertiği çekeceğiz. Herifler bize epey yalık uçlandı - lar. Eihamdüllah ce- bimiz dolu. Ben sa - na tahsil paranı ö - derim demem am - ma, bizimle ayni ce- faya katlanır ve tek durmıya da söz ve - rirsen, her gittiği - miz yere seni de gö- türürüm. — İnşallah sonunda memleke - te de kavuşuruz. Niyetimiz - buradan Fransaya — geçmek. Bu, bizim moruğa karşı boynumun borcu. İhtiyarı sula- ra götürüp kalafat ettireceğiz. (İfakat hanıma yan yan bakıp, göz kırparak )|bi, boynuna atılacak, yüz nü gözünü | Onun sebepine yureşi paydoz yapmiş - Voronof aşısı yaptıracağız. Sonra da güvey koyacağız. Kocakarı dayanamadı. — Çenen kısılsın! dedi. 'Torzik aldırmadı; devam etti' — Diyeceğim bul! Sen dil biliyorsun. |Vâkide ahpesr yanımızda, bize pekâlâ tercümanlık ediyor amma, bazan iki kola ayrılmamız lâzım geliyor da sı - kıntı çekiyoruz. Böylece bize arkadaş- lık eder, işimize yararsın. Her türlü masarifin benden. Beylikten yeyip, beylikten içersin. Cebine az çok tütün, traş parası da korum.. nasıl, işine geli- yor mu?. Zaormanın gözleri dolu dola olmuş tu. Nerede ise Toriğin, bi halâskâr gi- öpecekli, — Teşekkür ederim! de i. Bu uzlaşma, sade, Gu bi efendinin pek de hoşuna gitmiyord . Yüzünü bu- ruşturup da, üstüste © sürmesinden, onun bu duygusunu hiss den Torik: — Beybabal dedi. Bir defa süreçme İle atın başı kesilmez. Bizim ağabey bir cahilliktir etti. Senin büyüklüğün onu affetmekle tecelli eder. Zormana döndü. — Haydi, ka!ki Öp beybabanın elini! , Delikanlı kalktı, thtiyarın ellerine sarıldı! Ömarün çok olsunt Mesele kalmamıştı. Birincikânun 8 SATIŞİLÂNI Üsküdar İcra Memurluğundan D Nikolaya borçlu Haralambosun tpotekli olup tamamına 227 lira kıymet konulan Kt diköyünde Osmatağa mahallesinin Halid ağa sokağında 28/8 kapı numaralı arsa İf gene Kadıköyünde Osman ağa mahallesinde teki Haydarpaşa çaddesinde yeni Otan € sokağında, sski 45 yeni 46 kapı numaralı ve 2814 Jira kıymeti mevayalı bir bab hane 8P lığa çıkarılmıştır. 2) Arsanın hududu: Bir tarafı sahibi senet Teofanın dört harita numaralı — Srsüf ve bir tarafı Pros! ve Horopsima hane ve Dbahçoleri ve bir tarafı Marikaya tahsis Kilif nan altı harita numaralı arsa ve tarafı rabli tariklam, Hanenin Hududu: Bir tarafı sahibi senet Tecfanım dört harita numaral arması V€ bir tarafı Proso Je Hristi hane ve bahçesi ve bir tarafı Merikaya tahsis kılınan altı hA> rita numaralı arsn ve tarafı rabil tariklamdır. Arsanın Evsafı: Sahası tamamen 91 metre 2 santimetredir. Hanenin evsafı: 3) Arsanım Sahası: 102 metre iki gantlmetrodur ve zemin katı mermer döşeli antredeti çift kanatlı camekânlarla ayrılmış sofa üzedinde bir oda ve bir merdiven altı ve kırmızı çini düşel! ocaklı bir mutfak ve bahteye açılan bir kapı ve bir. hâlâsı vardif. Mutfaktan bodruma İnilir ve bodrumun çilmento düşeli kuru bir bodrum mahalli, Bi- Finci kat bir sofa üzerinde Ii oda bir helâ Mevcuddur. İkinci kat arası tahtaperde M ayrılmış bir sofa örrinde üç oda bir yüklük ve aydınlığı vardır. Gayri menkul — KÂZEİY ve dahili kurımları ahşaptır. İçinde havagzam Ve elektrik ve terkos mevcuttur. 4 İşbu gayri menkulün arttırma şartnamesi 6/12/938 tarihinden itibaren !I—llı numaralı Üsküdar lera dalresinin muayyen Yurinden herkesin görebilmesi için açiklif. İlânda yazılı olanlardan fazla malâmat iştiyenler işbu şartnameyi 938/1142 dosya nü- maraslle memuriyetimize müracaat etmeleri lâzimdır. İsbu gayri menküllerin 10/1/999 tarihinde Salı günü saat 14 de Üsküdarda İhsaniyedi — Berif bey çeşmesi sokağında 16 numaralı Adliye binasında Üsküdar Jera memurluğu 0dü” sında üç defa bağırıldıklan sonra en çok arttırana İhale olunur. Ancak arttırma bt * del! mühammen kiymetin ©75 ini bulmaz veya antış İstiyenin alscağına — rüçhafi olmadan diğer alacaklılar bulunup da bedel bunların ba gayri menkul ile temin edilmif alacaklarının mecmuundan fazlaya — çıkmatsa en çok artlıranın taahhüdü baki kalmAf üzere arttırma 15 gün daha temdid edilerek 2$/1/939 tarihinden çarşamba günü 14 de avni mabalde yapılacak arttırma bedel Satış istiyenin alacağına rüçhanı olan GĞtf alacaklıların bu geyri menkul İle temin edilmiş alacaklarının mecmuundan fazlaya Çık- mak ve yeminli üç ehli vukuf tarafından takdir edilmiş olan kıymeti mul g75ini gecmak şartile ihale edilecektir. Böyle hir bedel elde edümeme 2280 Kanun ahkâmına tevfikan satış geri bırakılacaktır. $) Arttırma bedeli peşindir iştirak için vukarıda yazılı kıymetin 475 u nispotindi pey akeesi veya milit blr bankadan teminat mektubu tevdi edilecrektir. ©) Gayri menkul kendisine İhale olunan kimse derhal veya verilen mebil içinde P#” rayı vermezse (hald kararı fenholunarak kendisinden evvel et yüksek Leklifta Wİ". kimse arzu etmiş olduğu bedel İle almıya Tavi olursga ona razi olmazsa veya bulun ” mazsa hemen 15 gün müddetle arttırmaya çıkarılıp yukarıdaki ahkâm dairesinde. ihâlf edilecektir. Ve Iki ihale arasındaki fark ve geçen günler icin ©© 5 te hesab olunacak he ve diğer zararlar ayrıca hükme hacet kalmaksızın memurlyetlmleze ik mi tahsil olunur. ' İpotek sahibi alacaklılarla diğer alacaklıların ve İrtifik bakkı. sahiblerinin Kâyf monkul üzerindek! haklarının husuzi ile falz ve masarifa dair olan 1ddlalarının işbü A9 tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müspitelerile — bielikte memuriyetimize dirmeleri icab eder. Aksi halde tapu sicili ile sabit olmadıkça zatış bedelinin dan hariç kalıtlar. 8) Alıcı arttırma bedeli haricinde olarak karar pulları, tapu ferağ harcı, yirmi senellk vakıf taviz bedelini vermeğe mecburdur. Gayri menkülün nefsinden doğan müterakliü yergi ve tanzifat ve tenvirat ve dellâliye resmi ve vakıf Jenresi borçluya aittir. $9) Gösterilen günden arttırmaya iştirak edenler şartnamesini okumuş ve Jürumlü Mmülümat almış vu bunları tamamen kabul etmiş ad ve itibar olunur. Yukarıda gösterilen gayri menkullerin işbu ân ve gösterilen arttırma gariaamtfi Baş, biş, Wezle, Urıp, RKomatızma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. z G İcalınla günde 3 kaçe alınabilir. HN Vâ) uldu mu, para kazanir. Mutahitlik boyle zamanda, yozu açik adamlari ee ya eder. Niçun? Mali verirsin, kontü” |rata uyğun mu, diğil mi? Bakmayt yoktur. Ne versan alir. K“': ir! Malara, yitir!. Elbise, O Ama kuhduralar mukavs teneke., elbiseler ot. :İ' Levazimin bitun işleri ufacik bir İtipin elinde. Bir yoz işareti çık'ıl'l“'ıd Muiz Şalam, be - lediye reisinin izni- ni kâğıd üzerinde getirmiş Toriğe ver- yiyer, yelir. Bir kaç yuz peçeta Bin yibi, elini belem uper. 'Torik, tecrübesizliğine işti. Reis bu mek-| 2? akıllıca mütalealarda bulun“’d'y î:ıı'ıîı:ndı “!ıe:ı ö -) Birdenbire şu suali göruvermişti: pe şekkür ediyor, hem | — HekL BENALARI de çarşamba günü ra kıymetten düşerse? ğ kalkacak ve Mar -| — Yahudi buna da cevab bulmuştu: e gilyayı tutacak olan| —— Divane misin? Ben İspanyol P;,, Ciudad Real vapu -| Si mi saklarim? Var mi bende öyle runda Gdört kişilikl — Ya, ne yaparsın? vit a — Bitun dunya — yahudileri, DA yer tütulmuş oldu - kunu bildiriyordu .| peygamberden beri ne ki yaj Muiz, ağızdan şu|ben da unu yaparim. malümatı da ilâve| — Yâni? ç etmşti: — Âltan taplarim.. İnyiliz p, — Haçan sizi bi-| pçansiz frangi.. eline ne yeçersan, VÜÇ rakmayicağidiler a - Dakali satun alirim. Mal almak mâl’;' ma, Madrid uzerin -| 4 ujan, iki, uç tefa Fransaya Kadar de;buyuk'hüçum yapâtaklar bu hafta, der, yelirim: paralar aşar, yatâr lar. — Bu, bahâne olsa gerektir. Herhal- de, öküzlük edecek başka saloz bulama- mış olacaklar. — Yay. Vallayi mehana diğili Ben yakindan biliyorum.. Ve çekinir gibi bir tavır takınarak, Muiz yavaş sesle ilâve etmişti: — Bana kalirsa, yitme.. utur. Haçan cepinde sermaye var, seni ilan iş yapa- YiZ. 'Torik, boş bulunup ta: — Ne işi? diye sorunca da, şu cevabı vermişti: — İşin, boyle vakitta adi, sani olmaz. Akilli adam, bir yerde muharebe, ihti- di: Plâncomu mahkemeye verir. mento ederim. Benden alacakli t::': Jar, artik Marko paşaya arzı sinler, — Vay, köpoğlu! ğ Ne sandin, ya? Biz dunyanit “> bizi KiF nun İçin çikariyor. Korkiyor Ki, * mizlan memlekete bakim oluruz. — . Maamafih Torik, bu teklife Y'gdi . mamış'ı. Yalnız, yahudinin ifadesi den kısmen hisse kaparak, ©/ ğır şeraitle cebindeki paraları ftrangına tebdil ettirdi. ver) (Arkasi Ş rağmen, bâ ” ?; ) gada, En sonunda, baktım işln: 'Tali <| ıdnı::n,_ o ağnar, Akşam, yeç vakit, sivilleri” — Ğİ ŞEZL /| Ff £4 ŞS EL EEEL İ SS ailz K 64 CeLA LO SS o EKR FSELECSSLCESİEE a SETEKTE a PE S ERÇL LAŞA