TETTRE Demiryolu siyatiizn i bi (Baş tarafı 1 inci sahifede) tasyonuna geldi. Bütün şehir baştan ba- şa bayraklarla donatılmıştı. Bütün halk, amele, hükümet erkânı ve memurini, hü- lüsa bütün Zonguldaklılar istasyonda toplanmışlardı. Davul, zurnalarla eğ - lentiler yapıyorlar, halk Havzayı inkişa- fa kavuşturacak olan tren düdüğünü işitmek için can atıyordu. Nihayet lo - komotifin tiz sesi işitildi. Bu anda kö - 'mür trenlerinin lokomotifleri, limanda bulunan bütün nakil vasıtaları, Kömür fabrikaları da düdüklerini çalarak halkın umumi sevincime iştirak ettiler, Loko motif halkın: — Yaşa Atatürk! Yaşasın cumhuriyet #vüzeleri ve alkışları arasında istasyo « na girdi. Belediye halka ve işçilere ku - tular içinde yaptırıp hazırlattığı şeker - leri dağıttı. Lokomotifin makinistine bir hali hediye edildi. Vali Halid Aksoy kısa bir nutuk irat ederek bu büyük mazhariyetin kıymet ve ehemmiyetini anlattı, Türk mühen - disini, Türk işçisini bu büyük muvaffa- kiyetinden dolayı tebrik etti. Bundan sonra belediye tarafından hazırlanan 500 kişilik büfede davetiller izaz ve ikram e- dildiler. Halk şükran ve minnetlerinin büyük- zaferi “Deli.l.c_anlı, hayatını kurtarmak istiyorsan doğrusunu söyle! Buraya niçin, ne yapmağa geldin? ,, Deyince, üç adam, birbirine bir kaç söz söylediler. Ordu kumandanı, muha- fızlardan birine seslendi. Başmüşavir de, elbiselerinin getirileceğini.. çıkıp dı- şarıda giyinmesini söyledi. £ Giv,. kâpının önünde biraz bekledi. Getirilen elbiselerini giydi ve odaya girdi. Başmüşavir, ona acemce hitab etti: — Giv! Hekimliğin uydurma imi Senin kim olduğunu öğrendik. Sen, Zâ- lin torunu, Rüstemin yeğeni değil mi-İnın parçalarını derebeğine getirdiler. sin? Ş Söyle.. bütün bu işlerin iç yüzünü bilir- Deyince, delikanlı, şaşırdı. İtiraf mı, ' sin. Her şeyi doğruca söylersen hayatı- ğie:i nbilı:A; mı etmesi 1;z= geldiğini 'nı kazanırsın. ” len ?l!îmm?d-l: almız: Giv.. Tomrisin ismi geçecek diye ö- — Zâlin torunu.. Rüstemin yeğeni Gü kopuyordu. Ondan behıılunmıyrşığı- mi dediniz? dedi. Biraz durduktan, nı.. kimsenin ondan şüphe etmediğini kendini topladıktan sonra yalan söyle-/ anlayınca memnun oldu. Onun, her şe- mesini korktuğuna hamledeceklerini! yi bildiği halde bir şey söylememesi düşünerek, ne olursa olsun hakikati i-| vefakârlığının ciddiyetine, fedakârlığı- rasındaki aşk macerasını da bilmiyot- du; — Böyle şeylerden haberim yok! Ar- şak derebeyinin oğlunu, yalnız bir de- fa.. o da geldiğinin ikinci günü gördüm. Onunla pek az konuştum. Termekle i- se, hep samimi görüştüm. — © halde.. bu iki asilzadeyi, birbiri- in hayatına kasdettiren sebeb nedir? Derebeyinin oğlunun atını, bacağı ke- silmiş ve ölmüş gördük, Kırılan kılıcı- bir sevgili uğrunda ölse bile gam yemi- yecekti. Sert bir sesle: — Asılzadeler! Söylediklerinizin hİŞ birinden haber'm yok! Beni, beybude yere sıkıştırıyorsunuz! Dedi. Tahkikata memur olan adam- lar, kendi aralarında bir müddet mi kere ettiler, döndü: — Bizi temin edecek bir şey söyle- medin, Derebeyimiz senin casus oldu” ğundan şüphelidir. Biz de, bu «anaatte- yiz. Kimin tarafından casusluğa gönde- — Tildiğini.. aldığın vazifenin ne olduğu- nu doğruca söylersen hayatını kurtarır- sın. Bunu, bir defa daha sana tekrar e- diyorum. İtiraf et! Senin için bundan başka kurtuluş yolu yok, — Ben.. casus değilim! Seyahat eden bir asılzadeyim. Bundan dgğru ne söy” liyebilirim? Sonra, başmüşavir Gıve — lerine iblâğı için vali nezdinde teşebbüs we ricalarda bulundular. Vali de Atatürke, Başbakana, Nafia ve İktisat Vekilleri ile Parti genel sekre « terliğine telgraflar çekerek halkın min- net ve tazim hislerini bildirdi. Zongul- Zonguldak hattının son merhalesidir. Filyos ile Zonguldak arasındaki yol 25 kilometredir. Maamafih arazinin vaziye- tinden dolayı bu kısa yola tam 4 buçuk milyon lira harcanmıştır. Geçen sene haziranda Filyos - Çatalağ- daklılar coşkun bir sevinç içinde şenlik | zı hattı işlemeğe açılmıştı. Bu yıl da dün yapmaktadırlar. Çatalağzı - Zonguldak hattı açılmış, bu süretle Irmak, Filyos ve Zonguldak hat- * Çatalağzı - Zonguldak hattı, Filyos - tı tamamlanmıştır. amaRARARARARARARARAAAAARAR Akay Haliçte iki yeni vapur yaptırıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) denize indirdi. Bunu Havuzlar idares'nin Van gölü için yaptığı bic vapurun deni- ze inmesi takip etti. Dergen bır Alman şirketi hükümetimizin Haliçte yapılması şartile sipariş ottiği iki denizallı gemisi- nin omurga vaz'ı töreninde bulunmaklı- ğımız için bize davetiye yolladı. İstanbulda, tâ Abdülâziz devrinden cumhuriyet idaresine kadar bir uyuma devresi geçirdikten sonra tekrar uyan - miya başlıyan deniz inşaiyeciliğinin bu ilk eserleri, bize denizaltı gemileri ya - pılma törenine takaddüm ederek bır de- fa Halici dolaşma ve gördüklerimizi an - latma arzusu verdi. Her şeyden evvel şurasını kaydedelim ki yeni denizaltı ge- milerimiz tamamen burada yapılacak de- ğil, burada takılacak ve Türk işçileri için çok iyi bir alışkanlık, bır tecrübe dev - resi teşkil edecek, aynı zamanda da iş - çilik parasının burada kalmasına sebep olacaktır. Gemilerin büsbütün burada yapılmalarına sıra sonra gelecektir. * Bu mukaddemeyi kaydettikten sonra tersanelerimizi gezerken bize refakat e- den bir alâkadarın verdiği izahatı nak- ledelim: — Şu gördüğünüz üç numaralı havuz memleketimizde yapılan ilk havuzdur. Bunun inşasına Sultan Mahmut dev - rinde başlanmıştır. Küşat resmi ise 1203 tarihinde yapılmıştır. Ondar. sonra yapı- lan 2 numaralı havuzun küşat tarihi 1241 dir. Onu müteakip, 1273 yılında, Azapka - pidaki 1 numaralı havuz yapıldı. Ve bu sonuncu havuz 55886 keseye maloldu. Büu havuzlar, şimdilik, gemilerimizin havuzlanma ihtiyaçlarını yetmektedir. — Gemilerimiz nasti, niçin havuza çe- kilir? — Gemi havuzunu, bir gemi muayene- hanesine, bir gemi hastanesine, bir gemi tedavihanesine teşbih edebilirsiniz. Gemiler de insanlar gibi muayeneye muhtaç olurlar, Harp gemileri altı ayda, tüccar gemile- ıri 10.11 ayda birer dofa havuza çekilir - er. Havuzda, diplerine biriken haşeratı bahriye raspa edilir, yan! temizlenir. Ü- zerine de iki kat zehirli boyg vurulur. Pervanesi, şaftı muayene olunur. Lüzum görülürse, tamir edilir! Havuz, koskoca bir havuzdur. Gemi içine girer. Dalgıçlurm yardımlarile, des- teklere dikkatle otuttu'ur. Kenarlarına, iki tarafa devrilmemesi için kalın destek- ğ i v n d eei - « ee aü ea c YA ra, havuzun denize açılan kapağı kapa - ş tılır. Ve havuzdaki sular, makineler va- sıtasile boşaltılır. Suyun boşalışından sonra, gemi icap eden tamiratı görür; ve kapılar açılınca, gemi tekrar denize ka - vuşur. 'abrikada neler yapılıyor? — Fabrikada tamirat ve inşaat var... Motör, romorkör, hattâ vapur yapıyo - ruz. Van işletmesi taralından ısmarlanan iki gemi, ilk yaptığımız gemilerdir. «Van» ve «Bitlis» isimlerim taşıyan bu gemi - leri, burada inşa edip Vana gönderdik. Orada, Van gölüne indirttik. Şimdi ora- da harıl harıl işleyip duruyarlar. — Bu gemiler kaçar tonluktur? — İki yüzer tonlukturlar. Fakat gele- cek yıl için, daha yüksek tonlu gemiler yapacağız. Meselâ Akay idaresi, «Eren - köy», <Göztepe» sistemlerinde yapurlar sipariş etti. Onları teslim edebileceği « mizi umuyoruz. ” Bugüne kadar, fabrikaya harcadığımız para 250 bin liradır. Şimdi, 300 bin lira daha sarfile, fabrikanın ıslahı mukarrer- dir. Ve biz, bu 300 bin lirayı, fabrikanın kârından ayırmış bulunuyoruz. — Şu halde fabrikanın işleri yüksel - mektedir? — Tabil... Bugün, şu anda, 700 işçi ça- İıştırmaktayız. Bu rakamın 806 e çıktı- ğt daima vükidir. Şimdi, beş parça harp gemimizin, ve üç İtalyün gemisinin tamirile meşgu - lüz. Ege, Anafarta, Bartın, Bursa ve Re- fah vapurları da elimizde... Tamir için sıra bekliyenler de — Hasta gemi muayeneleri de basta insan muayoeneleri gibi pahalı mı? — Faraza, Ege vapuru hacminde bir gemi, havuza girmek için 400 lira verir. Bu sade antre parasıdır. Ondan sonra, havuzda kalacağı her gün için 100 lira a- lrız. — Muayene kaç gün sürer? — Hastasına göre... 48 saatten, 48 gü- ne kadar sürebilir. — Fabrikada ecnebi mübendisler de var mı? — İki ecnebi mühendis, bir de ustaba- şı var. Geri kalan dört mühendisimiz Türktür. Ayrılmıya hazırlanırken, fabrikanın bize daha neler vüdedebileceğini de öğ- renmek istiyorum. Muhatabım, ümitlerimi kuvvyetlendiren bir imanla cevap veriyor. — Bu hız bizi, on sene içinde, deniz- lerimizi tamamen kendi eserlerimizle süslemek imkânlarına kavuşturabilir. Selim Tevfik tirafa lüzum gördü. — Evet., Zabulistan derebeyi kahra- man Zâlin torunu., onun oğlu kahra: man Rüstemin de yeğeniyim. Yalnız, büunu kimden öğrendiğinizi merak e yorum; burada, beni tanıyan elmadığı- nı zannediyordum. — Öyle ama.. kasabamızda bir tücca- rın oğlu ile uzun zaman arkadaşlık et- tiğini.. onunla beraber buraya geldiği- |. ni hatırlıyamadın mı? ünde biraz dü- şündü. O, Çermise gelelidenberi, tüöca- rın oğluna hiç tesadüf etmemişti. Tom- risin aşkına daldığı için de, onu, bir de- fa bile hatırlamamıştı. Demek, ki sır- tını fâş eden o idi? O halde, onun, tom- risin güzelliğinin arkasında buraya ka- dar sürüklendiğinisde söylemiş olması muhtemeldi. O, bu yüzden tevkif edil- miş oluyordu. Dermek, ki.. ölse bile mey- dana vurmamıya ahdettiği sırrı anla- şılmış., sevgilisini herkesin ağzına dü* şürmüştü. Delikanlı, büyük teessürle içini çekti. Givin içini çektiğini, dalgın durdu- ğunu gören başmüşavir, Onu, hayat kaygısına düşmüş zannetti: — Delikanlı! Hayatını kurtarmak ts- tiyorsan doğrusunu söyle: Buraya ne yapmıya geldin Giv.. bu suali işidince, kimsenin ne için geldiğinden haberdar olmadığını.. tüccarın ağlunun da, derebeyinin kızı- na dair bir şey söylemediğini anladı. Kendi kendine: «Tomris lekelenmemiş ya! Ötesi bana vizgelir.» diyerek sevin- dL O halde, bütün kabahati, kendine hekimlik süsü vererek Çermise gelme- si, şüpheli görülmesi idi: — Buraya seyahat maksadile geldim. Doğrusu bu! Bilmediğim yerleri görmek isteyişim bir kabahat midir . — Seyahat etmek kabahat değildir; fakat hüviyoetini saklıyarak sahte he- kimlikle derebeyinin sarayına ne diye sokuldun? — Ben, bilmiyerek saray civarında dolaşıyordum. Tesadüfen, derebeyini oğlu ile tanıştım. Kim olduğumu söy- lersem, şüphe altında kalacağı zan- Hekim olduğumu söyledim. Bü babamdan, dayımdan, bir çok hastalıkları tedavi etmek üsulünü öğ- rendiğim için, derebeyini de tedavi et- tim. Bunun neresinde fenalık var? — Peki,. buna da bir cevab uydur- dun. Ya saray halkını neden birbirine kattın? Derebeyimizin oğlu ile Arşak derebeyinin oğlunun arasına fesad sok- tun. Onları birbirine düşman ottin, bi- risi, teessüründen başını alıp Ekbata- na gitti. Ötekisi, hayırlı bir niyetle gel- diği halde, meyus olarak memleke'tine avdet etti, Bu yüzden derebeyimiz çok üzüldü. Bunları yapmaktan her halde bir maksadın vardır. Doğrusunu söy- le! Giv.. dinlerken, tahkikata memur o- Jan bu adamların hiç bir şey bilmeyişle- rine şaşıyordu. Demek, ki.. Termek te, Arşak derebeyinin oğlu da, bir şey söy- Jemeden başlarını alıp gitmişlerdi. O halde, derebeyi, Termekle arasında ce- reyan eden mücadeleyi de., kızı ile a nın kuvvetine delâlet ediyordu,. Böyle (Arkası var) Sıvas, Malatya hattının bu kerre inşaatlı biten Çetinkaya - Hek'mhan kısımın- daki Kayapınar, Akgedık, Ulugüney ve Hasançelebi istasyonları 168937 gü- nünden itibaren işletmeye açılacaktır. Bu tarihten itibaren Sıvas, Malatya arasında hergün yolcu trenleri işletile- cek ve Ankara, Diyardekir yolculuğu Kayseri, Sıvas. Malastya yolu üzerinden temin olunacaktır. Sayın halka ilân olunur. — <2670> «bl47> vPAse Sirkeci - Edirne, Bursa - Mudanya, Sa msun - Sahil ve Erzurum - Sarıkamiış » hudud hatlariı hariş olmak üzere şebeke miz üzerinde işlemekte olan sür'at, yol- eu, müuhtelit trenlerin vakti hareketleri 16 Ağustos 937 gününden itibaren değiş- tirilecektir. Yeni vakti hareket cetvelleri istasyonlarımıza asılmıştır. Daha fazla malümat almak istiyenlerin istasyonlarımıza müracaatları — ilân olunur. «2677. «Si48> BAA Muhammen bedelleri (18105) Jira olan 290380 Kg. muhtelif cins çelik ile 2650 Kg. muhtelif eb'atta çelik tel ve 1000 adet bandaj çene torna kalemi 21/9/ 1937 salı günü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile Ankarada idare binasında sa- tın ahnacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin (1357,88) liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları, Resmi Gazetenin 7/5/1936gün 3297 veya 1/T/1937 T. ve 3645 No lu nüshalarında intişar etmiş olan talimatnâme dairesinde alınmış vesika ve tekliflerini! ayni gün saat 14,80 a kadar komisyon reisliğine vermeleri Tâzımdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme dairesinden, Haydarpaşada Tesellüm ve sevk şefliğinden dağıtılmaktadır, (4975) _ğiiıîîüesseseler Arttırma ve Ek- siltme Komisyonundan: İstanbul Leyli Tıp Talebe Yurdu talebesi ihtiyacı için mevcut şartaame ve mühürlü nümunesi gibi «1210> metre paltoluk kumaş kapalı zarf suretile ek- siltmeye konmuştur. 1 — Eksiltme: Cağaloğlunda Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğü binasın- daki komisyonda 18/8/937 Çarşamba günü saat 15 de yapılacaktır. 2 — Muhamrmfen fiyat: Bir metresi «420» kuruştur. 3 — Muvakkat yaranti: <381> lira «15» kuruştur. 4 — İstekliler nümune ve şartnameyi Çenberlitaş civarında Fuat paşa tür* besi karşısında Leyil Tıp Talebe Yurdu mıı;kzzlndı görebilirler ve parasız ola* rak alabilirler. 5 — İsteklilerin cari seneye aid ticaret odası vesikası ve <2400» sayılı kanunt” da yazılı belgeleri ve bu işe yeter muvakkat garanti makbuz veya banka mek” tublarile birlikte belli günde ihale saalinden bir saat evvel komisyona zarflari” nı vermeleri. — «4722> ğ Tekirdağ İskân Müdürlüğünden : 1 — Eksiltmeye konulan iş: Çorlu Morkez kasabasında 70, Tekirdağ vilayet -merkezinde 47 cem'an 117 adet göçmen evi inşaatı olup muhammen bodeli 29731 lira 93 kuruştur. 2 — Bu işe aid şartname plân ve keşif evrakı Vilâyet İskân Dairesinden #İ” “nacaktır. 3 — Yapılacak iş Çorlu ve Tekirdağ için ayrı ayrı dahi ihale edilecektir. 4 — Eksiltme 18 Ağustos 937 Çarşamba günü saat 14 de Vilâyet İskân Daift” &inde kapalı zarf usuli'e yapılacaktır. 5 — Şeraltti haiz isteklilerin «1479 lira 90 kuruş» luk muvakkat teminata İ >mül teklif zarfını dördüncü maddede yazılı saatten bir saat evveline Vilâyet İskân Komisyonu Başkanlığına tevdi eylemeleri. — «4972> ——— zN stanbul Belediyesi İlânları Belediyece kaldırılacak cenazeler için yapılacak 100 tane Jâhit açık eksilt * meye konulmuş ise de belli ihale gününde giren bulunmadığından % 16/8/987 pazartesi gününe uzatılmıştır. Bu lâhitlerin hepsine 2311 lira # tahmin edilmiştir. Şartnamesi ve keşif evrakı levazım müdürlüğünde bilir. İstekliler 2400 No. lı kanunda yazılı vesika ve 173 lira 83 kuruşluk ilk w minat makbuz veya mektubi'le beraber yukarıda yazılı günde saat M de Düi Encümende bulunmalıdırlar. — (B.) . 5202) Ğ n ! f & j