. Tımarı u aa REOJFEY.ST'TIR YYR.EYET g k? —3 İkincikânın Boş Zaman Eğlencesi Bugün size, bir mesele arzediyoruz. Esası şudur: Yd Biri muhtelit, d-i z ÇADDA N| geri ekepres olmak Üzere iki tren var. Her ne kadar ce - bir ile halledilebi - lirse de basit bir muhakeme ile de bunu halletmek kabildir. Mühtelit tren birinci istaayandan (2,12) de harekt edip ikinci istasyona saat 3,24 te, yani 72 dakikada vasıl oluyor. Ekspres Ruzvelt Muhtemel Harbe Karşı İlk Sözünü Söyledi: “İyi Tanzim Edilmiş Bir Bitaraflık Ve Körükleyici Bir Hareketten Sakınmak,, * <37 ua na Ruzvelt: — Sulhu Tehdit Edenler Hodbin Bir Kudrot Elde Etmiye Çalışanlardır,, Diyor.. SON POSTA | vE © j BU GÜN Cehlin de İnsaflısı Vardır! Şu fikrayı 25 yıl önce çıkan bir mec « muadan alıyorum: İki arkadaş konuşuyore ? — 18 hariran 1815 tel — O tarihte vapur var mıydı? — Henüz ilk tecrübesi yapılıyordu. Hattâ Napolyon Sent Elene sevkolumurken V Fransadaki Heni ise birinci istasyaondan saat 2,26 da bareket ederek ikinci istasyona 3,17 de geliyor ve bu mesafeyi 52 dakikada kate- diyor, Süratleri müsavi olmamakla beraber iyan * Habeş harhinden sonra Avrupa havasında husule gelen gerginlik, mil - ıulı:y:w in .b:ıihn—n' ve muhtemel bir Avrupa harbi için gizli ve açık konuş - malar yapılmağa başlandı. Zecri tedbirlerin inzimamı da ortaya yeni bir mesele çı- kardı. Amerika muhtemel bir Avrupa harbinde ne vaziyet takınacak?.. İşte Ruzveltin Portsutta ilk vapuru - görmüş ve vaktile kendine baş vuran mucidi istihza de kar- sıladığım hatırlıyarak tecssür göstermişti. — Hay Allah razı olsun. Mühim bir Fırtınalar.. her iki trenin de bu mesafe dahilinde ken. di süratlerini rauhafaza ettiklerini farze - dersek, ekspresin muhtelit treni aaat kaç- ta geçtiğini hesap edebilir misiniz? Vaşington, 4 (A. A.) — Rüzvelt, dün akşam verdiği söylevde bilbassa şunları Bir gün amelenin birine ayni sokağın ufı bir tarafında, diğeri öte tarafında olan iki temizlemesi * emrediliyor. 'A-ıneln yanına 17 metro boyunda bir mer- 'diven alıyor ve bunu yerden 13 metro yük- Bekte olan hixindpmny.ılı_ık-l- Fette yere — dayıyor ve pencereyi — siliyor. '['ni değiştirmeden onu sokağın öte tara - ma dayıyarak yerden V0 metro yüksekte öteki pencereye tam ulaşlbiliyor. Bu- bu nutku bütün tereddütleri şimdilik halletmiş bulunuyor. Sen Yükseliyor, Halk Ev- lerini Boşaltıp Dağlara müşkülümü hallettim. Va: — Ne gibi? Çekiliyor — Vapadi “Napolyomin' ainüddi . meselesi! Paris, 4 (A. A.) — Bir kaç gündür Fransada hüküm süren fırtınalar mütema- diyen artan zararlar yapmaktadır. | Seine nehri tehlikeli bir tarzda yüksel -| mektedir. Nehrin kenarındaki rıktanlar da- ha şimdiden su altında kalmiştır. İndre ve Laine vilâyetlerinde bir demiryolu köp - rüsü tam tren geçerken yıkılmış ve loko - molif devrilmiştir. Trenin son vagonu da hattan çıkmışlır. Yolculara hiç bir şey ol- mamıştır. Diğer taraftan Niort mıntaka - sında bir çok ev boşaltılmıştır. İki kişinin boğulmuş olmasından — karkulmaktadır, | Poitiers halkına zemin katarlarını boşalt - maları tavsiye olunmuştur. Diğer taraftan bir Çiğ Chamcix He Fa- yet arasındaki demir yolumu kapamıştır. — Ba bir mesele değil, tarihf bir kikat. Larvsun küçük nüshalarına da san bulursun. ! — Öyle ama bizim yazıcılar başka tür- gösteriyorlar. Meselâ geçen gün bir ga İzetede Napolyonun sukutu diye bir mükar Üle vardı. Orada tahtından düşürülen cihan- girin vapura bindirilerek Sent Elen adanına — gönderildiği yazılı idi. h — Adam sen de. Böyle kuşun böyle İkuyruğu olur derler. Oküyucu — aldırma - yınca yazan neden perva etsin? Sonra yanı başımda duran günlük, haf- talık, on beş günlük gazateleri gözden ge- giriyorum. Aman allahım, neler yok?.. Söz j gelimi kahvenin Türk yurduna gelişi henüz dört yüz yıl olmuştur. değil mi? Bizim va- | DA Bazaran sokağın genişliği kaç metro - | — İyi tanzim edilmiş bir bitaraflıkla, ihti - Hur. Hesap edbilir misiniz) E aa reketten sakınmak, hı..—.M' iştirak - sircilere Karşı (- çetnmek oysun b adele Sleei Mücadele... KEŞEm ea FNÇ üA aei BARE G Si ERASDTÜR CGi SA Ayusturalya —Hükümeti, |işlerinde istibdadın bap göstermesi, barışı Keyfi Muamele İle İttiham İ'Sbikeye koymaktadır. Halbuki demokrat Ediliyor Londra, 4 (A, A.) — Esirciliğe karşı Mmücadele ve yerlileri himaye emiyeti A Bu mektupta deniliyor kd: fikirlerin hüküm sürdüğü yerlerde, bu gibi tehlikeler zuhur etmektedir. : Demokrat milletlerde, hbalkın zihnini selerinin ilerlemesine mâni olmaktır. » Ruzvelt, bundan sonra, büyük kütlelere Amerika Cumur başkanı Ruzvelt işgal oden mesele dahilde esaret» hariçte| Kârlıkla, içeride, kin duygularının körük - ©|de tecavüz demek olan istibdat mücsse - 1enmesi arasındaki tezadı kaydetmektedir. Londra Ne Düşünliyor? miyetine set çekmek için sarfettiği emek- | T- leri, aynı ekalliyetlerin de iktidarı ele ge -! «Her bangi bir suçtan dolayı tevkif « -| SiTmek için giriştikleri “ teşebbüsleri — izah dilen yerlilere zorla itiraflarda bulunduru- Tuyor ve bunlar karıları da kocaları aley -| Gazeteler Nutku Nasıl Buldular? hinde şehadete mecbur ediliyorlar. Nevyork, 4 (A. A.) — Muhalif basın l_)iıı—ııııf— yerliler, —mahpuslar ve | Ruzveltin — nutkunu, seçim — tekniğinden şahitlere fena muameleler yapan polis ve| mülhem diye tavsif etmektdir. memurlar hakkındaki şikâyetler de hüküs| — «Nevyork Herald Tribüne» — gazetesi, metçe nazarı itibara alınmaktadır.» dışarıda, barış uğrunda gösterilen feda - d e ÜRÜYOR Daily Mail de diyor ki: «Ruzveltin, Avrupada, dünyayı umumi bir harbe sürüklemek istidadırk haiz bir çok unsurların — mevcudiyetine dair olan imaya büyük bir ehbemmiyet veritmelidir.» | «Eğer, Amerika petrola ambargo kon - masına taraftar olmadığı takdrde harbin lı*lorııılı dün akşam beyanatta bulunarak, | Yukarı Marn'da Bir Zolzele Oldu Chaume, 4 (A. A.) — Fransada yukarı | Marn vilâyetinin cenubi şarkisinde bir zek- zele olmuş ve Colffy - Hart'da içinde kim- se olmiyan bazı evler kısmen yıkılmıştır. İNGİLTEREDE Mak Donald Ve Oğlu Hâlâ Uğraşıyor Londra, 4 (A. A.) — Ramıay Mak - çıkan haberleri kat'i olarak tekzip etmiş ve bunun siyasi muarızları tarafından uydu- !mhıuı bir oyun olduğunu söylemiştir. Mak Donaldin Oğlu Londra, 3 A. A.) — Söylendiğine gö-| Viçiriyor. Başka biri an ikinci asırda Diyanı- zacı arkadaşlardan biri bin yıl önceki Türk- Yere zarflı fincanlar içinde köpüklü kahve zıyor. Bir üçüncüsü eski Masurldarın simen- difer yaptıklarını söylüyor. Bu gidişle Salamin harbinde denizalir, Trübie, yahut Trasimöne savaşında tank kullanıldığı ve Anibalin Kartacadan Bi - — thynie krallığı payitahtını tayyare ile kaç tığı iddin olunacak. — | | Ben şimdiki palavralarla yirmi beş, otuz — yıl evvelki atışları karşılaştırınca eskiler -« 1 deki cehlin daha insaflı olduğunu — görü - î İ bekirlilerin telsizle muhabere ettiklerim ya- î yorum. Yeniler, kalemi zurnaya çevirdiler. Peşrew filân yok, ne çikarsa bahta kalı - yorl.. Churchil namzetliğini geri almıştır. Peskoposlar Bir Sulh Londra, 4 (A. A.) — Canterbury ve re, müuhafazakâr parti mehafili, Malcolm York baş peskoposları — İngiliz kiliselerine Makdonaldım hükümetin — istediği tarrda hitaben bir zulh beyannamesi neşretmiş - | Boyannamesi Neşrettiler l l namzetliği için Ross ve Cromarty —ün*hdi.nıhq—ıu—hıhi#lıü-l devamına açıktan açığa müsaade etmiş olacaktır.» İdairesinde bir yer bulmuştur. Randolf lizelerde okunacaktır. 4 Avrupaya gitmesi bu nurlu devrimin mı ile düşer, kalkar, onları sadece din- |ye Hasan bey ve kafadarları ön sıra- | en göze çarpan bir eseri olacaktı. Geri lerdi. îlnn tutmuşlardı. Çok kalabalıktı. Eğ- | tabakalar da anlayacaklardı ki Türk! — Son toplanış gecesine kadar —onun lencesi, değişikliği pek küt — olan |kadını yalnız tarlada çapa sallıyan, or-|hiç böyle parladığı, yenilik propagan- kasabada önceden muhtelif vasıtalar- manda odun kesen, çeşme başmdı!dm yaptığı görülmemişti. O akşam la yapılan bu davetten herkesin ha. | tokmakla çamaşır yıkıyan ve erkeği nedense birdenbire bam teline basıl- beri olmuştu. Vilâyet meclisi belediye Si Ş kahvede pineklerken evin en ağır iş- mış gibi açmış ağzını, Hatip Ak Os- âzâsı hepsi gelmişlerdi. A — Bürhan Cahit — 5-1-936 — İlerini gören bir angaryacı, boğaz tok- |manı, evinde misafir olduğu halde pa-/ — Hattâ belediye reisi çarşıda - tellal | Etrafında — dönen — dedikoduların İmüftü idi. Ak Osman hatipti. Kâmil luğuna çalışan bir hizmetçi değildir. — çavraya çevirmişti. |gezdirip kahvelerdeki halkı bu toplan- Manâsını, — sebebini — bile — anlaya- tapuda memurdu. Köy propağandası -| — İşte vilâyetin ileri gelen memurlarile | — Amma Hatip Ak Osman buna mim tıya çağırmıştı. İ Mıyordu. — Ne olmuştu. — Bir imti-İnın — asıl ele başıları arasında böyle Şövalye Hasan Bey gibi, hattâ zahire- koymuştu. O gece lâfı tatlıya bağla-| — Herkes konferansın ne - olduğunu han kazanmakla bu kadar gürültü ne-hükümet kapısından geçinenler pek İi İbrahim gibi çok okumamış, fakat 'makla beraber onun yabaz kini ” zahi- bilmiyordu. çıkıyordu. Çarşı içinden geçerken |çoktu. geriliğin sebeplerini görerek, işiterek reci İbrahime karşı düğümlenmişti. v Kahvelerde türlü türlü rivııyı:x.le:tı tanımadığı adamlar ona neden lâkırdi Ekmeklerini kaybetmek endişesi anlamış bazı zengin ve nüfuzlu cşm-JAm sıra onun yardımını görmese a- dolaşıyordu. Bazıları hükümetin yeni :;yorludı. onlara ne fenahk yapmış-|onların dilini tutuyordu. Fakat hınç -İfin birleştikleri nokta bu idi. leyhinde atıp tutacaktı. Fakat her kış bir rusum koyacağı için şimdiden her- Bereket muallimleri onu — yalnız larını gene yenemedikleri için yukarı - Zahireci İbrahim cahil, fakat kur- başında zahireci İbrahimden gelen er- kesin hazırlanması söylenecek diyor, yya uzanmayan dilleri sivri, keskin bir naz bir adamdı. Hatip Ak Osman gi- zak, ara sıra elden yolladığı harçlıklar bazıları olsa olsa — yeni bir iane için akınıyorlardı. Hemen her gün onulalev gibi kızı r, yakmağa bilerin artık tekerleme — haline gelen 'dilini bağlıyordu. İ lfhp buluyor yahut kendisi m gi- çıhp;?ıdu..uç ei |cennet, cehennem, şeriat, ahret varz-| ı'!ıy_on'lu, i bu geri düşünce-| — Fakat şimdi kasaba hemen hemen larından bir şey çıkmayacağına aklı hâdiseleri Ak Osmanla beraber müftü | li insanların kaynattıkları - dedikodu-|iki partiye ayrılmıştı. Şövalye Hasan yatmıştı. O askerliğini Balkan muha- Hafız Hilmi ve taraftarlarını zıvana- | n çok sinirlenen Mükerrem ona| Beyin partisi bu işi vilâyet için bir şe- rebesinden yapmıştı. Yaralanmıştı. |dan çıkarmıştı. Gizli, aşikâr — derece anlatıyordu ki bu insanların taşıdıkla- İref saydıklarından seviniyor, gururla-|Esir düşmüştü: Bulgaryada kaldığı derece şurada burada atıp tutuyorlar- | rı beyin bir serçe kuşunun sinek cür- nıyorlardı. zamanlar oralardaki Türkleri ve Bul- dı. | mündeki beyninden farklı değildir. O kadar bazı vilâyetler ken - garları da görmüştü. Türk köylüleri, — Kasaba çalkanıp duruyordu. Ne olursa olsun bu bir kaç günün diyordu. |köprüsünün tamiri, Alâiye herkesten para toplanacağını iddia e- Bu ikinci fikir daha revaçtaydı. — İşin içinde hükümetin ileri gelen- leri de oldu mu böyle toplantılarda mutlaka bir iane işi konuıu!acıâmıî âdeta alışılmıştı. Vaktiyle (Kırk göz) yolunun yapılması, su yollarının tamiri için de lecıhfılınni'kyenhnhhirhühdihm larına A: ön- | inde bir ileri| Kültür Direktörü gittikçe — yayılan İ vrupaya gençler gön- | yobaz hocaların peşinde bir adım tür H yayılan yaj n de böceği kadar bile değildir. O taraf ta .ı,_.,ıî.'.n Fakat onlar ş.ıî".ı.;. bir MMmı&nq.hpşmym'v..m.apmMnm böyle toplantılar olmuş, bir kaç kişi | böyle bir hareket ve aydınlık karşısın-|kız gönderiyorlardı. Ve bu kız şunun Jotlar, ağaçlar gibi nebati bir hayat sü-atmak için güzel bir çare hııldu_. Lise- Tâf söylemiş, sonra defterler açılıp cayır | da büzülür, kapanır, taş kesilir. bunun tavsiyelisi, itimaslısı değildi. İrerlerken Bulgar köylüsü uyanık mu-'nin en iyi söz söyliyen muallimi Hay- cayır para yazılmıştı. Hakikat te böyle idi. Gülten sır£ kendi zekâsı ve bilgisi allimler elinde gözü açılıyor, işi ileri dar Beye bir konferans verdirmeğe ka-|' — Hele hayır işleri için - belediyede, | -» , Başta Hatip Ak Osman olduğulile bu imtihanı kazanmıştı Vakia 0-gidiyor, yaşaması değişiyor, — kazancı -halde ayni, o kafadakilerin hepsi ar-İnun yerine erkek lisesinden çıkan bir yükseliyordu. tık kılişe haline gelen hücumlarını genci de göndermek ' vardı. * Zahireci İbrahim, hocaların basma yalnız genç kıza yapıyorlardı. Bu hü-| Fakat bu yurdun kavuştuğu büyük kalıp belledikleri ve sattıkları ilim ma- tümun açık cephesiydi. devrim her şeyden önce Türk kadınlı- tamin artık geçmez akçe olduğuna inan Onu Avrupaya gönderenlere dil u- |ğını da kurtarmıştı. mıştı. Fakat onlarla lâf yarışına çıkı- '*_'—mıyorludıı Her birinin kendine| Gülten, Ayşe, Fatma ne olursa ol -' şamadığı için dışarıdan hiç ilişiklik et- Böre bir kaygusu vardı. Hafız Halim|sun bir Türk kızının imtihan verip|mez, hattâ hoca, hacı kaba sofu takı- 'yar verdi. Tarih muallimi Haydar yaş- hükümette böyle sık sık toplanılırdı. 'hca fakat cerbezeli bir adamdı. |Fakat bu seferki davetin lise hıhıâ:i Lise bahçesinde - verilecek halk *inde oluşu ve herkcace çok. - sevi konferansına bütün kasaba halkı k.,'m“_'l'llf“ Haydar Iınhn&nkonigınıı dın, erkek çağırılmıştı. verilişi herkesi şüpheye düşürmüştü. Vali, hükümetin bütün büyük, kü-|Onun için ye:i bir iane lîılesin.: ıd"'bib— çük memurları konferansa gelmişler- vıni. geşltmektün çekinen eşri A di. Müftü hafız Halim de vardı. Şöval- , (Aı-lıuvıı.)»_ j