Hergün Hususi Fabrika Ve Hükümet Fabrikaları Sovyet - Fransız Paktı Hususi Fabrikalar Ve Hükümet Fabrikaları ün bir kumaş dokutmak için İstan- bulda küçük bir fabrikaya — gittik. -— Bir hanın üst katına yerleşmiş küçük — bir fabrika. İçeri girdiğimiz zaman gözlerimiz karardı. Pis, göz gözü görmiyen karanlık — Ve rutübetli bir yer. İki üç tezgâh kurul - — muş. Odanın içi yaş boya kokusu ile ta - —hammül edilmez bir hal almış. Renkleri so- luk, bir kaç erkek, iki üç kız işçi, ve on — yaşlarında bir iki kız çırak var. Derhal odanın tâ köşesine ilişen camları kararmış pencereyi açtırdık. Ön dakika - dan fazla tahammül edemedik. İşimizi bi- türmeği beklemeden çıktık. © Bu çocuklar buraya sabah saat sekizde vgelir, akşam yedide çıkarlarmış.- Öğle ye- meklerini bu pis oda içinde — yiyorlarmış. Aldıkları gündelik elli kuruşu geçmiyor - muş. Bu küçük fabrika, insanların değil, hay- O yanların bile tahammül edemiyeceği bir yer. * Dünkü gazetelerde okudum. Kayseride kurulan büyük — kombinada — işçiler havadar ve güneşli salonlarda ça - — kşyorlarmış. Fabrikanın ayrıca işçiler için — #por teşkilâtı, içtimal yardım tesisatı, bir “döktorun nezareti altında çalışan bir re - viri vardır. — Yalnız Kayseri kombinasında değil, bü- tün devlet fabrikalarında çalışma şartları hususi fabrikalardaki ile kıyas edilemiye - — cek kadar iyidir. i * Hususi fabrikalar üzerinde devletin mü- gakabe ve kontrol hakkı vardır. İşçilerin galıştıkları yerlerin sihhi vaziyeti ve çalış- ma şartlarını tesbit eden bir de sıhhat ka - unu mevcuttur. Esaslı bir koantrol yapılsa sıhhat kanunu karşısında ayakta durabi - ek husus? fabrika ve atelye pek azdır. Fakat sanayü himaye etmek endişesi, yurt- taşların sıhhatlerini korumak endişesinden daha fazla olmamalıdır. Hükümet kendi fabrikalarında tatbikini zaruri ve lüzumlu — gördüğü sıhhat ve çalışma şartlarını hususi fabrikalara da kabul ettirmeli ve sıhhat ka- Bununun tatbikna itina etmelidir. * ç Sovyet - Fransız Paktı JA vrura siyasa Gleminde mühim bir hüdise. Nihayet Fransa ile Sovyet- arasında hazırlanan karşılıklı yardım paktı Fransız meclisince tasdik edilmiş bu- « Bu paktın doğuracağı neticelerin — bir tsmına şimdiden tahmin edebiliriz: Bu paktı Sovyet - Romanya ve Sovyet - ekoslovakya pakti takip edecektir. Bu retle Almanya etrafında büyük bir çen- çevrilmiş olacaktır. vermesi kararlaşmıştır. Almanya, Fransız - Sovyet ni Lokarno — muahedesine paktının muhalif unduğunu ilân etmiş ve bu pakt imza — Binaenaleyh Avrupada yeni ve mühim bâdiselere intizar olunabilir. / Hâdiseler Karşısında: Büyük facladan sonra — Frenler müayene edilmiş; sapasağlam- ışlar.. Olur iy değil; tramvay parça parça luyor da frenler nasıl sağlam — kalıyor) lamam | * p iıı Bülendin iki musramnt tahrif ede - ;SON POSTA Resimli Makale Sözün Kısası Eli bıçaklı E. Ekrem-Talu E srar içtiği ve haşarılık ettiği için n ü mektepten kovulan bir - talebe n g VKİ YŞ T İzmirde, mektebin müdür muavini ile YN A : y | | bir hademesini yaraladı.. E Mi j T hj Bundan iki gün sonra, İstanbulda Erkek kadının yaptığı mahlüktur. Zayıf tarafını tamamlar. Ona annelik, arkadaşlık ve hâmilik eder. 'yine bir başka talebe, tenbelliğini tene Erkek evde hâkim görünür. Fakat o her vakit bir anne şefkat ve | Hasta bir erkek sevdiği bir kadının şefkat ve himayesi altında kit eden muallimini tokatladı. himayesine muhtaçtır. Erkeğin bu ihtiyacını bilen kadın — onun | daha çabuk şifa bulur. Hasta bakıcıların kadın olması da erkeğin| — Bu hâdiseler ilk değildir. Son za« rebşin fotetisnin vrrim Görenmiş demekili, Erkek bayut ğ <|Le. Hilrecam daha İyl Sevea WEeGiesi ve peflşti Kü 4N İ manlarda bapfaclalar. bir kaç defaştiein e Ü ."lâo&ğ.:l gası içinde kendisi ile uğraşmıya vakit bulamaz. Kadın onun bu sö Senelerce kendini Astığı halde Ölmeyen adam Parisin bütün toplayan Montmartre'i çenlerde — orada — şarkıcılık — edenler, bir zamanlar pek — meşhur. — olan «Mac - Nalo Maslubi» ismindeki şarkının levriyesini tes'it — etmişlerdir. imi yaparken şarkıyı ayni za- manda gözlerde tecessüm ettirmek mak - sadile, ufak bir piyes vücude getirmişler, hem söylemişler, ve hem de oynamışlar- dir. Şarkıda mevzuubahs - olan komiser, jiandarmalar, ağlayan akrabalar, ve Mas- lup ta gösterilmiştir. Fakat tam maslubu ipe taktıkları zaman, yanlış bir manevra yüzünden, aktör hakikaten asılı kalmış ve büyük bir tehlike geçirmiştir. Bundan bahseden Fransız gazeteleri di- yorlar ki: «Bundan — elli sene evvel, Montmar - ter'in başka bir barında acaip bir adam her akşam bulunduğu yerde kendisini ipe çekiyor.. Ayaklarını iskemleden — kesiyor, yüzü asılan bir adamın çehresinde gözü - ken bütün ihtilâçları belirtiyor, damarları firliyor, yüzündeki adeleler sıkışıyor, ba- cak ve kollan geriliyordu. Simdon Aigüer isminde olan bu adam böylece başkalarının on defa boğulup gi- decekleri kadar uzun bir müddet ipte sal- lanıyordu. Bundan sonra — maslubun bir işareti Üzerine ayağının altına iskemle konuyor; ve Simdon da hiç bir şey olmamış - gibi, herkesin mütehayyir gözleri önünde aşağı inerek içkisini yuvarlıyordu. İşte bu adam böylece kendini senelerce astıklan sonra, ömrünün sonuna kadar kifayet edecek ufak bir servet toplamış, doğduğu köye çekilmiş ve rahat rahat ya- şarken, günün birinde nezften, veya kan boğmasından değil pisipisine — zatürreeye yakalanarak, gözlerini hayata kapamıştır. Nevjma şahsına münhasır olan bu ada- min marileti acaba ne idi? — Bir hiyleye başvuruyor mu idi? Bunu merak edenler öldükten sonra etopsi yapılmasını istemiş- lerse de ailesi mümanaat ettiği için adamın eğlencelerini bir araya herkes bilir, ge - «Raylar lisana gelse de anlatsa hepsini; «Ölmüş olan dirilse de nakletse geçmişi.» * Bir arkadaşımız da: Bir (yayalık grevi) ilân etmeliyiz, di - yor. Bu diyardan gitmiye lüzum yok, bu de- veyi iyi güdelim! Kâf. * Kaza hakkında bir çok kişi havadis ver- di. Gene kaza hakkında bir çok kişi rapor verdi. Fakat zavallı Niyaziye kanını vermiye .| ancak bir tek kişi razı oldu. Bu tek kişi de | beşik. bir kadındı. a İmset fını yazıyor: haykırıyor. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Son Posta Berlin olimpiyatlarına gitmemizin doğru olmadı- — Sondan birinci olmağa niçin bu kadar teşneyiz — diye Dün bir genç sporcu ile konuşuyorduk. 6 - 7 sene — evvel Türkiyede bir kaç rekor yapmış, fakat o zamandan beri hiç bir canlılık gösterememiş olan bu genç sporcu bize yalvardı: İSTER İNAN İSTER İNANMA! keri içindir. Erkeğinizi kazanmak istiyorsanız ona annelik ediniz. ARASINDA cm' Rumen adliye Nezaretine “ Teres!.. » Aciz kondu Bükreşten bildirildiğine göre bir uçak Abdülhamidin bir İzzet Paşası var- Ü LAĞi lÇi dı. Bir çok valiliklerde bulunmuştu. süpürücüsü devlet dnirelerinde iş yapar- e ğ . | ten düşüp sakatlanması üzerine mahke « Dürüst, fakat buna mukabil sert, asa - İ ÜND Gdemidi Müalcdee eat çöb < | AA İ AĞN KOGE salihe karşı daima bağırarak, söverek | |Pulunmuş ve davayı kazanmış, Lâkin hi muamele ederdi. En çok kullandığı kü- ümet bu tazminatı bir türlü vermek iste- Kir de «Teresl.» ti. İmediğinden, uçak süpürücüsü, adliye na- Paşa Erzurum valiliğinden mazul ©- | | Tnın odasında bulunan 3000 frank kıy- lunca İstanbula gelmiş, Edirne valili - | | metinde, muhtelif eşya ve halılara haciz ğini eline geçirmişti. Bunun üzerine vüzettirmiştir. saraya gidip Abdülhamide arzı şükran etmek istemişti . Abdülhamit kendisini iltifatla karşıladı, oturttu. Hoş beşten sonra İzzet Paşaya takılmak için: — Paşa hazretleri, siz - kızdığınız zaman önünüze gelene karşı ekseriya «Tereso tabirini — kullanıyormuşsunuz, * Sekizinci Edvar ve Şarlo İngilterenin yeni kralı sekizinci Edvar ile Şarlo, bir kaç sene evvel Fransada kar- pılaşmışlardır. O zaman Prens Dogal olan kral, elini Şarloya uzatmış, bundan pek doğra mu?. dedi. mütehassis olan Şarlo: Paşa ezildi. büzüldü, hiddetini güç — Küçükken rTüyamda, bir kral veya hal ile saklıyarak: oğlu ile konuşmak istemiştim. Rüyam haki- — Bunu da efendimize hangi teres yelişlirmiş?.. dedi. kat oldu, demiş. Velihat ta şöyle mukabelede bulunmuş: — Ben de umumi harbin ilk senele - rinde bir gece Fransız karargâhında fi- limlerinizi seyretmiş, sizi rüyamda görmüş ve tanışmak istemiştim. Benim de rüyam hakikat oldu. BULMACA * Serseri tablo Amerikanın nefis sanatlar departmanı 1899 yılında Fransada meşhur ressam Mil- Tenin Angelus adını taşıyan tablosunu sa- tn almıştı. Bu tablo © zamandanberi A- merikanın hiç bir müzesine yerleşememiş- tir. Şehirden şehire yersiz yurtsuz bir ser- seri gibi dolaşmaktadır. Bunun sebebi A- merikalıları sukutu hayale uğratmış olma- sıdır. Zira Amerikalılar yüz binlerce dolar — Tebdil etme. 2 — Erkek. 3 — No-| vererek aldıkları bu eseri muazzam bir ta, geçmiş aaman. 4' — Piyangedün çı-|İtablo seniyorlardk. Halbeki b eserkibo: kar, 5 — Tekdir. 6 — Sulu maden, en|Yu 55, eni de 66 santimden ibarettir. büyük gölümüz. 7 — Müvazensi Maiyat * Kanununu bulan Yunanlı. 8& — Eski Yu- nanistanda yaşayan Türkler, dümanın bı-| 17 Sene sonra tutulan sulkastçı raktığı. 9 — Geri değil, nota. 10 — Tren| Umumi harpten sonra sulh müzakere - diziek, yaşlı lerinin hararetle devam ettiği sırada bir Yukardı üyes gün Franklin sakağında bir adam Kle - V— Madencilik san'ati. 2 — Bir mey: | Münsenun otomobilinin arkasına / sıçramış va, nota. 3 — Şayia. 4 — Mektupların |"* Samdan içeri ateş etmişti. Soğukkanlı. altına atılır. namus, Misırlilarin bir. ma- | 'ğini muhafaza eden Klemanso biraz yana budu. 5 — Su, Ozan. 6 — Kirliliğin akai İ *ülmek suretile muhakkak bir ölümden 7 — Elin içi, üzerinde yemek yenir. 8 —| kurtulmuş, kurşun ciğerine saplanmış ve Tahsis edilmiş manasına gelen Frenkçe| ölünceye kadar orada kalmıştır. isim. 9 — Hünlerin kralı. 10 — Çiğne,| — Suikastten sonra nam ve mişânını orta- bin kilo, fil. dan silmiye muvaffak olan sulkastçi (Cot- Dünkü bulmacanın balli tin) i aradan |7 sene gibi uzun bir zaman 1 — Azap,kamara. 2 — Otobüs, naz, |geçtikten sonra kıskançlık saikasile karısı 3 — Rezil, kaza. 4 — Adalar. 5— Halk.(ele vrmiştir. tak. 6 — Kınk. 7 Zarar. 8 — Tutar, nur, 9 — Aş, kireç. 10 — Laal, aç. 11 — su, |li. 4 — Yüz, zaman. 5 — Bin, kar. 6 — Külâh, kap. 7 — As, kabile. 8& — Katır. Yukardan aşağıya: 9 — Analar, ne. 10 — Razaki, uçak. | — Hasta. 2 — Zor, ushu. 3 — Ateş-İT1 — Azar, kır. — Bırakm allahaşkına şu neşriyatı. Zararı bize dokunacak bunun. Sorduk: Biz oraya gezmeğe, Avrupa görmeğe gidiyoruz. Maç yapmağa gitmiyoruz ki bu kadar gürültü yapmağa hakkınız olsun. ——;.r:,—ı.m—-ew-'f* T üste tekerrür etmiştir. Facia diyorum: Zira, ilk bakışta alelâde birer zabıta vak'ası gibi görü- nen bu hâdiseler, bir mektep talebesi- nin elinden, kendisine irfan ve fazis let telkin eden bir adama karşı irtikâp edilmiş olunca onlara başka bir ad ve- rTemem. * Türk an'anesi, Türk şuuru, mek- tep muallimine ana ve babadan üstün bir mevki vermiştir. Çünkü Türkün indinde irfan, hayattan daha yüksek, daha kıymetli bir nimettir! Bu hakikati bu günkü gençlik ma« alesef biraz anlamanaş gibi görünü- yor, Kabahat kimde? Şüphesiz ki genç- liğin kendinde değildir. Bu kabahati onu yetiştirmekte biraz lâübali, biraz mübalâtsız davranmış olan sosyetede aramak lâzım gelir. Evet: Gençliğe, velinimet irfanlarına karşı saygı telkin edememiş olan bizleriz. Harbi umumtden sonra - edindiği- miz fena huylardan her şeyi ulu orta tenkit etmek hassasını — maarifimize, mekteplerimize, muallimlerimize — ka- dar teşmil ederken biraz daha dikkatli, daha insaflı davranmamız lâzım gelir- di. Buna dikkat etmedik. Evlâtlarımı- zan kusurlarını, tenbelliklerini, haylaz- hık ve haşarılıklarını mektep idarelerine ve muallimlere yükletmek, çocukları- mızı bunlara karşı körü körüne ve da« ima müdafaa etmek bizlere kolay gel di ve makul göründü. Mektebin, sosyetenin de temeli olan disiplinin ilk kaynağı olduğunu ve yi- ne disiplinin münakaşaya, muhakeme- ye sığmaz fakat o derecede de elzem bir bulunduğunu hatırlamadık. r:ı,ı bugün bunun acısını çekiyos rüz. Eli bıçaklı talebe, eli gevşek ana babanın mahsulüdür. SYN L AA A Biliyor Musunuz? ——— İ 1 — Naima kimin emrile katledilmiştir?! 2 — Himalâya dağlarının en yüksek tepesinin adı nedir? 3 — Sivas vilâyetinin nüfusu ne ka « gdardır? 4 — En eski tarihi hangi millet yazmış trdu $ — İlk atlı arabayı kim yapmıştır? (Cevapları Yarın) * (Dünkü Suallerin Cevapları) 1 — Cep saati 1516 yılında icat edil - 2 — İstanbul 1452 yılında zaptedil « miştir. 3 — Çeşme vak'ası 1770 yılında Rus donanmasının İngilizlerden gördüğü yar- dım neticesinde Çeşmede — donanmamızı mahvetmesi hâdisesidir. 4 — Denizde dünyanın en kuvvetli üç devleti sıra ile İngiltere, Amerika, Japon * yadır. 5 — Fransız kralı 16 ncı Lüi idam e& dilirken: Bana fenalık edenleri affediye- Tüm, demiştir. —ei Özlü Sözler: Bazı insanlar en sevdikleri arkadaşlarır nın küçülmesini ister, Lord Chesterfield Bazı lekeler diğerlerinden daha çok kae- habilir; fakat hiç biri ebedi değildir. Newman Göze çarpan âdetler kötü âdetlerdir. Robert Hall Sanatın mükemmelliği sanatı saklamak- — Guintilian