—8 Sayfa f ğşgeniz in Köşedeki sedirde kenara büzülmüş sahiden bir genç kız vardı Hasan ağanın kamarasına bu ka- maranın diğer bir kapısından da gi- riliyordu. Başından vezir kavuğunu, sırtın- | dan da samur kürkü çıkardı. Kâh - Kadircan Kaflı <düü> 3 /3/936 ulm ki örtüyü çekti. Saçları da meydana çıktı. 'SON POSTA: RADYO Bu Akşamki Program İSTANBUL | 17: Üniversiteden nakil, İnkılâp dersi. Recep Peker tarafından. 18: — Muhtelif plâklar. 19: Haberler. 19.15: Vokal mu siki (plâk). 20: Muhtelif sololar (plâk). ' |20.30: Stüdyo orkeştraları. 21.30: Son haberler . Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile - cektir. BÜKREŞ 12,30-15,10; Plâk ve haberler, 18,15: Radyo orkestrası, 20,15: Plâk (Aşk şar - CİSİ bir Lâla Mustafa şimdi sevinçle gül- yasının kavuk ve cübbelerinden bi-| müştü. kıları), 21.10: Konferans, 21,30: Viyana rini giydi. Akdeniz 05: Rumen şarkıları, 22.45: O- Hasan ağa ona kapıyı açtı. İncist iziği, 23,20: Diniku orkestrası. İkisi de bitişik kamaraya girdiler. Lâla Mustafa Paşa titrek bir be- zir yağı kandilile aydınlanan ka - maraya göz gezdirdi. Köşedeki se- dirde sahiden bir genç kız vardı. Pa- şayı o da görmüştü ve birdenbire böyle beklemediği bir yerden, tanı-| madığı birisinin çıkması onu ürküt- | müş olacaktı. Hasan ağa ona yürüdü: | — Kızım, çekinme... Vezir Pa - şanın kâhyasıdır. Senin dediklerini ona anlattım. Dilediğini yapacak o- lan odur. Yüzünü aç ta görsün... Derdini ağzından dinlemek istiyor.. Dedi. İncinin Acıklı ' Hikâyesi Fakat İnci yüzünü hemen açmı - yordu. Bununla beraber onun elleri, göz- leri, kaşları, alnı ve tek tük görünen kumral saçları bile güzelliği hak - kında bir fikir veriyordu. Lâla Mustafa Paşa kendi kendine şöyle düşündü: — Bizim marsığın sanırım ki hak- ikı var. Görünüşe bakılırsa... Şimdi genç kızın boyunu bosunu gözden geçiriyordu. Ona yaklaştı ve tatlı bir sesle: — Kızım, aç yüzünü de büsbütün göreyim, senin baban yerindeyim. Hem, başından geçenleri de kendi ağzından dinlemek isterim. Dedi. Genç kız yüzünü büsbütün aç - mamakta ısrar ediyordu. Yalnız, heyecanlı bir sesle yal - vara yalvara kendi hikâyesini kısa- ca anlattı. O, kendisinin bir an ön- ce Durmuş reise götürülmesini isti- yordu. Halbuki ©o zamana kadar Durmuş rcisin Rodosa geldiğine dair bir haber de alınmamıştı. Za - Çünkü genç kız sahiden ve umdu- ğgundan çok daha güzeldi. O da bu kadar güzel bir kızı hiç görmemişti. Bu sahiden bir (Dürrü Naz), ya- hut bir (Akdeniz İncisi) idi. Çünkü onu Akdenizde bulmuştu. Öz türk- çe ad koymak moda olsaydı Lâla| Mustafa Paşa her halde bundan başkasını kabul etmezdi. Genç kızın başının ve yüzünün a- çıklığı bir saniye bile sürmemişti. O da ileriye atılmış ve Lâla Mus- tafa Paşanın elindeki örtüyü kapıp almak istemişti. Lükin çabuk dav - ranamamıştı. Vezir Paşa şimdi alaylı alaylı gü- 18: Çingene müziği, 19: Sözler, 19,30: Piyano - garkı, 20: Konferana, 20,40: Er- nest Dohnanyi idaresinde Budapeşte fil - harmonisi (Brahıns, Mozart, Rekai).22,05 Plâk, 24,25: Cazbant. VARŞOVA 16,30: Hafif müzik, 17,15: Senfonik konser, (plâk), 18.20: Sopran sesle düo konseti, 19: Salon triyo koönseri, 19,30: Mektep korosu, 19,40: Mühtelif, 21,30: MOSKOVA 18,30: Dinleyicilerin istedikleri konser, 19,153 Amatör amele için konset, 23,05: BERLİN 17: Hafif müzik, 19: Muhtelif orkestra- lar tarafından karışık konser, 20,45: Ak« tüalite, 21,10: Ev müziği, 23: Haberler, 23,30: Gece müz: VİYANA 18,10: Plâk, 19; Sözler, 20: Haberler, 20,10: Kadın saati, 20,20: Sayahat hatıra- ları, 21: Kuartet könseri, 22: Berhard Paumvartner'in idaresinde senfonik konser, 23: Haberler, 23,10: Holzer radyo orkes- trası, 24,15: Hafif müzik. PRAG 17,10: Hafif mözik, 18: Muhtelif, 18,40 Şarkılar, 19,10: Almanca neşriyat, 19,25: lümsüyordu. — Ne yapsan elimdesin!. Demek istiyordu. Hasan ağa bir kenara sinmiş, el- lerini uğuşturuyordu. Hem sevin - diği, hem de korktuğu anlaşılıyor - du. Çünkü vezirin, kendisine çirkin | kız verilmesi kadar böyle hırçın ve H WC.I""MW'“' MN e isinirli kızların verilmesine de kız - îSTîlığîll;. dığını biliyordu. 18 : Opera (plâk), 19: Haberler, 19,15: Genç kız bu sefer: Mühtelif plâklar, 20: Triyo (stüdyo sa- — Ver örtümü? natkârları tarafından) — hafif — parçalar, 20.,30: Stüdyo orkestraları, haberler. Diye Lâla Mustafa Paşaya saldır- 21,30: Son dı: olmamıştı. Yaklaşınca da onu kol -| larından tutmak istemişti. Verem teşhisinde; ten henüz bir sancak beyi filân da olmadığı için Paşanın gözüne ve kulağına lâyık olduğu kadar kuv - vetle çarpacak derecede tanınmış değildi. Usla ş Ol.. Lâla Mustafa Paşa onu biraz da- ha açmak ve konuşmasımı da din - lemek için böyle söylemişti. Lâkin genç kızın hâlâ yüzünü açmama - sına bayağı canı sıkılmıştı. Elini u- zattı: — İndir örtüyü, kızım. Rahat ko- nuşamıyorsun. Sözlerin iyi anlaşıl- mıyor, dedi. Kendi elile örtüyü indirmek is - tedi. Lâkin 'genç kız bir adım geri çe - kildi: — Bana dokunmayın, beni Dur- muş reise gönderin!.. Diye sert bir sesle söyledi. Lâla Mustafanın kaşları birden - bire çatıldı: — Uslu ol... Yoksa!... Diye homurdanır gibi söylendi. — Bana ilişmeyin... Şimdi bağı- rırım. Vezir paşaya söylerim si: Sizin yaptığınızı bilmiş olsa!.. durarak bir çuvala koyduracağını, | Lâls Mustafa gülümsedi. Ayni za- mand> senç kızın üstüne doğru yü-|lıyarak denize attıracağını sanmıştı. — rüyerek irdenbire onun yüzünde- K oĞi Lâkin o anda nasıl oldu da İıı;kıı Rontgen muayenesinin yer, yekğiai v yuvarlanmadı?.. || Kiymet ve ehemmiyeti £ Ş Yirmi iki yaşında bir mektep talebesi Bir tokat... sağ taraf kaburgâ kemikleri altında bir Lâla Mustafa Paşanın yanağında || kaç gece evvel ansızın gelen ve nefes bir tokat şaklasın?... alırken yetinden ciğeti kopanlacak gi- Mizilal, “Gldişüden TGeğil de |i H idası sddetli alalardan; giliyet ışıktan örülmüş kadar güzel ve se- vimli ellerin attığı bir tokat... Lâla Mustafa Paşanın gözleri dön- Belden yukarı kısmındaki elbiselerini soydurdum. Ve muayeneye başladım, Sağ omuzdan itibaren kaideye doğru dü. omuz kemiğinin alt boşluğu içeriye 5 eli ae doğru çökmüştü. Sola nazaran bu fark Örtü elinden düştü. (ralli) derhal nazanı dikkatimi celbet- Yüzünü avuçladı. ti. Ciğerlerini dinledim. Hali tabilye na- Bir tokat ha!.. zaran bir değişiklik vardı. Rontgen muayenesinde: Sağ zervede köptücük kemiği altında on kuruşluk cesametinde bir (kaderni) boşluk mevcuttu. Kaidede tekemmüş lekeleri görünüyordu. Eski bir zatül - cenp geçirdiği anlaşılan bu gençte bal- gam muayenesi de (basil dokoh) müs- bet görüldü. Hastayı Erenköy Hilâli - ahmer sanatoryomuna yatırdık. Pnö- motoraka yapıldı. Fiyevriler düşmeğe, balgam azalmağa ve hastanın umumi halinde bariz bir salâh görünmeğe baş- ladı. Karilerime en mühim tavsiyem olsun: Bünyede zafiyet, ornuz ve arkada ağrı ve umumi zaaf ve kesiklik olduğu za- manlarda, bazan da devamlı bronşit vak'alarında mutlak muayene olurken röntgen muayenesini de ihmal etmeyi- niz. Vaktinde yapılacak tedavi haya « tınızı kurtarabilir Hem de bir kızdan... Bir kızdan bir vezir tokat yesin? O vezir ki yüzlerce geminin, bin- lerce insanın hayatını bir tek işare- tile uzatır veya kısaltır, yahut yok edebilirdi. Lâkin genç kız şimdi bile güzel- di. Örtüyü alarak başına örtüşü, gözlerinden başka yüzünün her ta- rafını kapayışı, sonra çekine çekine gerileyişi de birer güzellik taşıyor- | du. Hasan ağa o dakikada Lâla Muz- tafa Paşanın ellerini birbirine vu - rarak: — Cellât!... Diye bağıracağını ve bu kızı boğ-| sonra çuvala da bir taş parçası bıi-1 hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar BUDAPEŞTE | Saat 22 den sonma ol ji d — Sizi vezire şikâyet edeceğim. | gazetelere mahsus İııvîi"::dıeırııiıi.l:;?l:ıî Ömer Besim gösteren Kasımpaşa yaptığı bir #” ÜN Töyüüğinel ancak / Kütirer. < Je | soktiri Galatasaraylıların toplantısı 'le maçı 1 - O kazanmıştır. Vezirin Yüzünde Galatasaray klübü dün klüp mer- Almanlar — İspanyollari Patlıyan Tokat Bir Doktorun kezinde senelik kongresi için bir top Yendiler Lâla Mustafa Paşa bu hırçın kı -|| Günlük Pazartesi lını;q_yııımunr- bi g Alm::yı - İspanya milli .. âzamname üzerinde — yapılan|rı Barslon" u zın kendisine yaklaşmasına engel | Notlarından — (*) bir çokTünadlkme benüz' nf edik İi ğ ::q':.!:"l:d: —ei aa (*) Bu notları kesip saklayınız, ya- ( Arkası var ) || bir daktor gibi imdadınıza yetişebilir. Kros Kantri şampiyonasının dördüncü müsabakası için hazırlık yapılıyor ün ikinci küme nuçıarında Kasımpaşa Feneryılma? | AlnnorduBDîğî)ıısgogu î;endiic ıl'âıîıagı'.imırük.le eylerbeyi berabere kaldılar İstanbul Kros Kantri şampiyona-| Mart Cumartesi gününe bırakı sının dördüncü müsabakası gelecek | tır. Spor ve idare işlerine dair 43 hafta Heybeli adada yapılacaktır. makta olan nizamname tadilâtı " | Bu güne kadar yapılan üç müsa- zerinde uzun ve faydalı mün bakada dikkate şayan bir alâka "'l'dlll sonra toplantıya nihayet gösteren atletlerimiz, sonu — yakla-| rilmiştir. şan bu kır koşularına daha - olgun Klüp idaresiyle, S işleri ve:dabü. yakın bir alâkü te bağlan|misenk; kana' " ru demiz ' VE Tni badikena ai dirlar. [kıpıınlırı spor işlerini re'sen id : deki edeceklerdir. Son yapılan Veliefendideki mü- tü Kçabakada büyük bir müşkülât için- İkinci Küme Maçları —| de yarışmağa mecbur kalan atletler, | — İstanbul lik 'a:npıyon_uı Ş Felkcek batta Hopbak' öduda - dala | Ka meclarımn e TAR büyük bir güçlük içinde müsabaka (©f stadromanda darem <o yapmak zorunda kalacaklardır. M şmf, .udmd._ WY“ ST " lordu, Doğanspor, ikinci küme Senelerden beri Şişli ile Hürri- 1 ilk d VÜİ l K K Ğİt larının i! levresi nil yeti ebediye yolu üzerinde ezberlen- bölğtir miş bir sahada lmşı“ koşa tanıdıkla- Bütün saçöiğiaşinde ll ri yolun bütün muıküliişm' orlı—wıeı oynamış olan Doğanspor IM dın kaldırmış olan ılleıtlmx_ııız Hey- devrede bir gol daha yemiş ve ©! beli ada yolunda bayli çekişecekler' ,, 2 . 1 Altınordu takımı kazi ve belki de hayatlarının en unutul- | tır, maz bir yarışını yapmış olacaklar- Karagümrükle Beylerbeyi dır. Berabere Kaldılar, Daha bidayette yokuş çıkmakla Şeref stadyomunda yapılan başlayacak olan müsabaka bir müd-|ci küme lik maçlarından |det böyle devam edecek, iki bin rük, Beylerbeyi arasındaki mü metrelik bir yoldan sonra da mühim 'ka da sıfır sıfıra bitmiştir . bir yamaç fırmanmak - suretile u- Karagümrük takımı mü zun müddet sürüp gidecektir. da daha hâkim bir oyun göstet Dere, hendek ve bayırın envaını | tir. bir arada toplamış olan Heybeli koa- şusu her çeşit müşkülâtile tam bir Kros Kantri olacaktır. Bu çetin yol jnihayetinde müsabakayı kazanan |da mevsimin en parlak yarışların- dan birinin galibi ilân edilecektir. Kasımpaşa Feneryılmazı — | Yendi Fi Taksim stadyomunda yapılaâf / kinci küme lik maçlarından olan " / bi neryılmaz » Kasımpaşa arasınd” müsabaka çok hararetli olmi Nisbeten daha hâkim bir miş olmaması üzerine toplantı 14 |zanmıştır. Eski Başbaka LavaldanBeklemediğimi Bir Münasebetsizlik (Baş tarafı 1 inci yüzde) — Ben Türk değilim, Auvet — On veut faire de moi une tete yım demek suretiyle hatasının de Turc, on s'est trompö de nationa- / derecesini bir kat daha arttırmifr Bıiiııı!ıııiıpıı'l'ııe..lııâı Au-'kabili müdafaa tarafını bu vergnat' ) 7 L | * Fransız panayır yerlerinde çocuk -| ları eğlendirmek için kullanılan bir ne göre bir rakam kaydeder, İbreyi en son rakama kadar ilene de mü- kâfat verilir. İşte «Türk kafası» bu âlete verilen isimdir. Bu mütemadiyen yumruk — yiyen tahta kafa bir vakitler Fransızları! Türkleri inatçı, hakikati kabul etmez diye tanımış olmalarının bir neticesi olarak bu adı almıştır. * Eski Fransız baş vekilini, her Tür - kü inciteceğine şüphe olmıyan bu ta- biri, kasten, vereceği neticeyi tahmin 'nükteye satmaya kalkışan ederek kullanmış olmakla itham e-|bir Fransız diplomatı decek değiliz. Fransız diline nasılsa| Piyer Lavaldan düştüi girmiş bir tabirdir, ve öylece eski baş|hih etmesini bekliyor ve butU, il bakanın diline gelivermiştir. Fakat |ğumuz için şimdilik bu kadât Laval bu tabirin sonunda: ediyoruz. R nuşmasıdır. N Koca bir milletin sempat! |.