8 -Sayfa —<— kdeniz incisi x —| Ö Yazan : Kadircan Kaflı <at 24/2/936 aa Ğ —— İnci; Durmuş Reisin gemisini tanıyacak gibi etrafa bakıyordu İnci, gemicilere söz anlatamıya - cağını, zaten orada sözü geçen a - damın da Hasan ağa olduğunu he - men anlamıştı. Bunun için onun ya- nına daha çok yaklaşmıştı. Hasan ağa da genç kızı elinden tutmuştu. Bu sırada kendi kendine şöyle düşündü: — Doğrusu böyle güzel bir kız sa- raydan çok benim devletlüya lâ - yıktır. Tatlılıkla oraya kadar götü- rüp te bir göstersem, eminim ki bir daha bırakmaz. Genç kıza döndü: — Ben vezir Mustafa Paşanın haremağasıyım. Seni onun gemisi- ne götüreceğim. Başından geçenleri de anlatırım. Senin dilediğini he - men yapar. Yalnız orada da böyle telâş filân etmemeli, Uslu durmalı. Benim dediklerimden çıkar da bir gürültü çıkarırsan onu kızdırırsın. Bilesin ki bütün donanma ve asx - ker, bütün Anadolu ve Rumeli şim- di onun emrindedir. Seni dilerse kuş kanadına bindirir de babana gön - derir. Hasan ağa hiç nişanlıdan bahset- miyordu. Halbuki İnci babası kadar nişanlısını da merak ediyordu. A - caba ne olmuştu? Sağ mı idi? Şimdi nerede idi? Bütün bunları Durmuş reisten haber alacaktı. Kendisini tutamadı: — Durmuş reis nerede? Burada değil mi? Diye sordu. — Bilmiyorum kızım. Bunların hepsini Lâla Mustafa Paşa - bilir. Durmuş reisi de hemen buraya ge - tirtir. Daha ne istiyorsun? Öyle ya, daha ne istiyebilirdi? Hasan ağa doğru söylüyordu. Güzeller Güzeli Bir Kız Esirler çıkarılmışlardı. Hasan a- ga İncinin elinden tuttu: — Haydi, benimle gel... Göre - ceksin ki seni onlarla beraber gön- dermiyeceğim. Geminin güvertesine çıktılar. Hasan ağa gardiyanbaşıya Muh- sin ağanın kalyonunu uzaktan gös - terdi. Esirleri almış olan iki kırlan- giç oraya doğru uzaklaşırken o da İnci ile birlikte Lâla Mustafa Paşa- nın gemisinin sandalına bindi. Şo - luk Mehmedin gemisinden ayrıldı- lar. İnci, geminin alt katından çıkar- ken yüzünü büsbütün örtmüş bulu- nuyordu. Bunun için onun güzeller güzeli bir kız olduğunu herkes gö- remedi. Lâkin güzel bir vücudu ol - duğu yürüyüşünden belli oluyordu. Gardiyanlar onun türkçe konuştu - ğunu duymuşlar ve Türk olduğunu, adının da İnci olduğunu Hasan ağa ile konuşurken duymuşlardı. Gü - vertede arkadaşlarına fısıldamış ol- malılar ki leventler arasında yavaş :.ıle şöyle konuşulduğu duyuluyor- a: — Nişanlısı Durmuş reisin ge - misinde levent imiş. — Talihi varmış ta bizim elimize geçmiş!.. — Yoksa bir daha nişanlısını ve- ya babâsını değil ya, her hangi bir Türkün kavuğunu bile görmezdi. — Pek güzel olduğunu duydum. Lâla Mustafa Paşanın hoşuna gi - derse?.. İnchin kalbi heyecanla çarpıyor- du. Artık kendisini kurtulmuş bili - yordu. Hattâ ortalığı © kadar toz penbe görüyordu ki Durmuş reisin gemisinin limanda olduğunu samı- yor, onu şimdiye kadar hiç görme- diği halde hemen tanıyacakmış gi- bi etrafa bakınıyordu. Halbuki limanı tıklım tıklım dol- duran bu üç yüze yakın geminin içinde onu tanısa bile hemen bul - mıya imkân var mıydı? Yalçın ve yüksek Rodos kalesinin önünü baştan başa dalsız ve yap - raksız bir orman haline getiren yüz- diyordu. * li Bir gece savaşı... Rodosun lodos tarafında cenup- rak uzanan Kepre adası bulunmak- çük Saria adası vardır. Ve bu iki a- da daracık bir boğaz ile ayrılmak- tadır. Dum Dum Memi rcis minimini Stakida adalarını geçtikten sonra ufukta ve ince bir sis halinde Kep- re ile Saira adalarını görmüştü. Ve- nedik gemisi de ufukta ve boğaza doğru bütün hızile uzaklaşıyordu. Memi reis kılıcının sapını ve diş- lerini sıkarak homurdandı: — Korkarım ki kurtulacak... E - ğer boğazdan çıktığımız zaman göz- den kaybolmamış olursa şaşacağım. O zamana kadar güneş te batacak. Yanındaki bir kaç levent te kız - gın idiler. Şöyle konuştular: — Ben de öyle sanırım. — Halbuki ne güzel gemi idi. — Henüz kızaktan inmişti. — Ben olsam sonuna kadar kova- lardım, Gece rüzgâr kesilirdi ve © zaman kürekçileri biraz zorlayınca her halde yetişirdik. — Bunu yapamayız. Lâla Mus - tafa Paşa Rodosta bizi bekliyor. Geç bile kaldık. (Arkası var) Bir Doktorun Günlük Notlarından (*) Balıkyağı veremlilere Faydalı mıdır ? ' Balıkyağı en kuvvetli bir kabul ettiğimiz bir madde olduğu için bunun hastalar üzerine (dinamik) hu- susi bir tesiri olduğuna şüphe yoktur. Kemik veremlilerinde, romatizmalılar- Pazartesi vitaminli lerce gemi direğini hayretle seyre -| tan şimale doğru gittikçe darala -| tadır. Bunun şimal tarafında ise kü- | SON POSTA D .. .. ünkü (Baş tarafı 1 inci yüzde) e Fenerbahçenin büyük galibiyetiyle biten bu oyunda Calatasaray — takımı |oyuncuları teker teker bozuk bir oyun !o)'nudılnr. Kaleci Avni de Galatasaray kalesinde gösterdiği muvaffakiyetleri unutturacak kadar kötü bir — oyunla klübünün 6 gol yemesinde en büyük âmil oldu. Galatasaray maçı için çok hazırlan- mış, nefesini tamamiyle yerine getir- |miş olan Fenerbahçe birinci devrenin ilk on dördüncü dakikasında iki gol yaptı ve bu sayılar hiç şüphe yok ki, oyunun, geri kalan müddeti zarfında |takımının fazla gayrete gelmesine yar- dım etti. Her ayağına aldığı pası bütün müdafaa hattını peşine takarak sürük- leyip götüren Danyal âdeti olduğu ü- zere Diribling yapmak kaygusuna düş- İvaziyetten kurtulamaz, ilk sayılarını | Tüncü golü yaptı. Bu sayıya rağmen İyerdi. oyun şeklini değiştirmemişti, sanki Teker teker değil, hep beraber oy- |galip taraf Galatasaray takımıymış gibi namak sırrımı anlamış olan Fenerbahçe Joyun hemen hemen hep Fenerbahçe takımı, karşısında ferdi oynayan. lıemî"'üj’fn hatları önünde cereyan edi- yordu. |de her defasında mütemadiyen oksa- | — Her akından elde edilen, her fırsa- İyan oyunculardan bunalmış olan Ca-| ş n n latasarayı mükemmel bir vaziyette ya- |© bir sayı ile neticelenmesine rağmen kaladı.. Birinci devrede 3, ikinci devrede de | Mak kargusuyla hücum hattına geçti, 3 sayı yaparak şampiyona için yaptı- | daha ziyade müdafaada kalmak ve ğa birinci devrenin son oyununu Ö - | |fazla gol yemenin mes'uliyetini yük- Gibi parlak bir netice ile kapamış oldu. lenmek korkusundan doğan bir hare- Oyun Nasıl Başladı? wIıeuı. Oyun Galatasarayın hücumuyla | Başlı başına bir müdafaa — olduğu başladı. Üstüste yapılan hücumlar Fe- günleri hayli çok olan Avni, dün bir nerbahçe kaleşine kadar indi. Sükü-| Kaleciden ziyade bir gol yeme makine- netle bu hücumlardan kurtulan Fener-. *i Yâzifesini yapmış, heyulâ gibi kale- bahçe Fikretin ortaladığı topu - yaka: | Y€ her gelen topu içeri girdikten sonra layan Şabanın hafif bir vuruşuyla ilk şarı çıkarmağa memurmuş gibi do- sayıyı yaptı. laşıp durdu. Galatasaray müdafaasının oynadı- G“l?w'ym hücumuyla geçen bir ği yerin çok kaygan olması, mniılahı-wimdl yine kakîyc akmak "“[“"“_ bulan ayı bozuyordu. Topu rastgele kovala- Fenerbahçe 25 inci dakikada Nacinin yan Fenerbahçe hücum hattı - bu bo- hafif bir şütüyle beşinci, 40 ıncı daki- zukluktan istifade derek 14 üncü da- kada Ali Rizanın yerden bir şütüyle kikada Şaban vasıtasiyle ikinci - golü © Mc gölü yaptı.. yaptı. İkinci devrede hâkim aynadığı hal- Üstüste gol yiyen Galatasaray ken- ' de garip bir oyunla 3 gol yiyen Galata- dini toparlamak istediyse de müdafaa saraya mukabil Fenerbahçe daha hâ- ve muavin hatlarının tasavvurun fev- kim oynasaydı bu sayıların adedi sayıl- kinde bozuk oynamaları bütün bu gay- mayacak kadar çok olabilirdi. retleri âdeta bir. çabalama halinden | - Galatasaray takımı: Avni; Lutfü, ileri götüremedi. Sağ açıktan her fırsatta kaçan Nec- Salim, Gündüz Kılıç, Fazıl, Danyal. det kale çizgisi içinde düşürüldüğün- Fenerbahçe: Necdet, Yaşar, Fazıl, den penaltı oldu. Cevad, Esad, Mehmet Reşat, Niyazi, 29 uncu dakikada Necdet Galata- Şaban, Ali Riza, Naci, Fikret. sarayın ilk ve son golünü yaptı. ı Ş Ömer Besim Ve 2-1 vaziyetinden sonra Calata: İstanbulspor - Güneş saray bir kaç fırsat daha kaçırdı. Bir| — Taksim stadyomunda yapılan — bi- aralık kendini toplayacağını ümid etti- rinci lik maçlarından İstanbulspor Gü- ren bir vaziyet aldıysa da bu ümitler neş takımları arasındaki müsabaka ü- tahakkuk edemedi. midin fevkinde heyecanlı oldu. Oyunun 44 üncü dakikasında Ali | — İlk devrede hemen hemen müsavi Riza kafa ile Fenerin 3 üncü yaptı. İyııımıı ahengini bozacak kadar sert oy- da, ve kan zafiyeti geçirenlere de ver- diğimiz bu ilâcı veremlilerde de mut- lak sürette tecrübe edilmiştir. ki çok fayda veriyor, besliyor, kilolar alma- sına yardım ediyor. Ve vücuda fazla kan yapıyor. Balıkyağı kullanmakta — biraz güçlük çekenler bunu (bira) hülâsası (ekstre malt dejerin Ffosfate) ile almakta ko- laylık görüyorlar. Maamafih hiç bir ilâç ve alkol ilâve etmeksizin balıkya- ğına pekâlâ alışılabilir. Günde 3-4 çor- ba kaşığı ve yemeklerden sonra biraz portakal veya mandalina — ile almak daha kolay olur. Ve bir kış mevsi - minde asgart 5-8 kilo balıkyağı kul - lanmak Tâzımdır. Balıkyağları urusunda nisbeten koku - suz olan (Hogg) yağları vardır. Ciğe- rinden şüphe eden, zayıf ve kan - sızlara bilhassa, spor meraklımı gençle- re balıkyağını tavsiye ederim. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya- hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. İkinci Devre İnamağa başladılar . İkinci devre Galatasarayın diııgiin| İlk devrenin sonlarında Güneş sol ve hâkim oyunuyla başladı. içi ilk golünü yaptı. Müdafaa nisbeten düzgün kurta-| — İkinci devrede İstanbulspor — daha rışlar yapıyor, hücum hattı Danyal ve | hâkim oynamağa başladı. 30 uncu da- Necdet taraflarından Fenerbahçe kale- / kikada beraberlik sayısını yapan — İs- sini sarsıp duruyordu. tanbulspor iki büyük fırsat kaçırdı. e Birdenbire Calatasaray — müdafaa |meseydi Fenerbahçe müdafaası ilk beş hat_tuı&' p_ıü'ıyın bir Fenar hücumü dakika içinde içine düştüğü müşkül | Reticesi 15 inci dakikada Şaban dör- 1müdufunyı boğş bırakan Lutfi sayı yap-| Osman, Kadri, Nihad, Suavi, Necdet, | golünü bir oyun gösteren takımlar sonradan o- | |araya toplayan dünkü müsa! |beyi - Sümerspor takımları — arat! yapılan maçta Beylerbeyi çok hâk birnyundınıonrıö-Ozılipı'ü“ Altmordu - Doğanspor Şeref stadyomunda yapılan .Iik maçlarından — Altınordu - Do spor maçının ilk devresi Doğansp? T Ü'galibiycriyle bitmiştir. İkinci devrede Altınordu 2 gol ? |parak oyunu 2 * 1 kazanmıştır. Feneryılmaz - Ortaköy İkinci lik maçlarının bu oyunu $" İsert olmuştur. İlk devreyi 1-0 O galip bitirmiştir. İkinci devrede oyun çok sert devam — ettiğindeil jkem oyunu yarı biraktırmıştir. | Dünkü Koşular İstanbul Kros Kantri şampiy? müsabakası dün efendi koşu yerinde büyük bir lık önünde muvaffakiyetle yapıld | — Her gün bir parça daha ; |bir alâka neticesi gittikçe daha Yüğbüt görülkir koğülüri Gatmlli stnin üçüncü mevsim için bize büyük ümitler VE bir tekâmül derecesi zöıtermekl# Veli elendi koşu pistine 3000 irc.-lik yarış için 62 atletin toplar |atletizm tarihimize şimdiye kadar |dedilmemiş bir tekor olarak yazıl tır, Koşu sahasının feci bir şekikk |murlu olmasına, bazı tarafların!!! halinde suyla dolu bulunmasına men, atletler yarışın başından 50 kadar biribirleriyle mücadele ten bir an geri kalmadılar. Ümit ve tahminin hilâfında kalabalık bir kadro ile yapılân bul |sabaka mükavemet koşularının İzevkini verdi, atletler şiddetli bif cadeleden sonra teker teker haki lerini aldılar. 5 Halkevinden orta mesafelerif 4 leyi koşucusu Mehmet muntazatt mevzun bir gidişle bu mü: W memlekette en eyi adamı oldu; gi defa daha ispat ederek 62 atlet da birinciliği, Calatasaraydan pek küçük bir farkla ikinci geldi: y? İkinci müsabaka 5000 metr€ rinden yapıldı. Buna ldınbulll”v’y' üzerinde şöhret kazanmış bütüm f leri iştirâk ettiler. Re'"' * bv"");' Riza Maksud, Remzi, Ankaradan gelen Galibin ai bu müsabaka baştan sonuna '/ tinciliği muhafaza eden Riza dun galibiyetiyle nihayetlendi: o”ıl' 5000 metrenin en eyi atleti M za Maksud sahanın bütün © ’İ na rağmen, çok âhenktar bil'vk“'- tı. 10,000 rekortmeni Rdâl;" bir farkla ikinciliği Artin! Büyük küçük bütün ı..,.uw"/ ; bı:pı“ bul kros şampiyonasının Gı','em yılır koşularından biri ye ça güzeli olmuştur.