10 Sayfa İ Rlmi l ayana 'Son Posta,, nın Toelfrikasıl 18 ©OLUÜM MANGA SON POSTA ç Yazan : A. R. Faranlıklar içinde bir ayak ve ipek hışırtısı, yürümeden ziyade kaymak hissi vererek ilerliyordu Mektupta, şu satırlar vardı: (Aslanım!.. Onu gördüm. Hakikaten, bir içim görmemişti Baktığı zamanlar güzel! mi, çirkin mi olduğunu pek o kadar su. Müjgân ile Dilberyar, dün gece o - nunla sabahladılar. Bugün de, gene bu gece sabaha kadar sürecek olan mü - lâkata hazırlanıyorlar, Bu kızlar burada kaldıkça — onunla Börüşmem, hiç bir fayda temin etmi - yecek. Hürmet ve tazim ile ayaklarını- zı öper, iradei seniyenizi - beklerim; sultanım efendim. Azat kabul etmez cariyeniz Cenan Halide Süktanın yüzünde bir tebes süm parladı. Kıpkırmızı dili; pirzola ' kokusuna imrenen aç bir kedi gibi, ka-| lin dudaklarının arasında dolaştı. A -! yakta duran üçüncü hazinedarın yü - züne baktı. Sultanın kalbini yüzünden okumıya alışmış olan üçüncü hazinedar Dilfe- Yip ustâ, sultanın kendisine - mehiteni bir emir vereceğini anladı. Biraz daha yanına yaklaştı. Halide Sultan, kisa bir düşünce ge- Hinli Ve senbu, dakğikdelgin' kaşlarmi kaldırarak emir verdi: — Usta!.. Bir bahane bul. Yarın Müjgân ile Dilberyari saraya getirt. Ökcadi yabdiz. Cengoa: kalım, < Söğrü Köşke gidecek adama tenbih et. Efen- diyi, yahut hanımı gizlice görsünler. | *Cehan kallanık söürlerinden çok e- hatsız olduğunu doktorlar sultan haz- retlerine söylediler; kendileri bundan müteessir oldular; aman kalfayı tama- men serbest bıraksınlar; hiç bir arzu- suna mâni olmasınlar, diye haber gön-| Hderdi; desinler. Dilferip usta, Halide Sultanın ne de- mek istediğini derhal anlamış: — Ferman buyurursunuz. asla - A)'umî.. Diye mırıldanmıştı. * — Hanıml.. — Ne o, Gülter?.. — Cittiler, — Kim gitti, kız. — Yeni gelen saraylılar. —A... Al... Ne çabuk!... — Doğrusu, ben de şağştım bu işe.. — Sen şaştın, ben de acındım. — Niçin, hanım?.. —— Bunlar, biraz akıllı usku yeylera benziyorlardı. Ya, bunlar giderler de Bir alay deli gelirec.:. Çardağın altında şezlonga — uzanan Cemil, mutfakta konuşulan bü sözleri işitir işitmez, heyecana gelmiş; saray- hların birdenbire ortadan kayboluver- melerine hiç mana verememişti. Dün akşam verilen karar üzerine bu uhım.' gene birleşilecekti. Hattâ Müjgân,bu| gece mutlaka Cenanı da — getireceğini vadetmişti. Şu anda Cemil iki sebeple mütees - sirdi: Bu teessürlerinden birincisi, Sa- fo ile Çeşmi Dilber, ona birer takı ipek çamaşır göndermişlerdi. Müj -| gânla Dilberyarın getirip ilk mülâkat- | ta kendisine verdikleri bu hediyeye,' Cemil de mukabele etmiye karar ver- mişti. Bir iki gün sonra İstanbula ine- bakı yüzüğe, külpeye vE'bü çüzaüğir * lara tekabül edecek birer hediye ala- rak onlara gönderecekti. Ve bu suret-| le de, onlara karşı küçük düşmiyecek- ti. Halbuki şimdi, bu büyük - fırsatı! kaybetmişti. | İkincisi bundan daha mühimdi. Ve | bunu da, Cenan teşkil etmekte idi., Ce- nan ona, bir muamma gibi gelmişti. Bu kız hakkında, arkadaşları bazı şey- ler söylemişlerdi. Fakat bu sözlerden ziyade onu alâkadar eden bizzat Ce- nan idi. Vüki kuvvetle kestirememişti. Fakat kıvır kıvır bukleler arasında - değirmilenen çehresinde; sınık rengine çok uygun | giden iri, şahane, koyu kül rengi göz- lerinde; gittikçe insanı saran öyle kud- retli bir cazibe bulmuştu ki... Cemil, canının sıkılmasından par- maklarını çıtlatmıya başlamış: ö Hay, akii şeytenli: : Onamla, biç olmazsa bir kere olsun görüşseydim... | Diye mırıldanmıştı, Ve sonra, ölfke ile yerinden kalk - mış; gezinmiye başlamıştı. Yavaş yavaş, kuyu başına ilerlemişti. O zaman gözleri, re yandaki köşkün balkonun ti. Cemil o anda az kalsın sevincin den: — Ne saadet!... Diye haykırıverecekti. * Gece derin, bir sükün içinde idi. Ce- doğru denbi- 'söyleyinciye kadar bir hayli parlamak ve ağırlaşmak lüzumunu his- setti. Rolünü büyük bir maharetle oy- namıya hazırlanan bir aktör gibi he - saplı hareket ederek: — Efendim!.. Şüphesiz siz de tak- dir edersiniz ...Bazı şeyler vardır ki.. Onlar... Bir kelime ile... Bir kaç ke- lime ile... Hattâ, beş on cümle ile ifa- de edilemez. Onları lâyıkile izah ede- bilmek için, biraz genişlemek, biraz serbestlemek, biraz ünsiyet etmek İâ- zımdır. Dedi.., Fakat, bütün hayatında bir kadınla bu derece teklifli ve ö ü konuşmıya alışmadığı için bu sözleri sıkıntı çekti. — Demek, bana söyliyeceğiniz şey- İler, bu kadar mühim ve bu kadar u - zün.. Öyle mi, efendim? — Vallahi.. Sizce ne dereceye ka - dar mühim olup olamıyacağını kesti - İremem. Fakat bence mühim. izce mü - — E, pekâlâ efendim.. Üa e R A aei a ae DA | EKONOMİ |* Zahire Borsasında Bir. Haftalık Vaziyet YAPAĞ : Piyasa geçen haftaki|içinde tiftik mübayaa edilmemiştir. müsait vaziyetini muhafaza etmekte-| dir. Satışlar bu suretle devam ettiği ları 72-78 , Ankara, Polatlı 75,50-77.- |ü takdirde mevcut stoğun mühim bir|deri kaba ve sarı 67-70, Kastamontt |& kısmının sarfedileceğini alâkadarlar İcinsleri 87-88, birinci nevi Eskişehiti söylemektedirler. Bir hafta içinde Alman ihracatçıla- rı 1500 balye kadar yapağı satın al - mışlardır. Bunların Urfa ve Diyarı « bekir cinsleri 45-46, muhtelif Ana - dolu malları 47-49, Polatlı, Yozgat ne- vileri 50, Karahisar cinsleri de 53 ku- ruşa satılmıştır. Almanlar Trakya malları üzerine de tetkikat yapmaktadırlar. Geçen haf- ta içinde iki yerli fabrika tarafından 120 ton kadar Trakya yapağısı 63j ve |64 kuruştan satın alınmıştır. Sovyetler piyasada yalnız soruştur- malarda bulunup mal almamışlardır. |Rusların da yakında faaliyette bulu - nacakları ümit edilmektedir. Hafta içinde yapağı piyasası umu- |miyetle iyi geçmiş ve piyasa harare - tini muhafaza etmiştir. 'TİFTİK : GCeçen hafta içinde piyasa - mil; yarım saattenberi, gül ağacının |him olan söyliyeceğinizi mümkün ol- da canlı işler olmuş. Almanya ve di- yanındaki duvarın dibinde beklemek- te idi. Sık sık fosforlu saatine bakı - yor; dakikalar geçtikçe, sabırsızlığı ar- tıyordu. Nihayet, karanlıklar içinde bir ayak pitirtisi ve bir ipek hışırtısı işitmişti. Gözleri, ağaçların koyu neftt gölge » leri içine dikilmişti... İpek hışırtısı git- tikçe yaklaşıyor ve yaklaştıkça her ta-| rafa tatlı bir (löben) lâvantasının si- hir gibi damarlara tesir eden kokusu yayılıyordu. Cenan; yürümeden ziyade, ağır a- ğir kaymak hissi veren dik, vakur bir yürüyüşle ilerlemiş; gül ağacının di - bine gelmişti. Cemil, heyecanını güç; zaptederek: — Ah, bugün beni ne kadar kor - kuttunuz, bilseniz?.. Demişti. Ve sonra aralarında muhavere devam etmişti. — Niçin efendim?.. — Arkadaşlarınızla beraber şu sizin duğu kadar kısa söyliyemez misiniz?. Bu sual, Cemili büsbütün sersem dersinden çetin bir imtihan veren, şa- gırmış bir talebeye benzemekte idi. O, şimdiye kadar hiç bir kızı, hiç bir İkadını böyle hesaplı ve kitaplı sevme- mişti. Hattâ bir çok erkeklerin uzun mücadelelerden sonra pek güçlükle ka- zanabildikleri muvaffakiyetleri; o, pek çok defalar bir tek kelime söylemeden, en küçük bir nazlanmıya bile mcydm) vermeden, bir an içinde kazanıvermiş- ti. Bu muvaffakiyetleri, onda garip bir gurur yaratmışy. Onun için kadınlara daima yüksekten bakmıya alışmıştı. ” ( Arkası var ) m RADYO Bu Akşamki Progra İSTANBUL 17: Üniversiteden nakil. 18: Orkestra ğer memleketler hesabına hareket & - .!den bazı firmalar tiftik mübayaasına letmişti. Şu andaki vaziyeti, hesap devam etmişlerdir. Bir hafta — içinde | bayram tatillerine rağmen 1600 balya kadar tiftik satılmıştır. | Geçen hafta deri ve kaba mallar ü- zerine mütemadi bir istek olmuş ve bu müsait durum fiatların iki üç ku - ruş kadar yükselmesine âmil olmuş - tur. Son satılan malların bir kısınının Fransa ile İngiltere Almanya için olduğu tahmin edilmektedir. Ufak bir kısım mal da Amerikaya sevkedilmiş- tir. Sovyetler Birliği tarafından hafta Kütahya, Karahisar malları 82 kuruş' | tan satılmıştır. Oğlak her zaman aranmaktadır. U tan satılmaktadır. Keçi kılı üzerine faz” la talep varsa da stok mevcudu azlığın” ruştan muamele görmektedir. j Almanyaya tiftik ve yapağı ithal & * den bazı firma mümessillerinin memle- " bugünlerde şehrimize geleceği haber a hınmaştır. BUĞDAY : Hafta içinde ehemmi * yetli iş olmamış, vaziyet tamamen duf” gun denilebilecek bir şekilde geçmiştif. — Piyasa isteksiz ve düşmeğe meyyaldir: — ğişiklik yoktur. Fiatlar: Anadolu yumuşakları 7, Anadolu sertleri 6, ekstra Polatlı 8,10» | yirmi çavdarlı 6,30, kızılcalar 6.10 | Trakya sertleri 6 kuruş beş paradır. " |© ARPA : Piyasa gevşektir. İstihlâk |& azlığından fiatlar düşmektedir. Diyart* bekir dökmeleri 3,20, çuvallı Anadolt malı 3,80, Trakya malları da 4 kurut” tur. MISIR : Hariç memleketlerin birin” den bloka paralarımıza mukabil bir banı kanin mısır ithal edeceği şayiası pi * cıları tereddüde sevketmiştir. Malla * | rımızın iyi fiatlarla satılacağı ümit ©€ dilen bu mevsimde bu şayialar piya * — sayı sarsmıştır. Fiatlar ismen 5,10 ile 5,20 arasında ise de iş olmamıştır. Halkkomite evleri Intihabı Eminönü halkevinden: Müddetleri dolan evimiz komita üye - İlerinin yeni seçimleri sıra İle aşağıdaki gün İve saatlerde yapılacaktır. Azamızın bu ilânımızı davetiye yerinde kabul ederek kendi komite günlerinin top- İlantı gününde üyemiz merkez — salonuna — Gitmemin ve yahut kalmamın / musikisi (plâk). 19: Haberler, 19,15: Ope- gelmelerini rica ederiz. sizce bir ehömmiyeti mi var, efendim?. — E, tabil değil mi? — Tuhaf şey.. Bu alâkanıza hay - rette kalıyorum. Demek ki, ben de on- larla gitseydim, müteessir olacaktınız, öyle mi?.. — Hem de, ne kadar?.. — Emin olunuz ki, bana çok garip geliyor. — Niçin garip olsun. Sizinle görüş- meden gitmeniz. — Gündüz de buraya gelmemi 1« - rar etmenize bakılırsa, her halde bana mühim bir şey söyliyeceksiniz zan - nederim, — Bir şey değil ki... Bin şey. — Hakikaten çok tuhafıma gidiyor. Buyurunuz efendim. Söyliyeceğinizi dinliyorum. | Konuşma devam ettikçe, Cemil; va- ziyetinde bir ağırlık hissediyordu. Çün- ü, Cenanın konuşması, öteki saraylı. ra benzemiyordu. Ciddi suallere ve ce | vaplara mukabele edebilmek için Ce | mil bir. hayli sıkıntı çekiyordu... H le bu son sözler, onun vaziyetini büs- | bütün müşkülleştirmişti. - Karşısında, | adamakıllı bir şuur ve mantıkla ko - nusan, her kelimeyi tarta tarta ağzın - dari çikaseni Bar'ağir' Beşli kiza, * şimdi cevap verecekti. Eğer bu da ötekiler gibi'dali: dolu. bir pey dlüns — Ah, efendim.. Sizi o kadar sev - dim ki.. Size bir an evvel hislerimi söyliyebilmek için kalbitnda Hüyük bir sabırsızlık hissediyorum. Diyebil,i Fakat karşısında; düz - gün, pürüzsüz, tıpkı şehir kızları gibi İstanbul şivesile konuşan bu kıza gü- lünç olmıyacak bir cevap vermek el - (22,05: Teganni Beethoven ret (plâk), 20: Keman solo, 20,30: Stüd- yo orkestraları, 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının güazetelere mahsus havadis servisi verile - ANKARA 19,30: Hukuk ilmi yayımı, 19,45: Ka. rışık müzik (plâk), 20: Karpiç şehir lo - kantasından nakil (orkestra), 20,30: A. jans haberleri, 20,40: Karpiç şehir 1o - kantasından nakil (orkestra). BUDAPEŞTE 17: Operadan nakil, 19,35 : Plâk, 20,45 : Çiğan örkestrası, 22,10: Düns orkestrası, 23,40: Senfanik kon- cektir. 23: Piyano resitali, BÜKREŞ 13,30: Hafif musiki (plâk), — 14,30: Halk Rumen musikisi (plâk), 18,15: Maş- hur müganniler (plâk), 19.15: Orkestra, 20,20: Könser, 21.25: Piyano — konseri, vae Brahms, ser. Löwe ve Marcellonun eserlerinden, 22,45: Bir çok bar orkestraları. MOSKOVA 18,30: Amatör işçilerin konseri (orkes- ra şarkıları), 19,45: Şan konseri, 20,15: Alaturka sazlarla şark musikisi koaseri, 21 : Balalaika — triosu ve Rusa halk — şarkıları, 21,30: Konser, 23,45 konser, ROMA 21,35: Şarkılı senfonik konser, 22,45; Cetra orkestrası ila şen gece, 23,30: Dans müziği. 10 Mart Salı İSTANBUL 18: Dans musikisi (plâk), 19: Haber- ler, 19,15: Müuhtelif plâklar, 20: Oda mu- sikisi (plâk), 20,30: Stüdyo orkestraları, 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi vetile - iâ Cemil onu henüz yakından İzemdi... Onun için Cemil, kendini to-|cektir. - Toplantı günü 9 Mart Pazattesi 10 Salı " Çarşanba 12 Perşembe 13 Cuma 14 Cumartesi 17 Salı 18 Çarşamba Şubesi Dil, Edebiyat, T. Ar şubesi Gönterit $. Spor şubesi Halk D. Ve K. Ş. Sosyal yardım » » » » Kitapsaray ve Y. » Müze ve sargiler » günleri saat 17 de. 'Tüberkülos Cemiyetini Kongresi İstanbul Tüberkülos cemiyetinin yıllık kongresi ayın on birinci günü Cağaloğlun- da Etibba odası binasında yapılacaktır. Emgenler — toplanıyor Türkiye Emgen kurumundan: Birliğimizin senelik kongresi 5 nisan 1936 — pazar te İstanbul Halkevinde yapılacaktır. Bütün arkadaj - günü saat 14 ların gelmesini rica ederiz. Yeni Neşriyat ür haftası — Bütün fikir adamları- nin, tanınmış profesör — ve yazıcılarımızın her hafta — yazılarını bir araya - toplıyan bu 'at, edebiyat ve fikir mecmuasının 6 inci sayısı çıkmıştır. Bu sayıda matbuat antolojisine, Aristoya, tiyatroya dair ya - zılar vardır. Altın Savaşı — Maliyeci yazıcılar - dan Francis Delaisinin yazdığı bu para hegemyasına dair kitap Ziraat Bankası muhasiplerinden İsmail Hakkı tarafından türkçeye çevrilmiş ve basılmıştır. Radyo— Haftalık #Radyo Programın mın 9 cu nüshası zengin münderecatla çik- tı. Radyo sahibi okuyucularımızın ihtiyaç- larını tatmin eder. Yeni Adam — 114 üncü sayısında la- TARİHTEN » FIKLRALAR Bir haftalık sadrazam Abdülhamit İngilizlerle — yapılan Kıbrf muahedesine o vakit mecalisi âliyeye mt” mur bulunan mütercim Rüştü Paşanın İti raz etmesi ihtimalini nazarı dikkate alarâf | sadaretle avutmak suretile muahedeyi kef” disine kabul ve tesdik ettirmeği dü, | Kendisini sadrâzam yaptı. Sadaretinin bE şinci gününe tesadüf eden — pazar mecliste muahedenin tasdikıma karar v€ rildi. Çarşamba günü de heyet toplana * j tak mazbatayı mühürledi. Mazbatanın Mi Hacı Mahmut Efendi Babiâliye gönderil ” | di. Rüştü Paşadan mührü hümayun w rak sadaret hariciye nazırı Saffet tevcih olundu Müterciminin işbu yedinci sadareti b süretle bir çarşamba gününden ertesi #f şamba gününe kadar bir hafta sürdü. Rüştü Paşa bu suretle bir hafta içint” * azle uğramasından, ve hassaten kündedii | atlatılmasından dolayı ziyadece müteetil l oldu. Evine dönmek için arabasının bi — zırlanmasını beklediği sırada egayri Si dim, bizim bu seferki sadaretimiz -d:â olmadı, rezalet oldün. diye şikâyet &Ö7 gibi «bir türlü yakamı kurtaramadım, * yın son çarşambasıdır. Müsaade ») da yarın tekrar görüşürüz dedim- is€ tesir ettiremedim. Bir kere kumıhıî"î eve gidip hastalığa vuracaktım. Ne çart | bir elimi bırakıp öbürünü tuttu. Sen '524 lesin, böylesin. Detvletin hüyacı old bir zamanda sadareti reddetmek mı diyerek yakamı salıvermedi» dedi Mütercimin bu şikâyeti doğrudan ruya Abdülhamiddendi. ge | Mehmet ıı-“/ müil Hakkı, Dr. İzzettin Şadan, Cami, 5';,’ y Nuri İleri,Kerim Sadi, Dr. Funt Sabit. | ğan Hüsnü, V. G. in yazıları vardır. Yeni Adam bu sayıdan itibaren Marxın «Kapitalw inin hülâsasını ilâve bek veriyor. , aa ALü S İN hürlenme işi biter - bitmez gidiş müdüf Öğtü çit | Fiatlar: Beypazarı, Sivrihisar mak |ef fak partiler halinde kilosu 100 kuruş |*v dan fazla iş olmamakta 45 - 46 - kut || ketimizde tetkikatta bulunmak üzert. ğ Fiatlarda geçen haftaya nazaran bir de“ |'ü 20 |öyel yasayı birdenbire durdurmuş ve alı * h |