E #kiden Muharremin birinde birbirimizi aldatırdık. Şimdi: “Nisanın birinde aldatiyoruz. * Eskiden bir paket bafrasına helva- cı iskambili oynardık, şimdi; on beş kuruşa tavla poker oynüyoruz. * —- dik, şimdi: Genc_hıyırıı yâd ediyo - kiree a — Ne iyi insandı, gitti mirasına ko- nacağım! Yahud da: — Ne iyi insandı, gitti yeri boş kal- dı,. o yere biz geçeceğiz! diyoruz. * . EBakiden kış gecelerinde helva soh- betleri yapılırdı. Şimdi; Kış gecelerin- de helva ile karın doyuranlar bir ara - sediyorlar, * Eskiden: r — Sürme çekmek sevabdır! v j yıblıyorlar, * Eskiden; sakız çiğnerlerdi. Şimdi: — Şiklet çiğniyorlar. a * Eskiden: Karagözü perdede sey - |— Baunları biliyor mu idiniz? — İnsana doğruyu söyletmek için garib bir usul — Eski Gdevirlerin “Ansanları, bir ada - — Madoğruyu söy- — letmek için kurba » K, Banın dilinden isti- fade — ederlermiş. “ta, hakikati söyle - mesi lâzım gelen adamın uykuya yatma- ı)be&lıı_ılrml.. Adam uykuya yatınca ko-|ne konulur ve böylece istenilen sualin EĞİŞMİYENLER 2 — Âdetler Eskiden ölüleri hayırla yâd eder - ya toplanıp modadan ve lüksten bah - - Derlerdi. Şimdi: Gözlerine rimel sürmeyen kadını günah işlemiş gibi a- reder bayılırdık. Şimdi: Karagöz kı - lıklıları sinema perdesinde seyrediyor, bayılıyoruz. * Eskiden: Sefertasile yemek taşır - dık, Şimdi; sefertası gibi apartıman - larda kendimiz oturuyoruz. * Eskiden; herkesin bir yıldızı oldu « ğuna inanırlardı; biri: — Ütarid benim! Öteki: — Zühre benim! Derdi. Şimdi; gene herkes bir yıldız kabullenmiş; kimi: — Greta Garbo benim! Diyor, kimi de: — Silvia Sidney benim! * İ Eskiden: Ayın son çarşambasından tevahhuş ederlerdi. Şimdi: On üç ra - kamından tevahhuş ediyorlar. * Eskiden: Her köşe başında bir mey- hane vardı. Şimdi de her köşe başında | bir çalgılı ve içkili gazino var, * Eskiden: Bir çok şairlerin okuma -| ları yazmaları yoktu. Şimdi de: Aynen | öyle. okumak yazmak bilmiyen şair - ler pek çok! * Eskiden; tufeyli çoktu. Şimdi de; parazit çok! İsmet Hulüsi Parisle Londra arasındaki saat ayarı bozuldu Dünyanın en meşhur rasad merkezle - rinden biri olan Grinviçin saatlerile Paris rasathanesinin saat ayarları bozulmuştur. | Bütün dünyanın hayat ve faaliyeti üze- rinde müessir olan bu hâdisenin sebebi malüm değildir. Bu işde ya Grinviçin ga atleri doğrudur, yahud da Parısin. Fakat asıl mesele, bu doğruluğun hangi tarafta olduğunu tesbit etmeğe kalıyor ki müte- hassıslar da şimdi bu işle uğraşıyorlar, — parılan kurbağa dili tam kalbinin üzeri-| cevabı alınırmış. isterim. Diyor — Ben tam manasile mes'ud bir kas n. Kocamı seviyorum, kocam ta - yafından sevildiğimi biliyorum. Mad. “ Gf bir sıkmtım da yok. Hemcinsleri a« — Tratında müstesna taliha mazhâr bir — Hadin olmak iddiası Benden çok uzak : — Fakat yıllarca evvel bir mekteb ar- — kadaşımla tanıdıklarımızı düşünüyor - duk. Hatırımıza gelenlere gözlerimi » önünden bir geçid resmi yaptırt « “Kocalarını sevmiyenler, kocaları dan sevilmiyenler, bir çiçek gi- ise ltakıldıktan sonra solunca so - a atılanlar, hattâ fena yola düşen. bildiklerimiz arasında ekseriyeti n %.“ doğmnak e talihalslik, “diye levcimm baba olmak hevesinde, ben kendisine yetişebilir, İstik- hazırlamak kaygısı nisbeten ha. k:deâmnehmMm.h- ni iemenni ederim kazım. — TEYZE ken hem müteessir oldum, hem de gül. düm, Derken hatırıma eski bir arka « daşımın bu vaziyette hissettiği üzüntü geldi: — Kız olursa hiç sevmiyeceğim, Da< rülâcezeye, eşimdi Düşkünlerevi deni len yeres yollıyacağım diyordu. Korktu ğuna uğradı. Gele gele kız gelmişti, Fakat onu öyle sevdi, öyle sevdi ki es- ki söylediklerini bilenler hep birden şaşırdık. Kizin veya oğlanın yetiştirilmesi meselesine — gelince — ortada — fark yoktur, Mutlaka bir fark aransa bu- lunacak şey kızın lehine çıkar: 18 ya- şında evlenecektir, mes'ud olup olma- ması kendi elinde, kendi talihindedir. Erkeğin yetiştirilmesi ise daha güç - tür, hiç değilse 23 üncü, 23 Mci yaşına kadar muavenet görmesi lâzım. * Gelecek çocuğun cinsiyetini peşin - den anlamıya gelince, geçenlerde bi » zim gazetede okudum. Kadının kanı alkalin olursa şöyle olurmuş, alkalin olmazsa böyle olurmuş, diye. Hattâ bir Londralı doktor kadının kanını alka » linleştirerek, veya alkalinleştirmiye yek çocuğa istenilen cinsiyeti veriyor: Mmuş. Ama tafsilâtı hatırıma gelmedi. Zaten o doktor burada değil, sizin Içiz de zamanı geçmiş. * İsim meselesi beni düşündürüyor » dü. Bir romancı dostum tesadüfen bes ni ziyarete gelmişti, sordum. Bir çır- pıda sayıverdi: — Aydan, Acan, Canim, Aylav, Sü- Bön. Bunlarım arasında birinci le sonun: €u hoşuma gitti. Kıza da yaraşır, oğ- Tana da. Arzunuzun tahakkuk etmesie ee li | Eski elbiselerinizi kolayca yenileyebilirsiniz | ğ B | f ; | E Herhangi bir elbise uzun zaman giyi- lmnce gözden düşmeye başlar, Yeni mo- delleri — gördükçe insan hattâ bazan eskiden beğenerek yaptırdığı bir biçi. mi nasıl olup ta sevdiğine şaşar. Bühassa — ilkba- har bu türlü arzu- ları adetâ bir ihti- yaç haline sokar, Güzel güneşi, 1lık havayı görüp te dümdüz, kopkoyu, biçiminden doyul. müş bir. elbise i- çinde kalmaya ki« mihn gönlü razı ©- lur? Yenisini yap: tırmak âlâ.., Far kat ya eskiler.. Onlardan — bütün bütün vezgeçmek mümkün mü? A. rasıra bir değişik- lik olsun diye ön. ları da giymiye. cek miyiz? İyisi mi, onları da bahara ve son modaya uydurma. nm bir kolayım bultmalı, Yukarıda; Ters, yüz gibi kullanıla- bilecek bir manto, huz var, Biçimi eski, yüzü de çok hırpa- lanmış. Tersini çeviriniz. Reverlerini çıkarınız. Bir ceket gibi biçiniz. Altından, çizgile, rinden birinin renginde yünlü kumaştan pliseli bir etek giyiniz. İşte mevsimlik, pratik bir takım. Ortada: Meselâ: Siyah marokenden şu modele benzer sade bir robunuz var, Yar rım metre kumaş onu yepyeni ve daha neş'eli bir hale koyabilir. Zemin: siyah, üstü benekli bir ipekliden roba, kol ve sentür yapıp eski Tobunuza geçiriniz. Raglan kollu, uzun kuşaklı ve kopkoyu olmaktan çıkar. Genç bir elbise olur. Altta: Yünlü robunuzun demode bir korsajı var, Rengi de bahara uymıyacak kadar koyu, Derhal emprime ketenden kısa kollu bir jile yaptırınız. Robun ya- kasını, kollarıni çıkarınız. Önünü açımız. Çıkan parçalardan eteğine bir ceb ilâve ediniz. Ne kadar değişik, ne kadar gönç bir takımınız olur, bakınız. Bacaksızın maskaralıkları : D KA Otobüs meselesinden çıkan davalara dün de bakıldı Mahkeme Emniyet Müdürü Salih Kılıç ile diğer şahidlerin dinlenmesine lüzum olmadığına karar verdi ve muhakeme başka güne bırakıldı Otobüs davasına dün de devam edilmiş - İriş'in ayni evde oluran Hasibe adındaki ka« tir. Duruşmada Avni Bayer, Ahmed Emin |dını zehirliyerek üç gün baygın bir kalde Yalman ve veklli bulunmakta idi. Recai|kalmasından bilistifade paralarını çalması Nüzhet gene gelmemiş ve hasta raporu yol-İsuçundan dolayi —Ağırceza mühkemesinde liyarak duruşmanın talikini istemişti. Du -|duruşmasına başlanılmıştır. ruşmaya Recal Nüzhetin gıyabında devâma karar verildikten sonra şalid gümrük ma - nifesto memuru Cavidin dinlenmesine baş- landı. Şahld Cavld; — Bir gün Avni Bayerin yazıhanesine git- Um, Avukat Nuri ile kâtibi orada İdiler. Ba- yer bana Kasınpaşaya gideceğim, beraber Davacı Ali 22 Kânunucrvel 497 de vali « desini ruh koklatıp bayıltarak Gltın, gümüş, mücevberat ve $00 lirasını vesmir bazı kıy « metli oşyağını alan Kemal baxkında takibat yapılmasını istiyordu, Maznun ise: — Ben no İlâç fçirdim, ne de parasını al- dım, böyle bir şeyden haberim yoktur, di « gidelim dedi. Hep beraber bir otomobile bi - |yordu. İddia makamının talebi vecbile ga - nerek Takslme gittik. Orada Nuri, — Recal|hidlerin çağırılmasi için duruşma 28 mayıs Nüzheti çağır diye Bayeri gönderdi, fakat bu | gününe bırakılmıştır. lamadılar. Ahmed Emin Yalman: — Bu zat benimle görüşmüş mü, Garden-| konuşmuş muyuz diye|borcu varmış gibi sened tanzim ederek icrâ bar ve Parkotelde sordu? Cavid: — Tanın muharrirlerinden Lötfü Ari! e - vime geldi. Avni Bayerin muayenehanesin - de Ahmed Rmin üleyhinde neler cereyan ete tiyse şahld safatile bunları söyle dedi. Bir ge- ce de Lülfü Arifle Gardenbar önüne gittik ve orada Yalmanı bulduk. Gene bana ayn! gekilde şahidlik yapmamı teklif etliler, bunu söylediğim takdirde lerlih edeceklerini söy - lediler. İsrar ettiler. Pakat reddettim, de - miştir. Bunun üzerine Ahmed Emin Yalman: — Ne Lütfü Arif, ne de ben bunu tanı - mayız, Kendisi müteaddid defalar matbaa « ya geldi. Aleyhimde terxvirat yapıldığını ve yalancı şahldler hazırlandığımı söyledi. Bir an evvel tedbir almamızı bildirdi. Ben de bunu Emniyet Müdürü Salih Kılıca anlat - trm. O da lâzım gelen tedbiri alırız, dedi. Beyoğlu merkezine gittim, Komiser Niyaziyo de ayni geyleri söyledim. Emir ahnca tedbir. alırız, dedi, Bunun üzerine Avni Bayer: — Lütfü Arif bir sabah Cavidin evine git- miş. Kendisine 200 Hralık bir banka çeki gös termiş. gekilde — ifade — ver « mezse — İişden atılacaksın, — diye tehdid e - dilmiştir, demiş. Ve bunu şahld Cavid: 3 — Böyle bir şey olmadı, diye reddetmiş - tir, Bundan sonra altme: noter KâHDİ - Celâl dinlenmiş, o da: — Noterlik datresine Recal Nüizhetle sen- radan Avni Bayer olduğunu - anladığım zat beraber geldiler. Bir protestonun tebliğini is- tediler ve harç olan 302 kuruş kadar parayı da müştereken verdiler. Bir kıszmımı Avn! Ba- yer verdi, bir kısmını Recat Nüzhet Baban verdi. Ne mikdarını verdiklerini bilmiyorum, Bir saat kadar sonra tekrar geldiler. Avni Bayer Ankaraya gideceğinden bühisle ken - disine ald nüshanın Recalye verilmesini is - tedi. Battâ Recaide de para yetişmedi. Vezne açık kalmasın diye 42 kuruş kadar da ben verdim. Bonra geldiği zaman bu parayı ver- di. Recai ber zaman muwmele yaplığı — için kendisine bu kolaylığı göstermekte — tered - düd etmedim, demiştir. İddia makamı Emniyet Amiri Salih Kılıç lle gümrük komisyoncusu Tevfik Yılmaz, mu harrir Lütfü Arif, ve komiser Niyazinin şa- bid arfatile celblerini ve evvelce istenen ve karar verilmiyen bususat hakkında da ka » rar verilmesini istedi. Hey'eti hâkime: Tan gazetesi — neşriyatı münasebetile şahsi davacı Sabur Sami hak- kanda müddelemümilikde bir tahkikat ya - pilip yapılmadığının sorulmasına, ümme şa- Bldi olarak Emniyet Müdürü Balih Kılıç, ko- miser Niyazi, Tevfik Yılmaz ve Lütfü Arifin celb ve İstimalarına Jüzum olmadığına ve suçluların geçmiş ve müscccel mahkümiyeti olup olmadığının Cumhuüriyet müddelumu- miliğinden sorulmasma ve duruşmanın 2 Wisan Cumartesi saat 9 a bırakılmasına ka- rar verdi. İlâçla bir kadırı bayıltıp paralarını almış Devlet Demiryolları 9 uncu işletmesi e - zanesinde hademe 32 yaşlarında Kemal £ - Bir sahtekârlık iddiası davası Ölen bir adama atd bin Hrayı kemline vasıtasile bankadan almaktan mazaun Koç tantin Papadoplo ile Aspasyanın durutma « larına Ağırcezada başlanmıştır. Kostantin Papadoplo: — Ben evvelce gazeteci idim. Ayda 1200 Hra kazanırdım. Patriş gazetesi başmuhar « Tiri ve muhartir Niko Mihailidis yanında pas Tayı verdim, Daba bir çok kimselere de parı, verirdim. İlyalazaroya da 1000 llra para vere miştim. İki sene evyel Balıklı hastanesinde öldüğünü bilmiyorum, Birkaç defa bandaya girip çıktığını gördüğüm için Holanda bün< kasındaki parasının haezini istedim. Ve ie « rYadan da paraları aldım, demiştir. Aspasya kse, Kostantini tanımadığını ic « radan gelen ihbarnameleri kardeşi İlyaya n« d zannederek Imzaladığını, başka bir - şey- den baberi olmadığını söylemiştir. Duruşma şahidlerin ve 3 üncü lera küti « binin çağırılması için 18 mayıs pazartesi güs nüne bırakıldı İcra mütehassısı İstanbula geliyor İzmir 30 (Hususi) — İrmir lera dairesin- de tedkikat yapah Prof. Leemann yarın Aye dma giderek Aydın tera dairesinde tedkik « lerine devam edecek ve çarşamba günü İş « tanbulda bulunacaktır. Profesör İstanbul Ticaret Odasında, İ: » tanbul tacirlerinin lera ve iflâs kanunu tât- bikatı hakkinda mütalealarını dinleyecek « tir, Aakem Eminönü Yabancı Askerlik Şubesinden: Fatih, Eminönü ve Eyüb kazaları müntakâ- larında oturan aşağıda doğumları yazılı taş« Ta şubelerine mensub sevke tabi bulunan yas baneı erlerin nüfus cürzdanı ve ikametgâli kâğıdlarile sevkedilmek üzere Sultanahmedde Dikilitaş karşisınde Eminönü yabancı g4x kerlik şubesine gelmeleri ilân olunur, 1 — 888 nisan celbinde bir buçuk sene hize mete tahi olanlarla müzika, gümrük, fJandüre ma, orman koruma, harb sanayli ve denia ste mnıfları sevkedileceklerdir. (A) — Bu celbde bakayalarile, muamelesi.! * kemmül etmiş yoklama kaçakları, sakar . ve şubeleri emrine girmiş ve müddetlerini bi tirmiş tebdilhavalılardan başka 316-390 do- Bumlulardan henüz sevkedilmemiş piyade- der, Müzika 381, göümrük — 3816-332,. 316-933, orman koruma 333, harb ö — D çaç deniz 316-338 doğumlular. piSK SaPan 2 — Gayrllslâm 316-331 dağumlutar sevdt- dileceklerdir. 8 — Geçen celbde bedel vermiş olanlarlk bu celbde bedeli alınanlar 1 mayıs 938 de kıt'alarında bülunmak üzere bu tarihten bir gün evvel müameleler! yapılmak üÜzere şube- ye müracaât edeceklerdir. 4 — Deniz erlerinin bedeli 9 nisan 438 dle Ber sınıfların bedeli de 20 mayış 988 akşanıl« na kadar kabul olunur. B — Fatih, Eminönü, Eyüb mıntakalayında olturup da esas şubelerinin emrile sevkediles cek yabancıların şubelerile muhabere edile mek üzere şimdlden şubeye gelmeleri ilân 0« Tunur. ç