23 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

23 Ocak 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m m —— vw Çocuğun Kıymeti Biyerlotin in Istanbulu Pahalılık » Bir Şocuğun kıymeti Bir çocuk bize kaça mal olur? Sokaklara atılmış sekiz on yaşında kim- santa çocukla © karşılaştığınız zaman «di kendinize bu suali sorup bunun €€ - Yabinı araştırınız ma? , Kadının dokuz aylık gebelik hayatı do- #wm zahmetleri ve doğum masrafları, & “Oğuştan itibaren ananın babanın ve e Diretin bu çocuk için sarfettiği maddi * Manevi zahmet, para ve ği Sekiz yaşına gelmiş bir çocuk belki de ize beş on bin liraya mal olmuştur. Sonra bu çocuğu biz, üzerinde hiç bir #neğimiz, hiç hir zahmetimiz yokmuş, 99 dan bu cemiyet için bir şey bekliyormuyuz #ibi sokağa atıveriyoruz. Sokakta ahlâk” mi hirsiz olmasına lâkayt kalıyo” © halde neden kendimizi bu kadar ka röniyetlere ve fedakârlıkları mah - ettik? Neden senelerce onu yaşat - pk için çırpındık? Bütün bu emeklerin iç bir değeri, hiç bir içtimai kiymeti yok O çocuk bizim için artk bir varlık Muyor mu? Sokakta arkalarında küçük sepetleri ile benden iş ve para istemek üzere yanıma pokulan bu metrik çocukla gördükçe, i kendime hep bu sualleri sorar, fa €evabını alamadan yürür giderim. * Piyerletinin İstanbulu « Piyerloti İstanbulu perişan halile ve Pe ma severdi. Şehirde ufak bir te- Pizlik, küçük bir imar hareketi göre, ba ban Görmüş gibi rencide olur ve üzü - a, Yozlar LL AMİ, Sk müzeciler de Piyerlotinin İstan çi vekilleri gibi düşünüp hareket edi- — Şu türbeyet dokunmıyalım, bir MAMAK eseridir. m — Şu duvarı yıkmıyalım, tarihin bir icindir, — Şu 'mezbeleyi temizlemiyelim, filân devin hatıramdır. Tarihi hatralara hürmet yüzünden İs > dar sokaklarını açamıyor. şebri izliyemiyor, harabiden kurtaramıyo * defi — Asma köprü yapmağa razı olama PE İstanbulun bu güzelliğini nasl #debiliriz > Diyorlar. Bunu söyleyen de yine bir Düze müdürüdür, Tarihi eserlerin onlar ta- BL bekçileri olabilirler, Fakat İstanbulun Püzelliği basini * Elimizi, ayağımızı bağladıkları yetişir. olmazsa zevkimize karışmasınlar. * Bütün bunlar doğru olabilir. Fakat bu in da; Pahalılık Hükümet hayat pahalılığım © gidermek ça teker, tuz, kömür finlarını indirdi. Setirmek tehlikesini bile göze aldı. z 'akat diğer taraftan gıda maddelerinin Sünden güne pahalılaştığım görüyoruz. Yağ, zeytin yağı, sabun gibi en zarari de açlara cevap veren maddelerde Yüz- Yar, Yirmi beşten * fazla bir fiat yüksekliği Hükümetin hayatı ucuzlatmak siyase - tatbik etmek mecburiyetinde olan. bu liğe neden lâkayt kalıyorlar? Yİ namal ea anama sai TAKViM > İKİNCİKÂNUN Rama Arabi sena 135309 23 “rss m > Kam ği g inci kün ve iğ emi PERŞEMBE —TİMSAK Hergün 'Resimli Makale mmm mm İ Uykunun üç vazifesi vardır: İstirahat, tamir ve rüya âlemine dalmak. Uykuda geçen ilk beş saat istirabat ve tamir ihtiya canı tatmin eder. Beş saatten sonraki uyku müddeti rüya için. de geçer. SON POSTA un - Söz Kısası Palavra Kralı E.Ekrem-Talu — «Amerikanın en kurnaz sıçanını şu gördüğünüz termometro sayesinde | yakalayabildim. Yıllardan beridir, ken- İdisi için kurduğum tuzaklardan biç bi- rine tutulmamıştı. O çek iri, çok ihti. yar ve çok açık göz bir Geme faresiy- di. Bütün bunlara rağmen onu ensele- meğe muvaffak oldum. Keskin koku- İla bir peynir parçasının yardımıyla; İkendisini şu termometrunun altına ka- — getirdim. Baktım ki, oturmuş, pey- bili ker liyor. Yaram; bir rağ pardım, Fare donakaldı. O zaman, bir- denbire sıfıra düşen civa sütunu onun başına indi ve cansız, yere serdil.» Tarihe adları geçmiş en meşhur aptalların bile ağızlarına yakıştıramıya- cağımız bu saçma sapan sözler, ge uyanıkken gördükleri rüyalarla tatmin ederler. Beş saatlik |çenlerde, yine bu hezeyanından dola uyku onlara yeter. yı Amerikada: «Palavra Kralın ünvar Uyamkken ne kadar dolu bir hayat yaşarsanız, o kadar az |nını hak eden Cim Cordan adındaki rüya görürsünüz. Gündüz rüya göremiyenler gece rüyasına | bir herzevekil'in yumurtladığı cevahir- muhtaçlırlar, Hayatı soğuk, manasız, fena bulanlar, gece vü | dir. Bunu, herifin resmi ile beraber sü- feda| fat eden memurların de başkalarına bıraksın-(p£ edilmiştir. indirirken bütçe varidatında açık Vü-İkü kamutay Napolyon gibi, Edison gibi dolu bir hayat yaşıyanlar, bu rüya santlerine muhtaç değildirler. Çünkü onlar rüya ihtiyacını sym (MU yalarile bu noksanı i HTELİF HABERLER Bir Çocuk Ocağın Gülin: de Cayır Cayır Yandı Kızılcahamam, (Özel) — Bura- ya bağlı Çeltikçi nahiyesinin Bağ - viren köyünde çok feci bir kaza ol- muştur, Alâettin isminde 4 yaşların- da bir yavru anası ahırda hayvanlara | bakarken eve girmiş, ocaktaki ateş- le oynamağa başlamıştır. Bu sırada zaten uzun etekli olan entarisi tutu- şarak zavallı yavru bağıra bağıra yanmış ve ölmüştür. Tekaüt Olmadan Ölen Memurlar.. İkramiyeleri Ailelerine Verilecek. Ankara, 22 (Özel) — 30 sene hizmet edip de tekaüt olmadan ve- bir senelik ik- ramiye haklarının tekaüt maaşları ile birlikte ailelerine verilmesi için Kamutaya bir kanun lâyihası tek - Kamutayda Kabul Edilen Kanunlar Ankara, 22 (A. A.) — Fikret Sı- nlığında yapılan bugün-| peri toplantısında 1935 yılı umumi müvazenesine giren bütçe - lerin muhtelif fasılları arasında 236 bin küsur liralık münakale ya-| pılması hakkındaki kanun kabul e- dilmiştir. Yine bu toplantıda ye a mutay gündeliğinde bulunan a - unlardan pamuk ıslahı ve gebatla- a hastalık ve zararlı böceklerden koruma hakkındaki kanunların bi- rinci müzakereleri yapılarak kabul edilmiştir. Bir Kız Kaçırma Hâdisesi... Kızılcahamam, (Özel) — Kaza- mızın Çeltikçi nahiyesine bağlı Bağlıca köyünde evvelki gün bir kız kaçırma hâdisesi olmuştur. Köye yarım saat mesafede bulu- nan Kırkızca köyünden Hasan oğlu Mustafa, köyden Ağça oğulların - dan Mehmet kızı Narine âşık ol - muş ve kızı babasından istemiştir. Fakat ret cevabı alınca da aşk ateşi bacayı sarmıştır. Delikanlı nihayet yanına bir kaç arkadaşını katmış, o gece yarısı Bağlıcaya (sevgilisinin (o kapısı - na gelmiş dayanmıştır. Mustafa zorla içeri girdikten sonra arkadaş- larile ev halkını tehdit ederek Na - rini kapmış, atının terkisine vura - rak dağa kaldırmıştır. Fakat vak'ayı haber alan jandar- mamız bir kaç saatin içinde Musta- fayı yakalıyarak adliyeye vermiştir. Ingiliz Sefiri Romaya Döndü Roma, 22 (A. A.) — İngiltere Kamutay cumartesi günü topla - nacaktır. ii mam İSTER İNAN İSTER ya buray gelişir Tam ve kâmil insan gündüz riya görenlerdir. "büyük elçisi Sir Drümmond dün ak- telâfi ederler. Iki Kanun Lâyihası Devlet Memurları Ve Banka Ve Müesseseler Baremi Tetkik Esiliyor Ankara, 22 (Özel) — Devlet ma- murlarının baremi hakkındaki ka- nun lâyihası maliye encümeninde, devlete ait banka ve müesseselerin baremi hakkındaki lâyiha da Ba- kanlar heyetinde tetkik edilmekte- dir. Bu ikinci lâyihaya göre banka müdür ve erkânının maaşları tah- dit edildiğinden bir çok itirazlar vaki olmuştur. Bu arada yeni teş- !kil edilen Eti Bank memurlarının ikadrosu da Maliye Bakanlığı tara- fından fazla ücretli görülmüş ve iadesine karar verilmiştir. Maliyenin noktai nazarına göre bu kadronun yeni hazırlanan ban - ka ve müesseselere ait barem hü - kümlerine müvazi bir şekilde hazır. lanması lâzım gelmektedir. Hayvan Vergisi Cezeların- daki Belediye Hissesi Ankara, 22 (Özel) — Evvelce hayvan vergisini saklıyanlardan İbu verginin cezaen beş misli olarak alınmakta ve bundan belediye his- "sesi yalnız verginin esası üzerinden verilmekteydi. Dahiliye ve Maliye Vekâletleri |bunun tefsirini istemişler ve dahili. ye encümeni de belediye hisseleri- nin yalnız verginin esasından de - gil, üç veya beş misli olarak alınan cezadan da alınması icap ettiğine ve tefsire lüzum olmadığına karar vermiştir. İNANMA! j ! İstanbulun bir şehir kütüphanesi vardır ki, insan buraya kü- töphane demekten utanır. Bu kütüphanenin ne muntazam bir fitriti, ne oturup okuyacak bir yeri. hattâ me de ışığı vardır. Burada aradığınız kitabı bulmak, bulduğunuz kitabı okumak bir meseledir. Dün gazetelerde şöyle bir haber okuduk: «Yeni şehir plânı yapılırken İstanbul mühtelif mıntakalara ayrılacaktır. Bunlardan biri ilim ve kültür mntakas olacaktır. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Belediye bu mıntakanın münasip bir yerinde bir şehir kütüp- hanesi açmak niyetindedir. Belediye şehir kütüphanesi için bir gök kiymetli kitaplar satın alınışı. Bunlar şiwdilik Beyazıt kütüphanesinde bulunmaktadır. Büyük şehir kütüphanesi ya- pıldıktan sonra bütün kitaplar oraya nakledilecektir. » O vakte kadar da kurtlar ve haşereler mevcut kitapların icabına bakacak ve okuyucular şimdiki kütüphaneden istifade edememekte devam edeceklerdir. tunlarına geçiren Fransızca Vu mec muasında okudum. Her şeyin mutlaka bir kralını bu - landurmak merakını besliyen demok- ratik Amerikada, meğer petrol, demir, otomobil, baydutluk, kaçakçılık ve daha bunun gibi biribirini tutmaz nice şeylerin kralları yanında bir de palav- ra kralı seçmek zaruretini duyuyor müş. Zevkten, tabiatten, meraktan, âdet ve an'anelerden * bahsolunmaz. Her- kes, dilediği şeyde bir fazilet arar, en pestenkârani, en münasebetsiz, en çirkin nesneye önem verir. Fakat iyi ya, a mübarek Amerika lar; madem bir palavra kralı seçe - cek, bu ünvanla birisine mutlaka $e - ref bahşedip onu tevkir edeceksiniz. ne diye böyle adı sanı belli olmayan, sözlerinde biç bir hususiyet ve hiç bir çeşni bulunmayan adamlara kadar gi- dersiniz? Gelin Avrupaya.. Siyasa mahafili - ni güzelce bir dolaşın. Cenevrede şöy- le bir kolaçan ettikten. sonra, şarka, garbe, şimale ve bilhassa cenuba iyice kulak verin. Sizi temin ederim, kendinize öyle 'bir palavra kralı bülmağa muvaffak o- lursunuz ki, şöhretini gölgede bıraka- cak her hangi bir adam asırlarca ye * tişmez! Çerez kabilinden : Harunürreşidin Çocukluğu Harunürreşit, yalnız mütekâmil bir in- İsan olup ta koskoca bir ülkeye hükümran İ olduğu zaman değil, fakat henüz pek kü- çük bir çocukken de zekâ ve dirayetine herkesi hayran ederdi. Dokuz yaşlarında iken, bir gün baba - sini ziyarete gelen, Bağdadın en yüksek âlemasından Şemsettin, oralarda oynyan Harunü görüp, zel ölçmek maksadi- le ona şu suali sordu: — Cenabı Hakkı biliyor musun? — Evet, biliyorum, — Bana, onun nerede olduğunu söyle, anna bir sepet yemiş vereyim. Harun, başını kaldırdı, gözlerini Şem - settinin gözlerine dikti ve: bana Cenabı Hakkın nerede ols madığını söyleyin. ben size iki sepet he - diye edeyim! Cevabım verdi. TIFLI Bir Japon Konsolos Memuru Öldürüldü Tokyo, 22 (A. A.) — Yubarin- dındaki Japon kruvazörü, Amoy' » dan Svatov'a gitmek emrini almış « tır. Dün Svatov'da Japon konsolos- hanesi zabıtası efradından biri Çin- liler tarafından öldürülmüştü. Yeni İntihabat Yaklaşıyor Tokyo, 22 (A. A.) — Umumi in- tihabat tarihi 20 şubat olarak tesbit edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: