| Hergün Avrupa mezheb Mücadelelerile meşgul — Celdcaoczan: Muhittin Birgen ransada yeni bir hükümet buhra- nı oldu. Fransadan üç bin kilo- metre uzakta, Fransa hayatını ancak ga- zetelerle tanıyan bizler bi bundan bir- kaç hafta evvel, Blum hükümeti kurulur- ken, bu buhranın gelmekte pi ini biliyorduk. Fakat, cemiyet ve siyaset ilmi ülemasından olan Bay Blum bu farkında olmıyarak hükümet mes'u tini üzerine aldı. Henüz birkaç ge mişken, e şe tarafından beğenil- miyen bir kanun lâyihası ile istifaya mec- bur kaldı. Bugün anun yüzüne kısmı haykırıyor: — «Sizin metleriniz Fransayı 3000 küsur ton altın | sahibi olarak buldu, bugün iki bin ton al- tınımız ancak var, Fran maliyesini 935 de 10 milyar açıkla tesellüm ettiniz, bugün bu açık otuz milyarı geçti; devleti 430 milyar borela aldınız, onun sırtına yüklediğiniz yük 520 milyarı buldu; © cİ ticaret açığımız 935 de 6 milyardı. Bi | gün 19 milyar noksanımız var! Bunları yapan sizsiniz!» Cihan harbindenberi, hacb içinde ve battâ harbe tekaddüm eden senelerde bi- le, Fransız matbuatı, Fransanın umumi vaziyeti hakkında bugünkü kadar derdil 've hazin bir dil kullanmış değildir. Bütün matbuatı gözden geçiriniz, orada görece- #iniz dil, düşkünlüğün verdiği hüzün ve facia dilidir. | miyece- Meb * Fransa gibi, kuvvetli olmak ve mes'ud yaşamak için bütün sebeblere malik olan bir memlekette göze çarpan bu düşkün- leri nedir? Para ve sermayı ilim ve irfan, san'at ve zekâ, sanayi ve ti- âsa her şeye sahib olan ve arzın büyük bir kısmı üzerine bayrağım dik- miş bulunan Pransa, lerle biten bir harbde neden bu kadar düşmü! bir sualdir ki et gerdirirken her insanın zihninde mut- caktır Ben bu suâle şu cevabı veriyorum: ansa Dogmatik oldu. Fr. artık, Fransanın kendi hayatının ta' kişaf şartları değil, Büyük İhtilâl devri- nin ortaya atmış olduğu bir dinin Dog- ma'sı idare ediyor!» | Bir zamanlar bizi de böyle bir Dogma | idare ederdi. Hayatımıza büyük İslâm in- kişafının dogmalaşmış düsturları hâkim- di. Bir takım softalar, hayatı bir tarafa bırakmışlar, bu düsturlara sımsıkı yapış- mışlar, bunları ifade eden kelimeler a- rasındaki bir «Vav» dan bin türlü mana çıkarmakla meşgul olurlardı. Etrafımız- daki hayatın binbir ihtiyacı, bu Dogma - nın düsturlarının yanında bir hiç kadar kıiymet ve ehemmiyet sahibi değild:.. O Yamanlar bütün Avrupalılar, haklı ola- rak, bizi tenkid ederler ve, bizden öğren- dikleri bir kelimeyi kullanarak eşeriatle | idare edilen bir memleketin hali böyle o- lur!> derlerdi. Demek ki komşu komşü- nun haline hiçbir zaman gülmemeli imiş, Vaktile bize gülenlerin, hemen hepsi de bugün ağlanacak bir halde bulunuyor- lar!. - göz İak ayakla * Hemen hemen bütün Avrupa yen: bir şerlat devri içinde, yeni bir dogma elra- fında mezheb mücadeleleri İle meşgul- dür. Büyük İhtilâl devrinin ilân ettiği bir takım prensibler var ki bunlar o za- man için, hayatı tanzim ve milli inkişaf- ları temin bakımından çok faydalı şey- lerdi. Fakat, zaman geçip hayat yürüdü ce bunlar birer dogma şeklini aldı. Bu dogmanın da bir sürü softası yetişti. Bu softalar, bugün türlü türlü mezheblerin hem mütaassıb sâlikleri, hem de müda- fileridir. Liberaller, demokratlar, sosya- listler, nasyonal sosyalistler ve nihayct komünistler! Bir kısşmı, en sağda, her şe- yi hürriyetle, bir kısmı da en solda, her geyi bürriyetsizlikle ve cemiyetle izah e- diyorlar ve günün hayatını günün makul ihtiyaclarına göre tanzim etmeği düşü- necek yerde, milletlerin bayatını bir fe'- -— gefe mücadelesinin daim! bulranları için- de harab edip gidiyorlar: Bir tarafta a- narşi ve buhran. öbür tarafta hapishane ve idam! Her tarafta da, muztarib olan İnsanlar var: Kütle! Eğer dünyanın bu vaziyetinin gülüne- cek bir tarafı olsaydı, şimdi gülmek nö- beti bize gelmiştir, diyebilirdik. Çünkü, | KA | Resimli Makale: tor, avukat, tüccar veya m leri hatalı bir vaziyettedirler, Bir çok aile resleri çocuklarının istikbalde rmeslekleri bizzat seçmek arzusuna düşerler, Kendileri dok- ursa, çocuklarını da doktor, avukat, tüccar, yahud memur yapmak isterler, çocuklarının Üzerinde sıkı bir tesir ve tazyik yaparlar, Bu gibi aile reis- -—-SON POSTA W Çocuk makine değildir. Y Bir gencin i hakkıdır, çünkü y lekte muvaftak clal , tercih ettiği mesteğe girmek slekte çalışabilir, yalnız o mes- bilir. Sevmediği, istemediği, tercih etme- diğt yola girdiği takdirde mağlüb olur, bedbahi olur. Ba- banın vazifesi çocuğunu iyi anlamak, kontrol etmek, muha- kemesine yardım etmek, fakat onu tabil istidadlarında serbest bırakmaktır. Futbol timi nakleden Askeri tayyare Mısırda bulunan askeri bir İngili: bol takımı, kamşu memleketlerder de maç yapmağa davet edilmişti. Onlar da soyundular ve tam 1000 kilometre ö- tede olan bu komşu memlekete - ki Fi- listindir - tayyare ile iki saatte gittiler, Yaptıkları maçı kazandılar ve gene aynl tayyare ile iki saat sonra çıkardıkları ei biselerini giyinmek üzere Mısıra dön- düler. biz dünyada bin üç yüz sene yaşamış ©- lan bir dogmayı, otuz sene içinde, tedri- ci surette yıka yıka, nihayet soa safha- sında bir hamle ile tamamen ortadan kaldırdık ve bugün dogmasız bir hayat yaşıyoruz. Belki, bizim de bugünkü haya- tımızda boşluk yapan bazı manevi nok- sanlar vardır; fakat, bu noksanlar, çürü müş düsturların hâkimiyetine elbet mü- reccahtır ve manevi noksanlarımızı da elbet izale edeceğiz. * Gülmiyelim, fakat, söyliyelim. Söyli- yelim ki, siyasetle, cemiyetle, gerek ilim ve gerek amel sahalarında dogmatizm ka- dar fena bir şey yoktur. Bunun fenalık- .| larımı anlamak için en güzel ibret manza- rasını Fransada görüyoruz. Büyük İhti- lâl'in hürriyet dogması üzerine kurulan cemiyet softalığı, Fransayı bugünkü pe- rişanlığa kadar getirmiştir. a Biz 1300 sene evvelki bir hareketin ka- buklaşmış düsturlarını, eski bir ihtiyacın doğma şeklindeki hâkimiyetini hayatı- mızdan silip çıkarmış olmakla iftihar e- debiliriz. Fakat, şuna da dikkat etmeğe l Gazetede şöyle bir fıkra okuduk: STER İNAN, — «Mahmudpaşada oturan 70 yaşlarında Hatice isminde bir kadının diploması olmaksızın ebelik etmek'te olduğu ha- v HERGÜN BİR FIKRA Yüzlerce ya bir müşteri gelmiş, bir çok eşya çıkartmaş, hepsine ayrı ayrı baktıktan, fiatlarını sonra: Bir mağ sorduklan — Hayır almıyacağım! Diye mağazadan dışarı çıkmıya ha- zırlanmıştı, Mağaza — sahibi kesti: yolunu — Çok teşekkür ederim efendim, de- di, sizin gibi on müşterim — olsaydı, daha başka bir şey istemezdim. — Öyle diyorsunuz ama bex bir şey almadım ki almadan giden müşteri ce de... Körlere hendese Öğreten âlet Büyük harbde kör olan bir bütün hendese şekillerini kabartma su- retile resmeden bir âlet keşfetmiştir. Bu fÂlet sayesinde körler hendese resimleri - ni-tersim edebilecekleri gibi hendesi iş- ler de görebileceklerdir. Kör Fransızın keşfi, körlerin tahsili için çok ehemmi- yetli bir terakkiye de işaret etmektedir. Yeni âletin yardımile körler, pek kolay lıkla hendese tersimatını öğrenecekler ve bundan büyük istifadeler temir edecek- lerdir. Şimdiden bu âletin Fransada bu- lunan körlere mahsus mektebde kabulü tekarrür etmiştir. Dünyanın en doğru işleyen saati Bütün dünyaya saat âyarı veren Gri- noviç rasadhanesi bugünlerde dünyanın en doğru saatine malik olmuştur. Elektrik cereyanı ile çalışan bu saat milli fizik Ja- boratuarında yapılmıştır. Bu meşhur ra- sadhanenin direktörü, bu yeni elektrik sa- atinin senede ancak bir saniye kadar yan- lışlık yapacağını tebliğ etmektedir. Bütün dünyaya âyar veren bu rassdhanede şim- diye kadar asma saat kullanılmakta, fya- Ti da hergün heyet usüllerile düzeltümek- te idi. mecburüz ki Avrupanın dört tarafıı hâkim olan mezheb mücadeleleri bizim içimize kadar girmesin. Bugünkü idamsız. hapishanesiz, anarşisiz hayatımız, çok ra- hattır ve günden güne de bize iyilik ve | saadet getirecektir. Gülmiyelim, ibret alalım. Muhittin Birgen ettirirken cürmü m Diktatörün kızı Askerler arasında Fransız, | Bu askerler arasındaki resmini gördü- ğünüz Karmen'in babası, bugünün dikta- törlerinden biridir. İsmi sik sık — geçer. Fazla merak etmiyesiniz diye hemen söy- liyelim ki bu Karmen general Frankonuün kızıdır. Arnavudluk Kralının evlenme merasimi Macaristan gazeteleri Arnavudluk kra- h Zogo'nun bu ayın 27 sinde yapılacak düğünü hakkında tafsilâtla doludur. Ma- lüm olduğu üzere kral Macaristanın asil- zadelerinden Kontes Aponyi ile evlene- cektir. Nikâh merasiminden evvel büyük bir kabul resmi yapılacak ve kral kon- tesin bütün hısım ve akrabasını kabul e- decektir. Ayın 28 sında büyük bir askeri büyük bir ziyafet verilecektir. Nikâh me- rasiminden sonra tekrar sarayda bir xi- yafet verilecek, bu ziyafetin nihayetinde kral lle kraliçe Arnavudluk sahtlinde kâ- in kralım yazlık köşküne çekilecekler ve burada bir buçuk ay kalacaklardır. Dünya sür'at rekorunu kıracak bir otomobil Amerikada saatte 350 mil yapacak ok biçiminde yenli bir yarış otomobili ya - | pılmaktadır. Bu otomobili hazırlıyan mü- hendisler, kendilerine yemin ettirildiği için, arabanın teferrüatına âsir hiç bir şey söylememektedirler. Bu arabayı a - | ğustosta Utah şehrinde meşhur otomobil- ei John Cobb idare edecek ve Eystonun sür'at rekorunu kırmıya çalışacaktır, C z l İSTER İNANMA! eşhud halinde yakalanmıştır.» Böyle bir vak'ada «cürmü meşhud> un hakiki manasile ber alınmış ve dün Hacer isminde bir kadına vaz'ıhaml yapılmış olahileceğine: İSTER İNAN, İSTER İNANMA! geçid resmi yapılacak, © akşam sarayda | Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Ingiltere Filistin için yeni tekliflerde bulunumuş (Baş tarafı 1 inc: sayfada) zarurf oluyor — Buranın anladığı Fi âni kırmak için muhtelif rine baş vurmuş ve Filisti nasyonalistleri ile aralarının bulunmasi* | mı istemiştir. Eski Irak h Nuri Paşa El Saidin bu muhtelif teşi mukavem memleket susta yaptığl #bbüslerden siza evvelce d günlerde kendisi ü © çüncü defa olarak Suriye ve Lübnanâ geldi. Şamda başvekil ile uzun uzadıyâ temaslarda bulundu ve Lübnanda da Kus düs başmüftisi ile müzakere yaptı. Bü * tün temaslar hakkında verilen ırı.ılı,'.mıo-, tın hülâsası şudur: $ İngiltere, Filistinin taksimi meselesin€ Filistin Arablarınca kabulü mümkün bif şekil vermek üzere bazı tekliflerde bu * Tunmuş, bu lerin ruhu memlekeli tamamen parçalamak değil, bir takımi tüzütamlara ayırıp bunlara mahalli muhs | tariyetler vermek ve hepsini birden mer* kezde toplamak esasından ibarettir. E « © ğer Filistin nasyonalistleri bu esası ka * — bul ederlerse o zaman İngiltere gerek Seyşel adalarında menfi Lulunan Filistif ekâbirini ve gerek Filistin Üsera karar “ gâhlarında mevkuf bir halde yaşıyan A * — rabları derhal tahliye edecektir. Nuri Paşa başmüftiye bu esaş üzerin” | de anlaşmak teklifini getirmiş ve ken * disi ile uzun uzadıya müuştur. Fa « kat, bu mülâkatin vı akerelerin var” dığı netice menfi görünüyor. Başmüfti” ri Paşaya uzaktan veya yakında tak- *m mahiyetini haiz her Hangi bir proje- i kabule söz veremiyeceğini bildirmiş ve eğer İngiltere a a ken * disftin Kudüse avı ada Arab nasyonalistleri namımna İngiliz komiseri ile serbestçe konuşabilmesine imkün ver- irmiştir. Filistin mukavemetinin hakikaten mu- | vaffak bir mukavem olduğu son za « manlarda tahakkuk ettikten sonra, bağr müftinin şimdi böyle yüksekten cevab yermesini pek de garib bulamayız. Ga « zetelerin yazdıklarına göre, Nuri Paşa * El Said, başmüftiye, İngiltere te yeni bir islâm cemiyeli tesis ve ( habına muhalefet etmiyeceği hakkındaki tekliflerini de bildirmiş. Ancak, başmülti | eski vaziyetin iadesini istemekte ısrar ey“ | lemiştir. Amasyanın birçok Köyleri su Altında kaldı (Baştarafı 1 mci sayfada) hir' dehşetile akıp giden, suların altın- da kalmıştır, Yüzlerce bağ evleri çöke müş, felâketzede halk bir kısım hayvanlarile civar dağ ve tarlar tı seferber halinde felâketzedeleri dadına kaşmaktadır. Bir çok kö menfezler, yollar kapanmış gibidir. Sal larla insan kurtarılmaktadır. — Kızılca köyüne gitmekte olan hey'et yoldan ge- — ri dönmek mecburiyetinde kalmıştı Irmak gittikçe kabarmaktadır. Ma zarar yarım milyonu geçmektedir. TAKViİiM