17 Nisan “İfşa eden idam olunur, Harb sanayi casusları arasındaki mücadele SON POSTA Komiser nezaketle: “ Muhterem misefirlerimizi rahatsız ettiğimiz için aflarını dileriz, dedi. Şimdi pek garib bir cinayet oldu. Bir ecnebiyi Metroda öldürdüler. Maktulün sizinle ve tayyare ile Paristen şehrimize gelmiş olduğunu öğrendik! ,, Bibette, ertesi gün, ilk işim ne pahasi- Ma olursa olsun bu esrar küpü Litvan- Yah ile Almelodaki Van Hoizen şatosu- Mâ gitmekten ibaret olacaktı, Bu karar- hemen yattım, Fakat ertesi günü korkunç bir cina- Yet haberi bütün bu güzel rüyaları bir Yildirim gibi altüst etmişti. Zira bizi, Amsterdamdaki 14 üncü Metro polis istasyonundan acele çağı" Mıldığımızı söyliyerek, uyandırdılar. Olanda polis davetini işitince son de- Tece heyecanla ve sapsarı bir halde he- Men giyindi. Yalnız fransızca bilen bir Pelemenkli sivil polis bizi Yekliyardu. Olanda sivil polis memuruna heye- San içinde: — Evvelâ Amsterdam polis müdiri- İ bir dakika görüşmek isterim!. Fakat memur Olandayı teskin iye çalışan gayet kibar bir nezaket- >— Hiç lüzum yak, madam!.. Biz gö- B ik! dedi. Yalnız lütfen acele ediniz. ir Cinayet vardır. iz de hayretimizden donarak *orduk; — Bir cinayet mi?. — Evet... — Nerede?... — Metroda, Sizin tanıdığınız olduğu AMlaşılan birisi öldürülmüş! — Kim bizim tanıdığımız?.. — Litvanyalı Mijio Mareşalovi is- bir adam! — Mösyö Mişel demek — Evett — Aman yarabbil, Öldürülmüş mü? — Evet. — Ne vakit?. — İki saat evvel Metro polis Malümatıniza müracaat etmek istiyor. Hayret ve dehşet içinde otomobile bindik. Metro'nun 14 üncü polis merkezi ko © Miseri bizi fevkalâde bir hürmetle kar-| iL. Fransızca konuşan memur vasis tasile bize; za — Muhterem misafirlerimizi rahat- iv ettiğimiz için aflarını dileriz! de - Bi Şimdi pek garib bir cinayet oldu. ecnebiyi Metro'nun vagonunda öl Tülmüş olarak bulduk. Maktulün © ve tayyare ile Paristen şehrimize olduğunu öğrehdik. Amsterdam s müdürü ve valisine çok yüksek ve tarafından tavsiye olunduğunuz ma bürmet etmek vazifemizdir. rin, sız ettiğimiz için tekrar af dile- > Fakat, muhterem komiser, cina- Yetin nasıl olduğunu Jütfen anlatınız. — Cinayet. pek hayret edilecek bir Dan olmuş.. dedi. Evvelâ intihar her Zira maktul hiç kimsenin bu- ki dığı birinci mevki vagonunda ö- Yan landu. Halbuki bir evvelki istas- da binmişi, İki istasyon arası ise, Mn dakika bile tutmaz. Biliyorsunuz e kapıları otomatik olarak tasy, Ip açılır. Binaenaleyh katil iki is- Bartin, arasında bu kadar az bir zaman e adamı nasıl vurup da nereden dir 5? Zira vagonun kapıları kapalı- dep Yolda açılmamıştır. O halde nere- Vâğona girdi ve cinayeti yaptıktan Basıl çıkıp da kaçtı? Ben hâyretle sordum: gö Cinayet tabanca ile mi olmuş? — Hayır., bıçaklar... m. Bıçakla mı?. Harikulâde o mahirane vurulmuş m şaka. Maktul ensesinde saplan- m bıçakla vagonunda oturur bir ki ei bulundu. Bizde, biliyorsunuz ln ci mevkilere yerli ahali binmez. Bir çk &cnebiler veya hastalar biner. tasyon evvel birine mevkie mak- katy başka hiç kimse binmediğini in suretle tesbit ettik. O halde kati- Rl vagonda saklanmış olması Bi gelir. Fakat katilin iki istasyon r.. bir adamın vagonun diş tara- Şiesine maddeten imkân yoktur. Zi- 1, *vvelâ kapılar asla açılmamıştır, açi- Yarnaz 'dal.. Esasen Metro tüneli gayet folamıyacağı kat'i surette anlaş memuru i »İdelik veya medhal yok. Binaenaleyh fında durmasına veya iki sında atlıyarak tünelin içinden sına imkân yoktur. Vagonu tekrar mu- eçirdik. Vagönda katilin izli bir delik yaktur. garib! — Evet, çok garib. binaevaleyh maktulün kendi kendisine bıçak saplı- yarak intihar etmiş olmasından başk bir şeye hükmetmek mümkün olma fakat maktulü morga naklettiği man büsbütün hayret ettik. Zira nn muayenesinde intihar ihtimalinin hı. Zira bir insanın deli dahi olsa, ne sağ ne sol elile bıçağı bu kadar kuvvetle kendi en- sesine vurabilmesine imkân olmadığı görüldü. Bundan başkâ maktülün el- leri paltosunun ceblerinde olarak bu- lundu. Halbuki bıçak o kadar maharet- le ve hesablı vurulmuştur ki maktul © anda ölmüştür. Binaenaleyh öldükten sopra kendi ellerini tekrar cebine sok- muğ olmasına da hiçbir şekilde imkân yoktur. Bundan dolayı intihar ihtimali kav'i- yen siliniyor, Bıçağı vuran katilin bu işde son derece mahir bir sabıkalı ol- ması lâzım geliyor. Zira bıçağın ucunu bir milimetre farklı vursaydı maktul bağırabilecek veya kendini müdafaa e- debilecekti. Fakat bıçak o kadar besablı vurulmuş ki ucu hem tiroit guddeleri- | ni ve küçük beyni tahrib ederek SücEİ dü saniyesinde hareket edemi halde felce uğratmış, hem de gırtlakta- | ki ses tellerini kâmilen keserek en ufâk bir feryad çıkarmasının önüne geçmiş. ! — Xe müdhiş!. — Evet.. müdhiş! Hiçbir şey anlaşı!- mıyor, Garib bir muamma doğrusu, Zi- ra maktulün mutlaka bir katil tarafın- dan öldürülmüş olduğu muhakkak'ol- duğuna göre katilin mereden vagona rip nereden kaçmış olacağını anlıya- bilmeğe de şimdilik imkân yörülmü-! yar. — Niçin? — Niçin mi?.. Demin arzettim ya?. Zira vagonda ne içeri girmeyi, ne dışa- rı çikmayı mümkün kılacak hiçbir yer, sra-| katil yıldırım sür'atile yarım dakika i- sinde işlemesi lâzım gelen bu cinayeti İnasıl yapmış ve nereden kaçmış olabi» ilir? Zira, ikinci istasyonda kapılar açı- ır açılmaz memurlar ölüyü görmüşler ve Metro'yu durdurtmuşlardır. Derhal her taraf, vagonun içi, dışı altı, üstü a- randı. Hiçbir iz bülunamadı. — Fakat, ilk istasyonda, kapılar ka- panmadan evvel mâktulü görüp bıça- ğı uzaktan atmış olması ihtimalini dü- şünmüyor musunuz? O kadar maha-! retle biçak atanlar var ki. — Evet, biz bunu da düşündük, muh- terem mösj Fakat mâktul otelinden çıkmış ve bir otobüsle Metro istasyo- nuna kadar gelip istasyon önünde in- miş. Otobüsten yalnız maktul inmiş, başka hiç kimse inmemiş. Mâktui sakat ve çok garib olduğu için otobüs kondük-| İtörü kendisini mükemmelen hatırlayıp! itanıdı. İstasyon memurları da hatırlı- yorlar, Çok kısa boylu olan maktulün topallıyarak yürüyüşü herkesin nazar)| dikkatini celbettiği için: herkes adım| attığı yerde ona bakmaktan kendini! menedememiş bulunuyor. Binaenaleyh maktulün bindiği istasyonda birinci mevkie kendisinden başka Biç kimsenin binmemiş olduğunu bütün memurlar gayet iyi hatırlıyorlar. O halde ilk is- tasyonda Katılın, kapıları kapanmadan, arkasından atarak bıçağı saplamış ol-' -İ otelden itibaren, yani gerek otobüs masına da imkân yoktur. Esasen gerek ve gerek Metro'da 'maktulü hiç kimsenin takib etmediği tamamile sabit oluyor. Zira ilk istasyona maktulle beraber hiç kimse girmemiştir. Yalnız ikinci mevkiden yolcular dışarıya çıkmışlar. Katil maktulü madem ki takib etme- miştir. O saatte maktulün Metroya bi- neceğini nereden bilebilir ki evvelce - tedbir almış olabilsin. — Hayret! — Cidâen büyük bir hayret içinde- yiz, muhterem mösyö." Meçhul katilin ber halde son derece mahir olduğu an- laşılıyor. — Fakat, muhterem komiser, maktul Mösyö Mişelin Vielopolska isminde bir kızı vardır. Ona müracaat edildi mi? Komiser daha büyük bir hayretle: — Evet. dedi. Bir kızı olduğunu öğ- rendik. Fakat maktulün kızı Madmazel Vielopolska gece yarısı otelden çıkmış. Nereye gittiği meçhul; etrafa memurlar saldık. Hiç kimse nereye gittiğini bil- miyor, Dehşetle sordum: — Madmazel Vielopolska gece otel- den çıkmış mı? Ortada yok mu?... (Arkası var) Tee Bir Doktorun Günlük Par. Kotlarından Solucan Küçük çocuklarda hatti nisbeten büyük denilen kız ve erkeklerde Iştihasızlık, a- sabi teheyyücat, uykusuzluk, sıkı rin ağrısı, huysuzluk, ağız sulanması, bürun aşınması, renksigik, çehrenin birden pembeleşip birden solması gibi hâllerde analar ve babalar dikkatli ol- mahdırlar. Bu gibi vaziyetlerde muhak- kak barsaklarda yaşıyan solucanları dü- günmek lâzımdır. Böyle şübbeli vak'alarda işin en basit ta- rafı şudur: Mevaddi galteyi tahlile gön- dermek lâzımdır. Bazan bu tahlile lüzum hasıl olmadan büyük abdestte küçük ve- ya büyük boylarda solucanlar düşünce artık teşhis tamam olmuş olur. O zaman doktora müracaat «dip ilâcını almalı ve çocuğa içirmetidir. Bir günde çocuk ken- dini çok rahatsız eden, neşvünemasına mani olan, birçok üzüntülere sebeb olan bu tufeylâttan kurtulur. Cevab isleyen okuyucularımızın posta pulu yoliamalarını Fica ederiz. Aksi tak- dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbetci olan eczaneler yan - lardır: İstanbul cihetindekiler: da; (Şerefi, Alemdarda; VAb- Beyâzıdda: (aydar), Sa- matyada: (Rıdvan), Eminönünde: (Hü- seyin Hüsnü), Eyübde: (Hijget Atla- rnaz), Femerde: (Vital), Şehremininde: (Hamdi), Şehzadebaşında! (Hamdi), Ka- ragümrükte: ( Fusd ), Küçükpazarda: Gükmet Cemli), Bakırköyünde: (Mer - kez). Beyoğlu çihetindekiler: İstikiği caddesinde: (Kanzuk), Dalre- de: (Güneş), Topcularda: (Sporldis), Taksimde: (Nizameddin), Tarlabaşında: (Nihad), Şişlide: (Halk) Beşiktaşta: (AH Riza). Bekaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: — (Ahmediye), Sarıyerde: (Osman), Kadiköyünde: (Moda, Merkez), Büylikadada: (Şinasi Rıza), Heybelide: (Tanag). amm a NEOKALMIN Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, bütün ağrı, sızı ve sancıları derhal dindirir. Her dilek, mâni olmadıkça yerini bulur Ankaradan Ya » şar imzasile s0» — Evlenmeye muvaffak olacak mıyım? Sıhhi ve kanu - ni bir mâni olma- dıkça (o taraflarm rızalarına bağlı 0- lan dilekten endi- geye mahal yoktur. © Sessiz ve sakin bir tip Balıkesirden S3 Uh Turan da fo « toğrafının tehli - Hini istiyor: Sessiz ve $ görünüşüne Tağ - men etrafile alâ - kadar ölur. Miza- ha gelebilen tip - leri ve hâdiseleri kaçırmaz. Bir - denbire kendini meydana vurmaz. Ko - nuştukça sevimliliği daha bariz olur, e Her şeyden evvel nefse itimad Ankara okuyu - cularnmızdan Müş | tafa soruyor: — Muvaffak o - | lacak mıyım? İ Muvaffa- kiyetin zorluk te raflarına muka »- İ bele etmek, mü - cadele kudretini elde etmek için ev- velâ nefse itimad edilmesi lâzımdır. 5 Ağır başlı bir genç kız Afyondan Fe tanet te fotoğra - İfenm tahlilini ish İyor: | Okuma ça; İ daki bir bayanda İ bulunması lâzım gelen temizlik, in- tizam ifadesini bi haklan temsil et * mektedir. . Ağır - başlılığı, sevimliliği ecrannın kolaylıkla teveccühünü celbe hizmet eder, 6 Durgun bir tip okuyu « i İzmit cularımızdan Mus taja da fotoğrafı » nm tahlilin isti » yor: Ciddi tavırlı ve intizamper- verdir. Kusura delâlet eden şey » leri çabuk görür ve tenkid yapar. Durgunluğunda gurur iadesi yoktur. Çekingen bir tip Tepebaşı dan Halid karak - terinin tahlilini 19- #iyor: Çekingenliği Ür keklik derecesine vardırmamak lâ - zumdır. o Çekingen bir tip Adressiz ve isim siz bir okuyucu - muz karakterinin tahlilini istiyor: & Zekâ, duygu e enerji ile beslen » dikçe faydalari ço- ğalır, Çekingenlik ürkeklikten ilham almamalıdır. kolay'ıkla bir tip Okuyucu- larımızdan B, Bu- lt ta karakteri - nin tahlilini isti - yor: Zeki ve neş'eli- dir. Aalayı, şaka» yı sever, kendisi » ne verdiği husu » si pozlarla giydik lerini (o yakıştırır. Bir dalda durmaz diye arkadaşları ken « dişine takılır, fakat ciddi tarafları da var- dır. Kendisini kolaylıkla sevdirebilir. - Alayişden hoşlanmayan bir ti Okuyucu larımızdan Yusuf Can karakterinin tahlilini istiyor: Tok sözlü ve ö Jüdür. Az konu - şur, kendini gös « terici, o nümayişli, alayişli hareket - #rden höoşlan « maz. Hafifliğe ta- hammülü yoktur. İğbirarı devamlı ola « bilir, o Direktife tabi işler Okuyucula pr pi cin Bü kiz ork Tutacağı iş, faz- Ja düşünmeği ve yorulmağı icab e- der mahiyette ol - mamalıdır. Muay- yen ve direktile tâbi işlerde daha muvaffak olabilir. çok Son Posta Fotograf tahlili kuponu DİKKAT Fotograf tahil! için bu kuponlardan 6 adedinin gönderilmesi şarttır. RADYO)| Bugünkü program Ni Nisan 938 Pazar ISTANBUL Öğle neşriyatı: 12.90: Plâklia Türk musikisi. 1250: Havs- dis. 13.05: Plâkla Türk musikisi, 1330: Muh- telif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 1830: Plâkia dans musikisi. 19.15: Konfe- rana; Prof. Salih Murad (Radyo dersleri). 20: Müzeyyen ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 2045: Hava rapo- Tu. 2048: Ömer Rıza tarafından arabeü söy- Jev. 21: Cemal Kümll ve arkadaşları taraın- dan Türk musikisi ve halk şarkıları, (sast Ayarı), 2145: Orkesira. 2215: Ajans haberle- Ti. 22.30: Plâkla sololar, opera ve operet par“ çalan. 2250: Son haberler ve ertesi günün programı . e ANKARA 1) Nisan 938 Pazar Öğle neşriyatı; 1230: Karışık plâk neşriyatı. 1280: Piâk: Türk musikisi ve halk şarkıları, 14.15: Dahi- ) ve harici haberler. : Akşam meşriyatı: 18.30: Karışık plAk neşriyatı. 18.50: Çocuk- lara masa) (Masaldede tarafından). 1016; Türk musikisi ve halk şarkıları (Makbule Çakar ve arkadaşları). 20: Saat ayarı ve 2- rabea meşriyat, 2018: Türk musikisi ve halk şarkıları (Salâhaddin ve arkadaşları), 21: B- debi konuşma. 21.15: Stüdyo salon orkestrası, 23: Ajans haberleri 2215: Yarınki program. Doktor İbrahim Zati Öget Eelediys (karşısında, Piyerloti eaddesinde 2i numarada hergün Öğleden sonra bastalarını kabul iğ ZE Sp