Muharritit Freeman Wille Crofst 16/1/938 Patikanın Yan Tarafında Çalılıklar Arasında Kurulmuş Bir Kamp Vardı — Perona in de sana söyliyece- ğim, dedi. Dört Kişilik Bir Masa Memur trenden inince onun ko- handan tuttu ve Viktorla Tierin kompartimanını göstererek: — Şöyle geçiyormuş gibi yapa - rak o delikten kompartimanın içine bir göz at. Karşıki köşede gri elbi- seli ufak tefek bir adamla onun kar- şısında iri yarı bir adam görecek - sin. Öğle yemeğinde bunlarla ayni masada bulunmamı temin edecek - sin. Anladın ya?.. Dört kişilik bir masa.. Evvelâ ben gelip oturaca « ğım, onlar da vagona geldikleri za- SON POSTA Techizat Bedeli Hak- kındaki Kanun Kabul Edildi Ankara, 15 (A. A.) — Bugün Re- fet Canıtez'in başkanlığında yapı - lan kamutay toplantısında askeri tıbbiye mektebinden çıkan kimya gerlerle diş hekimlerine verilecek techizat bedeli hakkındaki kanun âyihasının ikinci müzakeresi yapı- larak kabul edilmiş ve 1931 yılı ha- zine son hesabı hakkında lâyiha da tasvip edilmiştir. Kamutay cuma günü toplanacak- tır. Lehistanın Harict Siyaseti Varşova, 15 (A. A.) — Diş ba - kanı Beak bugün parlâmento ko - misyonunda Polonyanın beynelmi- | lel vaziyetini anlatarak demiştir ki: İtalyan - Habeş ihtilâfı beynel - milel vaziyetin esaslı unsurlarını takdir için karakteristik bir mahi - yettedir. Zecri tedbirlere iştirakimiz di - |Her HİKÂYE İngilizceden Bir Hortlak Hikâyesi eij ü Köy otelinin barında, köşede otu- ran genç adam, yeni gelenlere anlatı-| İyordu: | Böyle bir gecede her şey olabilir... | şey umulabilir. Bakınız, — sel -| ler, tren hattını silip süpürdüğü — için | İsiz burada kalmağa mecbur - oldunuz. Otomobilimizin tam önüne yıkılan ko- caman bir meşe ağacı da bizim yolu- muzu kapadı ve buraya sığındık. Az kalsın üzerimize yıkılıyordu. Karım büyük bir heyecan ve korku —geçirdi, şimdi yukarıda, odasında biraz istira- hat ediyor. TW Siz gelmezden evvel otel sahibi ka- römün yattığı odanın tekinsiz olduğu- nu, bir zamanlar kraliçe Elizabet tara- fından kabul edilmek üzere Londraya gitmekte olan Sir Luk'un bu - odada fücceten öldüğünü ve daha başka — ga- vardır. rip hâdiselerin cereyan ettiğini söyledi. | Profesörün Va davüllmi |ğer devletlerle teşriki mesaide bu -|Bunlardan karıma — bahsetmemesini İsöyledim. Karım fevkaltabia şeylerden, yolltaden. keeKtöğutabaki, lunmak vazifemizin icabıdır. nıırhonhkhrdın Öoti Ürecü İörkak;-edü düşünerek su gibi yalan — 88); man kendilerine benim masamda yer göstereceksin, dedi ve memu- run eline bolca bir bahşiş sıkıştır » dı. * Frenmç'i evvelce tanıyan, onun cö. mertliğini bilen ve ileride de bun- dan müstefit olmak istiyen vagon restoran memuru, elden geleni ya- pacağını vadetti. Hakikaten de iki saat sonra Viktorla Tier de Frencin daha evvel oturmuş olduğu masaya oturdular. Tuhat Tesadül Viktor yerine otururken Frenci gördü ve: — Oo!.. Mister Frenç siz de bura- da mı idiniz? Ne de umulmadık saadet!... Sizi trene girerken hiç görmedi idik, dedi. Tier de Frenci kısaca selâmladı. Polis müfettişile tekrar karşı kar - tıya gelmek onun canını sıkmıştı. Frenç gayet tabii bir tavırla: - — — Ben de sizi görmemiştim.. Ne tuhaf tesadüf.. Hakikaten memnun oldum, dedi. Viktor: — Şimdi de neyin peşinde koşu- yorsunuz bakalım? Gene kanlı ve acıklı bir vak'a mı? dedi. Frenç gülümsedi: — Hayır, bu defa o kadar feci de- ğil. Prinstovn hapishanesine kadar gidiyorum, dedi. Hapishane cehennemi Viktor başını iki tarafa salladı ve: — Berbat, feci bir yer. Orasını ka- patmak daha doğru. Hiç bir zavallı o cehenneme atı - lacak kadar büyük bir cinayet işliye- mez, dedi. — Belki de hakkınız var Mister Magil, fakat bu hususta benim hiç bir söz söylemeğe hak ve salâhiye - tim yok ki... Fakat eskisi kadar fena değil. Biliyorsunuz ki son seneler zarfında hapishanelerde oldukça bü yük ıslahat yapıldı. Viktor, bu ıslahatın geç bile kal- dığını söyledi ve bir müddet İngil - terenin ve diğer memleketlerin ceza üsüllerini münakaşa ettiler. Bir müddet Tierin iştirak ettiği âfaki bazı muhavereden sonra - tabiatile Sir Conun katli meselesini açtılar. Viktor: — Sizler bu işten ümidinizi ta - mamile kestiniz galiba... Görüyo - rum ki hiç onunla uğraştığınız yok, öyle değil mi? dedi. İp Uçları Viktorun bu suali Frence bekle - diği ilk fırsatı vermişti. Öne doğru eğildi ve mahrem Bir şey söylüyor- muş gibi gayet yavaş bir sesle: — ,Hıı uğraşıyoruz. hem uğraş- Frenç sahin bir sesle: Evet, dedi bir ip ucu elde edebildik mıyoruz. Bizi hemen hemen gaye- mize ulaştıracak bir sürü delil top- ladık, fakat bunların hiç biri de bi- zi matlüp neticeye isal edemedi. Şimdiki halde elimizde en kuvvetli delil Keyv Hildeki ele geçen ip ucu- dur. Bizi bir neticeye isal edeceğe benziyor, dedi. Gayri ihtiyari olarak iki arkadaş birbirine bakıştılar. Frenç belli et- meden onların her hallerini, her ta- vırlarını gözetliyordu. Viktor he .- yecanını gizlemek için boğulacak - mış gibi öksürüyor, Tier ise, başını önüne eğmiş, sözde tabağındaki ba- hkta bir kılçık araştırıyordu. Bir müddet sonra Tier başını tekrar kaldırdı ve sanki hakikaten alâka- dar değilmiş gibi Frençten bu me - sele hakkında bazı şeyler sordu. İki Arkadaşın Hayreti Frenç: — Meselenin safahatı hakkında neler duyduğunuzu — bilmiyorum. Her halde Reyni, Keyv Hilde bul - duklarımıza dair size malümat ver- miş olacaktır, dedi. Viktor: : — Bir kelime bile söylemedi, de- di. — Öyle ise ondan sonra sinizle görüşememiştir de onun için.. Fil -| hakika bu keşif oldukça mühim bir keşif, fakat meseleyi aydınlatmak- tan ziyade büsbütün esrarengiz bir hale getiriyor. Sir Conun bütün o günü Keyv Hilde geçirmiş olduğu- nu keşfettik. Viktor: — Allah! Allah!. dedi. Her iki arkadaş ta, olduluti hay- ret izhar ettiler. Fakat Frenç onla - rın daha ziyade bir ferahlık hisset- tiklerinin farkına vardı: — Evet, dedi, çoban yolu dedik- leri patikadan hem çıkarken, hem de inerken kendisini görmüşler... Çalılıklar arasında Bir Kamp Viktor alâka ile başını salladı ve: — Oraları karış karış bilirim. Çocuk iken o patikadan kaç defa tırmandım!... Sana da bahsettim - di, değil mi Tier? dedi. (Arkası var) .J mur. bu beynelmilel teşriki mesai vası - tasını zayıf düşürmeğe çalışmalı - yız. İspanyada Bir Aile Birden Mahvoldu Salamangde eİspanyar, 15 (ALA.) — Portekiz hududu üzerinde Saugelle'de yol inşaatında çalışan — işçinin biri, kayaları parçalamak için evinde 50 kilo barut sak- lamakta idi, Henüz anlaşılmayan bir sebepten do - layı barut ateş almış ve ev tamamen harap olduktan başka, işçi, kanısı ve beş çocuğu telef olmuşlardır. İngilterede Iki Tren Çarpıştı Londra, 15 (A. A.) — Londra'dan Pen- Sehrivenham - Wiltshire marşandiz trenine çarpmıştır. Her iki tren, yoldan çıkmıştır. Ön üç yaralı vardır. İsveç Bir Mavi Kitap Çıkardı İstokholm, 15 (A. A.) — Dış ba- kanlığı, bir «Mavi Kitap» neşret - miştir. Bu kitap, zecri tedbirlere müteallik bütün vesikaları ihtiva etmektedir. Bu vesikalar, Milletler Cemiyeti- nin hayatiyetini ve kollektif bir faaliyetin imkânını göstermekte - dir. Hitlerin Sihhati »«Berlin, 15 (A.A.) — Dış ve propa- ganda bakanlıkları Hitlerin sihhati hakkındaki haberleri kat'i olarak tek - zip etmekte ve Hitlerin hiç bir ameli- yata ihtiyacı olmadığını bildirmekte - dir. İstanbul ikinci i#lâs memurluğundan: Müflis Mehmet Kadri tarafından Doy- çe Öryent Bank Drestner bankası şubesine rebin edilmiş olan yüz sandık demir çelik açık artlırma ile satılacaktır. Taliplerin 21 kânunusani 936 salı günü sabah saat |0 da İstanbul tütün gümrüğünde Doyçe Öryent bankası deposunda hazıt bulunacak me- mura müracaat etmeleri lüzumu ilân olu- (19050) Kütahya icra memurluğundan: Saka köyünden olup halen ikametgâhı meçhul Selim oğlu Hasan tarafına: Kütahyada Geler oğlu Hamdiye - bir kıt'a ilâmla 30 kile buğday ve 2805 ku - Tuş botcunuzdan ötürü köyünüze yollanaın icra emti ikametgâbınızın — meçhüliyetine binaen mübaşir tarafından bilâ tebliğ inde olunmuştur. Bu itibarla ilânen tebligat ifasına karar verilmiştir. hi ilândan beş gün sonra borcunuzu ödemediğiniz ve borcun öden- diğine dair bir vesika ibraz etmediğiniz takdirde muamelâtı icraiyenin kâffesi gı - yabınızda yapılacağı icra emri makammınma kaim olmak üzere tebliğ olunur. patlar... Hele bir. defasında!..... Ma-| başladım. - ——— demki vakit” geçireceğiz, isterseniz o! —— Evimi görseniz siz de vak'ayı size anlatıvereyim. Ioh_ırsı_m_uz.._ Noel sıralarında O zamarilar biraz daha — gençtim, | ©vin içinde bir lıoı?lık _d“ Bir iş için Nevyorka gitmiş ve beş ay-| Hoş-.. Ben daha görmedim yald hk bir gaybübetten sonra Morentik dim. vapuru ile İngiltereye dönüyordum. |— Bunu uydurmuştum. İşin Nevyorktan hareketimizden bir kaç h yoktu. Fakat aşkta her şey mi sant sonra, güvertede dünyanın en / Bu yalanı biraz daha süsledim güzel, en cana yakın, en çekici kızını ?dim. öyle ki, nihayet profesör gördüm. Hayatımda bir çok kızlara â-|ta vereceği konfcmnıl_udın şık olmuştum amma, bu kız bambaş- eli benim evimde geçirmeğe ka idi. Daha görür görmez kendisiyle du. evlenmeğe karar verdim. | — Vapurdan inip te biribirimizde! Ayni gün vapurun kâtibine avuç irıldığımız zaman kendi kendime dolusu bahşiş vererek kızın babasına für ediyordum. Ben ne aptallık zance'e giden bir sayyah treni, bu sabah | yakınında — bir | prazanta edildim. Kâtibin becerikliği mış, ne halt karıştırmıştım? Ya sayesinde, akşam yemeğinde beni de tizma mütehassısı olan profesör onun oturduğu masaya götürdüler Kı- de fenni araştırmalar yapar da $ zın babası Amerikanın meşhur ilirnle-inım meydana çıkarsal.... O vaki rindendi. İngiltereye ruhiyat ve ispir- tün ümitlerim mahvolmuş tizme tecrübeleri hakkında bir kaç kon-| — Ferdası gün en iyi daşları! ferans vermek için geliyormuş. aktör Con Kofni'ye gittim. Noel fi Tuhaf değil mi, daha görüşür gö- si bizim eve gelip bir hortlak rolü rüşmez profesör benden hoşlandı. Be- | masi için yalvardım, yakardım. EY ni, kızı Marion'a takdim etti. Mari - reddetti. Fakat Marion'u e on'un toz penbe yanakları, kadife gibi' rif ettiğim ve onu ne kadar b yumuşak ve nazik bir teni vardı. Kum-|aşkla sevdiğimi söyleyince mü ral ve parlak saçları ensesine dökülü- / etti. Kim ne derse desin Con iyi V yordu. Elâ gözlerinde bir sıcaklık, in- | sanı içine çeken esrarlı bir derinlik var- dı. Eğer bu kızla evlenmeme mani ©- karsa, profesörü bile seve seve boğaz- Tardım. Fakat profesör hiç te oralarda de- gildi. Döstluğumuz gittikçe ilerledi ve ben de gittikçe Marion'a daha ziyade âşık oldum. İngiltere sahillerine on iki saat kal- dığı zaman şaşkına döndüm. Damdan düşer gibi izdivaç teklif edemezdim ya! Nihayet son çare olarak ve büyük bir halecan içinde onları Süsseks'teki küçük malikâneme davet ettim. Evim hakikaten Tüdor Stilindedir ve devir- lerden kalma eski bir binadır. Pek bü- Humu söyliyecektim. Bu arada d yük değildir amma, dahili tarzı mMima- | dasına sıyışacaktı. risi biraz gariptir. Etrafı balkonlu bir| Bunlar hep delilikti, amma n& salonu, tavanında halis meşeden kalmlı.m_ gençlikti. kalın potrelleri ve daracık koridorları îiftıanlır,—AkdenîzJŞ Mgiliz - Fran$ Uzlaşmasına Hücum Ediyorlar Bütün — teferrüatı Con gece yarısından sonra dasından çıkıp duvarın kenarında*" niş tuğla pervazın üzerinden — yö? rek profesörün — odasının 'çıkacak, balkona açılan penceret daya girecekti. Eski, Şeksper © ait bir elbise giyecek, yüzüne f0 bir madde sürecek ve cebindeki şangırdatarak odadan süratle İridora çıkacaktı. Ben de ko leyecektim. Şayet profesör t İmek için odadan dışarı çıkarsa geçecek ve profesörün - odasındi” |gürültü işiterek uyandığımı ve ederek kendi odasına gelmekte | (Arkasıi Berlin, 15 (A. A. )— Alman ba-|karşı hücumlarına devam sını, İngiltere ile Fransanın Akde -İve bu uzlaşmanın Lokarno nizde birbirlerine yardım edecek -|ması üzerine apacağı tesiri lerini tazammun eden uzlaşmaya | detmektedir. Bir Italyan Gızıtıılıılnwl!ı.ııyı Ve Fransaya Hücumu Torino, 15 (A. A.) — Molotofun|bunların zecri tedbirciliktet nutkundan bahseden Gazetta Del|tifade Avrupada bir harp * Popolo, Sovyet Rusya ve Fransa|niyetinde - bulunduklarını — hükümetlerine hücum etmekte ve|mektedir.