MAHKEMELERDE Bir Tavcılık Hikâyesi Kâtip, istintak kararını okudu: «Nişantaşında ... apartımanı “Ayşeye adi bir yüzüğü altın diye sürerek, yüz yirmi kuruş dolandırmaktan — suçlu Kumkapıda sakin seyyar — satıcı inci madde mucibince lüzumu muha- kapıcın Fikrinin kemesine...» Davacı otuz. yaşlarında bir kadındı. Hâkim suçluyu işaret ederek sordu: — Bu adam sana yüzük sattı mı? — Sattı elendim! — Anlat bakalım, nasıl oldu bu me - sele? — Efendim; çarşıya sebze almağa gi - diyordum. Yolda bu satcile — karşılaştım. Önündeki kutuda türlü türlü eşyalar var - dı Bana: — Bayanl. dedi; çok kıymetli yüzük lerim şar. Bir tane alırsanız çok memnun kalırsınız!. Ve sapsarı parlak bir yüzüğü avucuma koydu. — Nedir bu? dedim. — Altındır! dedi. — Kaça? dedim. — Bu, çok pahalıdır amma, dedi; sen ilk müşterimsin. Sermayesine versceğim: — Sana otuz kuruş ziyanına verece » im! deyince dayanamadımı; sebze pa - ralarını onun eline sayarak geri döndüm. Fakat evdekiler yüzüğe bakar bakmaz: — Ayol, beş kuruştur bu yüzükleri. dediler. Hemen ters yüzüne koşarak salı- ciyı aradım; bulamayınca karakola ha - ber verdim.. — Peki, hiç düşünmedin mi; bu yü - Zük altın olan daha pahalı eder diye?. Ayşe saf saf güldü: — İşte ben de hesapça daha kârlı çı - kacağımı umdum da... Suçlu otuz beş yaşlarında ufak tefek, zayıf, çalimsiz birisiydi; reis ona döndü: — Ne diyeceksin Fikri? — Yüzüğü bu kadına sattım. Fakat yüz yinü kuruşa değii, altımş kuruşa. Almıg zaten iki mecidiyedir. Yirmi burve kârım var.. p Ayseye tekrar soruldu: — Yüzük nerede? Ayyşe birisini araştırır gibi gözlerini din. leyiciler tarafına çevirerek: — Kocam çöp tenekesine attığını söy- lüyordu amma, bilmem?.. Dinleyiciler arasından bir erkek ba - ganı uzattı: — Evde, evde... Mahkeme yüzüğün getirilmesine ve hâ- diseyle alâkadar kimselerin şahit — olarak gağırılmasına karar vererek duruşmayı baş- ka güne bıraktı. Altın — yaldıza — batırılmış — alelâde mangırların yükesk —fiatlara, guna buna sürülüşlerini gazeteler her zaman yazar - lar, Ve böyle vak'aları hemen herkes gö- Für vüya işkir. Böyle iken ber san ma - denin altın olamıyacağını hâlâ anlıyamı - yanlarımız vardır. Kapıcı Ayşe kür edeyim derken ton « gaya basmıştır. Bu hâdisede beş kuruşluk yüzüğü al- tındır diye yüz yirmi kuruşa satan Fikri tırdır diye yüz yirmi kuruşa satan — Fikri - iddia doğru ise - şüphesiz ki suçlu. Fa - kat saflık yüzünden elindeki parayı bile bi- le - ve hattâ seve seve - başkasının avu - cuna sayan ÂAyşe büsbütün mü masum? Nöbetçi Eczaneler Bu geceki nöbetçi eczaneler şunlardır: Eminönü: (Salih Necati), Küçükpa - zar: (Necati). Alemdar: (Sırrı Ra - sim). Beyazıt: (Asador). Şehzade - Başı: (İsimsil Hakkı. Foner: (Arif). (Eyüp: (Hikmet). Karagümrük: (A. Kemal). Şehremini: (Nâzım). Aksa - ray: (Şeref). Samatya: (Teofilos). Hasköy: (Yeni Türkiye). Kasımpaşa: (Yeni Turan). Beşiktaş: — (Recep). Beyoğlu: (Dellâ Suda, Ertuğrul, Ba- runakyan). Şişli: (Fevzi). Üsküdar: (Ömer Kenan). Kadıköy: — (Üçler, Sotraki). — Büyükada: — (Mehmet). Heybeli: (Tanaş). SON POSTA Demir Ağla Bağlanan : Sandıklı Sandıklı (Özel) — Yeni yapılan Afyonkarahisar - Antalya şimendi- fer hattı güzergâhında bulunan şi- rin bir kaza merkezidir. 927 tahriri nüfusunda 38,000 nüfuslu iken yeni yapılan tahrirde nüfusun 46,000 e yükselmiştir. Sandıklı Burdura 110, Karahisa- ra 60 kilometre mesafededir. Şehre bir saat mesafede bir kaplıcası var- dır. Senenin muayyen mevsiminde etraftan bir çok kimseler buraya ge- lir. Bilhassa romatizmalılar sedye ile geldikleri halde yürüyerek gi- derler. Bu suyun hassai şifaiyesinin pek yüksek olduğu söylenmektedir. Kaplıca civarında bir de çamur menbat vardır. Bunun da romatiz « ma için kat'i bir tedavi husule ge - tirdiği ve bir çok hastaların her şe- kil tedaviden istifade edemeyip bu çamurdan esaslı istifade gördükle- ri söylenmektedir. Yeni hattın San- dıklıdan geçmesi kasabanın inkişa- fını temin edecektir. Sandıklı İstaryonu ve Memleketin halkı çiftçidir. Zür-|zalarla ticari alâkalarını arttırmış- ram mahsulünü sevketmek için ko-İtır. Sandıklının pek meşhur — olan laylığa kavuşması halkı çok sevin -|leblebisi bugün Anadolunun her ta- dirmiştir. Esasen Antalya - Afyon||rafına sevkedilmektedir. Sandıklı- şosesinin de buradan geçmesi her|nın biricik kusuru elektrik olma - Yerlerimizden gün bir çok kamyon ve otomobille-|masıdır. Memlekette bir belediye / ranlıklar içinde kalması doğru de- İkincikânun ' Oö a0 NİŞLERİ Ben ! Anneme Bakmil Mecbur Mıyı ! Ben en — küçi n evlendiler. Ben le beraber yaşıyorum. Nihayet bet Ö lenmeğe karar verdim. Fakat kariff Pj nemi istemiyor. «Madem ki beş niz, anneni diğer kardeşlerin ) sen vazifeni yapmışsını diyor. Halb hareket bana çok ağır geliyor, bf yatında bana güvenen annemi, ke©tf ğ kim ve sandetim için sokağa atmt” hut diğer kardeşlerime göndermek ma gidiyor. Bu meseleyi nasıl b Sandıklı memurları lediye tabibi vardır. Sıhhi vaziyeti çok iyidir, ahalisi gürbüz ve kuv - ber vetlidi;. Elektrik meselesine bele -| iyorum ve konuşmaktan — çel a diyece yakında bir çare bulunacağı | F“t4! seviyorum da, ne yapayım » söylenmektedir. Bu güzel şehrin ka- Ankara; A- ” rin uğraması memleketin civar ka-|dispanseri, bir hükümet, bir de be-îiildir. İzmitte | Av Taşköprüde — Bu Yi Tavşan Eğlenceleri Eol'uğu Var İzmit (Özel) — Şehrimiz Ak Ye-| — Taşköprü, (Özel) — Avcıların an- şil spor kulübü avcılık kolu büyük 'Jattığına göre bu yıl pek çok tavşan bir av eğlencesi tertip etmişti. Oto- avlanmakta ve bu bolluk her yılkine mobil, kamyon, araba, at ve yaya o—İlöfG fevkalâde sayılmaktadır. larak kafile kafile şen kahkahalar| — Avcılar her gün beş an tavşan av- Hakaletavinmiye çakrik geazler o:hynık dönmektedirler. Ekinlere za- dünkü saeklrer eai bir "&T veren bu l.'ııyvın mütemeadi - bir hatıra olarak kulüplerinin defteri -I:::ı_e.deıe M Ber afük ee ğ ne kaydedeceklerdir. Vurdukları av, Av hayvanlarından karaca geyik tavşan, bıldırcın ve sair küçük kuş -'yaban domuzu tilki pek çok bulunma- lardı. Gençler öğle yemeğine otur - &ına rağmen bu havalide keklik ve çul- dukları anda vali Hâmit Oskayla, 'luk gibi av kuşlarının nesli hemen he- Halkevi epor kolu başkanı ve ağır| n biş kelaamş göğlr — ceza mahkemesi reisi Nailin de gel-|lardır. mesi umumi neşe ve sevinci kat kat| Diğer taraftan ziraat müdürlüğü - arttırmışlır. nün tertip ettiği sürek avı da büyük Gençler öğleden sonra avlanmış -|neticeler hâsıl etmiştir. Güzel İllerimizden: Amasya Amasya, (Özel) — Amasya tabil güzelliklere malik şehirlerimizden bi- risidir. Türkiyede Bursanın bir eşidir. Ortasından akan yeşil ırmak şehri ikiye ayırmıştır. Amasyanın çiçek bamyası, Misket elması olduğu kadar bağı ve bahçesi de meşhurdur. Samsun - Sivas hattı şehrin tam — ortasın- dan geçmektedir. Şehrin umumt manzarası İstanbulun Boğaziçini andırmak- tadır: Belediye şehrin güzelleşmesi, meden? ihtiyaçlarının bir an evvel karşılan- ması için çalışmaktadır. Hazirana kadar elektrik te yapılacak, Amasya me- deniyet nuruna kavuşacaktır. Toprakları Bire Yirmi Veren Köy Biga (Özel) — Buraya 35 kilo - metre uzaklıkta bulunan «Çifte çeş- meler» köyü, bundan 20 yıl önce ta- mamen yanıp kül olmuş ve Filibe es- ki göçmenlerinden olan 80 evli hal- kı da buraya dağılmıştı. Bandırma, Gönen yolu üzerinde olan ve tatlı bir tepeciğin üstüne ku- bü rulan bu güzel köy, yangından son-| İra yeniden toplanmağa başlamış ve bugün 40 haneyi bulmuştur. Bu kö- yün toprakları her yıl bire yirmi ü-| rün vermektedir. Halk, bir taraftan da geniş mer'a- larında cins hindiler yetiştirirler. Vaktile «Allı oğlu çiftliği» diye a - nılan bu köyün yerinde sıra ile 3 tane boşa akar çeşme bulunduğu için «Çifte çeşmelern adı verilmiş - tir. Açık göz ve becerikli olan muh- tarı Kadir bu çeşmelerin havuzla - rını çimento ile yaptırmış, şimdi de yarım saat mesafedeki Kınalar kö- yü mektebine, köy çocuklarının gi- debilmeleri için Kınalar deresi köp- rüsünü yaptırmağa teşebbüs etmiş- tir. Bu çeşmelerin ayağını boşa akıt- mak istemiyen köylüler, suyu bah- çelerine akıtmakta ve sebzelerini kolaylıkla yetiştirmekte, şehre muh- | taç olmamaktadırlar. | Önceleri civardaki — fundalıklar | sivrisinek kaynağı iken sıtmalı ve | dalaklı olan köy çocukları, son za-' manlarda bu havayı bozan küçük | ormanın temizlenmesile gürbüzleş - miş ve şimdi sıtmadan eser kalma- mıştır. Bizanslılar zamanında bu köyün yerinde bir şehir olduğu, köylüle - rin çift sürerken arasıra tarlalarda buldukları eski bakır paralardan | anlaşılmaktadır. Kalburdan geçme- diği halde bu köyün buğdayları pi- rinç gibi temizdir. Bir Doktorun Günlük Sporun Sinirlere Faydası Var Midir? Uzun zamandan beri sporla DŞ sa futbol ile uğraşan ve nihayet # cak adalelerinde bir ağıı sebebiy'' na müracaat eden bir gençle yorum: Sporun sinirlere faydasını 10 sulstimal edilirse (bir de onun # yan bacağını işaret ederek) karü ) ği yorgunluk neticesi bu #7 pp mları ve iltihapları eksik En iyi spor ve * sinirleri spor vücut mafsal hareketleri kol hareketleri yapmak suretiyle edilir. Yüzme hareketleri, teni$ ketbol, voleybol oyunları, yürü futbola tercih edilmelidir. Benc€ sağlam sinirleri gevşetir. Sonrü müsait bünyeler vardır. Hiç ciğer hastalığı gecir fi hastalıklar görmeyen göğtü ciğerleri sağlam kanlı canlı ( işe girmelidir. Siz futbolu Aksi takdirde bu nevritlerden * mazsınız dedim. ! Müsekkin bir feriksiyon yazdifli tüp aspirin kullandı. 10 gün etti ve iyileşti.