12 Ağustos DKIRK GÜNDE DEVRİÂLEM Tanımadığınız memleketler ve insanlar Yazanı M. Ekrem Türkiyeden 10 defa büyük olan ada : Avustralya Avusturalyada meşhur bir köprü Dünyanın en zengin koyun — sürülerini Besliyen Avustralya kıt'ası tamamile cenup Yarım küresinde bulunup yarısına yakın İt kumı meak mintaka dahilinde — kalır. Avuatralya Asyadan (2250), Afrikadan (6000), Amerikadan (10,000) kilometre TMesalede bulunduğu içindir ki insanlar ta- Tafından keşfi pek geriye kalmıştır. 1770 Ge Cook tarafından keşfedilen bu kıt'a - Tn bilâhare cenup sahillerinde Baudin ve bilhassa Flinder araştırmalar yaparak bu- Sun başlı başına bir ada olduğunu mey - dana çıkardılar, ve ilk defa bu adaya Aus Üalia adımı veren de Flinder olmuştur. Bu farihten sonra bir çok seyyahlar Avustral Yanın iç taraflarını keşfe koyuldular. A - Vustralyanın orta tarafında bir deniz ol - düğünü zannediyorlardı. —İşte bu - denizi lmak içindir ki 1844 de yola giren Sturt Çöllerde susuzluktan — kendisini — güçlükle kurtarabildi. Ayni devirde tehlikeli bir se- yahât yapan Leichardı Avustralyayı şark - Karp istikametinde geçmek istedi. Fakat bu teyahatten hâlâ avdet etmedi. Ölüsü dae bulunamadı. Avustralya 1860-1862 se - Belerinde cenup - şimal ve 1873 te şark » Karp istikametlerinde seyyahlar tarafından itden geçilmiş bir kıt'adır. Bugün Avus- Halya artık esrarengiz bir kıt'a değildir. Fakat ortasında bulunan çöl Afrikanın şi- Talindeki büyük sahra kadar tanınmış ta değildir. Türkiyeden 10 defa büyük olan ya ilk defa İngilizler 1788 de (800) t mahküm gönderdiler. 19 uacu as - Tn Ortalarında sürgün cezası kaldırıldığı Taman Avustralyanın müfusu (500,000) e çoıkmıyordu. Asıl Avustralya nüfusunun Utması 1851 de altın madenlerinin keşfile haşlar. O vakittenberi deyam eden mu - eret iİle bugün Avustralyanın — nüfusu (6.000,000) a çıkmış bulunuyor. Nüfu - “n hemen hepsi İngilizlerden ibaret olup (20,000) kadar Çinli, (60.000) kadar da Vustralya yerlisi vardır. Yerliler tama - iptidat olup göçebe halinde yaşarlar. Yustralya yerlileri, kertenkele, — konguru, . balik, fare, böcek he bulurlarsa yer- Bi yaklii da hep içlk v 'dar B iabasder. Hüi Bukları öi Hileştirmek niyetinde değildir. Fabrika - Eı çalışmaları da memnudur. Avrupa - la evlenemezler. Sydney şehrinin dı İnda ve sahilde (200) aileden mürekkep *—:"“ kampı yapılmıştır. Bunlara hü - €t bakar. Fakat vahşi hayvanat gibi de Ahlara gösterilirler. Avustralyanın — 41- linde Koizlândda (30,000) kadar yerli t:"lıuı. Bunlar sazlardan yapılmış kulü Slerde çırıl çıplak yaşarlar, Avcılıkla ge Tinen bu insanlar iki odunu birbirine sürt- ateş yakarlar. Tütün ve alkole me- fazladır. Ve içtikleri zaman — âdeta 5_:: getirirler, 25-30 kişilik kabileler ha- yaşarlar. Bir erkek evlenmek istediği E.::.' beğendiği kızı kulübesinden çalar. ı.—ll ti u Wp * gösterilerek merasime nihayet verilir, “k.lediı bilmezler, Cinsi münasebeti a - n ” acığa yaparlar. Hükümet bunlar hak- *da imha siyaseti takip ettiğinden mü - dileri | günü kız ve erkek tarafı bir harp o- yaparlar. Ve erkek tarah galip vazi İ':d»u azalmaktadırlar. Siyah ırktan bu insanların vücutları '“mm_ eldir. - Vücutlarında B son derece kanburluk, &ibi Amzalar görülmez. Çünkü küçük 'nberi spor ve hattâ masaj yaparlar. ekleri çok iyi yüzücü olup, şayanı hay- set bir surette ağaçlara trmanırlar. Attık- larını mutlaka vururlar, Sıcak ve kuru iklime malik bulunan A- vustralyanın nebati kabiliyeteri azdıt. Or- tası büyük çöl ile kaplanmıştır. Burada baş- bca bulunan nebat spinifex olup açtığı ya ralar pek ıztıraplıdır. Yüksek ormanlarla kaplı bulunan şimali şarki parçası ise şeker kamışı ve pamuk ziraatine elverişlidir. Ce- nubu şarkt kısmı ise hububat, üzüm, mey va yetiştirir. Avustralya başlıca servetle - |rinden biri olan koyun sürüleri dünyada birincidir. Bugün miktanı itibarile 106 milyonu tutan Avustralya koyunlarının kıs. mı azamı Merinos cinsi olup, bilhassa yün- leri için yetiştirilirler. Avustralyada madenlerden altın uzun zaman rol oynamıştır. Bugün zengin altın madenleri garpte bulunup en mühim mer- Avustralya ormanlarından bir manzara kezi Kalgoorliedir. Fakat Avustralyada al- tın madenleri de bitmek üzere bulnuyorlar. Bugün Avustralya altın istihsalinde cenu - bi Afrika - Birleşik Amerika devletleri - Kanada - Rusya - ve Meksikadan sonra ge- lir. Avustralya sanayil pek ehemmiyetsiz olduğundan garbi Avrupa — değvletlerine, bilhassa tâbi olduğu İngiltereye gıdai mad- delerle ham maddeler gönderir. Ve anlar dan işlenmiş esya alır. Bugün İngilterenin deminiyonu olan Avustralya (6) hü metin birleşmesinden meydana gelmiş si- yaseten müstakil bir devlettir. Yalnız hari- tâbidir. — Bundan | maada gerek müdafaa, gerekse — iktisadi | noktai nazardan İngiltereye ve donanma- ci işlerinde İngiltereye sına muhtaçtır. İdare merkezi Canberra-| dır. Ev ve elişleri sergisi Teşrinievvelde Ankarada — açılacak olan ev ve elişleri sergisi için Ticaret ve Sanayi Odasında cuma günü bir toplantı. yapılacaktır. | Bu toplantıda Güzel San'atlar aka- | demisinden ve Sanayi Mektebinden mümessiller bulunacak Ve bir komis -| yon seçilerek sergide ne gibi eşyanın teşhir edilebileceği hakkında müza -| kerelerde bulunacaktır. Sergide her nevi oymacılık, maki - ne ile olmamak şartiyle gümüş ve ba- kır işlemeler, halıcılık, kadın ve çocuk çamaşırları tentene ve saire gibi eşya teşhir edileceği sanılmaktadır. SON POSTA >arlei F S Sansürden Kaçırılan İlk Mektup Her kışlanın bahçesine bir başçavuş oturtulmuştu. Esir edilen sosyalistler birer birer önünden geçiriliyorlar, başçavuş bunların nüfus tezkerelerini alarak isim- lerini, yaşlarını soruyor, bunu müteakip tezkerelerine gözleri önünde ölüm tarih- lerini yazıyordu. Bu suretle muhakeme bitmiş oluyordu. Ondan ötesi malüm.... Bir Fransız mecmuası, İspanyol sansü- ründen kurtarıp ta neşrettiği bir yazıda İs- panya ihtilâlinin gizli taraflarını anlatmak tadır. Şayanı dikkat bulduğumuz bu yazıyı biz de aynen alıyoruz: « 18 haziranda kopan ihtilâl iki gün sonra yani 20 haziran — için hazırlanmıştı. General Sanjurjo plânlarını ona göre yap- miş ve adamlarına ayın 20 sinde hazır ol- malarını tenbih etmişti. Fakat Fasta bulunan General Franka bu işde geri kalmak istemedi, isminin bi- tinci plânda mavzuu bahis olmasi için, sab- redemedi, Sanjurjoya tekaddüm etmek isti- ni açtı. İspanyanın Şibihceziresinde isyana ilk iştirâk eden şehir Valladolid oldu. Hükümet Valladolid'in isyan edecaği- ni evvelden duyduğu için oradaki askerle- di silâhlarından tecrid etmek istedi. Fakat tam © sırada zabitlerden bir taneşi: — Bizi silâhsız bırakacaklar... Silâhları- miz namusunuzdür. Onları vermeyiniz! de- di. Zabiti elli tane sadık asker takip etti. Beraberce General Molero'nun — oturduğu yere gittiler. Onu yaraladılar, — yaverlerin- den iki yaraladılar. Hâdise bir taraftan bu şekilde devam ederken diğer taraftan da sür'atle yayı ve kışlaların içine giriyordu. Birdenbire kışlaların kapıları arkalarına kadar açıldı, bütün askerler dışarı fırladılar, belediyeyi, hükümet konağını zaptettiler. Cümhuriyet- çi askerlerin bulunduklar bütün — binaları A ettiler. Sosyalist hareketinin ba şında olan maruf kimseleri derhal kurşuna dizdiler. Her kışlanın bahçesine bir başçavus ko- yayorlar, ve esir ettikleri Sosyalistleri —©- nun önünden — geçiriyorlardı. — Başçavuş, bunlardan nüfus kâğıtlarını istiyor ve: — İamin? — Yapın? Diye sorduktan sonra, yaşının altına da ölüm tarihlerini atıyor ve mevkufları biraz ilerde bir tek kurşunla diyârı ademe yol- luyorlardı. Bu resmigeçit akşama kadar devam et- ti ve buna iştirak ettirilenlerden hiç kimse sağ kalmadı. Sendikalar umumi grev ilân etmek te- şebbüsünde bulundular, fakat âsilerin er kânharbiyesi sokaklara derhal şu levhala- n astırdı: «Şimdi saat 14.. işe başlamak için bir |saat mühlet. veriyoruz. Başlanmadığı tak- dirde üç saat sonra sendika başkanları, idare hey'eti azaları, ve ameleler kurşuna dizilmiş bulunacaklardır.n Bunun üzerine fabrikalarda işler tekrar başladı, dükkânlar açıldı. Sanki yolundayınış gibi mükemmel ahzü oldu. Burgosda da ihtilâl aşağı yukatı böyle başladı. Genç bir mülüzım meydanın orta- her şey itâ da sında gece saat ikide iki el silâh atarken, Pampelune kumandanı olan General Mo- lada âyni #aatte ordusuna şu emri — veri- yordu: — Madrid-üzerine marş marşi, ordu. Onun için ayın 18 inde isyan bayra- | İhtilâl bir kaç aydanberi hazırlanıyor- du, muntazam ve askeri bir plân dairesin- de bitirilmesi tasmim edilirken, iş çığınn- '|dan çıktı. On iki yaşındaki yavrular bile ellerine birer tüfek aldılar ve önlerine gelen yere ateş etmeğe başladılar. Mesele bir kör döğüşü halini aldı. Ge- neral Sanjurjo'nun isyandan evvel beş ay ecnebi bir memlekette ve isyan plânlarını orada hazırladığı söylenmekte- dir. kaldığı İspanyol isyanı Sanjurjo'nun Cümhuri- yetçiler tarafından tevkif edilmesinden son- va çok şeyler kaybetmiştir. Franko, Primo de Rivera'nın adamı i- AŞARE Bir İspanyol şehirlerinde sokakların cesetlerle dolu hali di. Mola ise kralcı Don Karlos'un udam- lanndan biridir. * Asilerin en sempatikleri Karlist'lerdir. Don Karlos öldüğündenberi onları ortadan kaybolmuş zannediyorlardı. Halbuki bin, lerce delikanlı başlarında bask bereleri ol- duğu halde dağlardan aşağılara indiler. — | İhtilâli kim kazanacak?... Bu hâlâ bili- nemez. Fakat muhakkak olan bir şey var- sa, şimdiki hükümet taraftarları kadar ve belki de onlardan fazla gayri memnunlar, kralcılar, faşistler, — liberaller Yarın isyanda muvaffak olurlarsa onlar da güphe yok ki birbirlerini yiyeceklerdir. Fa- kat hükümete karşı birleşmiş olmaları da bir vâkıdır.» mevcuttur.