26 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

26 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Aman ço cuklar işte bir BOŞ adam geliyor,, Rozet dağıtan çocuk!a klar: “Erkekleri, bilhassa ihtiyarları tercih ederiz. Çünkü kadınlar erkeklerden hasis oluyorlar., diyorlar Bayram günleri - nin en erken saatle- rinde, şehrin en u - zak semtilerine, en tenha köşelerine ka- dar — gitseniz, ve mumla değil de pro- jektörle — arasanız, göğsünde rozet ta « şımıyan bir tek in « san bulamaz:* sınız. Onlar, kutularını, pgepetlerini ne za - man — boyunlarına asmışlar, bandrol « larını me zaman kol- % a takmışlar, İs- fun dört köşesini ne zaman do * 'laşn şlar, ve yüz binlerce insanın ya « kasına, hamiyetin, mürüvvetin, müte - vazi madalyası sayılan rözetleri ne za- man takmışlardır? Bilinemez!.. Sadece bilirsiniz ki; bayram sabah - ları, evinizden çıkmanızla, onlardan bir kaçına rastlamanız bit olur. Ve bi- lirsiniz ki, «Şehidlikleri İmar>», «Ço - cukları Esirgeme>», «Kızılay», «Yeşil - ay», «Tayyaree, «Malül Gaziler» gibi nice hayır kurumlarının o küçük ve gönüllü tahsildarları, gündelik alma - ikleri bu rkese parmak zarafet, ve Ş dirayet, nezaret, e başar: bilir neler duyar! r, neler dü - nde bulunduğu - 'bir fırsat bek- 4, ve Çocuk E unun rozetlerini dağı- , işlerinden hemen he- ydum, köy ortamektebindey - nin adı Semih, ötekinin cüsünün de Fuatmış. Ben, | ** rozet dağitırkon küçük başlarından ge- | çen um m ları öğrenmek iste- lar, diğimi sorunca, erine baktı Düşünüp hşmmlir, nihayet içlerinden bi — Ne söyliyelim bilmem ki? dedi. Ve ilâve etti: — Siz sorun, biz cevah verelim! Ben sordum, ve onlar cevab verdi - ler: — Siz bugün ilk defa mı yapıyorsu- nuz bu işi? r... Bununla yedinci çıkışı Miz oluyor!. Biz hep üçümüz beraber dağıtırız. Her seferinde de kutumuzu dolu, söpetimizi boş teslim ederiz. Eğer fazla para toplıyanlara bir mükâfat verilse, birinciliği hiç kimseye kaptır: Mmazdık! — Siz nasıl öbür çocuklardan fazla para toplıyabiliyorsunuz? — Biz kutularımızı, rozetlerimizi ari- fe gününden alırız. O gece bütün ro - i güzelce geçiririz. Hal- miler, kutularını, rozet- lerini bayram sabahı olırlar, ve iğne - leri rozetlere yolda geçirirler. Bu ü Üü dnteamnandelin İdeal kadın peşinde Gezen erkehk Postacı bana dün, Ankaradan ve- rilmiş şöyle bir mekti tup getirdi: Teyzociğim, San Postanın 16/4/937 tarihli ve 2408 numaralı sâyısında çıkan &n - ket oe.ap arı arasında, Bay Servelin malar _vapmak!nyım. Fn - kat yaşımın 39-40 oluşu, aylığımın 150 lirayı geçmeyişi evlenme tekli - finde bulunduğum hanımları hoşlan- dırmadı. n, bunları | * den yollarda bir çok vakit kaybederler bir sürü de adam kaçırırlar. El oğlu, karşına dikilip, senin rozete iğne tak - maniı bekliyecek değil ya? ra ölteki çocuklardan çoğu, ban- drolü, kutuyu, sepeti, para toplamak için değil, tramvaya, vapura, trene be- dava binmek için alı Sonra, rozete iğney de tesiri vardır. yüler yüzlü olmak, çabuk davran - yakaya, hem rozeti dü - dn şı: gösterecek bi: iyi geçirmenin mak, iğneyi şünmiyecek, he çimde gi 'a beş para atanlar bile va nan, taktığı iğneye acıyıp da, rözeti geri alası geliyor. — Sizi kızdıran işler de oluyor mu? Nihad: — Çok uzun boylü adamlara kızıyo - rüm! diyor. Semih, onun bu hiddetinin sebebini anlatıyor: — Bunun boyu kısa da, yetişemiyor ondan!, Ve ilâve ediyor: — Ben de, rozetlerini çıkarıp, yaka- larının altlarına takanlara - içerliyo - rum. Rozetsiz diye gidiyorsun, yakası- nı kaldırıp rozetini gösteriy bizimle alây mı ediyor sanki? Çucuk oyuncağı ma bu iş? Koskoca adamlara bize '.ı.ım kaybettirmek yakışir mı? Fuad da derdini döküyor: — Ben de, parayı kutuya atmayıp da, sadaka verir gibi avucuma. koyanlara | kızıyorum! Bu yüzden, kutuyu arka -| daşlara verip, dalma sepeti taşıyo - rum! Bir de, beş kürüş bozdurup kırk para verenlere tutuluyorum, Yüz lira (Devamı 8 inci u_vfıılı) ı Anketinizin 155 numarasında ya- zılı sıfları haizim, Karımın , odada sevgili, salonda hanımefendi nln'nsını isterim. Uzun boylu, sempatik yüzlü, siyahı gözlüyü tercih ederir Bu mektubun imzası D harfi ile başlıyor, kendisine söyliyeceğim ga - dece aradığınışgünün birinde bula- bilmesini temenni etmekten ibaret- tir. Bununla beraber 39 yaşında bir erkeği yaşlı, ayda (150) lHira kazan- cı da az bulan kadınlara bir hayli hayret ettiğimi kaydedeyim. TEYZE | zede saadete kavuşuyo KEz) Ü 'Sf—q BAA 6 .—'4 Yukarıda solda: «Denizde İsyan» filminden bir sahne: Sağda: eSaray Entrikal da: «Bakir Delikanlı» filminde Garry Cooper ve Hartöneri, sai nüş. nesi. Ağ tilminden uda 80 bir g “Sümer,, sineması: Pat Pataşon sirkte | Babas n ayrılmadan önre Li dini he sy o- ye ediyor amet gidiyo tesi | Kızı ma ecek olan küçük Kurt adında bir erini he aşkımı an- hali maks nehir vapurunda Li delikanlıya rastge men seviyorlar, Adam kı latıyor. Kız kendisini biraz naza çeki- Vapurda Pat ve Pataşon adlarm- alanıyor... Genç kız hallerine acıyarak biletlerini r. Ertesi sabah Lisy, misafir oldu- yor. ğu yerde Kurtun da bulunduğunu ve onun ev sahibe: 'rm yeğen , Bir hayi ik olduğunu macera- genç sevda- lardan sonra ni a)c: Hâdiseler arşısınd Beşikçi ve Franko damın, çocuğu duğmuş. Bir beşik çiye bir beşik ısmarlamış. Bir kaç gün sonra da beşiği alm gitmiş. Beşikçi: — Anladım, demiş, beşiği almıya gel- din, fakat henüz yapamadım. Bir kaç gün bekleyiver, eden mü-| ; Bir kaç gün sonra bir daha gitmiş, beşikçi gene ayni sö: iylemiş: — Hehnüz yapamadım.. Bir kaç gün bekleyiver. ir ç günler gelmiş, geçmiş. Ço - müş, mektebe gitmiş, oku - Müş, adam olmuş, evlenmi; Ve çocuğu dünyaya ,gelmiş. Büyük baba, şimdi baba olan oğlu için ısınarla beşiği hatırlamış. Beşikçiye gitmiş. Beşikçi adamı görür görmez: — Hatırladım, demiş, beşiği almıya geldin... Sana, ben bir kaç gün sonra yapa - |cağım, dememiş miydim?.. Bir kaç gün bekleyiver! " * adaki âsiler Madrid şehrine 1 zaman General Franko: ka Bir kaç gün sonra Madridi ala - cağım! Demişti. Bir kaç gün geçti; gene: — Bir kaç gün sonra! Dedi.. Bir kaç günler, bir kaç hafta- İspany yaklaş “Sarı ay, sineması: Bakir delikanlı Gcr. dan 1 büyük bir heye - kü 300 milyon dolarlık Kuper tarafıı ean uyandırıyor. Çür parasını için gazet dan, dalkavuklardan kafile onun cetrafını — sarmıştır. üyük şehrin gürültülerinden bizar olan Dids köyünü çok arıyor. Fakat yavaş yavuş bu hayata alışmağa başlıyor. Gazetecilerden nefret eden Dids'den bir mülâkat almak için bir genç ve güzel gazeteci kız kendisini iş- siz bir zavallı gibi göstererek ona sokuluyor ve hakkında alaylı mütalealar yazmağa başlıyor. Bu tanışıklık iki genci birbirine yaklaştırıyor ve aralarında temiz bir aşk başlıyor. Sevgilisini bir gülünç adam mevki- me düşüren bu yazıları yazdığından pişman olan genç kız vaziyoti düzeltmeğe çalışı - yorsa da muvaffak olamıyor. Dids'in genç kızın oyunlarına âlet etmek isteyen ve mi - rastan mahrum kalan diğer akrabası bir ta- raftan bu makaleleri kimin yazdığını Dids'e gösteriyorlar. Diğer taraftan da genç kızın yazdığı makalelere istinaden Dids'in teva - rüs ettiği bu şervetl idare edemiyeceğini e- ri sürerek mahkemeye muracsatle onu mü- şahede altına lldl .)orlı.r cilerden, iş &- ekkeb bir * Sakarya ,, sineması? - Denizde isyan Jan Müra, Vinna Vinfrid ve Andre Berley tarafından. Romancı Jak Pathurst «Elseneur» na mındaki büyük bir yeikenli ile Londra ile Melbourn amsuda bir tetkik seya- hatine çıkıyor. Yelkenlinin süvarisi Vest'tir. İkinci süvari Pik, üçüncüsü Mellairedir. Tayfalar hep ipten kazık- tan kurtulmuş insanlardır. Ramancı bhangi âleme katıldığını pek geç anla - mıştır. Gemide kaptanın yeğeni Mis Vöest bulunmaktadır. Tayfalar ikinci süvari aleyhine kıyam hazırlamaktadır lar. Üçüncü süvari kumar moeraklısı - dir. Romancı genç kız İle ahbap oluyor. Bu hal gerek tayfanın ve gerek süvg- lar, bir kaç aylar gelip geçtiler. Madrid önühde binlerce insan öldü. insan evsiz. barksız ka ,pöylece daha Dpikı dr gidecek' Franko: Anlaur'n. diyecek; Madridi ne va- kiş alacağımı sormıya geldin. Sana ben | f: bir kaç gün sonra alacağım dememiş miydim.. Bir kaç gün bekleyiver, İMSET bu saf köylü delikanlının | Y .| hyor. “Arabayi | hasara altır Binlerce || arı» filminden bir aşk sal* a: «Pat ve Pataşon SirktöP “ Melek ,, sineması: Saray entrıkaları rüyor. M atını Pomba: ylediğinden & y raydan kovulmuştur. Bütül Fransada saraya lâyik bir tenor arafi” maktadır. Tenoru aramağa ulan Jorj, nihayet Lonjümo köyüne va arıyof: O sırada buranın posta arabacısı Şapt” lu güzel Madlen ile evlenmek üzeredir" Bunun için arabacı vazifesini Bijuy? devrediyor. Madlen ile birlikte ikâl eden Lüsyen adındaki kız Bijuyu sevmektedir. ğ Biju kazaen arabayı deviriyor. AT# banın içindi unan Jorj bulı.nduh*" cının ceza görmesi için Paril Şapölü düğün günü bile üzü görmüyor ve vazifesine sürerken her —_mwnîd rahat gibi şarkısını ;uymvı)r Jorj sesi gu * Şunca arabacıyı Parise getiriyor. Kar dınlar sevgililerini böş 2 bekleme .L—dıılwr lxıa in ernri üzerine Kont DW t Madlenin nezdine izam edil ıX“r V.m!eş. Şapluyu unutturmaktır. '; yen ise bir türlü Biju .m.ılmamadad" Nihayet günün birinde fazla dayanâ yarak Parise geliyor ve hapishanede lunan sevgilisini görmek istiyar. ğ Madlen dahi Kontes Latur ismi al e tında Parise geliyor. Karısını tanii? yan Şaplu ona âşık oluyor ve ona * divaç teklif ediyor. a Madlen bunu an bir şart ile yi bul edeceğini söylüyor: Şart şudu—'îcdı, rısını boşamak. Şaplu bunu kabul yor ve köye eği kararlaştırıyor. kat Madlen ondan evvel davranı rilerin hoşuna gitn Romancı, genç k Dr. » süvarı Pik M ) adedi fazla yecekler v alar mahsur ka dır. Tayfalar müzakere kat Pik süvarinin kmılı p ediyor. Gece ıa)“*_ giriyor ve onu katled yaralanıyor. Geminin ida cı ele alıyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: