İlkünciteşrin 29 e | Geçen bilmecemizde kazananlar AH ŞU KADINLARI Düküstlüğü ve iyiliğile tanınmış olan maarif müdürü Fiyoder Petroviçin oda kapısı çalındı. İçeri muallim Üremenski girdi. Müdür onu görünce: — Hayız mösyö, diye başladı, istifanız gayri kabili Jetinabdır. Bu vaziyette mu- allimlikte kalmanız tmkânsız. Çok yasık, gok. an dört senelik bir hizmetten somra.. şimdi ne yapmak tasavvurundasınız? Muallim cevab vermedi. — Alleniz var mı? Üremeneki yavaş bir sesle: — Karım bir de iki çocuğum var, dedi. Bir sükün hâsıl oldu. Müdür yerinden | kalkarak sıkılmış bir halde dolaşmağa başladı. Neden sonra gene söze koyuldu: — Ne yapacağımı bilmiyorum. Mual- Timlikte kalamazsınız; ayni zamanda te- kaüd hakkınız da yok.. sizi kendi halini- ze bırakmak ta viedani bir hareket ola- Mar.. size yardım etmeliyiz. Fakat nasıl? Size ne yapabilirim? Kendinizi benim yerime koyun! Sizin için ne yapabilirim? Gene bir sükün.. müdür düşünceli bir sürette odayı arşınlamakta, ve Üremens- ki kendi ıztırabı içinde bir sandalyeye olduğu halde düşünmekteydi. 'akat birden müdür durdu ve avuçla- 1 birbirine vurarak aceleyle: ma bir şey geldi, nasıl da dü- ştim onu, dedi, Dinleyiniz: Ge- Jecek hafta sicil kâlibi tekaüld olacak. E- Ber onun yerine geçmek isterseniz.. beklemiyen Üremenskinin içi fe- hlad dür devam ederek: — Bu mükemmel, dedi, bugün bir is- tida yazın! Muallim gitlikten sonra Fiyodor Pet. Foviç iyi bir iş yapmış olan insanlara mahsus bir zevk duydu. Zavallı mualli- e böyle bir yer bulduğundan dolayı gonsuz derecede memnun kalmıştı. Fa- kat bu gü assüsü çok sürmedi. Evine döndüğü ve yemek masasına ©- kurduğu vakit karısı ansızın: — Ah, unutuyordum, dedi. Nina Ser: geyevna dün buraya geldi ve bir genç a- damı lık verdi. Sizde bir kâtiblik in- hilâl edecek Müdür kaşlarını çatarak: — Evet, ama dedi, bu yer başkâsına vâdedildi. Hem beni bilirsin tavsiyeyle i$ yapmam. — Biliyorum ama bu müstesna.. Nina BSergeyevna bizi akraba gibi tutar. Bu isteğini redi — Bu adamın adı ne? — Polzu » —angi — Polzukin? Şu — yılbaşında Tçatski'nin evinde gördüğümüz delikanlı Ti? tmkânı yok, Müdür yemeğini bırakarak tekrarladı: — İmkânı yak.. — Fakat, niçi — Çünkü bu adam kendini sıkacak ta- kıradan değil. İşi gücü kadınlara kur yap- Taak.. neden bizzat gelip beni görmüyor? — Burada iyi bir lokanta yoktur sa- nırım. Mahmurenin midesini mi boza- dim? Yoksa peynir, ekmeğe mi yatsın? — İyi ama Beylerbeyi sandalla çok Uzun sürer de... Adnan kolundaki saate baktı, sonra cebinden çıkardığı vapur tarifesini ka- rıştırarak, sinsi bir zafer gülüşile: — Nah işte, dedi, beş dakika şonra doğru Vaniköy ve Beylerbeyine vapur var, Lütfen bizi Şu küçük iskelede çı- karın, Siz artık sandalı götürürsünüz, Sandal gezintisinin bu hiç beklenmi- 'yen bitişine esmer tenli delikanlı kadar. F re de şaşırmıştı. Adnana gelin- izı elinden tulup iskeleye çıkarır- ken, sabahtanberi ilk defa neş'elendiği- Ni duyuyordu. Arka sokaktan acele vapur işkelesi- ne koşarak yanaşmak üzere olan vapu- ra bindiler ve vapur kalkıp Küçüksu köşkünün önünden geçerken, sandalda- Uromaki'nin içi ferahladı. Mü Yemekten sonra müdür, odasına çeki- lerek gazetelere ve gelen mektublara göz gezdirmeğe başladı. Belediye reisinin karısından da bir mektub vardı. Kadın şunu yazıyordu: «Aziz Fiyodor Petroviç, Bugünlerde, Polzukin adlı bir genç, |sizde inhilâl edecek bir kâtiblik için ya- İnmıza gelecektir. Bu delikanlıyı tanıyo- ram, Mükemmel bir insandır. Onunla a- âkadar olmanızı rica ederek... ilh.» Müdür mektubu bitirince, imkânı yok iye mırıldandı. Fakat birkaç gün içinde müdür mütemadiyen Polzukini tavsiyo eden mektublar aldı. Bir sabah evine biz- zat Polzukin geldi. Bu çevik vücu: yepyeni siyah bir elbise giymiş bir gen Müdür onu karşısında görünce kuru bir tavırla: — İş için burada kimseyi kabul ede- mem, deyince Polzukin atıldı: — Affınızı rica ederim, ekselensa, fakat müşterek dostlarımız sizf' burada görme- mi münasik gördüler. — Ya, öyle mi? Fakat siz senginsiniz, ve bu memuriyete ihtiyacınız yok. Maaş | gayet azdır.. — Maaşın ehemmiyeti yök. Maksad| resmi bir vazifeye girmek... — Fakat sıkılacağınızı ümid ediyorum. Sizin gibi bir adam bu işi yapamaz. — Sıkılmıyacağımı ve işe dört elle sa- | rılacağımı temin ederim ekselans. —Müdür başını eğerek muhakkir bir te- | bessümle; — Dinleyiniz; dedi, niçin doğrudan | doğruya bana müracaat etmediniz de kâ- dınları rahatsız ettiniz? — Bu tarzda bir müraecaatin hoşunuza zannetmiyordum, ekse- |lans. Eğer tavsiyeler kâfi değilse size bir sertifika da takdim edebilirim.. Polzukin elini iç cebine sokarak ga valinin Imzası bulunan bir kâğıd çı- mukabele edecek oldu, fakat Adnan| derhal kızın kolunu tularak, denizde- kine kinini gizleyemiyen boğuk bir ses- le: — Ciddi ol, Mahmure, diye söylen-| di, bu ağlan fazla şımarık bir şey! Sonra sesini indirerek: — Hem artık onunla konuştuğuna la- bamımül edemiyorum. Anlıyor musun? Mahmure hiç cevab vermedi ve u-. #un, uzun Kandilli tepelerine baktı (Belli ki bir tereddüdün isinde bocalı- ( yordu. VILI Bu hafta içinde Mahmure, üç gün a- ra ile iki defa, anasile beraber, Beyoğ- İgün veya yarı eden muallim Üreme! Falik Bercmen dür dez «Bu mükemmel!, dedi. — Pekâlâ, ne yapahm, dedi. İtast ede- ceğim. Yarın bir istida verin.. Polzukin gidince müdür kapıya doğru tükürerek: — Serseri! diye hamurdandı. Ne lâzım- sa hepsine malik... Alçak. Bu sırada kapı çalındı ve içeri. defter- darın karısı girerek: — Sizi bir dakika rahatsız edeceğim, dedi, sizde münhal bir yer varmış. bu- bu münhal için Polzukin adında bir genç müracaat edecek... Müdürz bu sözleri estiyerek söyliyen bayılacaktı. Ertesi sabah makamiında #nü - ziyaret e hakikati a) dü. 'Tam den vazgı latmak için uzun uzun ze başlıyacağı vakit fi Kulakları uğulduyor ve di varlanıyordu çti le yumruğunu masaya vu- iddetli bir sesle ledi: in için münhal yerim yok. hayır yok, yok.. işte o kadar.. beni rahat bırakın! Rica ederim beni tazib etmeyin! Hayır, hayır, rica ederim beni rahat rakın! Ve ayni hiddetle makamından gitti. YARINKİ NÜSHAMIZDA: Rüyada lil> Yazan: Muazzez Tahsin Berkand NE Şikrp ları bir terziye diktiriyordu. Nihayet işte bugün, ilk terziye git- tikleri gün gibi İstanbula Adnanla be- raber inen Mahmure, akşama Beyler- beyine son moda zarif kostümile bir kelebek gibi renkli ve uçarak dönmüş- | İskele başında bütün gözler hayret-! ie kıza bakıyorlardı. Yerliler artik, ge- selâm verenler çoğalmağa — başlamıştı. hur avukat oluşu muhitinde bazı men- faatleri uyandırıyor ve «Kim bilir bel- ki bir gün işimiz dğşer» düşüncesi bes-ı liyen kimseleri şimdilik bu zelâm yo-' lile ona dost kılıyordu. Maamafih Ad- nanın birkaç kere Beylerbeyinde Mah-' İstanbula inişi bir-takım mahalle de - dikodularını uyandırmışa benziyordu. Üstelik bu akşam kızı İstanbuldan ge- lin gibi süslü getirişi de bu dedikodu- ların tuzu biberi olmuştu. Nasıl ki işi görünüyordu: Adnanla Mahmure yan- yana geçerlerken, duvar diblerinde ve lundaki terziye elbiselerinin provala- rına gitmişti. Adman kıza, yeni manto ile iki üç rob birden ısmarlamış- İskele Gazinosu ile camiin karşısında- bir|ki kahvemin masatarında kulak kulağalrek: werip fısıldaşanlar işi açığa vurmuş- ki gencin ellerile onlara katrşıdan se-|tı, hem de koyu değil, açık renk ve de-|Jardı. Bu sebebden Adnan bile bu Iâmlar yolladığını gördüler. Mahmure bu selâmlata güverteden, kolte a beyli u, çok geçmeden, Beyler, vıdyeümerg(blddu.hlmmkj— için muhakkak ki bir|vedekder arasında dünkü kâtibi Niya-| kadına bulanık gözlerle baktı. Nerdeyse | ağında yu- | ara garib bir haleti ru- , müre İle gezişi ve hele ikidir. birlikte! 13 İkinciteşrin tarihli bilmecemizde! İkarzanandarın islmlerini aşağıya yazı- yoruz. İstanbulda bulunan okuyucula- okurlarımızın. hediyeleri posta 'ile âd- Şık bir. kemer- İstanbul 13 üncü mekteb 5/C den 223 Fa-| rak Akgşit. Bir çay fincanı İstanbul 77 inci mekteb 5/A dan 303 Melâ- (Bon Posta markalı) Ankara Atatürk ilk okul 4 den 95 Nocati, Güynük maliye muhasib mutemedi İsmall Dönmes yeğeni Meliha Öztekin, İzmit Ka- rabay mahallesi Akçe camli sokak 2 de İs- met, İstanbul erkek Haesi 985 Tevfik Aybart, Pertevniyal Hsesi $/B 127 &. Ulsay, Brenköy Altıntarla Mübetra, DİŞ MACUNU İzmit Sırrıpaşa caddesi 10 Hali oğlu Br. kal Tuncay, Adapaszarı Park kargısında, Şi- fahamam sokak 00 da Keriman Aygün, İs- tanbul kız orta okul 129 Nerlman, Beşiktaş Nüzhetiye caddesi No. V7 Seniye Yıldırım. ALBÜM (Son Posta hatıralı) Ankara erkek lisesi orta kısım 1/C den 310 Mehmed Bingöl, Sivas lisesi 2/A dan 637 Şa- kir Özdemir, Uzunköprü Mimar Hayreddin | mekteb & den 249 Renan Çora, İzmit Akçe- | koca Hlk mekteb 4A dan 119 Orhan, İstan- | |bul Yeni Nesil mektebi 5 inci sınıfta Mus- İtafa Tarban, İstanbul erkek lsesi 721 Ali| Türkay, Küçük Ayasofya Kaleci” sokak No.| 1 Nebahat, Küçükpazar Rezane yokuşu No. 16 İ. Elver. MÜREKKEBLİ KALEM (Son Posta markalı | Bursa Şekerhöca mahallesi 14838 — Yüzsel, Ki Od. erbaş orta mekteb D/T/1 den 3 BSelim Cengiz, İstanbul erkek İlsesl No, 201 , İstanbul #4 Üncü Hik mektebden (Son Posta markalı) Gümülcüne konsolosu oğtu Selçuk Korku, akır ?, Kor. levazım kısmında Hesab | üru Numad oğlu Bürhan, Cağaloğlu orta ekul 1/C den 22 Nazım, — İstanbu | 44 üncü ilk okuldan $04 'Tevfik. ALÜMİNYOM BARDAK (Son Posta hatıralı) Sultanahmed. Nakilbend caddesi No. 02 |Nusret Bin'er. İstanbul, Cumhuriyet ltsesi | İ1/A Gan 80 Nermin Turnaoğlu, İstanbul er- |kek lisesi 44 939 Nevrzad, İstanbul erkek li-| sesi 4/4 465 Asaf, Hacihüsrer mahallesi No. 25 Nuri, İstan - bul, Ticanet lisesi 2 nci sınıftan Nuri. YUVARLAK DÜNYA KALEMTRAŞ (Son Posta hatıralı İstanbul kız orta okul 9V/A dan 716 Muzaf- der, Cağalağla erkek örta okul 1/B den 108 Rikmet Demirel, Sultanahmed Nakilbond bokak No, «ir Güngör, İstanbul erkek lisesi 1887 Hatll İbrahim, MUHTIRA DEFTERİ 'Tokât Cumhuriyet ilk mekteb 375 Mübee- eei Günenç, Gazi Anteb disesi 4/B dan 860 Halit Erdoğan, Kayseri tapu kâtibi Hamza oğlu Cabir Güner, Kayseri Siremenii eadde- si Asmalı sokuk & de Müzeyyen Gökkan, İs- bul, Kadizga 3 üncü iİlk okul dÖ Gitkı, Nişantaşı Rumeli caddesi No, 4 Tulyar Cat, Gülatasaray İlşeal idare memuru Nuri oğlu İhsan, Bomonti, # ökml sınıf 13» den İhsan. BOYA KALEMİ İstanbul erkek Tisesi 3/C den 1163 Muzaf- ger, İstanbul 44 ümcü flik okul 5/A Gan 2065 Kiymet, İstanbul Kadirga üçüncü fik okul 3”A dan 510 Altındil, Bakırköy orta okul 345 İbrahim Özbaşaran. — KİTAB Malatya Jisest devre 1 3/A dan 326 Cemal, İzmit Ulugazi 4B den 889 Voli kum Hatice, Ankara fen san'at atış poligonunda Osman Altın, Çanakkale orta moekteb 2/A dan 1027 Necdet Acuner, Eskişehir Devlet Demiryol- ları kısım 181 gef $ Aydoğan kızı Bacide, Göztepe Baynadir sokak 12 de Güngör, Poça nüfus M. Galib kızı Jale, Çorum Kara Ge - gesi mahallesi Cumhuriyet Dikiş, Biçki Yur- du direktörü kızı Neclâ, Sivas ommniyet Mü - dürlüğü koniseri Bekir Çevik yeğeni Ah - med, Diyarbakır #siiye ceza hâkimi Sadik kazı Sabahat, Diyarbakır Kuyumeular çar - şısi kuyumcu İlyasş, Sivas Paşabey mahalle- #i ezki Mahkeme sokak,33 de Sitki. | KART Malatya İnönü mektebi Hadi Sanşık, An- kara Gazi Orman Çiftliği 28 A. Belge, Trab- zon Alacahan 2 de kuyumcu Sadullah Ba- fırlık, Bayramiç Milli Zafer mektebi M Ay. çin Albay, Ankara Hamamönü Akyol sokak € de Asüman, Diyarbakır Gazi caddesi rakı ve tütün bayil İbrahim, Kâayseri lisedl 240 den 665 Kenan Güney, Adapazarı orta mek- teb 3/C den 207 Kumru Öztünç, Ankara Do- Ranbey mahallesi Taşdöşeme sokak 7 de Şükran, Amazya Yeşilirmak mektebi 946 |Hayriye Beşiktaş. İzmit yukarı Korzluk İs- anbul caddesi 239 Hasan, İzmit Yukarı pa- zar ilkmekteb 2 de 92 Semiha, Hayrünnisa Tarlabaşı Fıçi sokak 24 Hayrünnisa, Çanak- kale orta okul 2/B den 1116 Münir, Çanak- kale orta okul 2/2 den 1177 Orhan, Sultan- zhmed Hisar sökak — No, 2 Ertün, Samatya 43 Gncti ik okul 52 Ömer Faruk, Heylarbeyi Çamlıca caddesi No. 56 Sadiye, Sultanahmed Kaplağası Feneril sokak No. 1 Nihal Tuünç- yıldız, İstanbul erkek Nisesi D7 Hicri, İstan- bul erkek ilsesi 1966 — Ferah, Kills — orta mekteb 3 den 376 Edib Yazgan, Ankara Ül- | CEB AYNASI (Son Posta hatıralı) Kadıköy örta okul birinci sınıf Sacld, İs- tanbul erkek lisesi 3/A dan 62 Ahmed, Kum- | kapı, örta okul 580 M. Ali 'Tuş, Kasımpaşa | —— iüan | OKALMINA Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, Artritizm, Romat.zma müş oturuyor ve sinsi sinsi konuşuyor. nce adetâ — gözlerine —inanamadı. Niyazinin burada ne işi vardı? Anla- şılan mel'un herif eski efendisinin et- rafında bu fısıltıları uyandırmağa gel- mişti, Bunda hiç şüphe yoktu. Fakat Adnan, açık bir rezaleti göze almadan nasıl ona çatabilir. ve mel'unluğunu yüzüne haykırabilirdi? Hem ne ma- &lmak için Nerimanın” yollamadığı?... tehlikeli bir safhada demekti. İyisi mi, şimdilik dikkatli olmalı ve iskele civa- rında Mahmure ile pek dolaşmamalı idi, Adnan bütün bu düşüncelerini için- 'de sakladı, fakat bütün gece solrada olkun, yemekten sonra olsun somurt- maktan kendisini alamadı. Mahmuüre yeni elbiselerinin neş'esiyle bin türlü şaklabanlık ediyor, Fatma gülüyor, Gülsüm bile keyifli görünüyordu. Ne çare ki etrafındaki bütün bu neş'e gü- rültüsü Adnanı bir kere saplandığı dü- şüncesinden bir türlü ayıramıyordu. Nihayet Gülsüm, merakını yenemiye- — Hasta mısınız, beyefendi? *Diye sondu. Mahmure: — Satü, hiç konuşmuyorsunuz! tekim lik mektebi 523 Nuriye, Vilâyet Vakıf- lar direktörü oğlu Mükerrem Güneri, İzmit Hacıhasan mahallesi Çukurçeşme sokak 13 de Şükran, Lüleburgaz Binbir çeşid kırtasi- yecial Hüseyin oğlu Babri, Tekirdağ Tavan- h çeşme İzmirli bahçe sokak 4 de İhsan Gü- ler, Tekirdağ polls memuru Mehmed Aslan oğlu Kemat, Adaza İnkılâb mektebi 3/B den 620 Babiha Ayvaz, Lüleburgaz Beykapi bak- kal 96 Kemal Turgud, Sıvyas kız orta mekteb 2 den 490 Abdullah Çidem, Konya G. D, orta mekteb 7/1 den Enver Yılmaz, Ankara Do- ğanbey maballesi Taşdöşeme sokak 7 “Şük- ran, Ankara Dumlupinar ilkmekteb Nimet Körükçü, Uşak Gazi Kemal okülu 5 den 177 Aydek Ergun, Beyazıd Küçük Haydar efendi Demisös No. 13 de Saniye Ertürk, İzmir Kuşadası kunduracı Emin usta oğlu M. Ali, Adapazarı orta mekteb 2/E den 197 Mas'ad Güven, Adnan, bir sigara yakarak: — Bilmem, ihtimal yorgunum, — siz bana bakmayın! Diye lâkırdıyı kapaâmak istedi. Fakat ne Gülsüm, ne Mahmure Ad- nanın halinde birdenbire bir değişik- lik olduğunu anlamamış değillerdi. Yalnır Mahmure Adnahın yeniden ba- zi dokunaklı sözlere ve jestlere kalk- çende cami avlusunda bayılanın - kim'lümdu, Niyaziyi, Beylerbeyine, Ad-|masından korkuyor, Gülsüm ise bilâ- olduğunu iyice öğrenmişler, geçerken!nandan herhangi bir suretle intikam|kis Adnanın sevdası en ateşli bir dev- N reye Belli idi ki Adnanın zenginliği ve meş-'Eğer hakikat böyle ise, vaziyet daha'şimdilik Adnanı Mahmure hesabına yontmanın yolunu bulmuştu; fakat a2- sıl istediği, onun Mahmureye karşı ar- tık pek göze batan alâkasının daha faz- la ziyadeleşmesi, kendi tâbirile ateşin bacayı sarması İdi. İşte ancak © vakit, kendisi, Adnan tarafından otuz yıldır uğradığı reddin ve gizli nefretin int- kamiını almış olacaktı. Adnan, yarısına kadar içtiği sigara- sını yemek tabağında söndürerek aya- ğa kalkmıştı. Fatma, efendilerinin ser- best geçmesine yol vermek için hemen doğruldu ve iskemlesini kenara çekti. Mahmureye gelince, yerinden bile kı- pırdamamışlı. Hele Gülsüm, şimdiden, bütün fedakârlıklarına rağrsen kızının Adnanı bu umursamayışına — hayran kalmıştı. (Arkası var)