v Bu haber odada bir bomba gibi pat- |rını söylemek kâfi değil mi? dadı. Hepimiz şaşırdık. Yalnız Rıdvan Sadullah itidalini bozmamış, gülümsemekle iktifa etmişti. Bunun Manasını pek anlamadım ama dostüum bu hâdise karşısında dahi kanaatini deıy:h;ı Kevser hanmı neden öldürdü- nüz Biştirmişe benzemiyordu. ç Ayağa kalktık ve 13 numaralı oda- dan çıktık. Dışarıda ortalık aydınlanı- İmadık. yordu. . —t— KABUL EDİLMİYEN İTİRAF Köprüye çıktığımız zaman saat saba- hin altı buçuğu idi. Saat dörtte adliye binasında toplanmâk üzere birbirimiz- den ayrıldık. Kanıma göre suçlu olduğunu itiraf eden mühendis İhsanın bu suçu işleyip İşlemediğinin 24 saat içinde tesbiti lü- Zzimgelmekte idi. Kanun adâletin hü- küm ve kanaati inzimam etmedikce bü itirafa hiçbir kıymet vermiyordu. —— — Serkomiser Osman ile müddelumumi TMuavini evlerine gittiler. Biz de bir Ot Mobile binerek Maçkaya döndük. t Henüz yeni uyanmış olan kapıcı bize kapıyı açarken: — Dün gece hareketinizden sonra Yarımşar saat ara ile iki kadın Rıdvan Sadullah beyi aradılar! dedi. Rıdvan Sadullah sordu : — Kimlermiş bunlar? İsimlerini söylemek istemecmer. Biri fakirce bir şeydi, Veremli gibi bir Buratı vardı. — Ya öteki? — Ötekinin yüzünü göremedim efen- dim. Siyah bir elbise giymiş, siyah bir tülle çehresini sımsıkı örtmüştü. — Pekâlâ, gene gelecekler, L — Evet, tekrar geleceklerini ler. Yukarı çıktık. Rıdvan Sadullah bir banyo yaptıktan ve muhtasar bir kah- Valtıdan sonra üçle uyandırılmasını tenbih ederek yattı. Bana gelince ben 'de banyo yapıp kabvallı ettiklen sonra odama çekildim ama bir dakika gözü- mü kırpmak kasmet olmadı. İçine karış- tığrm ve şahid olduğum hâdiseler asabı- Tm fena halde bozmuştu. Saat üçte Rıdvan Sadullahın ihtiyar dadısı odamın kapısını vurduğu zaman ikinci sigara paketinin son sigarasımı içmekle meşguldüm. Derhal giyindim ve oturma odasında Rrdvan Sadullaha iltihak ettim. Gene kahvaltıya benzer bir yemekten sonra yola çıktık. Adliye binasında serkamiser Osman- la müddelumumi muavinini bizi bek- lerken bulduk. Oturdukları odanın ka- ’:îık bir köşesini seçerek biz Ge yer- tik. Müddelumumi muavini zile basarak Belen mübaşire mıcn'ı: —— Suçlur tiriniz' k e %nıî yy:w]s;, öyle idi ki mevî;ıı lek pencereden giren ziya kapının 'ıi— lunduğu cepheyi tamamen ıîd'_"k";' halde diğer taraflar gölgede kalıyordu. Bu itibarla kapıdan giren bir adamın içeride kimler bulunduğunu anlaması Mümkün değildi. y ğ Mü)ıqnd(':ğmgm içeri getirdiler. E- #iği geçince odanın ortasına doğru iler- ledi. Kendisini ikinci defa olarak Tüyorduk. Hüsnü beyin kat'_ıt:sl’l':;' kıb Erenköyündeki köşkte İ al- Nirken ne kâdar asabi ise şimdi o Va> dar lâkayd ve © kadar sakin go_nxmş— yordu. Hiçbirimize bakmıyor, gıı!::_ ni pencereye dikmiş, üylece dalgm Tuyordu. ” Biraz dikkatli bakınca delikanlının bir hayli za; dığını farkettim. — Bir ’ı'nüddye:n:jnündcki kâğıdları ka- Tıştıran müddelumumi muavini niha- Yet başını kaldırarak: : — Osman bey, buyurun, siz sorunuz: dedi, yanında oturan zabit kâ(_ibtne de faaliyete geçmesi Jüzumumu bir işaret- le anlattı. L Cinayet masası serkomiseri Al.u_ayd Börünmeğe çalışan bir tavırla bir siga- Ta yaktı. Dumanını tavana doğrü üfle- dikten sonra: — İhsan bey, Hüsnü Deyle Kevser hanımı öldürdüğünüzü - itiraf etmişsi- niz, dedi, bize bır hususta biraz izahat Verir misiniz?, — ı;nı::::m vereyim? Öldürdüm iş- ie! İkisini de ben öldürdüm. Bu kada-, EMVALİDE SULTANIN hafifce | arlamaklığımız lâzım geliyor. de öldürmiye mecbur oldum. diniz? Onun sizi ele vereceğinden kork- «Son Posta» nn zabıita ramanı : 19 CEVAD FEHMİ DANLIĞI Z — Keyserin razı olmadığı şeye Na- zan razı olmuştu. -Niçin öldüreyim? Nazanın bu işde alâkası yoklur. Koca- sını ve kardeşini öldüren bir adama şe- rik olacak bir kadın tasavvur edilebi- Hr mi? — Sayesinde adam olduğu bir aileye bu fenalıkları yapabilecek bir adam mevcud olduktan sonra öyle bir kadın niçin olmasın? — Hayır, kâfi değil! Bamı gcihetleri — O halde sorunuz, cevab vereyim! — Pekâlâ! Evvelâ işe sandan başlı- — Gerdanlığı taksim işinde uyuşa- — Hangi ğ? © — Valide sultanın gerdanlığın!... — Devam ediniz! Sonra ne oldu? — Beni ele vermekle tehdid etti. Ben — Nazan hanımla aranızda her han- gi kalbi bir rahıta yok mudur? Bu su- ali size Erenköyündeki köşkte de sor- muştum. Cevab veriniz! — Peki, Nazan hanımı neye öldürme- — Yoktur. n“ü'aâ. ı;;ydunuz'.' T NR T İ Demek aranızda işlirak var. — Niçin olmasın... Böyle bir rabıta — Kat'iyen.. bulunması şart mı? — Şu halde? (Arkası var) İstanbul Tramvay Şirketinden : Üniversite ve Yüksek Mekteb talebelerine Tenzilâtl tarifeden istifade etmek hak'kını bahşeden ve evvelce verilmiş olan 1936/1937 mekteb senesine mahsus yeşil kartlar 1937/1938 senesi için değiştiri- teceğinden, Üniversite ve Yüksek Mekteb talebeleri 15 İlkteşrin 1937 tarihinden evvel yeni kartlarını almak üzere Tramvay Şirketinin Galatada, Tünel arkasın- da, Söğüt sokağında Hareket Kalemine vesikaları ile birlikte gelmeleri ilân Direktörlük olunur. Keşif bedeli 700 Hira olan Dü n muhtacı tamir yerlerinin ya, imeye konulmuştur. Keşif evrakı ve şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir, İstekliler 2490 No. l kanunda yazılı vesika ve 52 Hra 50 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile bera- ber 21/10/937 Perşembe günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmalhıdırlar, (6783) mMaşirhanesi buhar kaza Saraçhane yangın yerinde Dü in Büyük karaman sokağın- da 66 mcı adada 1 metre 37 san ü € 22 santimetre murabba arsa satılmak üzere açık arttırmaya konulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 6 lira 16 kuruşluk ilk teminal makbuz veya mektubile be- raber 18/10/837 Pazartesi günü saat 14 de Delmi Encümende bulunmalıdırlar. (B.) (6715) Nlesin: MA Keşif bedeli SA9I lira 41 kuruş olan Üsküdar itfaiye grupuna yaptırılacak bina açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif evrakı ve şartnamesi Levazım Müdürlüğün- de görülebilir. İstekliler 2490 No, lı kanunda yazılı vesikadan başka Belediye Fen İşleri Müdürlüğünden alacakları fen ehliyet vesikaslle 411 lira 86 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 14/10/937 Perşembe günü saat 14 de Paimi Encümende bulunmalıdırlar. — (B.) — (6620) NEOKALNMINA GRİP - NEZLE - NEVRALJİ BAŞ ve DİŞ AĞRILARI - ARTRİTİZM —x — ee İstanbul Üniversitesi Arttırma, Eksiltmeve Pazatlık Komisyonu İlânları. 1 — 46860 lira B8 kuruç keşif bedelli İstanbulda Gureba hastanesi harici has- talıklar anfisi inşaatı kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. 2 — Bu işe aid şunlardır: & — Eksiltme şartnemesi b — Mukavele projesi € — Bayındırlık genel şartnamesi & — İnşaata dair fenni ımu- ; '« — Keşif hülâsa cetveli ve ilişikleri :“;::,"' bu şartisime ve projeleri 250 kuruş bedel ile Üniverete Rektörlü- ";".;,,_»J: 18/10/931 Pazartesi günü saat 15 de İstanbul üniversitesi Rek - Hüğünde yapılacaktır. e Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 3477 Jira 6 kuruş muvakkat temi- A a ve Bayındızlık Bakanlığındar. alınmığ 1937 senesine ald bina mü - nnhhvlc(n::ıkıdk bir defada 40000 liralık inşaat taahhüt ve ikmal etmiş ol- teal ması Ilzımî’:' ektupları 3 üncü maddede yazılı saatten bir saat evveline ka- Byes Teki a mg;xmruum"» makbuz mukabi'inde verilmiş olmalıdır. dar Uıhıniil:" önderilecgi mektupların nihayet 3 üncü maddede yazılı saate M < M;“ we dış zatfının mühür mumu ile iyice kapatılmış olması ı.:'r-l! Za lscak gecikmeler kabul edilmez. — <6575> garttır. Postada —— TÜCCARLIK ikt akşam kursa gelerek, tüccarlik uııııııelı.v; * ay sonra şahadetnamesi almak i in, Sullanahıned, Alemdar caddesin- =h;ln.n='5—lk- Ticarel dııhînno'ımı başvurup bir proğram alınız. Hususi dexe de - verilir. Haftada “Son Posta,nın Hikâyeleri ÇEVİRİNİZ Yazan: İsmet Hulüsi «Dünyar» gazetesine sinema haberleri | Tuvalet parası bulduğu gibi, tuvaleti- yazan Necmeddin Yazgan Beyoğlunda|ne ayıracak zaman da bulacaktı. Saçla: üç odalı bir evin tek odasında pansiyo-|rını berberde kestirip kıvırtacaktı. Yü; nerdi. züne biraz boya sürecekti. Şapkacıdan Odasını evin kızı Marika temizler, kâ-|tüylü şapkalar alacaktı. Andon gene ona: hd sepetini Marika döker, tablasında bi- — Harikliya, senden güzel kadın yok: riken sigara izmaritlerini pencereden so- | tur! a kağa Marika üflerdi. Marika çirkin bir| Diyecekti.. (Harikliya bunları kazı Ma kız değildi. Fakat güzel görünmüyordu. Güzel görünmemesinin sebebi vardı: Ma- rikanın bütün işi, Neemeddin Yazganın odasına bakmaktan ibaret değildi. Her sabah yedide evden çıkar, bir boya fab- rikasına gider, sabahltan akşama kadar, kadınların yüzlerini boyadıkları boyalar- dan maada her cins boyaları karıştırırdı. Bu işe mukabil günde eline geçen para da topu topu kırk kuruştü. Necmeddin Yazgan iyi kalbli bir deli- kanlı idi. Akşamları genç kızın odasına gelip: — Emriniz Bay Yazağgagan? Diye boynunü büktüğünü gördükçe ©- na acırdı, kendi kendine: — Güzel kız, derdi, imkânını bulup kendine baksa; güzelliği meydana çıka- cak ama ne yapsın!.. Necmeddin Yazgan, bir gün, İstanbul Yıldızı sinemasının kâtibile konuşuyor- du. Kâtib bir aralık ilân dağıtan kızlar- dan birinin çekildiğini yerine bir başka- sını aradığını, söyledi. Necmeddin Yaz- gan hemen Marikayı hatırladı: — Yahu ne olursun, benim pansiyon- cunun kızı var, Güzel kız, bu işi de ya- par; anu göndereyim. — Olur. Necmeddin Yazgan hemen o gün Ma- rikayı sinemanın kâtibine gönderdi. Ma- Tikaya anlattı. Murika o akşam Necmed. din Yazganın kâğıd sepetini dökerken, Necmeddin Yazgan da yanı başında idi, Marikanın parıl parıl parlıyan saçlarına lâl renkli dudaklarına bakıyordu. Marş ka lam zamanını bulmuştu. Annesinia arzusunu söyledi. Necmeddin Yazgan o an için Marikayı okşamak bahasına: - — Hay hay! Dedi. Fakat ertesi akşam: — Darılma ama Marika, dedi, bir baş- ka yer daha yok. Anneni sinemaya koya- mıyacağım. Bayan Harikliya bu işe çok üzüldü. Ar« zusundan bir türlü vazgeçemiyordu. Er- tesi gün türkçe «Hayat» gazetesini aldı. Madem ki bu işi gazeteciler yapıyordu. O da kızı gibi onlardan iltimas istiye- cekti. Gazetenin başmakalesini heceledi: «Bu- günkü İspanya» sayfayı çevirdi. Bir baş- ka yazı gördü. «Belediye ve halk» yanı başında bir yazı daha vardı. «Bizde si- nemacılık». — İşte, dedi, bu iyi! Yazının altına baktı, yazı orada bitmi- yordu. Yazının altında: «Çeviriniz> yazı- h idi. Harikliya bunu muharririn imzası Zannetti.. Ezberledi: — Çeviriniz, çeviriniz... rika, işe alındı. Bir iki gün içinde tam| Dosdoğru «Hayat» gazetesi idarehane- bir sinema ilâncısı oldu. Elinin boyası te- |sine gitti. Gazetenin mizah muharriri o mizlendi, üyzü, dudakları, kirpikleri bo- | sırada masasına oturmuş, tuhaflık dü- yandı. şünmekle meşguldü. Harikliya kapıdan Mahallede herkes Marikayı kıskandı. | girdi: Onu kıskananlar arasında annesi de vârdı. Marikanın annesi Bayan Harikliya he- nüz otuz sekiz yaşında idi. Yirmi sene evvel evlenmişti. O zaman çok güzeldi. Hattâ kocası Andon kaç defa: — Harikliya senden güzel kadın yok- tür. Demişti. Öyle ama Andon fakir adam- dı. Az para kazanırdı. Harikliya da çalış- mak mecburiyetinde kaldı. İlk zamanlar- da hizmetçiliğe gitti. Hizmetçi iken ol- dukça temiz plik gezerdi. Fakat bir sene sonra Marika doğunca iş değişti. Artık eskisi gibi geceli gündüzlü evden ayrı- mıyacak bir iş başladı. Çamaşırcılıktan da ne kazanılır ki, eline ayda ancak sekiz lira kadar bir para geçiyordu.. Andonun kazancı, ken- di kazancı, Marikanım kazancı - birleşi- yor. Ev kirasının yarısını da pansiyon verdikleri odadan çıkarıyorlar, şöyle böy- le yaşıyorlardı. Marika sinemaya girince aylık kazan- c bir misli artmıştı. Hem artık eski kirli Marikalıktan çıkmış; güzel, höş bir Mari- ka olmuştu. Anası Harikliya da ihtiyar |değildi. O da kızınm yaptığı işi yapabi. Tirdi. O zaman onun da kazancı artacak.. Fae ee rermnemmaneeseneseneerrenmesaesaRRERaae ee Ticarethanemiz eskisi gibi kürk martolarım 10 sene garanti ve IZ ay vade ile kefalels.z olarak salısak- tadır. adoluda bulünan müşterile- TimiİZze ayni şeraltle kabul ediyoruz.. | — Mabimudpaşa, Kürkçü Han içerisi |BEYK Telefon: 21685 — Bay Sevirinizle konuşmak isteyeze- yim. — Bay Çeviriniz mi? — Evet tâ kendisi.. Ben gazetenin es- ki bir okuyucusu?, Mizah mubarriri güldü: —Eski olduğunuza inanıyorum. Oku- yücu olduğunuza da sözünüze inanmış, olmak için inanıyorum. Yalnız Bay Çe- virinizi tanımıyorum. — Nasil tanimazsınız var imzası ga- zetede... Mizah muharriri işi anlamıştı: — Ha anladım madam, beni istiyorsu- nuz. Bay Çeviriniz benim. Ne olacak? Harikliya sevindi, — BSok iyilik edezeksiniz bana diye- zeksiniz «İstanbul yıldızı» sinemasında alazaklar beni ilanzi. — Ha öyle mi, siz söyleyin Bay Çevi- Tiniz rica etti, deyin.. Sizi alırlar. Harikliya sevinçle çıktı, mizah muhar- riri de kahkahayla güldü. * «İstanbul Yıldızı». sinemasının — sahibi © gün sinemaya geç gelmişti. Kâtibini çağırdı: — Beni arıyan oldu mu? — Bir kadın aradı. «Hayat» gazetesin- den Bay Çeviriniz göndermiş. Onun ta- rafından size söylerse siz de kadını si- nemada ilân dağıtıcılığa alacakmışsınız. — Bay Çeviriniz mi? — Evet öyle dedi, gazelenin sinema muharriri imiş. — Sinema muharriri mi, tuhaf şey.. Müstear bir isim mi acaba? Sinemanın sahibi telefonu açtı: — Alo Hayat gazetesi.. kbt eti — Sizde sinema yazılarını kim yazı- yor.. ç — LAi — Patron mu, teşekkür ederim. Kâtibe döndü: — Bu kadını alalım. Hani şu «Dünya» Bazelesinden buraya havadis almıya ge- len bir çocuk var. — Yazgan! — Ha, işte onun tavsiyesile gelen Ma- rikayı çıkarır, yerine bu kadını ,alırsınız. Yarınkı nüshamızdı: Aradaki fark... Yazan: Kadircan Kaflı