14 üncü kısım İttihat ve Terakkide on sene No 29 TTİHAT VE TERAKKİNİN SONU Talât, Enver -ve Cemal nmasıl kaçtılar, nasıl öldüler ? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Artık İstanbul hükümetinin hiçbir nüfuzu kalmamıştı. Bütün gözler ON POSTA ve kulaklar Ankaraya çevirilmişti k? Zaman, İngilizler karalarını verdi- /fe muvafakat etmediğim gibi benii Ankarayı İstanbula çekmek. |bemfikir olan Nadi de Muğlarlın tekli rinl:aâı Ferit hükümeti istifa etti; ye-İfine bu tarzda cevap verd.. «Yen B lih paşanın riyasetinde mutedil!|Gün> ü serbest bir emilliyetçir gazete ü Ükümet geldi ve intihaplar başla-|haline getirmek ve bütün kuvv e gl3 itilâfçıların bi yor rın hâkimiyeti altında idi. Arada bir| polis ere dayak atiyorlar, Hürriyet ve şlarını, gö: ni yarı - ond n sonra takalara binip gç sonra tekrar geliyorlar- ", le, demokratik, mi akil bir Tür-İdı. Trakyanın Karadeniz sahillerine illi mücade'enin ilk siyasi zaferi n müd ni yapmak yakın olan taraflarında ise İpsiz arada Si Mi mücadele tarihilin, düş -| SYe Edepsiz itilâfçıya da, sek-İbir bir mıntakayı basıyor, kendisine Manlara k öaür TALAÜR *W ter ittihatçıya karşı da ayni suretle mü- göre bi aset içinde, millicilik veya Üüyük Slsâsi'rrv..— afferiyeti .m.ıBu nrs: tadeleye ahdetmiştik. ittihatçılık vukuatı yaparak, tekrar bir :*'dîy Artık biz de rahat rahat meyda- a çıkmıştık, Hep meydanda idik. Her- S bir sahad göre çalışı - zamandanberi kapa! «Yeni Günsü tekrar çıkarmaya bbüs etti ve ben de oraya yazı yaz- İYa başladım ü Tam «Yeni Günsü çıkarmaya başla Sünz sırada idi. Dahiliye nazırı mı, î“ sadrazam mı, Nadiyı nezdine da $ €derek Mustafa Kemai Paşanın İs- anbula assutunu iste- î'l'f-_ N eti anlat- 'lk“ İşi birlikte müzakere et O, ar- nE eT Şeyin olup bitmiş olduğu ve ye aa Tulacak milli meclisle onun kura-| N ; aÜ milli hükümetten sonta müsait|"ST haberleri bile o:;".“' yapmanın imkânı elde edilmiş| Meselâ, bilâhare kendisi ile Kefken bungl fikrine mütemayildi. Ben ise,İadasında dostluk yaptığım İpsiz Re - bir mütaleada | ceb'i en evvel, jandarma ve polis dai Bütün gözler Ankarada Artık İstanbul hükümetinin hiç bir ; Hürriyet ve İtilâ -| kaç baş ile pek| mahdut bir aveneden ibaret idi. Bü -| tün hükümet lağını Ankaraya çev! $ bekler hale gelmişti. , her . Hattâ, sil edeceği için gayet büyük bir katle kendi elinde tutı istedi geçmişti. O kadar ki ben kolaylıkla her iki tarafa da sokulmuş, hattâ en mah- idiği't tamamen aksi AM Hükümet, telgrafhaneye, Nadinin |relerinde öğrendim. İpsiz, Karadenizin bi Tü İle istediği gibi muhabere Gde'lesk; bir kurdu, bir tuz kaçakçıs:, küçük har — için talimat vermişti. O telgraf. | çapta bir nevi korsanı idi, O da şimdi, bir '& gitmezden © daha etraflı |kendi başına millici olmuştu. O sıralar- N '_"_luhı_ıkrdu bulunduk. Neticede,|da henüz Ankara ile münasebet; olma- m'“'llhı alelâde tavassuttan ibaret bir dığını, bilâhare arfladığım bu ih f,m“y""')——sı ve kendisi narmna, bülkaçakçı, İstanbul civarında polisin, hrdlkkrvv'ç etmemesi esasını kararlaş-|Trakyanın Karadeniz - sahillerinde de Tedüz Naa_. gidip muhabereyi yaplı ve|jandarmanın başına belâ olmuştu. Bo-| b t ettiği zaman, Mustafa Kemal ğazın Karadeniz mıntakası onun elin- Açanın zaten İstanbula gelmek tema-|de idi. Orada yapılan intihabat Lâzla- Ü Yülünde bulunmadığı haberini getird.. n n yerine Rauf Bey gelecekti. * haber, benim için rahatlıktı. O - Un İstanbula gelmesi hilekâr bir düş- kurduğu tuzağa düşmesi demek « Onun bunu anlamaması kabil ©l; değildi. Gürültülü bir intihap mücadelesi lııo Zamanki hükümet, kasten milli Teketi boğmak ve Mustafa Kemal “$0Y1 tuzağa düşürmek fikrinde ol - Miyabilirdi; o hükümelin adamlarına Te mesele basit idi: Bir hareket ya - p"""i_- bundan bir derece muvaffak!- î;' hâsıl olmuş, milit bir varlık gö ıu""'ş olduğu için düşmanlarda T! Ye lehine bir temayül vücuda gelmiş __:'““—"lumdsn istifade edilerek — «<işi t'sk—ıhı b;ığ!ım:ılı icap ederd.. Onlar, * Babtâli oportünizmi — ile vaz yeti : tarzda mütalca ediyorlar, artık her- “:'F barışmasını İstiyorlardı. Onların | "*ı Tırce. daha fazla gürüllü ederek, kı:.d,-:l taleplerde bulunarak İngilizleri öği urmamak gayet akıllıca bir siya - €t olacaktı. «Anadolu ve Rumeli Mi Safasi -Hukuk Cemiyeti» nin bütün Skilâtı ve reisi ile artık İstanbula ge- hh *“Padişahin yanıbaşında» normal :*r hükümet yapması ve parlâmento ve birlikte memleketi idare etmesi Münasip olurdu. Mustafa Kemal Pa - :î"'ln İs_(anpu!.-ı gelmesini, daha ziya- KM fikirler ve bu maksatlarla isti- Yarlardı, Türkiyeyi İstanbuldan ve :î/kleı; de padişahtan İbaret zannet - m“hlâhşl:_vayı bu hatalı görüşün, ye- nanı ' amuş olan milli davaya bir fe - İar ;__X agah_.lı>ce:ıni. © zamanki insan- &i w_ türlü anlryamıyorlardı. Fsa: en, nların gelişlerine göre anlamalrı da| Barip olurdu. | İçilarin par muhalif idim. n | nbulda bulunan bazı | nın Bana yaptıkları tekji- DAĞ K : tarafa çek Çi kabil, e kü -İnevver, manda davası gütmekten hâli PARDESÜ iyordu. Eşkıyanın millileşmesi Bununla beraber, eşkiyanın ve ka - nın bu kadar millileşmesine mu- , İstanbulda, hâlâ bir kısım mü - fArkası var) YALNIZ BAKER Mağazaları Hali hazırda RAGLAN TRENÇKOT REVERSİBLE'lin En müntehap çeşitlerini Her yerden ucuz fiat ve müsait şartlarin TAKDIM EDEBİLİR. Çeşitler tükenmeden evvel istediğinizi intihab ediniz. Yazan: Mik. Zoşçenko * Benim sevgili okuyucularım; sizi Hyıgı basit bir vak'a ile meşgul ettiğim için af- fınızı çok rica ederim. Geçenlerde halk mahkemesinde çok hoş bir dava dinle - dim. Dinleyin, size de anlatayım. Bir kadının kocası işinin çokluğunu bahane ederek her akşam sokağa gider- miş. Hakikatte bu adamın geceleyin hiç | bir işi yokmuş. Tanıdığı Rostoflu bir ka- dınla buluşmak için karısına bu yalanı uydururmuş. Bir zamanlar bu Rostoflu kadınla bu adam arasında, Rostof çehrinde kuvvetli bir aşk macerası geçmiş. Moskovada tek- rar birbirini bulan bu çift yeniden eski aşk hayatını yaşamağa başlamışlar.. Adam geceleri sokağa çıkabilmek için daima karısına yalan söylemek mecburi- yetinde kalırmış. Karısına işe gidiyor - muş hissini vermek için beraberinde &pdr"âynmı de götürürmüş. Adam bir gün her vakitki gibi işinden eve gelmiş.. Akşam yemeğini yemiş. Ga- | |yet acele bir işi olduğundan bahsederek İhemen sokağa çıkacağını söylemiş. | Karısı, tabii suratını asmış.. Bu bitmez ilükenmez gece işlerinden illâllah dediği- ni söylemiş. Karı koca birez münakaşa yapmışlar. Adam portföyünü, paltosu - PORTFÖY Rusçadan çeviren: Alaz YA nu, şapkasını almış kapıya doğru yollana mış. Tam dışarı çıkacağı sırada elektrili Şirketinin tahsildarile burun buruna gele miş, Koca, o ay ne miktar elektrik sarfiyati yaptıklarını anlamak için duralamış. He« sapları tetkik ettikten sönra cebindem güzdanını çıkararak parasını vermiş. Ve yeni bir aksilikle karşılaşınamak için he« men sokağa fırlamış. Fukat bu patırtı a« rasında farkına varmadan bir yanlışlıki yapmış. Aceleden, kendi portföyü yerine elektrik tahsildarının portföyünü kol e tuklamış. Onun yerine de kendi portfö e yünü bırakmış. Elektrik tahsildarınım portföyü yelken bezinden mamul kaba saba, kirli bir partföymüş.. İçinde şirkete ait bir sürü evrak varınış. Fakat bizim koca, zihnen çok meşgul olduğu için bu. nu farkedecek bir vaziyette değilmiş. Aksi gibi kocanın portföyünde, sevgi « Nisine hediye edilmek üzere bir kutu ge- ker, bir kadın eşarpı ve buna benzer di- Ber kadın eşyası varmış. Demek ki evde unutulan portföy bu kadın eşyasını muhtevi olan portföymüş. Sevgiliye götürülen portföy de enti püfe ten kâğıtlarla dolu olan portföymüş. Koca randevusuna biraz geç kaldığı mi, bilmiyorum niçin, sevgilisi onu odasına kabul etmek isltememiş. Kocayı Tmerdiven başında karşılıvarak Rostoftari amcasının geldiğini söylemiş ve onunla tiyatroya gitmek için sözleştiklerini an « Jatmış. Bizim mühendis kocanın bu işe pek zi« yade canı sıkılmış.. Gecesinin zehir ol « duğundan bahsetmiş. Neyse, sevgilisi yae rın akşam için tekrar randevu — verince biraz yüreği ferahlamış. Fakat ne de ol- sa, kaybolan bu — geomnin acısı içinde kalmış.. Canı sıkılmış ve zihnen meşgul bir halde sevgilisile vedalaşmağa başla « mış... İşte ancak bu esnada, nasılsa, gö « züne elindeki yelken bezinden mamul, p's ve kendisine ait olmıyan portföy ilişe miş. Bu kendisine ait olmıyan pis portföyü ancak şimdi, burada, eline aldığına kuve vetle kani olduğu için bunu koridordaki masanın üzerine koymuş ve kendi porte föyünü aramağa başlamış. Garip bir tesadüf neticosi ölarak ko « ridordaki masanın altında bir başkasının portföyü duruyormuş.. Fakat bu portföy meşinden mamul olduğu için mühendi « sin portföyüne — benzişormuş. — Mü « hendis koca, kendi portföyünün masa al- tında oluşundan biraz hayrete kapılmış.. Onu oraya ne zaman koyduğunu hatır e lamağa çalışarak koltuklamış. 'Tam bu sırada sevgilisi kulağına gayet hoş bir şey söylediği için bu portföy işini şünmekten vaz geçmiş.. Sevgilisine ge- trdiği hediyeleri de- yarın akşam ver « meğe karar vermiş. İşin goribi mühen « dis masa altındaki çantayı alıp giderken, sevgilizi de - bunun a ait olduğu- nu bilmemesinden ötürü olsa gerek - öna hiç bir şey dememiş.. ühendis sakağa çıktıktan sonra porte iç föyünü sallıyarak evinin yolunu tutmuş.. İşte tam bu esnada fnübendisin evinda ca bir kıyamtt kopmuş* Elektrik parasını alıp makbuzları imzalayınca tahe aildar gitmeğe at ken- Şini gö feryadı ağun portföyü her hangi bir yere sakladığını Yannettiği için evin altını üstüne getir- (Lütfen sayfayı çeviriniz)