Ne diyeyim? Fransız dostum kolumu yakaladı: — Nasılsın? — Teşekkür ederim, yahu sizin mem leketteki is, ne âlemde? — Hangi isyan? — Frankistler isyanı! — O bizim memlekette değil ki., — Ya demek, bu isyan Fransa İmpa- ratorluğu dahilinde değil, — Fransa imparatorluğu mu dedin? — Yanlış mı, pardon.. Fransanın bir kral tarafından idare edildiği birden - bire aklıma gelmemişti. — Fransayı kral idare etmez. — Canım hükümet merkezleriniz o- zim hükümet merkezi Paristir, — Duymadım idi. Ne vakit nakledil- di? Hem Paris Almanyada değil mi? — Paris Almanyada olur mu.. Fran- sadadır. — Ya, demek Paris Fransada.. şim - di kralınız Pariste bulunuyor öyle mi? — Canım bizim kralımız yok; — Öldü mü, vah vah.. Veliahd he - nuz tahta çıkarılmadı mı? — Ne veliahdı? — Habeşistan veliahdı olacak değil ya, Fransa veliahdi. — Fransada veliahd da yoktur, kral da yoktur, Fransa cümhuriyettir, — Şimdi hatırladım. Öyle ya Fransa eilmhuriyetle idare edilir. Cümhur re- isinizin adını da biliyordum; Rüzvelt. — Ruzvelt bizim değil.. Amerika - nın cümhur reisidir. — Karıştırmış olacağım.. iki mem - leket kamşu olduğu için. — Hangi iki memleketin komşulu - ğundan bahsediyorsun. — Amerika hükümetile, Fransa hü »- kümetinin komşuluğundan. Fransa A- merikanın yanı başındaki bir takım a- dacıklardan mürekkeb bir memleket - tir de. Fransız dostum, hayretle baktı: Birader, dedi. Senin bu söyledik- lerin beni çok şaşırttı. Gaflet mi diye- yim, cohalet mi diyeyim, — alâkasızlık mı diyeyim?... Sözünü kestim: — Düşün ve ne diyeceğini bul.. çün- kü ben de öğrenmek orumM, — Neyi? — Fransa parlamentosundaki Türk- Fransız grupu reisinin, «Osmanlı Cümhuriyeti» tabirini kul - lanması da beni şaşırtmıştı. Gaflet mi diyeyim, cehalet mi diyeyim, alâkasız- hk mı diyeyim., diye düşünüp duru - yordum. yüzüme İsmet Hulüsi ( Bunları biliyor mu idiniz? — | Elektrikte büyük bir inkılâb daha Amerikalılar bu günkü — elektrik dâmbalarından iki yüz defa daha kuv wetli Vümbalar yapmıya muvaf - fak — olmuşlardır. Bunun için, gözle göremediğimiz ül- traviyole şuam « dan istifade edil « mektedir. Yeni lâmbalar aydınlatma fen- ninde bir inkılâb vücude getirmektedir. 5 S ZN 4 * Altın kapı ve altın boynuz San Fransiskodadır. San Fransisko körfezi ile pasifik Okyanusunu birleş- tiren (4) kilometre — genişliğinde bir boğazdır. Bu ismi takan — da meşhur İngiliz âlimlerinden Sir Francis Da - ke'dir. Amerikada bir altın kapı varsa bir Çıkan talib Fikrinde musırdır İmzasının ilk harfleri A, E. ile baş- hyan bir okuyucumdan ikinci bir mektub aldım. İlk mektubuna göster. diğim telâkki çekli hoşuna gitmemiş, beni müahaze ediyor: — Benim müracaatımı lâtife mahi- yetinde görmüşsünüz, ismimi ve adre- simi saklamışsınız. Bu hareketinizle izzeti nefsimi kırmış oldunuz, okuyu gularınıza hiç te mi itimadınız yok? diyor. Derhal söyliyeyim ki okuyucularıma karşı hududsuz bir itimad göstermek vazifemdir, kendilerine karşı borcum- dur, fakat aralarına karışabilecek bir yabancıdan, bir lâtife heveslisinden korkarım, onün için bana salâhiyet verseler bile hakiki isimlerini, adres- lerini yazmam, — Bu tektub belki altında imzası olan zatın değildir, diye düşünürüm. İhtiyatım sebebsiz değildir, bakınız anlatayım: Beş altı sene evvel İstanbula yakın bir Anadolu şehrinden bir genç kız Mmektubu almıştım. Masum bir ihtiyat- sızlığın doğurduğu bir neticeden bah- sederken: — Aile arasında kullanılan lâka- l Insan beyninin neşrettiği mevceler İnsan beyninin neşretliği iddia o- lunan — mevceleri nihayet tesbit et - mek mümkün ol - muştur. Bunun için zelzeleleri kaydeden — âlete benzer bir âlet kullanılmak- tadır. İnsan sakin iken bu âlet gayet hafif ve sakin hatlar çizmektedir. Bu hatlara «çoban hatları» diyorlar, Fakat dimağ düşünmiye başlar başlamaz makinenin kaydettiği çizgiler fırtınaya tutulmuş ihtizazlı bir vücudün titrek el hareketlerini andırmaktadır. IZ a altın boynuz da İstanbulda bulunmak- tadır. Bu, bizim köhne Haliçtir. Çün - kü frenkler Halice (Altın boynuz) bımla şimdi bütün şehir bana «Şeket çocuk>» diye hitab etmektedir, diyordu Bu mektubu hemen hemen aynen koymuştum. Aradan birkaç hafta geç- tikten sonra matbaadan söylediler, bir genç kadın, şimdi, zarif, oldukça da Bgüzel bir genç kadın gelmiş: — Ailem bana çocukluğumdanberi şeker çocuk lâkabını takmıştı, bahset- tiğiniz memlekette ise anlattığınız şe- kilde.. bir kadın olarak yalnız ben va- rım, Halbuki bu hikâye benim başım- dan geçmedi, mektubu yazan da ben değilim. Gazete «her ailenin çocuğunu güzel görebileceğini, çocuğuna şeker çocuk diyebileceğini» anlatmıya çalışmış, fa kat «şeker» liği hiç değilse o memle- kette inhisar altına almak istiyen bu eşeker çocuk> tan kurtuluncaya ka- dar akla karayı seçmiş.. Binaenaleyh okuyucum beni mazur görmelidir. Müracaatının asıl sebebi- ne gelince: Bu sütunlarda evlenmek istiyen bir genç kızın «Sakin Gönül> imzalı bir mektubu çıkmıştı, ona ta- libdir. Adresini yazınız veya veri - niz diyor. Yazmaya gelince hiçbir va- kit! Vermiye gelince madem ki istiyor, Bakin Gönül şahsan müracaat ettiği takdirde hayhay,. 'Türkiye için |" 4 X Yazın sokakta giyikc;k güzel bir kostüm ceketi Emprime rob * Emprime kumaştan yapılmış güzel bir yazlık rob BAAAI Vücudü ince gösteren modeller Ceblerin siluet Üzerinde tesiri oldu- ğu hemen hiç kimsenin hatırından geç- mez. Halbuki vardır ve mühimdir. Ve- rev cebler —İster rob, isterse tayyör, ceket veya manto üstünde olsun— da- ima düz ceblerden daha ince gösterir, Zaten bütün verev modeller vücu - dü inceleştirir. Hele tek verev parça - dan beli sıkı elbiseler tamamile uzun ve ince görünmek isteyenler için biçil- miş bir kaftan sayılabilir. Uzunluğuna pliler, uçları eteklere kadar uzatılan enli kumaş — sentürler boyu uzatır, geniş omuzlar kalçaların genişliğini gizlerler. Buna — mukabil ampir tarzı dar omuzları, kısa belle in- ce kalçaları bile kalınlaştırır. Dolandırlı hakkında dolandırıc Bir dolandırıcılık hâdisesi etrafında müd- delumumtlükçe yapılmakta — olan tahkikat, #suçlu hakkındaki takibatin men'i, fakat da- yacının maznun mevktine geçmesile netice- lenmiştir. Hidise gudur: Bir müddet evvel Şükriye lsminde genç bir kadın polise müracaat ede- rek, evinde oturduğu Zehra tarafından do- landırıldığını iddia etmiştir. | Hüdise etrafında zabıta tahkikata geç - miş ve suçlu Zehrayı müddelumumiliğe sev- ketmiştir. Davacı Şükriye, alınan ifadesinde vak'ayı göyle anlatmıştır: — Dostumla birlikte Zehranın evinde üç oda kiraladık. İki aylık ücreti da — peşinen verdikten sonra, eve yerleştik. — Bir gün ev sahibemiz Zehra, bana iki tapu senedi gös - tererek; *«— Aman, paraya ihtiyacım var, Bana, yardım et» dedi. Ben de 20 lira değerinde elmas taşlı bir küpemi, iki beşibirlik ve bir de Toza taşlı yüzüğümü kendisine — verdim. Birkaç gün sonra, mücevherlerimi rehin o - Jarak, bir yere bıraktığını — söyledi. Sanra, gene bana, sebebini bilmeden, iki sened im- salattı. Bu senedlerde, ben borçlu gibi gösteri - miştim. Hülâsa, neticede dolandırıldığımı anla - dim, Zabıtaya müracaat ettim. Suçlu Zehra ise, hakkındaki iddlayı müd- delumumllikte reddetmiş ve: — Şiikriye evimde oturur. Bir gün paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de Sabriye leminde birinden faizle para alarak, kendi - sine verdim, Birkaç gün geçti. Tekrar para- ya ihtiyacı olduğunu ve bankada parası bu- handuğunu söyliyerek, yeniden yardım istedi. 30 lira daha verdim. Sonra, ayni şekilde bir keresinde 12, bir keresinde de 100 lira para verdim. Bu arada Babriye isminde bir doktor karısının da pantantifini Şükriyeye vermiş- tim, Emniyet Iğına yutırdı. Ben dolan » dıran değil, asıl dolandırılanım. Bu karışık iddiayı tedkik eden müddelu- mumilik şahidleri celbederek, ifadelerini al- mış ve hâdlayi etraflıca tahkik etmiştir. Ne- Hicede suçlu Zehra hakkında, suç aablt gö - rülemediğinden, men'i muhakeme kararı ve rilmiştir. Hâğdlsenin muhbiri ve davacımı vaziyetin- (de olan Şükriye ise, tahkikat — neticeszinde kendi ihbar ettiği hâdisede süçlü mevkiline geçmiştir. Müddetumumllikçe, dolandırıcılık | suçundan, tecziyesi taleb edilmiştir. Garib şekilde netlcelenen bu dolandırı - cılik vak'asının önce müştekisi, — bilâhare maznunu olan Şükriyenin duruşmasına, ya - kında Aaliye 2 nci ceza mahkemesinde ba - kılacaktır. Nişanlısını ve nişanlısının anasını bıçakla yaralıyan Hikmet tevkif edildi Nişanlısı Beherle, kaynanası Ayşeyi bi - içakla ağır surette yaralıyan Hikmet, dün ad- iüyeye verilmiştir. Buçlu, 2 inai sorgu hâkiminin — kararile tevkif edilmiştir. Merkezefendi jandarma karako- lundaki hâdisenin muhakemesi Merkezefendi jandarma karakolunda 0e- reyan eden ve üç devlek memurunun tahta muhakemeye alınmalarına sebeb olan hüdi- genin mubakemesine, Asliye 2 inci ceza mah kemesinde dün devam edilmiştir. Buçlu vekilinin — talebile — dinlenme - Jerine karar verilen. gahidler vak'ayı başka bir şekilde anlatmışlar ve suçlular aleyhin - deki iddiaların ekserisinin varid olmadığını söylemişlerdir. İddia makamı evvelce dinlenilen Amme şahidlerile, bu şahidlerin müvacehe edilme- lerini istemiştir. Duruşma, başka güne bırakılmıştır. Üsküdar adliyesini yakan Nureddinin muhakemesi Üzsküdar adliye binasını kasden yakmak- tan maznun Nureddinin muhakemesine A - Bırcezada dün de devam edilmiştir. Dünkü celsede dinlenilen müdafaa şahld- iığını İddia eden bir kadın lık takibatı başladı! leri, vak'a gecesi, yangının zühur ettiği sa- atlerde suçlu Nureddine — sarhoş bir halde Beylerbeyinde rastladıklarını — söylemişler « dir. Nureddin vaktile Bakırköy emran akliye hastanesinde yatmış olduğunu, — kendisinin hasta ve sar'alı olduğuna dalr raporu bu « Yunduğunu söylemiştir. Bu cihetin tahkiki için duruşma talik & « dilmiştir. Sinemada kadınlara sarkıntılık eden biri tevkif edildi Boğos isminde bir genç Şehzadebaşın bir sinemada Lütfiye ve Belkis adlarında iki kadına sarkıntılık etmiştir. Kadınların şikâyet etmeleri üzerine hâ « dise zabıtaya ve oradan da nüliyeye akset- miştir. Dün, Sultanahmed 2 ei sulh ceza mah- kemesine verilen Boğos, sorgusu yapıldıktan İsonra, tevkif edilmiştir. İki katilin mahkümiyeti istendi Bir müddet evvel Feriköyünde kanlı bin vak'a olmuş, İsmall Hakkı — izminde sabık bir polis komiseri, Remzi ve İsmall simle « rinde iki genç tarafından bıçaklanarak, Öle dürülmüştü, Bu vak'anın muhakemesine, — Ağırcera mahkemesinde, dün devam edilmiştir. Dünkü celsede, müddelumumi — Ahmed Remzi Berkmen, iddianamesini okumuş ve vak'ayı şöyle hülâsa etmiştir; #Suçlulardan İsmall, Müyesser — iminde bir kadınla sevişmektedir. Ayni — kadınla, maktul komiser İsmall Hakkının da, müna« sebeti vardır. Bir akşam İsmail Hakkı Mü- yesserin evinde rakı içip, eğlendikleri sıra « da, suçlu İzmail, arkadaşı Remti ile birlik- te eve gitmişlerdir. Bu sırada — komiser de dışarı çıkmış ve arada çıkan münazaa ne « ticesinde iki genç tarafından katledilmiştir.> Hâdiseyi bu şekilde sabit gören iddia mas kamı her iki suçlunun da ceza kanununuş' 448 inci maddesine göre tecziyesini istemişs tir, İstenilen ceza mikdarı, 18 sene müddetle İhaplatir. Müddelümum!, İsmallin — cezasıni Bafifletici bazı sebebler de bulmuştur, Dava, müdafaaya kalmıştır. Beygire binen bir çocuk bir kadını yaraladı Kadıköyünde Çilek sokağında oturan Ce« mil oğlu 14 yaşında Enver, atla Kurbağalı dere caddesinden geçerken 53 yaşında Ma « hire isminde bir kadına çarpmış, muhtelif yerlerindn yaralanmasına — sebeb olmuştur, Yaralı kadın, Haydarpaşa Nümune hastal zine kaldırılmış, çocuk yakalanarak tahki kata başlanmışlar, Bir yaralama vak'ası 'Taksimde Mik — sokağında 97 numarali evde oturan Ferrüh ile ayni evde oturan gar Bon Cahid kavga etmişler, Cahid — Ferruhu bıiçakla omuzundan yaralamıştır. Cahid ya- kalanarak tahkikata başlanmıştır. 12 yaşında bir çırak müşterisini yaraladı Şişlide, Kurtuluş caddesinde, 2860 numa « râlhı dükkünda mahalleblci Roka'nın çıraği 29 yaşında Ali oğlu Servet, ayni caddede 119 numaralı buzcu dükkânında çırak 12 yaşıns da Mehmedle alış veriş yüzünden kavga ei- miştir. Kavgada, 12 yaşındaki Mebmed, € « lindoeki buz desterzesini vurarak Berveti ba- gından yaralamış, suçlu yakalanmıştır. Bir sarhoş arkadaşını yaraladı Küçük Ayasofyada Liman caddesinde BOl numaralı evde oturan arabacı Cemll ile, ki« racısı Mustafa arasında, sarhoşluk yüzünden çıkan bir kavgada, Cemil Mustafayı bıiçakla ve sol elinden ağırca yaralamıştır. Yaralı Cerrahpaşa hastanesinde tedavi a) tına alınmış, Cemil yakalanmıştır. , Bir kadın otobüse binerken yaralandı Pangaltıda Kürdbey sokağında — oturan Tevfik kızı Sevim, Pangaltı Hamamönünde şoför Ziyanın idaresindeki 3419 numaralı 04 tobüse binerken otobüs hareket etmiş, Sevim düşerek bacağından yaralanmıştır. Bacaksızın maskaralıkları : Gülünç bir tesadüf