Yazan: Gerhart Ellert &. Cücenin başını okşayacak gibi bir teket yaptı. Fakat sonra onu cliyle undan iterek: — “Birak şu kadınların - bahsini!» 1 Fakat bu sözü gayet mülâyim bir Sürette söylemişti. * 5 Yol üzerinde yüzlerce kiraz ağacı Siçek açmıştı. Çayırlar, yeşil ve yumu- taktı, böylesine steplerde tesadüf edile- :lı—'ıü Dereler, şarktaki ovalarda ol- d:*“ gibi kıvranarak, süratle akıp gi- Yordu. Guip yol; garip memleket!.. Hava Yümüşak ve sıcak, güneş — parıldayor, arrağ bu gün sıcak değil, garptan ha- Bir rüzgâr esiyor, bu rüzgâr, küçük atların yelelerini bile yerinden kımıl- Satamıyacak, kadınların arabalarına a-| Vi olan renkli şeritleri ve kayışları ye- g:zcl oynatamıyacak kadar zayıf.| unla beraber hafif hafif yanakları | 'or, gözlerin ateşini gideriyor. Çiçek Açmış Kiraz Ağaçları Şose, Panonya'da olduğu gibi - te- Telsiz, ıslak ve yumuşak değil; Tsal- olduğu gibi de büsbütün sert ve " tozlu ve yeknasak da değil. Yü- DTÜRKLER ROMA KAPILARIND — 74 — Âttilâ; Tırpanlı Atlılara, Ekin Biçmesin De Öğretmek Lâzım, Diye Düşündü Âttilâ uzun, sarımtırak elini kaldır- | BETERT ŞA T a | rünmüş kiraz ağaçlarından başka bir şey yok. Erelieva ve Suomi Kızı Şimdi bir sürü German muhariple- ri önünden geçiyorlar: Bunlar yolda şarkı söylüyorlar. Şarkı söylerken at üzerinde gitmek belki daha keyifli bir şeydir; buna karşı bir şey denilemez, fakat şarkı söylerken ayni zamanda vücutlarını da yandan yana sallıyorlar. İşte bu iyi değil. Çünkü — altlarındaki hayvanlar yorulur. Yarın bunu yasak etmeli, Sıra ganaim arabalarına geliyor. Ganaim toplanır, berabere alınır, fer- Tüyi kr '€nleri, donuk bir kadife üzerine ba- üş gibi, cazibeli ve çiçekli tepe- arasından hedefe eriştiriyor. bıHM kayın ormanının — nihayet | Ülııq:&u noktada Kral Attilâ atını dur- ' , ordusunu önünden geçinceye | * bekledi. Ordunun bulunduğu ye- | kü kara, ağır toprakta Çift sürüyor- Bi toprak yarıklarından nem- | İt buhar çıkıyordu. Köylü ordunun p geçmekte olduğunu görünce ö- Mh"h durdurdu, elini gözlerine siper bir ve karşı tarafa baktı. Bu bakış| Tükş saniye devam etti, ondan son- ylünün eli yine sapana sarıldı. Attilâ düşündü: Bugün — tarlasını Elm. Yarın ekecek. Ekin olgun bir İ:le'ek biçilebilecek mi? Kim bi- v n aralık Dengezik Kralın -önün- kil geçti. Arkasından maiyetini teş- 'd"l Galonlu muharipler geçtiler. | Dep'"'lfl elinde birer tırpan — vardı.! ":'R!ıık. babasının yanında kalıp ka- A“_'ly'lcüğım soran bir nazarla baktı. ıu"imn red makamında gayet hafif k 'Ette lîaılm salladığını görünce ar- öti bile bakmadan yoluna devam b | FA",“_ Küçük Oğlu: İrnak k akat Attilâ dönerek oğlunun ar- .%_"ı_ baktı: «Dirpanlar, tırpanlar; fakat ha- ğ::hıuı olmayan tırpanlar.. İnsan S:dü'_nh tırpanlı atbılara sonra ekin ' ,A""'“'i de öğretmek lâzım. Denge- bunu biliyor, o öğretir,» dedi. & Bî!ızl #onra Ellak ta önünden geçti. ::ıhğn:l:h gelmiş bir memleket.. m' Hormidak onun yanında gidiyor. gm:ı:_'_'hcak muharebe sayesinde tu- düneliyor. Yoksa çoktan beri — öbür hu?ıyı boylayacak, çoktan ölüsünü Yapmak için odunlar ateşlenecek. ATşk. henüz küçük bir oğlan. O fakat tilânin durduğu tarafa bakıyor, kîi babasını göremiyor; onun göz- hmh—h bir manzaraya saplanıp ka- km.k&' Manzaranın ne olduğunu an- için dahi gayri ihtiyart başını e içinde bir memleket, ekinleri ka! 'a karşı bir şey demez. İh-| göğsüne sahlarca garba, fersahlarca şarka taşı- üs'ten daha kuvvetli olmak gerektir. Kadınları taşıyan arabalar da Atti- lânın önünden geçiyor. Stepteki ahşap sarayda kraliçe Kerka, kralın geri dön- mesini bekliyor. Gepid Prensesi Ereli- palım, sefer halinde Suomi kızı daha ziyade işe yarar, dualar okuyup üfle- yerek yaraları tedavi eder. Prenses Erelieva da okla havadaki gü- vercini vurur, fakat bu iş erkek işidir. İşte Suomi kızı da geçiyor. Araba- sının deri tavanı altında yatıyor, san- ki güneş kendisini taciz ediyor, gün- düz uykuda, gece uyanık.. Bir kedi gi- bi. Attilâ'nın Kösteği Bir araba daha geçiyor. İçindeki Burgonyalı. Evet, Burgonyalı kadın.. Attilâ atımı sürdü. Hayvanına vur- duğu değnek, altında durduğu ağacın dallarına çarptı. Beyaz kiraz çiçekleri Attilânın üzerine serpildi. Burgonyalı onu bu vaziyette gör- dü, kadında garip bir fikir hasıl oldu. Bu fikrin o esnadaki vaziyet ve bal ile hiç bir alâkası yoktu. Kadın, şayet At- tilâ yaralanırsa onu ben tedavi ederim, diye düşündü. Kral onun arabasına kadar yaklaş- tı. Ordunun arkasından koşmak iste- yen atını bir eliyle geri tutmağa çal- yarayan tırpanlar...» diye dü- © y.n diğer elini dizine dayadı. Seme-| rin üzerinde kadın — gibi yan oturdu, yüzünü kadına çevirdi. n Kadının, bediye olarak verdiği kös- teği taşımakta olduğunu gördü. Fa - t zincir boynunda değil, kemer gibi belinde sarılıydı. Zincirin kilit yeri tam Ği tesadüf etmişti. Kilidin üze- rindeki altın kaplan göğs da parıldıyordu. Bu hayrete değer, bir şeydi. miydi ki kâfi ü ::,ğr:ıe kilitlenen eller o kilit yerine di. e Attilâ Ve İldeko Yanyana Burgonyak kadın belindeki köste- ği Wl. . . e A * Kral, dedi. Verdiğin hediyeden wvı:'yo: Fıht'hıçbırlî “_” henlz teşokklr etmadi ğ ğ seeblğüüdlkklün kökünün 27/1/936 SON POSTA Çeviren: — Arif Cemil Çem t Korkunç yüzlü Ellak: —Yağmaya bu akşamdan başlanacak mı? dedi Görüyorsün ya, onu üzerimde taşıyo- rum,» Kral başıyla tasdik etti: — “Ata binmek istemişsin, — öyle mi?» Burgonyalı kadınin yüzü kızardı: ea «Bunu sana kim söyledi? Bir at verilmesini dilemiştim, fakat kabul o- lunmadı.» — «Ben at istediğini haber aldım.» Kral bir işaret verdi. At getirdiler. SAttilâ, kadının arabadan inerek a- tın üzerine sıçramasını büyük bir dik- katle takip etti. İkisi yanyana uzun yolu katetme- | | Zerkondan İnır. Bu esasa taallük eden bir mesele 'ğe başladılar. Tutulan yol kayın ağaç- |değildir. Aetiüs'ten daha çabuk, Aeti- 'larının bulunduğu tepeden ovanın de- rinliklerine iniyordu. İkisi de bir keli- me konuşmadılar. Ancak aradan bir saat — geçtikten |sonra, güneş garp tarafından tepelerin larkasından kaybolmak üzere iken dından ayrıldı. İldeko, kralın bindiği kır atın, altın Şüphesiz, sarısıyla karışık yeşil renkli ve çiçekli | çayır üzerinde uçar gibi uzaklaşıp git- Üğini gördü. Dürokatürüm Şehri yirmi bir mildir, oradan (1) Tüllüm'e on beş mil, oradan (2) Katüriges'e yirmi bir mil ve nihayet Dürokatü - rüm'e de (3) altmış altı mildir. Altmış altı mil.. Ordu bu mesafeyi tam üç |günde alabilir. Sabırsızlık para etmez; askerleri daha çabuk yürütmenin im- İkânı yoktur: Bir kere Dürokatürüm'e Lerişilirse o zaman belki biraz dinlen- mek kabil olur.. Belki!. Bu iş, alına- cak haberlere bağlıdır. Attilâ şehre girmedi. Dışarıda, ka- rargâhtan biraz yüksek bir tepecik ü- zerine çadırını kurdurdu. Çadır kuru- bütün gün beklenmişti. Nemli hava orduyu gevşetmiş, keyfini kaçırmıştı. | Heyecan olmazsa verilen emirler-| den çok fayda h&ll_ olmaz. Onun için | meselesine çevirmek için bazı temayü- Dürokatürüm önlerine yaklaşıldığı za-|Jât gösterdiklerini ve bu suretle İlılynlhuu endişeye düşüren daha acele ve man akşam olmuştu. na yaklaşan korkunç yüzlü Ellak: — u«Yağmaya bu akşamdan başla- | —— ——— nacak mı?» diye sordu. İkisinin de deri paltoları yağmur- ünün altın-|dan sırsıklam olmuştu. Attilâ, sefere çıkalıdan beri Kandaks'ın daima Ellak baş döndüren lile beraber bulunduğunu biliyordu. Birİtır. Bunlar arasında sarraf İhsan, Kadının beli o kadar incelzamanlar, Kral Ruba ve Bleda berha- |Hoca bir boyun lıodeiı belini sar-|yatken Kandaks daima — kendisinin, Konyalı Topal Durmuş, eski - şeyh- gelsin? Kilit açılmalı ve bi-| Attilânın dostluğunu kazanmağa ça- |. gc Dandin lışırdı. «Sarmot reisi, halefimin dost - luğunu kazanmağa daha şimdiden mi © kadar ebemmiyet veriyorsun?.» (Arkası var) Ü) Şimdiki Toul şehri. (2) Bugünkü Bar - le - Duc şehri. (3) Reima şehri. Metis'ten Skarponaya olan mesafe | lur kurulmaz şiddetli bir yağmur baş-|ta gazetesinin Cenevreye sureti mah- ledı. Zaten yağmurun yağması o gün |susada gönderdiği muhabir: Meovanni Kondaks'la beraber kralin çadırı- duğu mütalcasını serdediyor. ; | mail DeD Fransada Siyasi Müca- dele Çetin ()lîa z Demokratlar Birliği Toplantısında Manalı Bir Takrir Kabul Edildi İ Pane 2 SÖUA ) G ee AA AAA AA perşembe günü saylavlar kurulunda ğ yapılacak olan müzakerelerin netice - Paris, 26 ( A?A—_)sînı;ı'w"i bakiı l'mîuî.e?; hükümete müsait çılncı *İnı, Flanden demokratlar birliği kM ğini ğ şüphe etman&h beraber siya- 'tesinde uzlaştırma ve Milletler Cemi « — sn!mucaddznın çetin olacağını tahmin yeti çerçevesi içinde kollektif emniyeği *|ediyorlar. Ka :ıiyamna devam edeceğini beyan cte eşekkür :miı. dış siyasada Laval ile hemfikir Pıı;_ıı,an% (A.A.) — Dış işleri ba - bulunduğunu aralarıncı ki farkın usue kanı, denin başkanlığı altında top- İe ve bazı noktalara münhasır - oldu « lanmış olan demokratlar birliği, üç sa- | Stnu söylemiştir. at müzakereden sonra bir takrir kabul! » Mumaileyh Laval ile kendisi arasınla etmiştir. da dış siyasa sahasında hiç bir ihtilâf Bi tkrii ök e çıkmamış olduğunu ilâve elmı'tu' 3 |kalkınma sahasında yapmış olduğu iş- bulB“ lopl:uıtıdı azadanı İS0kişi basıt lezden F İ öhan |Pulunmuştur. A GK | , Radikaller Birliğinin Tebliği sulhu için vaki icraatından dolayı La- in 96 ae a 3 Paris, 26 (A.A.) — Demokratlar vale teşekkür edilmektedir. LAYT | A b K Bu takrirdi abica vi Birliğinin neşretmiş olduğu bir tebliğ B 'ul olıu.ıonlınn KA 'lbirlik azasından bazısının Saro kabine« T0 Y kendilerine ikti - sine iştiraklerini muhik göstermek içimz — dar mevkü teklif edildiği zaman bu zevatın bu hareketleri ile münha e bunu kabulden kaçmış oldukları — ve'sıran, halkçı cepheye dayanan bir kaj — Flandenin beyanatından sonra Saro- . bine teşekkül etmesinin ve önümüzde. nun frangın müdafaası, hariçte sulh ki intihabat için iki blok vücude gel « dahilde birlik esaslarına dayanan bir | mesinin önüne geçmiş olduklarını be, proğram ile kabineyi teşkil etmiş ol -| yan etmektedir. Rusyada 21 Casusun Muhakemesine Başlandı Casuslar Mançurideki Ecnebi Devlet Askeri: Heyetinin Emrile Hareket Ediyorlardı... Moskova, 26 (A.A.) — Tas ajansı bildiriyor: Kabarovski süel mahke. “mesi 20 kânunusanide bir casusluk muhakemesine başlamıştır. Mançurideki bir ecnebi devletin süel heyetinin emri ile hareket eden suç- Iluluın adedi 21 dir. Bunların arasında Harbin beyaz Rusları teşkilâtının İidarecilerinden biri de vardır. | Bütün suçlular casusluk faaliyetleri hakkında tafsilât vermişlerdir ve suç- jlarmı itiraf etmişlerdir. Limşendo, Sovyet — topraklarında malümat — topla- bir nehir ile ayıran ovada bir eva da Karnuntum'da kaldı. Çünkü 'Attilâ, derenin başında bulunmak (- /maya memur olarak Mançuri hudut — kıtaatı tarafından gönderilmiş ve bu «ya ben, ya Suomi kızın dedi, Ne ya- çin hayvanını sürerek Burgonyalı ka- kıtaatla daimi temas halinde olduğunu söylemiştir. | Bu kıtaattan birinin adamı olan Mizunonun ismi sık sık geçmektedir. Bu adam casuslara silâh ve talimat veriyordu. Muhakeme devam etmektedir. ' Mısırda Buhran Bitmedi Kahire, 26 (A.A.)— Hükümet bub-ltiı'mı mensup Alcihad gazetesi Na« ranı henüz halledememiştir. Vefd par-'has Naşanın İngiltere ile — derhal tisinin bitaraf bir kabineyi, bir İngi- müzakerelere başlamasını ve bu mü: *:î;uî::âı mmu:îîdcnax.n;ux'k::ızı;: zakerelerin mes'uliyetini deruhte etmek için bitaraf temayüllü İ bir çağrılması şartiyle, iyi karşılayacağı zannedilmektedir. kabine toşkilini kabul ettiğini yazı yor. Kahire, 26 (A.A.) — Vafd par- Ingiliz Siyasetinde İtalyaya Karşı Bir Değişiklik Başgöstermiş... Roma, 26 (A.A-) — Lavoro Fıışiı—l | ya hakkındaki İngiliz durumunda de- — gişiklik emarelerine telmihte bulu « narak diyor ki; ü 7 İngiliz muhtırası Almanyayı teski « — ne matuf değilse, Akdeniz meselesin « — de yatıştırıcı bir rol aynamak üzere İi tevdi edildiği zannedilebilir. Ve bu ci- Engeli, Cenevre mahafilinde bilhassa İngiliz unsurlarının alâkalarını - İtal - yan - Habeş anlaşmazlığından Alman davasının daha iyi takdir edilmekte ol- daha vahim bir çok meseleler mevcut ,olduğu şu sırada, sitayişe değer bir de- — Korriere Padans gazetesi de, İtal - ğişikliğe inanabilir. Gizli Tarikatçılar... (Baş tarafı 1 inci yüzde) Tı sorguya çektikten sonra 7 kişi hak« Şimdiye kadar 9 kişi yakalanmış - kında tevkif kararı vermiştir. — Mev- kuflar ihtilâttan menedilmişlerdir, K Suçluların evlerinde yapılan araş « İtarmalarda bir çok din kitapları, şüp - — |heli mektuplar ve saire elde edilmiş- a FÜL L Ş İtir. Bunların biribirleriyle muhabere - ları Menemen divanıharbinde mah - dir. ; 7 küm edilmişlerdi. Bu hâdisenin tamamiyle mevzii ol- Manisa asliye sulh hâkimi suçlula - duğu zannediliyor. Hilmi, Hoca Abdullah, oğlu Nevzat ve İs- Hakkı vardır.