17 Şubat 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

17 Şubat 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Başkaları Ne Diyorlar Yüzde 61,8 «Bütün şark âleminde bir rekor rak » kamı haber veriyoruz: Ankarada oku - ma yazma nisbeti erkeklerde yüzde 61,8 i bulmuştur. «927 nüfus sayımında Ankara mer - kez kazasında okuma yazma nisbeti er » keklerde yüzde 43, kadınlarda yüzde 28 di. Sekiz senede bu nisbet erkeklerde yüz- de 61,8 e, kadınlarda ise yüzde 43,1 e varmıştır. Erkeklerde artış farkı yüzde 18.8, kadınlarda 15,1 dir. «933 e göre memlekette kitap, dergi, gözete neşriyatı en aşağı yüzde 25 çoğal- miştir. Yalnız Ulus basımevinde, ayda 20 ye yakın derzi çıkıyor. Magazinlerimiz - den birinin, 24 sayfa basıldığı vakit satı- anın 14,000, ve 36 sayfa olarak 24,000 i bulmakta olduğunu görüyoruz: İmdi, şu meşhur Servetifünun en parlak devrinde ve Osmanlı imparatorluğu içinde bu rak- kamın 24 de biri kudar sürülür sürülmez- di «İsimlerini — bildiğimiz, gençler tarafından bilmediğimiz neşrolunan dergileri gözden geçirdiğimizde yazı ve fikrin bi - zim © Yaşta olduğumuz zamana göre mü- him bir seviye farkı göstermesinden mem» nun oluyoruz. Büyük harp boşluğu ve dur- gunluğu devrinin geçmiş olduğuna bük - metmek lâzim geliyor.n * Icatlar Ve Tatbikleri İcatlar, ber yerde, büyük bir hızla, ya bir ihtiyaca cevap verdiği için, geniş öl çüde tatbik bulur; yahut ortadan kaybo- Çocuğun en ziyade tesiri altında kaldığı muhit, içinde yaşa- dığı aile muhitidir, çocuk ilk terbiyeyi burada alır, ve aile içinde aldığı intibalar bütün hayatına tesir eder. Çocuk sevgiye muhtaçtır. Evde ana, babasının fena geçin- mesi, kavga gürültüsü onu yıldırır, korkutur, bedbin yapar. a e rem | har. Bizde ine, ilk önce pek kiymetli bir) seyir matahı olduktan sonra, yüksek büks| Arasına karışıp gider, Bazı şehir ve kasnbalarımızda, sadece en iyi değil, ayni zamanda en cuz ve «- konomik ışık ve kuvvet vasıtası için umumlaşan elektriğin bile böyle bir Tüka olarak kaldığını biliyoruz. Fakat rad- yo gibi, sanki biz düşünülerek (yapılan, icatlar için de vaziyet aynidir. «Amerikada 25,000,000 almaç oldu » ğunu geçenlerde gazetelerde Mer birinden 4 kişinin faydalandığını ta- savvur edersiniz, İ00 milyon kulağın bir kaç istasyona bağlı olduğunu farzedebilir- siniz. «Bu davada. bir çokları gibi, “ kültür, ekonomi ve endüstri hayatı ilerliyerek, bü- yük kalabalığın, bir taraftan, terbiye ile ihtiyaçlanmasına, bir taraftan da, ihtiyaç- lanrı ödiyecek kazanç imkânlarini elde et- mesine bağlıdır.» — Ulus * Makine Gençliği «Ankara ufuklarında, sık sık Türk ço- <uklarının paraşüt açtıklarını © görüyoruz. Genç kanat, uçmağa alıştı: Hiç bir Türkün cesaret ve azminden şüphe etmeğe hakkı- miz yoktur. Ona teknik imkânlarını hazır. lamak lâzimdi. Bu imkânlar memleket öl- çüsünde o büyültünüz: Havamızı kanat kapladığını göstereceksiniz. «Geçenlerde bir Alman gazetesi, Eti- mes'ut köy mektebi ile bir Alman köy mektebinin, yanyana, resimlerini neşretti. Eğer altlarını okumazsanız, iki mektebe ait resimlerin bir çoğunu biribirine karıştı. iz. Yalnız iki mektebin sınıf ve « simlerinde bir fark var: Alman sınıfı ma - kinelidir. Bu sefer nasyonal - sosyalistle - rin bazı mekteplerini gezdiğim vakit dik- katime çarpan şey, hemen hepsinin bahçe- sinde eski bir otomobil görmekti, Yirminci asr çocuğunun eli, kitapla birlikte maki- ne tutmalıdır. Yazımızın başındaki kine gençliği, şimdi her yerde bir haki - kattir. «Çünkü tarlalar, sokaklar, erler, ordu bütün hayat makineleşmiş Makinenin ise »iir derinliğine varan kuvvetini, tayyare temsil eder. Eski asırlar yürürdü; on do kuzuncu asır koşmağa başladı: asır uçuyor.» Yirminci (F.R. Atay) Özlü Sözler: Yüksek, mağrur başlarına dik kayaların Şafak pembe güllerinden bir çelenk işler. Yusuf Ziya, Yanardağ: 39 Devrim geri gidemez. R. W. Emerson Reyler sayılmamalıdır, tartılmalıdır. Sehiller Dünyada ancak iki şey güzeldir: Kadın e gül Malherbe olduğu | okumuştuk : | *İmin ediliyor. Mayi Hava Ile Işleyecek Tayyareler Bir'tayyare ne kadar yükselirse havanın mukavemeti ile o kadar az karşılaşır, 6 nis- Fakat bunun için motörün havasi az, soğuku çok yüksekler- betie süratle yol alır. de de müntazamen işlemesini temin etmek lâzemi Tokyo gazetelerinde çıkan bir habere bakılırsa bir Japon mühendisi mayi halin- de hava ile işliyebilecek, sfırm (200) derecede dahi inkıta yapmıyacak| bir. motör yapmıştır. * Nepolyonun Müzesi Fransada birinci Napolyonun hatırala rna tahsis edilen Malmaison ve Compieğ - no müzelerine yeniden gayet kıymetli il ser hediye edilmişür. Bunlardan birinci Misir memlüklerinin başkanı Murat Be - yin kılıcıdır. Murat Bey bu kılıcı Napolyona | Mısır seferi esnasında mütavaat eseri ola » iak hediye etmişti. Müzeye hediye edilen ikinci eser ise 1810 yılından sonra Avus - turya sarayında teşrifat nazırlığı yapmış 0- lan Philipe Doraexlerin hatıra odefteridir. Bu defterde Napolyonun zevcesi Mari - Leuisin hayatını nasıl geçirdiği günü gü * nüne yazılıdır. x En Eski Heykel Marinatos isminde bir asan atika mü- tehassısı, Girit adasındaki Driros hara - besinde, küçük bir heykel bulmuştur. Bu mütehasssın ve bu işlerden anlıyan başka kimselerin iddiamna göre, bu heykelcilik, bügüne kadar keşfedilmiş olan Yunan e- serlerinin en eskisidir. Toprak altında asırlarca kaldığı hal - de hiç bir yeri bozulmamış olan bu sanat| eserinin en dikkate değer tarafı, bronz va- raklardan yapılmış olmasıdır. Heykelin boyu kirk santimetredir. Mi- lâttan evvel sekizinci asırda yapıldığı tah- altında | bütçelerin Ankaraya değil «Amasya» ya İSTER Mersifondan yazılıyor: Burada çok garip bir vak'a oldu. Herkes bem güldü, hem acındı. İlçemizin çok değerli ve çalış- kan bir «Çocuk Esirgeme Kurumu» vardır. Her yıl bir bütçe tanzim eder ve tasdika gönderir. Son gelen bir emirle artık bu mesinin Çocuk Esirgeme Kurumu talimatnamesi olduğu bildirilerek usulüne göre hareket edilmesi tavsiye edi- liyordu. Bunun üzerine ilçemiz «Esirgeme Kurumu» yeni yıl HERGUN BİR FIKRA Hayır Dua Şeddad. bükümdarlığı milletine karşı etmediği zulüm koyma- mıştı. Herkes kendisinden yaka silki- yor. gözler kan ağlıyordu. Şeddad. bir gün, dualarının kabul edilmesile gölet” bulmuş olan ihtiyar bir adama rasgeldi. Onun faziletine vâkıf olunca, yam- na çağırdı ve emretti: — Haydi. şuracıkta bana bir dua si! zamanında, İhtiyar, ellerini açtı ve içten gelen bir senle — Ya Allah! diye bağırdı; Şeddad kulunun canını al! Hükümdar: — Ne yapıyorsun? Bu senin ettiğin hayır dua değil, bet duadır! Deyince, ihtiyar: — Hayır! dedi. Gerek senin için, gerek milletin için edilecek en güzel hayır dun budur! BULMACA se 7 89i0u Soldan sağa: I — Mutluluk. av köpeği. 2 — Mut - faklarda olur, olmamış. 3 — Hayret e - datı, tahtelârz. 4 — Papel, hiristiyanla - rın peygamberi, bir musiki sesi, 5 — Ced, bir kadın ismi, 6 — Annın yaptığı. 7 — Çocuklar, boğum. 9 — Gayret, kalmış 10 — Demirin arapçası, beş parmağı var- dır, ilâve, 1 — Ap, büyük bir deniz ismi. Yukardan aşağıya: VE tasdika ogönderil - ahkâmından İSTER İNAN İSTER İNANMA! bütçesini Amasyaya gönderdi. Ve çok geçmeden Amasya postahanesinden, zarfın üzerine şu sözler yazılarak bütçe ge- riye çevrildi: « Yaptığımız tahkikata burada «Çocuk Esirgeme Kurumu» henüz teşekkül etmemiştir.» Bunu alan Kurum şaşıyor ve aynen Ankaraya merkeze gön- deriyor. Bir yanlışlık olmak ihtimali yoktur, Çünkü giden zar- fın üzerinde «Himaycietfal Cemiyeti - Merzifon» sözleri vardır. İNAN İSTER İNANMA! e SON POSTA Şabat 17, Resimli Makale Eg Evdeki Sergi g İf Bir Antoloji Yazım FP. R. Atay E. Ekrem-Tal söz ARASINDA İl Fransada Bir Hırsızın Bulduğu Usul Fransız gazeteleri genç bir hırsızın kur- nazlığını anlata anlata bitiremiyorlar. Bu genç hırsız tanımadığı bir şehrin kilise - sine gitmiş papa bulmuş. günah çıkart- mak istediğini söylemiş: — Pâra çaldım! demiş. — Nerede? — Şehrinizde? — Kimden ? Orasını söyliyemem. Söyliyemezseniz ben de sizi affet- için Allaha yalvaramam! Yalnız pek zengin bir adam oldu - söyliyebilirim: O halde muhakkak Maticu babadır! Hayır değili Madam Anat olacak! O da değili Kuyumcu Jerjet'tir! Değil! O halde oğlum, git, söylemiye ka- rar verdiğin gün gel! Bu mükâlemeden sonra hirız dişan çıkmış, kapının önünde beklemekte olan arkadaşına şu sözleri söylemiştir: — Şehirde ne kadar zengin varsa hep- sinin de adını öğrendim, işe başlıyabiliriz. Sanat, duvar çivisi, 4 — Dayamaktan da- ya, bağışlamak. 5 — Zeybek, sabah ka- ranlığı. 6 — Fas itlerinin oturduk » ları yer, oy. 7 — Bölüm, anlamaktan em- ri hazır. 8 — Söz. 9 — Anlaşma, dişinin eşi. 10 — Ziyaretçi, ekmekten emri ha - ar. İH — İlâç, bir çeşit yılan, Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağa: I — Kazan, ok, af. 2 — Adana, rıza. 3 — Manivelâ, 4 — Aş, amma, ita. 5 — İfrazat, 6 — Mi, ile, 7 — Alil, defa. 8 — Tan, ufh. 9 AL is, at İD — Nam, akrep. Il — Müstait Yukardan aşağıya: I — Kama, vatan. 2 — Adaş, alâm. 3 — Zan, iman, mü. 4 — Ani, Al 5 — Navar, ifsat, 6 — Em'a, ika 7 —lâz,n. 8 — Kra, aidiyet. 9 — har, 10 — Az, mesi ğunu ii — Sek anl. Mi Dair, meral, 3 — <Sedlâk. WI — Fakat, ait ana, neşriyatını her zaman gön dermek lütfünde bulunan Bası (Genel Direktörlüğü, bu defa yabanc” lara Türk edebiyatını ve ediplerini t#* nıtmak maksadiyle neşrettiği Fransız” ca Antolojiyi göndermeyince, kendi kendime: — Bunun içinde mutlaka vari demiştim. Meğer düşüncem doğru imiş. Am karada bir dostumun yolladığı bu ki tabı ele alıp ta şöyle bir karıstırınc mesele meydana çıktı: Basın Direktör” lüğünün Antolojisi gerçekten bir An toloji değil, eşe; dosta, hısım, #krabâ* ya münhasır bir aile mecmuası imiş! Filhakika bunun içinden direktör” lük erkânı ile bunların yakın dostlar” nı daraya çıkaracak olursak, ortada ÜÇ dört yabancı isim kalıyor. Halbuki ben Türk edebiyatını bel bir İf SESLİSİ SSŞİ EEEESEE, F Meselâ, bu kitabı ele alıncaya k# dar, Abdülhak Hamidi, Mehmet Aki” fi, Yusuf Ziyayı, Orhan Seyfiyi, Halid Fahriyi şâir.. Hüseyin Rahmiyi, Halit; Ziyayı romancı.. Hüseyin Cahidi, isi mail Habibi nâsir.. Ve kendimi de # dam kıtlığında bir sanirdım. Basın Direktörlüğü Antolojisi kanaatimi az kaldı sarsıyordu. Fakat, bereket versin ki, yine 408 zamanlarda bir Fransız ilim adamını? heşretmiş olduğu başka bir Antoloji İde, bütün bu saydığım isimlere che am Z > TİJLTİ » # - E7 miyetle yer verilmiş olduğunu, yin& bu isimlerden bir çoğunun Avrupf Anstklopedilerinde mevki tutmak $€“ refine erişmiş bulunduğunu gördü! de yüreğime su Ve o zaman anladım ki Basın Di rektörlüğünün aile antolojisi, biraz da o dediğim eserlerde yer bulamayaf bazı güzide edebiyatçılar teselli için 1747 vöcude getirilmiştir. Biliyor Musunuz? | — Fransız ordusu meşhur (Sen Ber b nar) dağlarından ilk defa ne vakit geğ İ miştir? 2 —.Denizde şimdiye kadar inilebilet| Ni derinlik nedir? 3 — Dünyan mesahas en geniş x* paratorluğu hangisidir? 4 Dünyemn en fazla, nüfama SSM memleketinin adı nedir? 5 — Radyoyu en fazla kullanan mef leket neresidir? (Dünkü Suallerin Cevapları) 12 Türkiyede “son “etatiztizlere: gö) erkeği kadından en çok olan mem Ankaradır. 7 — Memleketimizde en çok zarar “İ pan nehir Mendrestir. 3 — Türkiyede ilk olarak yapılan d€ miryolu Rumeli şimeneliferidir. o 4 — Duçe İtalyan başvekillerine ** len isimdir. 5 — Dünyada en çok konuşulan ingilizcedir. Damdan Düşen Dü'rar Çenkelköyde oturan dülger mut isminde biri evinin kiremi aktarırken çatıdan düşmüş, ks! kemikleri kırılmıştır. Mahmut neye kaldırılmıştır. Dinamitle Oyun Olur 717? Senyerde Nalbant çeşmesinde İİ yalı Alinin yanında yatıp kalkan ir him isminde bir çocuk evvelki gün © line geçirdiği bir dinamitle o w7 ateşe atmiş, dinamit infilâk etm yek Bu yüzden İbrahimin bir gözü. ve vücudunun muhtelif yerleri lanmıştır. İbrahim hastaneye mıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: