19 Temmuz 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

19 Temmuz 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L RESİ | Sokak çocukları kurtuluyor Ka yakalimlide “Köylünün istihlâk habiliyeti * Sekak şecüklüri kürünlayor Şimdiye kadar bu basit hakikati anla - mamakta srar ettik. Dilenciler rahatsız e- diyor ve çoğalıyor. «Öyle ise toplayınız. diye emir veriyoruz. Ve sanıyoruz ki bu emri vermekle dilencilik kalkacak, sokak-| larda di'enci görünmiyecek. Aradan — iki sokaklar dilencir ir hastalığı emir ile tedavi etmek gün — geçmez gene ile dolar. Çarşıda, kalabalık yerlerde, işportalarda mal satan seyyar satıcıları belediye çavuş lavı ile saklambaç oynarlar. - Belediyenin bu seyyar satıcıların - yolları kapamasını menetmesi kâli değildir. buna çare bul - mak gerektir. İlk defa olarak bu defa belediyenin emirle değil tedbir ile bir hâstalığı tedavi- ye kalkdığını görüyoruz. Sokaklarda oynı- yan, otomobil ve tramvay altında kalan çocukları kurtarmak için onları sokağa çık- maktan menetmiyor. Bilâkis önce şehrin muhtelif semtlerinde oyun mahalleri ha - zırlıyor, mektep avlularından istifade edi- yor. İyi fena tedbirler alınıyor ve ondan sanra çocukların sokakta kalmasının önü- ne geçilmeğe çalışılıyor. Bu usulün diğer sahalarda da tatbiki temenni olunur. * Ricket şehrimizde © Çi gündenberi İngiliz Ricket şehri- ı mizde bulunuyor. Dünyanın bu esrarengiz adamı Türki- yede ne arıyor? Ricket ve bu sermayelerin ve kapitalist müstemleke avcılarıdır. Bir yerde cek bir maden, satın alınacak bir imtiyaz. | işgal edilecek bir saha mı vardır, —bunlar | saldırılır. Orada havayı yoklar, — vaziyeti| tetkik ettirirler. Çıkacak bir av bulurlarsa | bunu derhal büyük sermayenin önüne sü- rerler. | Ekseriyetle yarım müstemleke ve müs- temlekelerde çalışan bu tip adamlar Tür- | kiye Cümhuriyetinin başlangıcında da lıixef musallat olmuşlardı. Anadoluda 300 mil- yon dolarlık şimendifer inşaatı için müza- kerelere giriştiler. Petrol aramak — için ta- ahhütler teklif ettiler, yeni fabrikalar yap- mak için sermaye bulacaklarını söylediler. Fakat o vakit bu esermaye avcılarının elle- tine düşmedik. Bugün hiç düşmeyiz. Bu sebepla Ricket'in Türkiyeye niçin geldiğini bilmiyoruz. Bizim işittiğimize gö- re Bağdadı Musula bağlayan hattın — satın alınması işiyle alâkadardır. Fakat ne için olursa olsun bu zatın yanlış bir yere geldi- ğini zannediyoruz. * Köylünün istihlâk kabiliyeti Tu,k köylüsünün yevmi istihlâki 15 kuruş tutuyormuş. Bu para giyecek- ten maada bütün ihtiyaçlarını — karşılıyor- muş. Memleket nüfusunun dörtte öçü köylü #lduğuna göre bu rakkam bizi düşündürse gerektir. Türkiyede senayi ancak köylümün istih- lâk kabiliyeti üzerine kurulabilir. Köylünün yevmi ihtiyacı bu kadar azsa ve bu kadar az istihlâk ediyorsa, sanayi kuvvetli bir temnele dayanmıyor demektir. Bi tipte adamlar hü_wli memleketlerin işlene- | Arapçanın en zengin lisan olduğun- dan bahsederler. Halbuki — arapçadan daha zengin bir lisan vardır. Bu lisan çincedir. Lisan mütehassıslarının yap- tıkları tetkiklere nazaran çincede tam ! 41.000 kelime vardır. Fakat çinlilerin | en âlümi dahi 7000 kelimeden fazlasını ' kullanamarraktadır . ... “ Biz vahşi Insanlar değiliz,, Bir Amerikalı Nevyorktaki İngiliz konsoloshanesine müracaat ederek Fi- Betine Kltsp — göndükmek - arzisüiida bulunduğunu ve göndereceği kitaplar için gümrük resmi verip veremiyece -| ğini sormuş, aöylürükşlerdir: — Kitaplardan vergi alacak kadar | vahşt ve barbar insanlar değiliz! konsoloshaneden şumu ] Resim SON POSTA Korkulu rüya görmektense uykusuz kalmak evlâdır, derler. Bu, hayatta tehlikeli şeyler karşısında tedbir almasını bilen insanların mantığıdır. Mantıklarile hareket eden insanlar, körü körüne tehlikeye atılmazlar. Tehlike sezdikleri yerden ka- çar, ve kendilerini emniyette görmedikçe adım atmazlar. Tehlikeye atılmak korkulu rüya görmektlir, fakat korkulu rabiliriz. Tehlikenin yoldur. y z alamadığımız gibi, tehlike olmasına rağmen tehlikeyi göze al- maktan da kurtulmanm imkânı yoktur. Yalnız korkulu rüyayı intaç eden sebepleri or'adan kaldı- de önüne geçmek için, bu tehlikeyi doe- Buran sebepleri ortadan kaldırmağa çalışmak en kestirme (SÖZ ARASINDA Olimpiyadlarda Sporcuların boyunlarına Takacakları kardon Gelecek ay yapılacak Berlin Olim- Hiyatlarında Beynelmilel — Olimpiyat komitesi özası boyunlarına bir kordan geçireceklerdir. Kaordon Alman san'atkâri Walter iemecke tarafından yapılmıştır. Kordo- Bun ucundaki piâta Olimpiyad ilâhı «Zeus» un resmia 'Or. Bu plâka ile diğze altı plâka Olim - piyad orunlarının eski Yunanistan - dan kalma olduğunu göstermekte, O- Empiyatlara mahsus beş halka da ise arzın beş kıt'asıni temsil —etmektedir. Bu halkalar «Zcuss un başını diğer plâkalarla birleştiriyor. ve spor sevgi- sinin bütün dünyayı bağladığını ifade ediyor. ... Rusyada yenl bir altın madeni Rusayanın Ural Mıntakasında Verd- lovak civarında Aşağı Tagil'de yeni ve zengin bir altın madeni bulunmuştur. Maden, sathı arzdan 12 metre derinlik- tedir ve bu madenin işletilmesine ya- kında başlanacaktır. | HERGÜN BİR FIKRA | Sulhperver adam Mahkemede, maznun, kendisine is - nat edilen cürmü kat'iyyen işlemediği- ni, çünkü sulhperver bir adam olduğu- nu iddia ediyordu. Reis sordu: — Sen mi sulhperver adamsın? — Ben, zahir! — O halde, bu adamın başma ne di- ye sopa ile vurdun ? — Bana kafa tutmak suretile, sulhu ihlâl etmek teşebbüsünde bulundu da, #*ondan! Dalgıçlık Zor bir meslek Olmaktan çıktı Dalgıclık âleminde çok maruf — bir| zat olan Prieure 1934 - senesinde, yeni| tertibath bir elbise keşfederek, suyun altında yalnız başına uzun müddet kal- mağa muvaffak olmuştu Malâmdur ki dalgıçlara daima, su- 'yun üzerinde bulunan bir kayık hava | temin eder ve bu hava aşağıya boru| vasıtasiyle yollanır. Prieure, yaptığı yeni bir âlet vası - tasiyle, yer yüziyle rabıtasını kesmeğe muvaffak olmuştur. Bir şişe içinde al- dığı oksijen ile suyun altına girebili- yor. O şişe ile bir iki saat nefesini ida- re edebiliyordu. Bu zat icadına son zamanlarda bir takım yenilikler daha katmiştır. Dalgıcların en ziyade şikâyet ettik- leri şey soğuktur. Saatlerce suların altında kalmak on- ları üşütür. Prieure, yeni dalgıç elbisesini iki kı- | —. sımdan mürekkep olmak üzere imal et-| — miştir. Birinci kısım, vücuda yapışık - tır. Su geçirmez, Fakat ayni zamanda da hararet na- kili bir maddeden imal edilmiştir. İkinci kısım ise gayri nakildir. Ve a- sıl dalgıcın tulumunu teşkil eder. Prieure, bu iki kismın arasına 399 derecei hararette sıcak su doldurmak - tadır. Elbisenin sıkleti ancak iki kilomet- |hi Amerikada Vesikasız Öpüşmek yasak mali Ame- an Minezota kümetinde ye- çıkarılan - bir kanunla ellerin - de sıhhat raparu bu lun mı yan la - rın sokakta önüş- meleri menedil - ni | a miştir. Sıhhat rapo - rır cilt hastalığı olanlara verilmediği gibi kalbinden Mustarip olanlara da verilmektedir Bunun sebebi, busenin verdiği heye - can neticesinde kalb hastalığına mü - timatidir. Buseyi meneden hu kanun- dan bahseden Amerika gazeteleri «bu- se şimdiye kadar bir hia meselesi ad - dedildiği halde kanunu çıkaran Mine zota âyan meclisinin aksi kanaatte ol- duğu anlaşılıyor.» demektedir. Joha Gilbertin mirası Geçenlerde ölen meşhur sinema ar- tisti Jhon Gilbert, karısı Virginle Bruce'e altı milyon frank miras buak- mıştir. Jhon Gilbert bir çok fimlerini Gre- ta Carbösile çevirmiş, ikisi dünyada ideal çift olarak telâkki edilmişlerdir. Sesli film çıktıktan sonra ismi orta- dan silinen Jhon Gilbert son defa çe- virdiği Kraliçe Kristin flminde gene kudretini isbat etmişti. rulur. Sıcak su aynı zamanda denizin tazyikine karşı geldiği için, klâsik dal- gıçlıktaki gibi tuhumun hava ile şişiril- mesine düzum kalmamaktadır. İçerde- Ki se Ti Tçazdaki tazyik birbirine ihli savi okluğu vechils, dalgıç hiç bir ağır- hk bissetmemekte ve harekâlında tam mânasiyie serbest kalmaktadır. Bu awretle dalgıçlık zor bir meslek olmaktan çıkmış ve denizin altında ça- tedir. İçeriye 30 Titre kadar su doldu- Fşmnak çok kolaylaşmıştır. ——— — İSTER İNAN İSTER İNANMA! Ayvalıktan 14 tarihile ve Macit imzasile yazılıyor: «7/1/936 tarihinde saat 9/56 da (İzmir - Alancak, Gay- | telgrafla ağır hasta ! cevap ücretini de Ayvalık telgrafhanesine tesviye | Adresi vüzhtır, fakat maalesef tolgrafım bugüne kadar mür- hemşiremin ahvali uhbiyesini sormuş — ve n ret Demir fabrikası sabibi Bilâl) adresine vermiş olduğum bir | selünileyhine teslim edilmemiştir. » İSTER İNAN İSTER İNANMA! ee a e G a İ et dim li iniean ei ğ ei A aeti üi el SNB aa aüi üi sap onlarların sekteye uğramaları ih-| f 'ı Matbuatın Negüsü e Talu açaız, tahtsız, yurtsuz k vallı Habeş imparatorunu setencamı nice yufka yüreklilerin oldu. Görüşlüğüm bazı kimseler, derin de« rim içlerini çekerek : — Oocoli Allah kirmseyi bu hale düşüre mesin!. dediler. Halbukâ Haile Selâsiye bize yedi - kat yabancıdır. Ona gelinciye kadar acımacak kimler var da, aklımıza getirimiyoruz yok* sa. Meselâ, yakım vakte değin, Babıâli cads desinde, biz İstanbul gazetecil Negüsümüz vardı. Yüksekten a den bir Asya hüki rastladığı muharrirlere elile sine ndarı aza bir selâm verir, himayekâr hitaplarda bus lanur, cevabını beklemeden yürür, başka « larının hamlelerini istihkar, eserlerini tihfaf eder, ekseriya haddini aşan cür'et ve | cesaretile herkese parmak mırtır, hâsılı bü köbne ve viran matbuat ülkesirde tam bif mutlak padişah hissini verirdi. Ve bütün bunlara rağmen.. ve ihtimaf | ki bunlardan dolayı kendisini gene de ses verdik. Bugün, o da, taçsız, tahtsız, mülk- süz, İsviçrenin a cennet gibi diyarında me« Ki melül dolaşıyor. Günün birinde Haile Selâsiye ile karşı * | laşsa, Habeş hükümdarna: — Bu, bizim Raslardan biri amma, a< caba hangisi? Dedirtecek kadar, onun tebeasile, reniğ itibarile müşabehet arzedem bu zavallı ar* | kadaşımız, bence daha çok acınmağa İâ yaktır. Vükıâ, minareden düşse gene dört aya* ğ özerine gelmekteki mahare'i, «Yedican» soy adına daha ziy kak kesbeden bu zatın yakın bir lah yeniden kalkın için, Negüsler Negüsü ile araların« serencam benzerliğini kaydederekç hüzünlenmemek tc elden gelmiyor. Zavallı bizim Negüs! Zava tin Gezüsül.. ofin Biliyor Musunuz? | — Dünyanın en yüksek tepe ve Üçüncü derecede yüksek olan hangisidir? 2 — Harp denilen musiki ületi kimlet tarafından icat edilmiştir. 3 — Giyotün ilk defa ne zaman kullas nıbmıştır. İlk ismi nedir, ikinci ismile hangl tarihte kullanılmıştır? (Cevapları Yarın) İ matbuas '« ikincdi tepelet * Dünkü Suallerin Cevapları: £ — Yüzlerce yıl evvel yaşamış olan Mamutlar Asya ve Avrupada bulunurlar « di? 2 — ekliç bir gey yaratılmaz. biç bir şey kaybolmaze düsturumu vazeden meşhuf Fransız kimyacılarından Lavoisicıdir. 3 — Louvre müzesi Paristedir. Eaki « den kralların ikametgâhı idi. Şimdi dün « yanın en kıymetli eserlerimin teşhir edilde ği bir yerdir. 4 — San asırda tehiztelgraf üzerinde ço çalışan adam İtalyalı Gzisyen Maz conidir. 5 — Mahmut Gaznevt Hind müslümam ları hükümdandır. Cazneviler Hindistan * da bu hükümdar sayesinde büyük muzaf” feriyetler kazamnmışlardır. Mahmut Caznes i Gaznede doğmuş, 63 yaşında ölmüş « a öğ eai R a dLaramn e R ni Drahama para mı Hindistanda” ve bilhassa Bengalede kadının kocasına ne dirahoma verme- si lâzım geldiğini teabit eden bir kaidö vardır. Bu kaideye nazaran orta tahsi* lini yaparak devlet memuru olan bif Hindli evlendiği zaman karısından 2000 Rupye istemektedir. Bu miktaf bizim paramızla 1000 hira kadar tut * maktadır. | Zeve, avukat veya doktor olursa bül imikmnu altı mislini isteyebilir. Buh * ranın artıması, damatflık — mesleğint rağbet gösterilmesini intaç — etmiştif- Herkes zengin bir kayınpedere kapi *

Bu sayıdan diğer sayfalar: