SON POSTA EKONOMİ Egede 48 saatte İl milyon İiralık tütün satıldı Undan dört beş sene .we_lşîırimiz_e gelen bu kudretli San'atkâr, burada büyük bir sükse yapmıştı Comd, Byi e Prançal - M Sayfa 7 —— “Ben bir tımarhane kaçkınıyım !,, Büyücü şehrin en lüks binasında oturuyordu Yeni müşteriler çıkınca Hacı efendiye bir gün evvelinden haber vermek lâzımmış, bu müddeti beklememek için bir lira vermek lâzım geldi Röportajı yapan: Faruk Küçük ©D kudretli, €Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur) Tıbbı adlinin kapısında kırköyüne yatırmışlar.. oradan çıkar- mışlar Fransız hastanesine koymuşlar. Bir türlü iyi edememişler. Nihayet bizim hacı efendiye getirdi- ler. Hacı efendi bir baktı: «Bu hastada — İnsan ana babasile dargın olur|gedi, hiçbir şey yok, yalnız iyi saatte mu hiç? Hem ayıb, hem günah... Dün- | olsunlar ruhunu sarmışlar.> Üç gün ne- yada baba, ana ahı almak kadar fena|fes etti.. bir muska yazdı.. evelâ!lah bir & gü qangl-hlıel San'atkârı Geta çe Beli, ilk -- Becele, (Aşk Hasene hanım beni uzun uzun süz- &t Tİ) &a nuit b Va dü, süzdü, süzdü. Sonra tatlı bir Rum ç t filmi ile DT givesil k *mlç Bit SAĞ — Kardeşim, dedi, ne iş yaparsınız? Nİ tanı izde Öp babanım elini.. Bu suale ne cevab Bütün * itmiş ve ; vermeli? Memurum desem olmaz, Ga- bi k Tçliğin kak l " zeteciyim: desem olmaz. 'Tüccarım de- Teti bi *men kud - sem üzerimde o kılık yok... Nüi * saltanat kur — Neye cevab vermiyorsunuz, ne İş î;"— yaparsınız? Ültalar — HBHiç... Shlayan b“ alkiş — Nasıl hiç? | deh Söt film « — Eskiden fuhafiyecilik yapardım. Bel içi 4 &, Marie Fakat bu hal geldikten sonra bıraktım. Tücera, ar «Ci En güzel tütünlerin diziliş ve kurutuluş |Üç beş kuruş hazır param var, Onun- # k * filmile san- tarzı la geçiniyorum.. Yere 'etini bize bir İzmir 6 (Husust) — Ege tütün piyasası a-| — Evli misiniz? da Çılmış ve 35 kadar yerli ve ecnebi kKumpan -| — Hayır!.. Ti Böstü İşti. er ya mallara talib olmuştur. Akhisar tütün -| ... Babanız, ananız var mı?.. bi leri için müstahsiller 118 kuruş taleb ı!-mı:ılı; — Vari, e N bt ler ve bir Amerikan firmasinın — müme Ydn v Beli'i biz | Ü İhaan natar Tübarlle belli muvafık “dee dol| —- Beraber mi oturuyorsunuz? dil Sah; hemada de- —- yasati olmadığını Deri gürmüştür. — Fakat| — Hayır.. Tüyoj dede detas | * Türk Limlted firması 119 kuruştan malları| — Ne için beraber oturmuyorsunuz? Yerye” Charles Bo * simaşır. Bu arada Aman tüsen lirmasi RA> | Ama da ahizet sualleri yaht. Müs- ğ mına eden Bi ga 15 milyon İi- & T : öa ut birlikte FranEıki siyah saçlı Marle Bell'in yerine gelen sarışın Marie Bell |ank tütün mübayaa ':’î:" ve Döviz mese- tantik bile bu kadar derin sormaz. Ony P ötosunda verdikl tarda,Jluktan çok güç bir san'attir. Tiyatroda | iesini de halletmiştir. Bunun üzerine Akhi -| Cevab vermediğimi görünce tekrar idik M tan ve gö i K bir san'atkâr seyircilerini görür ve ro-|S47 tötünleri için Amerika firması faaliyete| ediyor: N gönülden alkışlamış|V' â yatfak olup olmadığını anlar geçerek 90 kuruş üzerinden mühim mikdar-| — Ne için beraber oturmuyorsunuz? Özücin lünde muvaffak olup AT./da tütüne talib olarak derhal bir anlaşma| — pi rinnız., Züllik ye / Seçtikçe Marie Bell'in gü- Rolü muvattakiyet ile oynanmamış İ -| yapmıştır. Bundan #onra ufak mikyasta v& Tün uq' San'at küdreti artıyor, Yaşı “|S€ ertesi gün daha iyi oynar. Sinema -|75 - 90 kuruş arasında satışlar yapılmış ve| Tüyo lemesi hiç bir menfi tesir yap -|da ise mesele değişir. yaprak Limited, Türk Limited, ve İnhisar 1.| Tdu. yap Sinema san'atkârı Yahut film çevi-| daresinin de talebde bulunması üzerine pl- yasa birdenbire yükselerek 48 saat zarfında <ey yoktur. Bak senin bu densizliğine |çeyciği kalmadı. Bi; Bvu rtı; Tansız muharriri bir müddet|ren herhangi bir san'atkâr çok kere i- Grüe; Yatro ve sinema hakkında ken-)ki yahut üç kişinin huzurunda flim çe- tir gi, Eörüşmüştür. Marle Bell demiş”| virir. Muvaffak olup olmadığını son - & n radan hem 'çok sonradan anlar. Bu za- ::':uk =N yahut sinemayı mı-da-|man da iş işden geçmiş bulunmakta - i de ğimi soruyorsunuz. Her i-|dır. Bir de film çeviren bir san'atkâr : Sh Severim. Sinema, tiyatrocu «|rolünü, tiyatrodan çok fazla hissede - : h l rek oynamalıdır. Objektif çok yaman rle Tem le — İbir şeydir. İasanin en ufak bir kusu - k y runu derhal yüzüne vurur. , Ben buna akkında ya rivayetler çok dikkak ederim. Şımarmış bir san - yıldızın hasta olduğu atkâr değilim. Fakat diyebilirim ki rol ferimi az çok beğenmişimdir.. . Bunlar Saçlarının kesildiği doğru değil 'arasında «Balo hatırası» filmindeki rö- lüm başta gelenlerden biridir. Beğe » nerek, istiyerek oynadım bu rolü. Bu rol beni değiştirdi. Saçlarımı boyadım. Ve bu sari saçların bana daha ziyade yakıştığını farkettiğimden onları öy - lece bıraktım. Varsın, artık Marle Bell bir sarışın san'atkâr olsun. Ne çıkar de ğil mi? Siyah gözlerim ile çok kuvvet- N bir tezad yapan bü saçların bir çok rollerde yüzüme lâzım olan hüzün mâ- nasını daha kuvvetli bir şekilde verdi. ğine kaniim.» Marle Bell'in bu beyanatım okuduk- tan sonra hâfızamda canlanan bir vak- ayi yazmak içön arzu dpydum: Senelerce evvel Marie Bell «Aşk ge- celeris adındaki filmi ile memleketi » mizi altüst ettikten s(]ın: için gyimize gelmişti. ” ılaç.r güîı:aîcbe!ere de hususi bir ma- tine vermişti. Biz de orada idik. Genç- ler düğüne gider gibi süslenmiş ve t çokları kucak dolusu çiçek ytw Marle Bell sahnede gözükünce bü bir çiçemnğ:lı(ı_u'una ve « eceleri» tilmindeki sm Kai AŞİ ğ Bettini...». diye bağır- başladı... "afkâr bu çılgın tezahürata blar verdi ve oyu- Ve Biç Hiriy Temple ennesile birlikte YüygyfA Yakın bir müddettenberi tan ika San'atkârın darı heye- Şötde . Zira Shir- Yayıı Ple hakkında iki mühim bavadis Biri Iştır; b%u’% hasta olması. ç kaç y vincık saçlarının kesilmes” t bereket versin, bu havâdislerin başladı. ğ - nwğık:ğhcr antraki bu alkış tufanının ekerrürüne , ve bü sevgilerin İânına ğ Bu o kadar h şkil ediyordu.. M bir "*Vle.;î:, bugün Bile Fransız ti - Jarında bâlâ «Bet - İn!..» seslerinin aksi sadası suyulacağına eminim!. v5 nu)sl::ıdı büyük bir merâaka düştüm... Acaba bu olgunlaşan ve sarı saçla'. .k daha cazib bir hal al;u_ı Marie a tüğı «Kristin> O uzak gün - bir aşk ile sevilen Be—ıuı]ıı ni zi k gönüller- t cak ve onuün bir çok g ;nuı;:;:l'; olduğu tahtı yıkacak bir e gı::.teı*ebilecek mı_'.' eb ','ı:ı'.i yesimler'ni nizl! XX K p Unmuştur: h:f’“m hakkında çıkarılan havadis- Olmanı ANile yalandır. Hasta değildir. Ve yiân,ıq"'_" Saçlarını dahi kesmedik. Bene * Biçimlerini değiştirdik. Saçları Slmayı Vklelidir. Fakat bukleler dağınık İle hP kulaklarının arkasından kordelâ ha go Mir. Bu tuvalet sevgili kızıma dür Yakıştı. Daha çok beğenilecektir. (Longi Yi aklı fikri bep ilkbaharda Kizım, ” Ya yapacağı seyahattedir. Hem Seği, ",î"*'k sık sık film çevritmiye- çe lede iki filmi kâfi addediyoru. 9rüluyor.> * tin!... rı ile Bell'in yaşk lerin çılgın kudret | İşte yeni, Ti Bşı';nll şiz cevab VeT i|er ve tayyareye saat 10 da binecekl den bi-İstüdyo rkestrasının refakatinde taganni e « 13 - 128 kuruş arasında 11 milyon lira tuta- ryanda tütün salılmıştır. iyi sagtte olsun efendilerimiz gücen- mişlerdir. Nerelisin? Memlekette fazla istiblâk edilen madde- mmnçnıwııaademııw—ıv.sn- raçların! çoğaltmak maksadile devlet kon - trolünde yeni gteşekküller vücuda getirile - çektir. Bundan gaye, malların kalitesini yüksel- terek ihracatımızın inkişafını temin etmek, / götürebilir miyli istihlâki daha arttirmaklir. Bü süretle ha - yatı kismen ucuzlatınak çaresi de tamin & - gnebllecektir. Yeni iktısadi teşkilât Memleket Iktasadiyatını genişletecek olan| yorlar.. sonra eni iktsadi ınul;: hdnıınu projesi üze « î"h? gi Helif cephelerden tetkik. - - 3 Bite ::w“,:m. Yerâleti, san aiT YAPIL <|" « Ben senin bildiklerinden değilim. da tetkikler yapılmasını milli sanayi birli .| — Gözüküyor ama, ne kadar olsa el e bildirmiştir. Birlik, tetkiklere başlamış- | oğlusun. tır. Yeni kanımun N:.lmn bu içtima devre-| | Bacı söze karışıyor: Hinde çıkarılması mükarrerdir. — Size söyledim. FParuk bey öyle ço- cuklardan değildir. Namusludur. Sonra doktorlardan uğzı yanmıştır. Başvur- muş, derdine çare bulamamış. cek misiniz? hacı efendiden derdlerine deva bulu- dip polise baber veri- yi Ayni günde Ankaraya Gidip gelebilirsiniz c — Nasıl bulacak? Anlattığına göre Havayolları Ankara ile İstanbul a - n nlattı rasında işlemekte olan yolcu tayyate - SAD Mr,_"a“_“"_şl yok ki, iyi saatte ol- lerinde hareket saatlerinde faydalı Yi lermi vücudünü sarmışlar. Zaten dok- değişiklik yapmıştır. torlar neden anlarlar ki.. bir şeyden Ll;undan. sonra İstanbuldan Ankarü- anlamadıkları için hocaları kıskanıyor- ya gitmek isteyenler hergün saat 9 da msâ;'i” Ü Karaköy postanesi önünden hareket e- e. decek olan otobüsle Yeşilköye gidecek- din Cf- İ büne den kurtulamadım. iç Bi ki anlamıyorlar. Büyüğünden küçü - dir. Ankaradan İstanbula geiecek olan tayyare ise oradan saat 14,10 da hare- ket edecektir. ala Veti ç Göralüyor Jei “sabahleyin -buzadan |Bi GÜRER KUORE sarilır. Dün Hoşka: AĞA TÜ YA dem hanım hacıdan bahsedince, aman hareket eden bir yolcu öğle üzeri An -| | . ğ n Ğ dedim.- Beni götür:.,. karaya varacağına göre ı_ıradn f saât Ka| “hacı K virdü "e ı4= p.â::silı:ıîl:m nln:lıkdî: — 'Töbe de, töbe de! Hocalara inan- sonra 14, İstanbula dönebilecek demektir. Şurasını da kaydedelim ki, bu sefer- ler haftanın © gününde — yapılacaktır. Pazar günü servis yoktur. Mel. Florelle bu akşam radyoda yüzü suyu hürmetine duruyor.. onların duası olmasa altüst olur. Hasene hamım atıldı: — Hem haci efendi çok derindir. Ne- li fes, muskaları birebirdir. Hasan paşa ni şarkı söyliyecek merhumun oğlu Ali bey dostlar başın- Radyo idaresi İstanbul radyosu neşriya - dan ırak, merak sardırmıştı. Maz tını senginleştirebitmek için bütün - fırsat - Osman mıdır, nedir adını bir türlü be- Jardan istifade etmeğe çalışmaktadır. Şeh -| ceremiyorum. Zengin bir doktör var- rimizde bulunan film yıdızı Mel. Fiorelle 3- | mış.. canim hani Göztepede pembe köş- |ti je de bu maksatla bir ığh;ır:ı ?:lml:tdt' kü olan doktor. EE TC ! D M YAK saat 21, Mel. Morelle ba Bişali ÖL — Mazhar Osman.. — Evet, İşte ona götürmüşler. Ba- gdecektir. Hacı mıdır, hoca mıdır, kimse beni O | yürü i-bil n » KI se beni Olyürüyor. Şimdi- biliyorsunuz adama götürecek misiniz, götürmiye-| Husüsi otomobille gezmeğe gidiyor.. yorum ama dünya kötü oldu, Okıııaııı-'iş ğım, muska alacağım diye geliyorlar, geçenlerde basılınca — kapanan evinin karşısındaki kendi evini işletmeğe baş- ladı. Tıkır tıkır para kazanıyor.. Yuna- nistanda da iki ev satın aldı. Bacı tekrar lâfa karıştı: — Doğrusu hocanın nefesi çok kes- Mallarımı normal fiatlarla satan müstah- siller birkaç gündenberi umu':ı”â'ıî'? - ğauı:m;nulul_ kindir.. her şeye birebir gelir. Hastala- akta ve alıcıların -| — rdeşin var mıT 4 n nlk v :e.ı:ınınnı talib oluşlarına pek ziyade mem| — Vaî. m iyi eder, büyüleri b:ur* :şıfınlıx ves nun olmaktadırlar, Vrüseme ahat Tir, uğur getirir, size bir misal daha'... Dünya Iktisadi bulranına rağmen ürün- B_'î $ güzel * M.... 1 bilirsiniz — değil . mi? Jerimizin d":',.ı"u."-" için tutulmasi şa-| — — N:ı'.:u;:;ar" Bundan — yedi " sene — evveline ka - ço laĞ F b £ dar bu kadıncağızın beş parası yaktu. Yeni bir iktısadi kanun Ai dıy_ınımgını_ı Mmaen | Kendisi günahkârlık yapardı. Bir gün hazırlanıyor — Bayancığım, dedim. Kardeşimden 'yaşılsa bizim hocaya”gidiyor. Bir uğur babamdan size ne.. bana cevab verin.İmuşkası alıyor ve ©- günden itibaren en lüks — Ya E.; diye Hasene hanım sözü — O kadar. aceleci olma kardeşim.|aidı. B nereye gitse üç * gü i NOT D L B Bitse üç - günde, 'evi Anlayıp dm_empdg'ıı seni hn'cı e!mdıy_e basılıyordu. Hocaya gitti, muska yap- im? Sizin için söylemi- tırdı. Sonra bir ev tuttu.. tam allı ay ledi. Karşısındaki iki-evi yaptırdı. — Sade bunlar mı ya.. sade bunlar ",'."’ Daha nice tanınmış âdamlar her gün okunmağa geliyorlar. Bu gidişle iki kadın, sabaha kadar hocanın marifetlerini sayıp dökecek- lerdi. — Bayanlar, dedim.. bir saattir çene alıyorüz. Saat yediyi geçti. Hocaya ideceksek vaktile gidelim. Hasene hanım cevab verdi: — Hocaya bu akşam gidemeviz. — Neden? — Haber vermeden olmaz, endisine bildirmeli, — Herkes haber gönderdikten sonra evvelâ — Evet, hakkınız var... Hiçbir şey-| x gider ? — Tanıdıklar her vakit giderler. Fa- kadar gittim. Bir türlü derd- ğ € e üü bu; derd kat yeni gidecekler için bir gün evvel haber yollamak lâzımdır. Arab gene söze karıştı: — Ama Hasene hanımcığım sen is-. tersen bizi şimdi de gölürürsün. Bir an; evvel gitsek daha iyi olur. Baksana ço- cuğa, günahtır. Bu derdden vaktile kur- mamak olur mu? Ayol, dünya onların | tulsun. — Olmaz, hacı efendi darılır. Hacı efendi sana darı.maz. Arabın işareti üzerine cebimden bir ra çıkardım. Hasene hanımın avucu- a sıkıştırdım. — Ne olur Hasene hanım dedim. Bu Mazlum|akşam gidelim. — Peki, hacı efendi kızacak ama, Hesabı görerek muhallebiciden Çık- k. Sordum: — No tarafa gideceğiz? — Ayaspaşaya... (Arkası var)