10 Sayfa —e n *“Son Posta,, nın Telrikasıt: 20 | Cemil, sokağa çıkmak üzere hazırlanırken bitişik köşkün ' bahçesinde yine ince kadın sesleri cıvıldamıştı Cemil, şimdi vicdanında daha bü-|yerleşerek sırtını ağaca vermişti... Oltiklâlini de boş yere başkalarına feda yük bir eza hissetmiş; -— Amma, ben de.. İleri gidiyo - — rum... Başkalarına kızıp ta bunun öf- kesini annemle, zavallı Gülterden çı - karmak... Gelmezse, gelmesin.. Ca - nı cehenneme, kaltağın... Demişti. Ve.. Derhal yerinden sıç- rıyarak sofaya çıkmış; sesine müm - kün olduğu kadar munis bir ton ve - rerek aşağıya seslenmişti: — Amnel.. — " Bir iki saniye, sükütla geçmişti. Fa- | kat bu bir iki saniye, Cemile pek uzun gelmişti. Acaba annesi, pek fazla kı- rılmıştı da cevap vermiyecek mi idi?.. | Fakat aşağıdan, şefkatle - titriyen bir vee yükselmişti — A canım?.. — Biraz başım ağrıyordu, geçti. Ne- reye çıkalım?.. — Sen bilirsin yavrum... İstersen, bir kayığa binelim de, şöyle Bostan » cıya doğru uzanalım. — Olur.. Hazır mısın sen?.. — Benim hazırlanmamdan ne ola- cak yavrum. Maşlahımı sırtıma alı - veririm. — Gülter de gelecek mi?.. — Onun biraz ufak tefek işleri var. Akşama da bir yalancı dolma yapsın diyorum. Hani dün istiyordun ya... — Yok anne.. Vaz geçtim. Gültey Ye gelsin, Hattâ, sepete bir şeyler ko- yüversin. Bostancıdaki iskele kahve- Bine çıkarız ,Biraz da oradan öteberi ahlrız. Akşam yemeğini orada yeriz, — olmaz mı anne?.. — Hay, hay evlâdım... Hadi giyin “de, aşağı in... Şimdi Cemilin kalbinde iki zıt his garpışıyordu. Bir anda annesile barışı- Wwermişti. Yaptığı kabalık karşısında, ı:'ıı analık şefkatinin galebe ettiği, annesi- — min sesindeki tatlılıktan belli idi. Ve — bu tatlı seş, Cemilin kalbine bir ferah — NWermişti. Fakat.. Cenan?.. Kendisile âdeta boy ölçer gibi tuhaf bir gurur ve dik- — başlılık gösteren bu garip kız.. De - mek ki, kendisine hiç ehemmiyet ver- — Memişti. — Öteki arkadaşları, günün her saa - — Hinde onun görebileceği yerlerden ay- rılmadıkları.. Her an, her dakika şıma- yık nümayişlerle katıla katıla gülüşe - (Ğ yek bahçenin taflanlı yollarında cıvil | — Haştıkları halde ... | — Cemil, bundan ötesini | — Şstemiyor: R — Pis mendebur.. Kendine ehem - | — miyet verdi... Amma kabahat ben - de. ÇAU v düşünmek Diye söyleniyordu. Ve kırılan gu - rurunu, bizzat kendisi tamir etmek is- | tiyordu. — Geceliğini çıkarmış, karyolasının — üstüne fırlatmıştı. Askıdan pantalo - — munu almış, bir ayağını takmıştı. Fa- — kat o anda duralamıştı. Çünkü bitişik köşkün bahçe kapısı, inceli kalınlı ses- — ler çıkararak uzun uzun gıcırdamıştı. Cemil, derhal pantalonu bacakları- ha geçirmiş; çarçabuk gömleğini gi lerken; berrak, pürüzsüz, ahenktar bir ses yükselmişti: — Ayşel.. Bana bir sandalye geti- rir misin?.. Cemil; iki adımda, pencerenin önü- — ne koşmuştu. Ağaçların altında du - ran Cenan gözlerini ağaçların gölge - — berinde gezdiriyor; sandalyesini ko - /— yacak bir yer arıyordu. — — Küçük besleme, sandalyeyi getir - — işti. Cemil, kendini Ayşeye göster - — memek için biraz geri çekilmişti. Cenan, Ayşenin elinden aldığı san- dalyeyi badem ağacının dibine yerleş- anda Cemilin tengi, kıpkırmızı kesil- mişti. Demek ki bu kız, kendisine o ka- dar ehemmiyet vermemişti ki; bir de- fa olsun başını çevirip pencereye bak- mak ihtiyacını hissetmemişti. Bir'anda Cemilin -içinden öyle bir isyan ve tuğyan husule gelmişti ki he- men o anda: — A, pis.. A, mundar.. O kurumun kime.. Acaba şu yalınayak gezen ta- banı yarık besleme Ayşeden ne farkın var?.. Diye haykırmak istemişti. , Fakat tam o anda ,annesi aşağıdan seslenmişti: —Cemilt.. Huwuu., Evlâdım. Cemil; o öfkeli halinde boş bulun- muş; ellerini dayadığı pencerenin ö - nünden yüksek sesle cevap vermişti: — Efendiml... — Akşamları hava pek serinliyor. Kaputunu almayı unutma, yavrum. — Peki anne. in sesi iten Cenan, birden- bire başını çevirmiş; Cemil ile göz gö- ze gelmişti. O zaman, Cenan saray ter- biyesinin mihanikt bir hareketile ye- rinden kalkmış; başını derince eymek suretile Cemile selâm vermişti. Cemil, olgunca bir göğüs üzerine iyilen bu başta, sağa doğru hafifçe in- hina yapan o narin vücutta öyle ince bir zarafet, öyle füsunkâr bir cazibe görmüştü ki.. Âdeta, büyülenmişti. Cemilin iradesi bir anda sarsılmış; yüzüne hücum eden kanla gözleri bu- Gdi C BN biayanalaslermali git mak, parçalamak için eline aldığı mek- tubu büyük bir heyecanla avucunun içinde sıkmış, kavramış; ve sonra ko- lunun bütün hızile savurarak. Cena- nin önüne fırlatmıştı. — — * t (Beyefendi!.. Mektubunuza - cevap için bütün gece düşündüm. Sorduğunuz suale: — Hayırl.. Diye, bir tek kelime ile cevap ve - rebilirdim. Fakat... Bu cevabımın be- ni bir çok ağır ithamlar altında bıra - kacağını tahmin ettiğim için buna, bir kaç kısa cümle ile cevap vermek iste- dim, Size evvelâ şunu arzedeyim ki; ar- kadaşlarımla aramızda çok açık fi - kir ve muhakeme farkları vardır. Meselâ.. Ben, erkekleri gözlerimle değil; kalbimle görmeyi severim. Son- ra.. Üç beş saatlik bir zevke değil, bü-| tün bir ömre sürecek his ve alâkalara bağlanmak isterim. Daha sonra.. Hislerinden ziyade si- nirlerinden ilham alan genç ve gürbüz bir erkeğin dudaklarına zafer tebes -| sümleri uyandıracak kadar gülünç ol- maktan çok.. Amma, pek çok nefret | ederim. Fakat ne çare ki; bu sevdiğim, iste- |diğim ve hattâ nefret ettiğim şeylerin | hiç birinde arzu ve irademi kullana- |cak derecede kudret ve hürriyete ma -| lik değilim. | | İşte onun içindir ki dün gece size karşı - arkadaşlarım gibi - munis ha- reket etmedim; ve sizi gücendirdim, Bana, gurur ve azamet atfediyor - sunuz... Çok teşekkür ederim, efen - verebilmek İdim Eğdz:. bir küdinda' mütdaka' bu -|P |lunmasını elzem addettiğim bu iki bü-| yük meziyeti gösterebildimse, kendi - mi cidden bahtiyar addeylerim, | —Ancak şu var ki; kendimi ve mev - |kümi de çok iyi bilenlerdenim... Vâ- kiâ bugün (saraylı) denilen bir (esir) parçasından başka bir şey değilim. An- cak şu var ki; tepemden tırnağıma ka- SÖON POSTA Yazan i A, R. etmekten ihtiraz ederim, İşte, bu sebepler dolayısiledir ki, si- zi gücendirdiğimden dolayı hiç bir te: essür hissetmemekteyim.. Eğer sizi * velev ki, bir kaç saat olsun - aldat - mış olsaydım; hiç şüphe yok ki, çok derin bir vicdan azabı çekecektim. Görüyorsunuz ya, beyefendi; her şeyi - olduğu gibi - ne kadar açık, ne kadar kat'i bir lisanla söylemekteyim?. Buna, şaştınız değil mi, efendim?.. Öyle ise, size daha ziyade hayret ve- recek bir şey daha arzeyliyeyim: — Eğer.. Benden.. Arkadaşlarımın sizi alıştırdığı şımarıklık ve hoppalıkla- mı beklemezseniz.. Arzu buyurduğu - nuz zaman, emrinize amadeyim. O Ro (Arkası var) — RADYO ı Bu Akşamki Program İSTANBUL 18: Öpera (plâk): 19: Haberler; 19, 15: Muhtelif plâklar veya retranamisyon; 20: Şan: Profesör Laşenaki; 20,3) üd- yo örkestralası; 21,30: Son Sant 22den sonra Anadolu servisi veri- lecektir. ANKARA 19,30: Tayyareci konuşuyor; — 19,45: Karışık müzik (plâk neşriyatı); 20: Kar- piç şehir lokantasından nakil (orkestra); 20,30: Ajans haberleri; 20,40: Ankarapa- lastan nakil (orkestra). BÜKREŞ 12,30 — 15,10; Plâk ve haber servisi; 16,15: Moderm piyano müziği; 19,15: Kuartet (Smeana); 19,45: Radyo orkes- trası; 20,45: Sözler; 21,05: Viyolonsel (garkı ile); 23,45: Haberler; 24: Konser nakil. BUDAPEŞTE 18,40: Plâk; 19,10: Konferana; 19,40: Radyo #salon orkestrası; 21,15: Orkestrm ev koro musikisi (Haydn, Rossi, Rossini v. 8.)i 23,25: Çingene musikisi; 24: Kon- ferans 24,20:Caz. VARŞOVA 16,30: Salon kenteti; 17,20: Piyano sa- natları; 17,45:Sözler; — 18,20: — Musikili skeç 19,10: İngiliz ve Fransız — şarkıları; 19.30: Muhtelif; 21: Plâk konseri, sözler; 22: Şopen könseri; 22,50: Şiür ve şarkılar; 23,20: Dans musikisi. PRAG 17,10: Hafif musiki; 17,55: Çocuk ti- yatrosu, muhtelif; 19,10: Almanca şarkı- h program; 19,55: Muhtelif; 20,25: Hafif örkestra koönseri; 21,10: « ikili piyes; 22: Yeni Çek müziği: Sözler; 23,15: Nedbal'n «Polonyalı Kan» opereti. BERLİN 17.45: Sonatlar, şarkılar (piyano - kes man); 18,30: Muhtelif; 19: Frankfürttan: Karışık, öğleden sonra; 20,45: Aktünlite, haberleri 21,15: Milli neşriyat; 21,45: Brahms'ın eserlerinden radyo korosu; 22; Sölistler birliğile küçük — radyo orkestrası; | 23; Haberler; 23,30; Danı. VİYANA 18: Yeni Avusturya musikisi; 18,55: ! 20: Haberler; 20,25: Mozal'ın Kaçınlış» adlı opera — piy 23: Haberler 23,10: Tiyatro şarkıları; 24, 25; Dana. 19; Haberler; 19, 1153 Muhtelif plâklar; 20: Sıhhi konferana: fesör Kâzam Esat tarafından 20, dyo orkestraları 21,30: Son ha « Saat 22den sonra Anadolü ajansının gazetelere mahsus havadit servisi verile« cektir. Ayakkabıcılar cemiyeti Ssnaf Cemiyetleri teşekküllerinden ayakkabıcılar cemiyeti ayın 18 inde ti- dar vücudumun bu esaretine mukabil; caret odasında bir toplantı yaparak ye- tirmiş; ve sonra kendi de sandalyeye kalbimin; ruhumun ve vicdanımın is - ni idare hey'etini seçecektir. B N (Baştarafı I inci yüzde) say) muahedesine ilk darbeleri indirdiği vakit Bulgarlar yine ayaklanmışlar, yine biz de (Nöyyi) muahedesini yırtacağızm diye bir hayli ortalığı yoklamışlardı. Fakat © zaman Bulgarların bu iddia ve yaygaraları sökmedi ve zaten sökemezdi, çünkü (Nöyyi) muahedesi, şimdi artık yal- nız o musahedeyi tanzim ve Bulgarlara &ebren imza ettirmiş olan garp devletlerini değil, bilhassa (Balkan misakı) mı imza - lamış olan Balkan — devletlerini alükadar eder, Şu halde Bulgarlar (Nöyyi muahe - desini Feshötmeğe karar verdikleri takdir « de, İngilterenin, Fransanın, hattâ İtalya - pin rizasını istihsal etmeden evvel, başta Türkiye olmak üzere Romanya, Yugoslav- ya ve Yunanistanın müsaadesini de alma- ğa mecburdurlar. Bu dört devletin — ise, Balkanların bugünkü siyasi nizamını alt üst edecek olan böyle bir'taraflı ve serkeşane bir karara müsaade etmiyeceklerinde bir an bile tereddüt caiz olamaz. Esasen Bulgarların bugün (Nöyyi) mua- hedesini feshe cür'et için ne #iyaseten, ne de maddeten istinat edebilecekleri hiç bir vesile ve istinatgâh yoktur. Siyaseten Almanya ile anlaşıp ona İsti- nat edeceği rivayet olunuyor. Almanya, bugün Avrupada Fransaya kafa — tutacak bir dereceye gelmiş olmakla beraber, he - nüz harbi umumiden evvelki gibi, Avru- panın siyasi mukadderatından sahibi rey olacak bir mevki ihraz edememiştir. Şim « diki halde "Almanyanın başlıca — kaygusu kendi çıkarını temin etmek, (Versay) muahedesinin son zincirlerini de kırmak » tır. Bunun haricinde, tâ Balkanlardaki Bulgarlara değil, hattâ yanıbaşındaki Ma- carlara bile siyaseten yardım edemez. Şu balde, Bulgarların bu işte Almanlardan si- yasi her hangi bir yardım göreceği hak - kındaki rivayet, bir efsaneden ibarettir. Bulgarların Almanya haricinde madde- ten yardım görebilecekleri İtalyaya gelin- ce, Habeşistanda zorla başını soktuğu be- lâdan dolayı, onların bugün bağını çevi - rip te Balkanlara yan gözle bakacık hali bile kalmamıştır. Şu halde Bulgarların, Balkanlarda teşebbüs — edebilecekleri her bangi bir setgüzeşt için uzaktan yakından siyast veya maddi yardım görebilecekleri dç bir devlet yoktur. Vaziyet böyle iken (Nöyyi) muahedesi- nin Bulgarlar tarafından feshedileceği hak- kında bu defa yine tazelenen habere, an - cak ortalığı yoklamak için pek beyhude yere uçurulmuş bir balondan başka mana ve ehemmiyet atfetmeğe kat'iyyen lüzum olmadığı kanastindeyiz. Yalnız bu vesile ile, sk sik mevzuu bahsolan (Nöyyi) muahedesinin mahiyeti ve başlıca ahkâmı hakkında okuyucuları - mıiza malümat vermeği muvafık bulduk. Noyyi Muahedesi Bu muahede 27 teşrinisani 1919 tari - hinde Fransanın (Nöyyi eüir Sen) kasaba- sında bir taraftan Bulgaristan ile diğer ta- raftan Fransa, İngiltere, İtalya, Amerika, Japonya, Belçika, Çin, Güba, Yunanistan, Hicaz krallığı, Lehistan, Portekiz. Yugas- lavya, Siyam, Çekoslovakya arasında im - zalanmıştır. Muahede bu süretle, Bulgaristan tara - i|fından VI teşrinlevvel 1915 te Sırbistana n edilmiş olan ve Almanyanın teşkil et. tiği ittifak manzumesine iltihakını icap eden harbe nihayet vermiştir, Münhedeye, — Fransa - ve müttefiklerile beraber imza koyan devlet ve milletler a- rasına, meselâ (Siyam), (Güba), (Çin), hayli gülünçtür. Fakat bütün ba devletler harbı umumide resmen ve Jütfen (Fransa- İngiliz) ittifakına dahil oldukları için mua- hedeye kendilerinin de imza koyması mec- buri addedilmiştir. Şu halde zavallı Bul - garistan bu (Nöyyi) muahedesini hakikaten yırtmağa karar verirse büyük devletler ve Balkan devletleri şöyle dursun hattâ (Gü- ba) ve (Siyam) n bile müsaadesini talep ve istihsale mecburdur. Muahedenin Muhteviyatı: (Nöyyi) muahedesi, fransızca, ingiliz - €c, italyanca olmak üzere üç lisanda tan- zim edilmiş olup 291 maddeyi muhtevi ve 13 kısımdan müteşekkildir. Dinci kısım — Milletler Cemiyeti misa - kından, 2 inci kısım Bulgaristamın hudut » larından, 3 üncü kıam siyasl ahkâmdan, 4 üncü kısım kara, deniz ve hava kuvvet- leri ahkâmından, 5 inci kısım harp esirle « rinden ve mezarlarından, 6 ancı kisun ce - zalardan, 7 inci kısım tamirat namı altın - da tazminattan, B inci kısım mali ahkâm - dan, 9 uncu kisım - iktısadi > ahkâından, 10 uncu kısım sivil tayyare seyriselerle - rzinden, V1 inci kısım limanlardan, şimen- öyyi muahedesi n OLUMMANCAS |(Portekiz) gibi devletlerin de bulunması | W Mert 18 L edir? diferlerden ve nehir yollarından, 12 ind kısım mesai ahkâmından, 13 üncü kısınt da muhtelif ahkâmdan bâhistir. j Yeni Bulgar Hudutları Muahedenin en mühim ahkâmı, Bulgâ” ristana tayin edilen yeni budutlardır. Bu ahkâm 27 inci maddeden 48 inci maddeyt kadardır. Bulgaristan (Nöyyi) muahedesile top * rakça uğradığı en acı ziya, Balkanlar har * binden sonra Akdenizde kazanmış olduğu lııhillııi kaybetmiş olmasıdır. Bugün Bul- İgarları en ziyade bihuzur eden - cihet iW |bilhassa Akdenize mahreçleri olmamasi * dir. “Yunanistan - bir çaresini — bulunp tü Bulgarlara Akdenizde, meselâ - Sırplılarn olduğu gibi, hiç olmazsa bir serbest limaft temin ederte o vakit Bulgarlar için (Nöyyi) muahedesini yırtmak için başlıca bahane- lerden biri ortadan kalkmış olur. Bu yeni hudutlar yüzünden Bulgarların — uğradığı diğet zararlar da, o kadar düş * — kün oldukları Makedonyayı kısmen Yü * —— goslavyaya, kısmen de Yunanistana ter * ketmiş olmaları, Trakyayı da — garbi ol sun, şarki olsun, tamamile kaybetmiş bu « — kunmalarıdır. Bu münasebetle Bulgaristanın Balkan * lar harbinden evvel, ve harbi umu* — | miden sonraki büyüklüğünü buraya derce- diyoruz: 'Ş Murabba kilo metrt Balkanlar harbinden evvel 96.348 Balkanlar hasbinden sonra (1923) te 114.000 (Nöyyi) den sonra 103.146 Bu hudut dahilinde Bulgarlar ırkındat başka — (80.000) — Yunanlı ve takribeti (700.000) müslüman Türk bulunmakta “ dır. Bunlar için de gayet esaslı ekalliyetler ahkâmı kabul edilmiştir. Askeri Ahkâm Muahedenin ağır ahkâmından biri dt Bulgaristanın ordusunun tahdit edilmiş ok mast ve badema gerek deniz kuvveti, ge * vek hava kuvveti sahibi olmasının kat'iy « yen menedilmiş bulunmasıdır. Muahede mucibince Bulgaristan ordusü (20.000) askerden mürekkep — olacak vt efrat tamamile gönüllü suretile silâh aktına alınacaktır, Bu ordu her türlü harp kıy * metinden âri bulunacak ve vazifesi yalnız dabhili asayişi temine münhasır bulunacak- tır. Mali Ahkâm Muahedenin mali ahkâmına geline bunlarda çok ağır mevadı muhtevidir. Bir kere Bulgaristana tamirat namı altında (2.500,000.000) altın frank tediyesi yüke letilmiştir. Bu para bugünkü rayici ile tak* riben (13) milyar frank eder, yani Türk parasile bir milyar liradan fazladır. Bun * dan başka Bulgaristan Yugoslavya ve Ro * manyaya pek çok ta hayvanat teslim et * meğe mahküm edilmiştir. Bulgaristanı bugün en çok ezen ve ah “ vali maliyesini berbat bir hale getirmiş olat bu bir milyar Türk lirası tazminat ödemek mecburiyetidir. Başlıca ticaret ve servet menbaı zirani ve çobanlıktan ibaret olan Bulgarlar bi paraları ödemek için bugün hâlâ kıvranı? durmaktadırlar. 8. Seki Bulgaristan da Nöyyi muahedesini mi yırtıyor? (Baştarafı I inci yüzde) — Yunan gazetesinin verdiği bu habef on dakika evvel buraya da geldi. Vâksl henüz gazetelere geçmedi, fakat öğrenei” ler arasında büyük hayret uyandırdı. Çü7 kü yalandır. Ve kat'iyetle yalanlayabilir * siniz. Bulgaristan muahedeleri bir tarafl olarak feshetmek fikrinde — değildir. Ta * lepleri varsa bunu müzakere ile dostlf elde etmeyi daha faydalı görürl! — Bulgar efkârı umumiyesi Almanyâ * nn hareketini nasil karşıladı? — Sükünla, dikkatle! — Bu sabah çıkan — Bulgar gazeteliti baş makalelerinde vaziyeti nasıl görüy” lar? — Gazetelerimiz bekleme vaziyetinde” dirler, Ekseriyetle lehte ve aleyhte mütt” lca yazmayorlar. * Ğ Gece yanısına doğru Atina muhabisimtif da bizi talafonla “tekrür buldurva BARSİ yazdırdı: v — Bulgar sefareti resmi bir tebliğ haberl rederek Vrodini gazetesinde çıkan yalanladı. Vrodini gazetesi erkânila görüm tür Bana haberi itimat ettikleri bir arkadasit” olan Sofya — muhabirlerinden Va ellerinde fazla tafsilât bulunmadığını *Ö7 —— lediler, ü