dT K 14 Sayfa « Son Posta » nin tefrikası : 19 Endülüs -Şövalyesi Yazani A, R. Florinda Be'lensiya konağında dayısı ile karşılaşmış, dayısı onu kucaklarken “ Florinda, ben Tarifi de böyle öptüm ,, demişti Fakat şimdi.. bunlardan eser kal -!papaslar, çıplak ayaklı mahalle çocuk- mamıştı. Misafirhanenin önüne, geniş|larına selâm vermeden — geçmiyor. bir meydan yapılmıştı. Bu meydanın|Meyhanelerde, ucuz — fiatla şarap bir köşesine; üzerinden hanımel buluyoruz. Katırlarımıza bo! bol yem sarkan çardaklardan mürekkep bir|yediriyoruz. Şehrin kapılarından giri meyhane ya . Meydan, fenerler-|çıkarken rüşvet vermiyoruz. Hanlar le donatılmıştı. Evlerin kapıları saçık- br gün bile kalmadan müşter: buluyo- tı. Çocuklar, kapıların önlerinde oynu- * Ah, tunç renkli adamlar.. bilmem yorlar. genç kızlar ve kadınlar, yur kı anlara nasıl teşekkür etmel ruklarını kalçalarına dayamışlar.. fis -İbunlar, sadece bizi esaretlen ku taşlarının bol eteldlerimi dalgalandıra|makla kalmadıl. Yepyeni bir * dalgalandıra meydanda geziniyorlar -İniyete de soktular... Öyle bir medeni- dı. yet ki; hayvanlara bile bir fiske vur - Yolcular, büyük bir rahat ve huzur durmuyorlar.. hattâ; bir merkebın bil2 fçinde, çardakların altındaki sedirlerde |hakkın! arıyorlar; haddinden fazla yük oturuyorlar.. memnun ve müsterih bir | yüklettirmiyorlar. ha tatlı tatlı Mader şârabı içiyor-| Florinda, bütün bu sözle lardı. gururla dinliyordu. Ve di Gece, meydanın ortasında bir meşale |lümseyerek: ılmıştı. ra seşleri, aksetmiye| — Bir milletin, vicdanından doöğan mıştı. Genç kızlar, sarı elbise neş'eyi görmek, insana ne büyük zevk nin üzerine enli ve siyah küşak sarmış| veriyor?.. Hele, © neş'eyi temin eden & bü yük bir çe gü- delikanlılar; çarçâbuk maydana toplan- | büyük âmillerin arasına, biraz da ken- k mışlardı. disi karışmış olursa... erin muttarit tı -| Diye, leniyordu. gidiyor; ha;lann . * kopuk gibi danteller fişkıran İs -| Florinda, o muhteşem ( Belensiya 1 dilberleri, meşalelerin kızıl a-/ konağı) na giripte dayısı ile karşılaştı- pan) levleri altında, omuzlarını oynata öy «|ğı zaman, büsbütün şaşırmıştı. O ihti- nata; süzüm süzüm süzülüyordu. Yar, o aristokrat, o müfrit m pe - inda, oradakilerden birine sor «|rest kont, Belensiya bile büsbütün de- muştu: ğişmiş.. şen, samimi, her türlü tekel - — Zannederim ki, bu gece köyünü- lüf ve resmiyetten âri bir hal almıştı. zün bir yortusu var, Acaba, ne yortu-| Eski âdeti hilâfına olarak, genç ve su?.. dilber yeğeninin boynuna sarılmış; öp- Ki rek cevap vermişti: meye başlamıştı. Ve öperken de: — Kurtuluş yortusu, matmazel... Bu| — Biliyor musun Florinda?.. Onu, © yağız çehreli delikanlıyı da böylece P| İmaym! Bırakını: laşan kardinallerin iç yüzlerini anla - SON POSTA | * Son Posta ,, nın büyük deniz romanı : 30 &B |BARBAROS) Korsan Peşinde. Yazan : Celâl Cengiz Güzel Jüzetta,Barbarosa Kardinalle Ş içyüzünü anlattı Jüzetla b'.ı'd_cn ayağa kalktı.. sert bir sesle bağırdı: - Hayır.. Türk ka Başımda cehennem ze mak isterim, Barbarosun yanına sokuldu: — Ben de yalvarırım sizel! Bu adam- larım mazisi hakkında neler biliyorsa- z, söylemekten çekinmeyiniz! Yıllar- anberi burada Tuhumu boğmağa ça- bu insafsız bekçilerin mazilerini renmek fırsatını kolay kolay kaçır- ağım. arbaros, Prensesin hakikaten muz- tarip oldufunu ve ka: allerden ya- asını kurtarmak fırsatını aradığını an- layınca, kardinal Kontarinoya baka - rak: — İşte bu kara cübbelilerden bi zaman AÂrşipel adalarını Venedik şö vüalyelerile kasıp kavuruyordu. F’apı'--; nın her yıl biraz daha artan Vatikan | bütçesini tamamlamak için, bu"a Jüzelta birden yerinden kalktı.. kar-|seni Venediğe götürmelerini SÖ Adünlar ondan o kedar yılamışlardi ki dinalin omuzunu açtı: Venediğe varır varmaz elbette biz orn:ıa vardıgu:v uî:xanh r.mnm — Tamam... İşte bir biçağın izi var|olarak hakikati papaya anlatmak oli | vt 5 1 burada. Romaya gideceksin! Benden Papâ ylarma yabancı olduğumuzu bildik-|” S0ü- leri halde - bizden yardım istemeğe bi” Ve önüne bakarak mırıldandı: kolaya ıe]im_ söyle.. lîın türli le yeltenmişlerdi. O gün kardina! Kon- — — Kontarino ne yaman adammış me-|larla avlamağa ç.ılutıgıA prenses tarino kara cübbesini gemide bırakmış, | E*T... — ta bundan sonra Cezayir Emiri Kontarino: rosun misafiri olarak kalacaktır. berilerin burm'ı ayak basarak Gotları | öptüm. kovdukları günden itibaren başlamış-| Diye bağırmıştı. tır. O gündenberi devam ediyör, Florinda, merakla sormuştu: — Buraya gelen Berberi kumandanı| — O yağız çehreli delikanlı kim, kimdi?,. dayı?,. | — Tarif. — Tarif... — Nasil,. Tarif, ha... Florinda, az kalsın: — Evet.. Tarif... Yoksa, siz onu tanı-|. — Ne bahtiyarsınız, dayı... Ne bah- yor müusünuz?.. tiyarsınız ki, onu böylece defalarla öpe- Az kalsın, Florinda kendini tutamı-|bilmişsiniz. Halbuki, ben.. ona bir kere yacak: olsun şu parmaklarımın ucundan öp- — Tanımak mı?.. O da, söz mü?..|türmeye muvaffak olamadım. Onu; benim kadar tanıyan kim vardır| Diye bağıracaktı. acab, Florindanın gelişi, Kont Belensiyayı Diye bağıracaktı... Fakat kendini|son derecede sevindirmişti. Ve sonra, derhal toplamış: sevgili yeğenini karşısına oturtarak — Bu ismi, evvelce de işitmiş oldu-| vaziyet hakkında izahat vermişti. : Bumu hatırlayorum, — Tarif, şimdi ordusunu hazırlamak- Diye mırıldanmıştı. la meşgul. Bir kaç gün sonra, buradan Flarindanın yolculuğu böylece Gur-|hareket edecek... Çünkü (Tarık), bu tabaya kadar devam etmişti... Bütün sene zarlında bir taraftan Pirene dağ- geçtiği yerler; neş'e, zevk ve surur i-|larına, diğer taraftan da, şimaldeki çinde idi. O munzzam Gurtaba şehri|Asturyanın yalçın kayalıklarına kadar î,m ;_ıî;;ğnîe ri!;ıembî;liîâ?bıxığğ:;nn?n — Bunlar çok eski zamana ait hatı-|sını söylemeyi de unutma ki, eğf geniş bir sedirine uzanmışlar.. karşıla- | TAlardır, dedi. Ben şimdi riyasız, gü -| zettanın kofasından kendisine rında rakseden adalı kızların yüzüne| Nahsız bir Allah adâmıyım. Bana ellvasiyetname varsa, onu da banâ © gül suyu serper gibi, mis kokulu eski brı'lıg:'ıle ücum ve taarruz edip de gü- bey_ı_! gondersîn._ ğ şarapları atarak eğleniyorlardı. Bil - nah işlemeyin! Eğer ben l:!aıbarosun J _zc'.ıı sevincinden ne yapi mem kendisi unuttu mu? Ben çok iyi anlattığı devirde olduğu gibi kalsay- | bilmiyordu: a 4 v batırlayorum.. kardinal Kontarino baş dım, bu kadar güzel bir kadınla başba-| — Ne)kadar ı.ek! b-îr adamşınız: kırı birden kucaklama şa kaldığım bı): ıssıîı körlcır:'e bir gün ( nim vasiyetnamemi bile ihmal e$i rini kıp öteki ei ytana uyarak kend'sini rahatsız eder- ni : DSK SŞ L E DN Gö:'ıiı_vnmunuz ki, burada g Diyerek Barbarosa, kendisi bâN ... « diğimiz bu dört yıl içinde elimi eline|da gösterdiği bu asilâne hi Allah'la haşlıaşa kalan bir — İbile değdirmedim. dolayı teşekkür etmişti. t Jüzetta bu sözleri tasdik etti: ırdina| mtarinoyu, bacaj ardinalin Çyüz dül Kardinal Kontari bacağına Burası doğrudur. Fakat, bu haki-|cir vurup Forsalar (1) atasına A00 'kat, bir insana mazisini unutturamaz. | lardı. Yarı çıplak kardinal kirpi sin - zmişti.. Ne başını kaldırıyor, ne konuşu- yor.. ne de kimsenin yüzüne bakıyor- Barbaros ayağa kalktı. Jüzettanın| Salih reis, Barbarostan Jüzet! du. Granit bir heykel gibi donup kal -| Folundan çekerek: macerasını dinledi. Fi mıştı. — Haydi yürüyün, dedi, sizi burada (Ari birakamam, zi eçi Jüzetta memnundu.. aa (31 Esir kürekçiler. — Söyleyin, diyordu, her şeyi öğ - uzaktan görürndüğü zeman, katırcının |bütün İspanyayı zaptetmiye karır ver- biri bağırmış: miş.. dört koldan, ileri doğru yuruye'ı — İşte.. hürriyetin, ve yeni medeni- |cekmiş... İşte bu kollardan biri de,| yetin merkezi göründü. (Tarif)in ordusu. Demişti... Ve sonra, kısaca izahat| Demişti. vermişti.: Florinda, artık sabredemiyerek: — Hey gidi, günler hey... Bir sene| — Dayıcığım!. Müsaade edersen, | evvel, bu şehre müşteri götürürken; | gidip (Tarif)i ziyaret edeceğim. Vak'a | mezara ölü taşıyorum, zannederdim. !sizin, bu gibi ziyaretlerden hoşlanmadı- Şu şehrin kapılarından girmek istemez-| gınız) bilirim amma.. Sebtede dost ol- Gim, Çünkü burası bir şehir değil, bir|duğumuz bu kumandanı tebrik etmek işkence yeri idi. Yollarda, bin meşak-|için gitmeye müsaade edeceğinizden k.ujc kazandığım, zavallı katırlarımın |eminim. boğazlarından arttırdığım paranın ya-| Diye rica etmişti... Kont Belensiya, Tısını, kralin adamlarına, papazların |heyecan içinde bulunan di!ber yeğenine casuslarına rüşvet verirdim. Böylece| müşkülât çıhmuk şu tarafa dürsun; | p hanlarda ancak biy hafta barınabile-|derhal masanın' üzerindeki küçük bir rek güçlükle müşter! tedarik edebilir-|abanoz tokmağı, gene maesanın üstün- dim... Ya, şekirde çektiğim sıkın'tı?..İde duran bir bakır tepsiye vurarak, | Krnlm hassa askerlerini gördükçe, |içeri giren ihtiyar uşağa: lmek.. Şötitre kadar eğ:ı h 'dxî:"md' — Çabuk.. benim sedyem hazırlan - Tüstgelinen- papaslara - haç Çikârılafak, sın. Madmazel, saraya gidecek. hemen yolun kenarıma sıçrayıp onlara Emrini UN G RTE j g vermişti, yol vermek.. iki de bir de katırlarımı t Stay) Yölimedini “sitir İşiti angaryaya göndermek.. bunlar, taham- F'lorfndıy)ııym etmişti Şiep t NİN mül edilir şerler mi idi?.. Halbuki, şim-| — — garay mı, dediniz. ön dit.. Şehrin sokaklarında, kurtlarla), . »e BŞ AD E T fur yerde ne işim var?.. kuzular bir arada öynaşıyor. O mağrur K Artık 3 bildiz — Kızım!.. saray, eski bildiğin mlhııHmdığiı Ameımıymnddedı"n değil imdi sı, ki her- y değil... Şimdi orası, kapısı her- $ ğine göre belki mü - kese açık olan bir müracaat makamı hendisle sevgilisi yeniden barışırlar.. Ve di i oldu... Tarif, orada ikamet ediyor. A- bundan sonra bu aile cephesinde yeni ba- Kapılardı besi k vi Barlllik ü çık kapılardan, serbestçe” giren h_ulkm ki doğabil arzularını dinliyor. Her dinlediğine, Yarınki nushamı: » makul ve mükemmel cevaplar veriyor- A zda: Oraya ığl:e.yı ağlaya girenlerin gözyaş- ı e kıs ,larını silerek, onları güle güle geri gön- ) n ş yın es l |deriyor.. değişti.. her şey değişti.. hattâ Yazan:Robert Dieudonnu - © kadar değişti ki...... (Arkası var) a nnünııdıoüugunu.ıüyüy_qmdi_. istir. — Nereye götüreceksiniz beni? S rarel KUĞA imiştir. « renmek sırası %el ndış l'l di Diye'sordu. b Son POJİB” nn — O gece Venedikli şövaiye Loreda-| Barbaros: Müsabakası : — Şimdilik kısa bir yolculuk., sonra memleketine veyahut istediğin yere bırakırım seni! Diye cevap verdi. ( Baştarafı 3 üncü sayfada ) rafını aldık. Her fotoğrafı üçer ya böldük. Bunları birbirlerile © tırdık. Bu parçalardan her gün İno ile kardinal Kontarino Ârşipelin bu İküçük adasındaki meyhanede eğlenir- |ken, biz de gem.cılcnm.;l;ı birlikte (onların karşısındaki meyhanede içki f ç R :olralınmrîkurmu.ı genç ve güzel rak- Il%ııncz ve biraz geride duran kardi - taylışüğ temail Küşredeceğ. kaseleri birer birer bizim meyhaneye|"9* bitince elimizdeki resim parçal jçekmeğe başlamıştık. İşte o zaman, kü-| — Papanın huzurunda Allaha ye -| bitmiş olacaktır. Sizlerden - bü f durmüş bir sırtlan gibi, birden üzeri. İmin ettin.. onu burada yedi yıl bekli -|parçalarının her üç tanesini bir *" mize atılan kardinal hazrotleri(!) bize ' yeceğiz, dedi, bize dokunmayın! Bura- | yapıştırarak bir fotoğraf vücudt meydan okumak istemişli. . da Allahla başbaşa, bir çok mahrumi -| menizi istiyoruz. Bu iş sirin içif Jüzetta hayretle sordu: 'yetlere katlanarak yaşıyoruz. Kimse -İzor olmıyacaktır. Çünkü gö — Sizinle kavga etmek mi istedi? İye zararımız yok., yarın, papa duyarsa, | gibi bu üç resim parçası (i — Kavga etmek de Jâf mı?! £ r'en bize: (Bir kadını iki erkek nasıl muha-/ayrıca parçaladığımız resimleriü h-mçcrını çekerek gemicilerimizin ü . hıı edemediniz?) demez mi?, rını da neşrediyoruz. zerine yürüdü.. fakat, Türk denizçile| — Eğer günün birinde papa ile kar-| Parçalarım yanında hergün tf rile o güne kadar döğüşmemiş olduğu şılaşmak saadetine kavuşursanız Jü -| bir simanın fotoğrafını — bul; anlaşılan Kontarino birdenbire bir|zettayı zorla elinizden aldığımı söyler| Parçalardan biri bu resim, yumrukla yere devrilmişti. O gece, sa-|ve bu suretle maddi, mânevi bütün|daha evve! çıkmış veya daha piyorum kı sol omuzundan bir de bi -İmes'uliyetlerden yakanızı hmırırsı -İkacak resimlere ait olabilir. çak yarası almıştı.. nız! Yapılacak iş şu: Bu resim ps! eee Barbaros Jüzettayı kulübedzu çıkar-|kesip saklamak, yanlarındaki mıştı. Gemiciler: ri de kesip ayrıca hifzetmek | — Bu herifleri burada mi bırakaca-|ri bittikten sonra modellere ? Biz? : her üç resim pnrçuuuhn vke T | Diye soruyorlardı. Barbarosün ezki| meydana getirmek. larkadaşlarındân ihtiyar bir dümenci| Bu suretle elinizde 80 resili söze karıştı: bunları sârih isim ve ıdı'cımw — Arşipeldeki dövüşte o gece ben de| yollıyacaksmız. İşte müsabi vardım.. bu kardinal benim karnıma | sası bundan ibaret'ir. şiddetli bir tekme vurmuştu. Emredi Resimleri günderme W 'niz de onu, bacağına zincir vurup tede resim noeşr” n—uddetı rekçilerin yanına atalım! ra üç haftadır. Bunu mü Barbaros, Jüzeita ile kardinal Kan- allıtı tarinoyu gemiye gelirmişti. Ölşki kar- | Birinciye bir beşibiryerde ldıi!' dinala da: İ k bir altın, 3 — Seni burada bırakıyorum, — dedi, (|altı yarımşar ılı:';' bugünlerde İspanyol geni'lerinin bu|şiye çeyrek altın ve diğer yer limana uğramaları muhtemeldir. On -|cuya hoşlarına gıdıcek hedi ". a lınm:ıeleyıınhurve kınduennnıcisu ee geç SS w . Resimli zabıta hikâyesinin hal şekli John Barker rüvelverini doldururken eldiven takmayı unutmuştu. (1 numa- ralı resme bakınız) polis rüvelverin şar jöründe garip parmak ızleri buldu. Bu izlerin kime ait olabileceğini anlamak için parmak izi dosyasını ım. John Bar ker mahküm olduğu için dosyada izle- ri vardı. İki iz totabuk edince şüphe u- yandı. John Barker tutuidu. O gece sa- -