a S SON POSTA OLUM MANGASI "Son Poste,, nın Tefrikası: 19 Cemil, daha ilk konuştuğu Cenandan bir takım ağır sözler işitince canı çok sıkılmış ne yapacağını şaşırmıştı Cenanın sorduğu son suaf, şimdi â- deta onun bu gürürünü — incitmişti. , yatında ona ilk defa olarak isyan edi - yordu... Ve hiç şüphesiz ki bu isyan, Zihninden, şimşek gibi şu cevap geç-|böyle bir anlık sıkıntıdan ve ölfkeden mişti: Vileri gelmiyor; her halde çok büyük — Ben, böyle sıkmtılı işlere alışık'bir sebebi ihtiva eyliyordu... Bir an- değilim... Eğer siz de arkadaşlarınız |da, ok yemiş gibi kalbinden yaralanan | gibi hoş bir zaman geçirmek istiyor -'bu zavallı kadın, hayretle açılan göz- sanız, ne âlü., İstemiyorsanız, allaha - lerini, Cemilin sapsarı ve öfkeden çiz- ısmarladık. Fakat; karanlığa alışan gözlerile ar- tık iyiden iyiye seçebildiği Cenanın çehresinde öyle dayanılmaz bir cazibe vardı ki... Ve sonra.. Mağrur ruhu, bu genç kadın karşısında mağlüp ve makhur çe- kilmiye katiyen müsait değildi. Saniyeler geçmişti... Cemil daha hâ- B - siyah tahta karşısında önüne ba - kan,hiç bir kelime söylemediği halde dudakları kıpırdayan talebe gibi » vere- ceği cevabı düşünmekte idi. — Efendim!.. Bu kadar aceleye lü- züm var mı, bilmem?.. Zannederim ki.. Her halde.. Bir kaç gün daha bu - rada kalacaksınız. Ö müddet zarfın - da.. Tabii şeceğiz. Cemil, bu sözleri güçlükle kekele - mişti... Halbuki Cenan, kolaylıkla ce- vap vermişti. — Beyefendit: “Bana; mühim - bir şey söyliyeceğinizi zannederek - sizi kırmadım. Buraya kadar geldim. Tek- rar görüşüp görüşmiyeceğimizi bilmi - yorum. Hele, görüşmemizin tabit olup olmadığını da, pek o kadar kestiremi - Yyorum... Yalnız sizden bir ricada bu- lunayım. Eğer bana mutlaka bir şey söylemek ihtiyacımı — hissediyorsanız.. gileri derinleşmiş çehresinden ayıra - |mıyor: | — Garip şey... Demek ki evlâdımı, tamamile tanryamamışım. Diye düşünüyordu. Bu düşünce onun muhakeme kuv- | İvetine birdenbire bir faaliyet vermiş- | |ti. Cemilin söylediği son sözleri, bir | |daha zihninden geçirmişti. Ve bu söz- Iîev. ona daha acı bir hakikatı bildir-| miş.. O zaman, derin derin içini çeke- | tek! — Evet, evlâdım... Benim, hayat - ta senden başka düşüneceğim hiç bir şey yok... Fakat senin varsa, onu bil- Demiş; mutfağa girivermişti. * O şabah Cemilin çehresinin sapsa- rı olmusı, sebepsiz değildi. Geceyi, ta - mamen uykusuz ve muzlarip geçir - mişti ...Hayatında hiç bir kadın ve hiç |bir şey karşısında mağlübiyet ve ricat hissetmemiş olan Cemil, Cenanın gös- terdiği gurur —ve lâkaydiyi bir ıüırlı'îıW |hazmedememiş; buna sikletine taham-| mül edilemiyecek kadar ağır bir haka- ret manası vermişti. En zalim kurşun acılarının ıztıra -! bına hayrete şayan bir metanetle da - Lütfen iyice düşünüp taşınınız. Söyli-| Yanan Cemil, şimdi kalbinde açılan cı- yeceğiniz şeyleri, zihninizde iyice ta - lız bir yara karşısında sabahlara ka - sarlayınız. Ondan sonra beni çağırtı -| dar kıvrım kıvnm kıvranmış; ömrün- nız.. Müsaadenizle, efendim... ilk defa olarak gururunu çiğnettiği Bu sözler mağrur Cemile, acı bir to- bf' genç 1“3* karşı gittikçe kaynıyan kat gibi tesir etmişti... Şimdiye kıdaı.lkf” u öfkesinin heyecanlarile bir sa- elinin altında yumuşak bir kedi gibi Piye bile gözünü kırpmamıştı. kıvranan kadınlara alışmış olan Cemil; | » Ve mütemadiyen karyolasının için- şimdi bir kraliçe azameti ile tafta elbi-|de fırıl fırl dönerek ; sesini hışırdata hışırdata uzaklaşan bu, | | — Ah... Kabahat bende - oldu... bambaşka genç kızın bu acı tokatını K.mdıım ağır tutamadım. Ona, ayna yemek, Cemile pek güç gelmişti. İ’“'ı'"m&- kâğıt atarak davet etmek Âdeta, şuurunu kaybetmiş; mağlü- gibi cıvıklıklar yaptım. Onu, ben şi- biyetinin ıztırabile sersemlemişti. Yük- | Marttım. sek varlıklar karşısında âciz kalan in- [?')" mırıldanmıştı. sanlar gibi dimağı bir anda dalâlete Fakat şimdi ne olacaktı?.. saplanmış; Cemil, kararını vermişti. Şimdi o -| — Budala!.. Kendini bir şey zanne- turacak.. Ona, güzel bir mektup do-| diyor, galiba... Aklınca, beni kendine | H&tacak.. Bu kendini beğenmiş - kızın yalvartacak... Zor, biraz!.. geceki mağrur muamelesine karşı bu-| Diye mırıldanmıştı. " Jdalaca gösterdiği sükütun acısını çı - ü ğ karacaktı. ğ Cemil, çardağın altındaki şezlonga N Aman evlâdım., Nedir, bu ren - uzanmış; eline kâğıtla kalem almış; gin ? vi l 5 mütemadiyen düşünüyor; yazdığı ke- et beı: ) î'm'k z .? Be |limeleri beğenmiyerek sık sık çiziyor- l Lia e SA N AA AT G0 0 ge Cünkü elindekkirap dümmyemn bi tin, benzin sapsarı... Ay, aklım ba - kıza karşı, şümdi bir.de gülünç olmak şımdan gidecekl. İ o;ckini.y 4 T AAAT İ — Aman anne. Sen de, pek acayip ni Nu b n oldun, artık... Sabahları, aşağı inmi -| Tem.öğls yemeği vaktine kodar ya- a KD NLT b çizdiği , uk sabul ğînçjîıîgyîunçorg:;; rtî:t':luğ:î' bir kaç cümle vücuda getirebilmişti. le demekten biktim, usandim, Kendi-ğ:îzl ı:şıf;lcbbuytıîdh'.r :slâkıa a o:(ma 3 mi daha hâlâ bebecik zannediyorum... b:lî'bc" S üryelı St aet yt e Benden başka düşünecek bir şey yok IO z“m"ell;:î' a Haai aman mbire silkinmiş; yaz- mu, bilmem ki?... L an eee Si v Zayallı kadın, şu anda başına şid - SĞ ME İNEE A İADARUL T İZET detli bir topuz yeseydi, ancak bu de- ::i:bc"ı" kuvvetli birer - çizgi çek - ,vecede sersemliyebilirdi... Evvelâ, işit- MW tiği sözlere inanmamıştı. O kadar sev-| — — Be" de, ne lıudnh)ım diği, bütün kalbile üzerine titrediği Ce-| — Dedikten sonra; boş bir sayfaya şu milinin ağzından kendine karşı böyle *atırları yazıvermişti: sözler çıkabileceğine imkân ve ihtimal — (Geceki muameleniz, bana pek ga- vermemişti. rip geldi. Sizinle konuşmak istediğim Fakat ilk sersemliği geçtikten sonra, 'şeylerin, arkadaşlarınızla konuştuğu - Cemilin elindeki havluyu buruştura -| muz şeylerden farklı olamıyacağını el- |mile, muztarip bir inilti gibi gelmişti. rak bir tarafa fırlattığını görür gör -|bet tahmin etmişWye ona göre gül ağa- mez, imkân vermediği bu nankörlü - cının dibine gelmişsinizdir, zannede - gün, pek acı bir hakikat olduğuna-hük-|tim. metmişti. Sizi, arkadaşlarınız kadar munis bu- Gençliğini, gençliğinin bütün zevk-|lamadığım için ben biraz tocasüf et- lerini, uğruna tebâh ettiği Cemil, ha -| mekteyim. Siz de, bu kadar gülünç Yazan : A. R. | | Büyük Ikramiya: bir gurur ve azamct gösterdiğinize | müteessir misiniz; acaba?.. | Bunun cevabını, bu gece ya bizzat, | sizden ve yahut ta gülacağının yanm- da duvarın üstüne bırakacağınız mek- tuptan öğrenmek istiyorum. Tam, saat 3 te..) Cemil, odasına çıkmış, pencereden iğilerek bitişik bahçeye bakmıştı. Fa- kat Cenanı orada görmiye muvaffak olamamıştı. — Nerede ise, şimdi meydana çı - den istenebilir. — «434» «l0l0m. Diye mırıldanmış; onu beklemek için beyaz patiska örtülü sedirin üstü- nc uzanmıştı. Kalbinde derin bir sediyor : — Anneme karşı, çok kabalık & . tim. Acaba, hakikaten kalbini kırdım mua?.. Suali, bir burgu gibi vicdanını deli- yordu. Dışarıdaki sofada annesinin ayak seslerini, Gültere verdiği kısa kısa & - mirleri işitiyor, ve her ah onun oda - sına girmesini bekliyordu. Fakat, s0- fanın tahtalarını gıcırdatan ayak scs - leri, oda kapısından uzaklaşıyor. ve kayboluveriyordu. Şimdi Cemil, kendine teselli ver - mek istiyor: — Annem değil mi?.. Akşam ye - meğinde nasıl| olsa barısırız. Diye söyleniyordu. O zaman kulaklarının bütün dikka- tini bahçeye veriyor: — Tuhaf şey.. Bu kıza ne oldu?.. Daha hâlâ meydanda yok. | Diye mırıldanıyor; bütün — gurur meselelerinde alduğu gibi; kalbi git - tikçe sertleşen bir tırnakla tırmalanı - yordu. eza ve ıztırap his- T FENNİN SON KEŞFİYATI Güzelliğin bütün sırı saklıyan ve genç hayvanlardan istih- v R Dalgın ve düşünceli, bekliyordu, |Yat veren VENÜS KREMİ, mesamatı Vaktin ne kadar geçtiğini bilmiyor -ıhP""'_— derilerin uıeffııı ve inn.- du. Sofada işittiği ayak sesleri, yavaş ÜMü teshil eder. Fııı,ııı en son bir ha- yavaş kapıya yaklaşmış; kapı aralan - rikasıdır. FJ: değerli Türk, Alman, miş; içeriye Gülterin başı uzanmıştı. annış d&_" mütehassısları ve par- — Ne var, Gülter.. Ne iıtîyomm).;'üm w Venüs formülünü Galiba bu ses, biraz sertçe kaçmıştı. Y€ kremini tebrik v M etmiv'w - Çünkü Gülter, derhal başını geri çeke- dir- Avrupa sergilerinde daima birin - rek, sesi titrer gibi mırıldanmıştı: ciliği kazarımış en büyük mükâfat ve — Hanım soruyor. Gezmiye çıka .'altın madalyalar almıştır. ü cak mısınız?.. tün Türk bayanları — Hayır. îlnılhnıy-lır Tokmak halilçe gıcırdamış; — kapı! , . 4 derhal kapanmıştı... Cemil, bıışıı'ıı'k""“"yo elt ve dryat su, İ S |kaldırmış, ileri doğru uzanmıştı. *Dr. ibrahim Zati Besediye karşan la Piy rioti € d esxnde No, 21 Hergün öğeden sonra hastalarını ka Gülter, merdivenleri süratle inmiş; aşağıda yemek odasında — bir mıı-ılnî işitilmişti... Gülterin ince sesine ka- rışan annesinin tok ve kalın sesi; Ce- | (Arkası var) | Türk Hava kurumu BÜYÜK PİYANGOSU Şimdiye kadar bin'erce kişiyi ze ıgi 1 et nıştif 5. inci Keşide di Mart 938 dadır. 35.000 nt Ayrmıca: 15.)03, 12.)00, 10.020 lirakk ikra nişs'erle (20.00)) lirahk bir mücü'at vardır. Evliyazade Nureddin Eren Eczayı caddes' No. 22/1 Ma İ İstatistik Genel Direktörlüğü P siltme Komisyonundan: 1 — 23 forma tahmin olunan 934 - 935 senesi Maarif — yıllığıp'” adet baskısı pazarlıkla eksiltmeye cıkarılmıştır. 2 — Tahmin olunan bedeli 920 liradır. Eksiltmeye iştirak ©6 7,5 muvakkat teminat vereceklerdir. 3 — Eksiltme 13/ Mart /936 günüGenel Direktörlükte toplant? komisyonda saat 14 de açılacaktır. Buna ait şartname komisyon Sabık Kâbil Verem Sanatoryomu Bıştıw Paris Fakü'tesi den Dip'omalı Doktor Ferhan Yüce Istanbul: Ayasofya Yerebatan Caddesi No. 43. Tel, GÜZEL BİR HAf Yeni Man- dolinier 47 lira / Artık bu — ucuzluktan İstifade etmeli ve hevesi kalbinde kalu Musikl "ılıyıcııııık ESKiİŞEHİR: Aben Suat amöresine m Ortaköy Biçki ve Dikiş de Kadınlara mabeus kıyılı;' Biçki ve dıkiş derrleri, tİŞN let, manto, İrenkyömlek, [l'l' vat, kadın ve ec.ek iç çamm 'ar, orgu'n, gü we Larkif Erkek ceket ve pauta'on. Ortaköy Taşmerdivet çLım v öpniryt S VSSESSEYSEÇERET M öl mansşıda muvomLAR NAas oe ğ e