Bayram Üstü... Bayram Şekerleri De " Aldı, Yürüdü, Ha! (Baş tarafı 1 inci yüzde) Bayram arifesinde, bütün yıl sinek av - byan şekerci dükkânlarında yer bulmak imkân dışında... Bahçekapıdaki dükkânlardan birine uğ- radım; ayak üzerinde yarım saat dikildim. Ne istediğimi soran bile çıkmadı. Ha bire paket sarmak; kalfaların işsiz - likten tutuklaşmış kollarında derman bi » rakmamış. Sair günlerde kapı önüne — sıralanıp ta karşı kaldırımdan geçenleri esiftahs yap-| maya çağıran şekerciler, burunlarının. di - binde kuzu gibi boyun büken müşterilerin yüzlerine iki saat bekletmeden baş kaldır- | N j ; bayram çekeri almak için| ayırdığı parayı nalakasından kestiği an -| laşılan yaşlı bir kadıncağız, belki sekizinci defa sesleniyor: — Oğlum... Şuradan on kuruşluk aki- de versene! ve başka günlerde beş kuruş- luk kurabiye alana beş takla atan şekerci, onuncu defa ayni cevabı veriyor: — On kurusluk şeker olur mu — hanım? Kim uğraşacak onunla bu gürültüde? Ben duvara asılmış bir levhadaki meş - hür âyete bakarken yanıma — yaşlı bir zat sokuldu: — Okuyabildiniz. mi? — Okudum! — Neymiş? — «Lein Şekertüm Leezidennekümte — Ne demek bu2 — Şükrettiğiniz şeyi artınrım! Demek! Dükkânın sahibi olduğu anlaşıları muha- tabım, büyük bir sukutu hayale — uğramış gibi yüzünü ekgitti. — Tuw' dedi, bana onu ilânı diye satıp astırnışlardı! Ele geçirmişken ondan, aklıma biriken bir #şekeri sorguların cevaplarını almak istedim 0: — Bu sene, diyar, bayram şekeri sâtişı, geçen seneye nisbeten iki misli arttı... Bu; hem şekerin halkın buhrandan biraz daha kurtulmasın- dandır!. Fakat bizde ha N, bu iş lerde de kendini gösteriyor: Şeker almak için herkes arife gününün akşamını bekliyor. Ve bittabi şekerci dük- kânları mahşere dönüyor! Halbuki şu işi iki gün önceden görüver- seler, ne biz sıkılırız, ne de kendileri! Bir de çeşni meraklılarından sikâyetci - meuzlamasından; hem | yiz!... Mübarekler, yarım kilo şeker alın - çaya kadar, tadına bakmak bahanesile bir okka şeker yiyorlar! Bunlara mâni olsan bir dert, mâni olmasan başka bir dert! Geçenlerde pek açık bir başboğaz sab- mmın dibine darı ekti. dayanamadım: — Bayım, dedim, biz bunları yaparken tatlarına kâli derecede baktık! Hiddet bürüyen gözlerini, üçüncü lo - kumu yuvarlıyan bir «çeşnicir ye diken muhatabımdan ayrıldıktan sonra, şu meş- hur şeker sergisine de uğradım. Orada, İstanbulun şeker yapan müesseselerinin birer köşesi; var. İçlerinden bir çokları, şekerciliği — ince bir san'at haline sokmuşlar. Hele şekerden yapılmış bir Atatürk heykelinin mükemme- | liyetine hiç diyecek yok! Bir diğer fabrika, şekerden çıplak genç bir kadın beykeli yapmış. bütün Bir aralık, sergiyi gezenlerden — birisi, bu şekerden kadın heykeline bakan genç güzel bir kadını görünce, yanındakine: — Monşer! Diyor, burada insan hangi şe- keri tercih edeceğini şaşmıyor! Maamafih sergideki şeker çeşitleri, in- sanları intihapta şaşırtacak kadar bol. Hepsini değil, bir kasmını yazmaya kal- kışsam, bayram günlerinde şekerci dük -| kânlarında harcanan paket kâğıtları kadar sahife doldurmam lâzım! Sergide yerli şeker teşhir eden fabrika- harın dörtte üçünün adlarını okuyorum : Ancopulo, Elit, Emil, Haylayf, Löbon, Lion, Loryan, Melba, Ruayal... Yanıma sokulan — bir dasta, Bu tezadı gösterdim, ve: — Acaba, dedim, isimleri de yerlileş - tiremezler mi: Cevap verdi: — Bu isimlerin yerli oldukları belli! Merakla sordum: — Nereden belli? Dostum güldü ve: — Nereden olacak, dedi, imlülarının yanlışlığınadn! Şekerlerin aralarında, şekerin muhasse- Sergide şekerden Atatürk büstü natından bahseden vecizeler de var: — Tatlı yiyen tatl konuşur! — Türk şekerini tat tadı damağında ka- hrl — Şeker kuvvettir! Beni, bunlardan bir tanesi daha ziyade düşündürdü: öcudü şeker, yurdu asker bes - ler!» miş; Yalan değil, Fakat hastalık halini almayan «şekere düşman mevkünde bu - lunmayan askerle! Yoksa: evücmdü şekern, yurdu vaskere yıkar! Selim Tevfik Şekerde İhtikâr Var Bayram münasebetile, şekercilerin sa - tış gralikleri de azamiye çıkmıştır. Ancak evlerine lâzıtn olan bayram şeke- İrini, bu yıl şekerin ucuzlamasından dolayı ucuzca temin edeceklerini tasarlıyan ev ba- balarının bu zehapları boşa çıkmıştır. Çün- kü akide ve lokum fiyatları geçen seneki vaziyeti muhafaza etmektedir. Zira bir ki- lo şekezi en babayani şekercide (90) ku - ruştan daha az fiyata almak mümkün de - gildir. (160) kuruşa satılanları da ayrı he- sap . Şekerin (28) kuruşa satıldığı bir mem - lekette, bayram şekerinin bu fiyata satıl - masının sebebi, her halde çok şayanı tet- kiktir. h edhüsenasına J üzüum Gör'lmiyen Fevkalâde BİLEĞİK rakı — imalâthanesi nin piyasaya çe kardığı 45 derecelik OLGUN r.k sını da Her yerde arayınız CEK AT UDO Denizyolları İŞLETMESİ “Acenteleriz — Keraköy — Köprübaşı Tel, 42362 - Sirkeci Mühürdarzade Han Tel. 22740 İmroz Yolu ASYA vapuru 26 Birincikâ. nun PERŞEMBE günü saat 16 da İMROZ'A kadar. 18078» Trabzon Yolu EGE vapuru 26 Birincikântn PERŞEMBE günü saat 20 da HOPA'YA kadar. — «8079» ON POSTA DAİMON PiLLERİ Bütün diğer pillerden fazla latır ve hepsinden dayanıklıdır. kurli &DAIMON K D Yönirlere sahip 0öNAk ınımg komanda etmek ve insanın kendi gemisini istediği bedele yürütebil. mektir. Sağlam sinirler müthiş hayat mücadelesinde muvaffakiyelin en İyi teminatıdır. Binaenaleyh sinirlerinizi Bromural -knoll- ile kuvvetlendiriniz, bunun müsekkin ve mukavvi tesiif her İşte görülür. Hiç bir zararı yoktur ve alışıklık vermez. Şatış depomu JAK DEKALO ve ŞÜREKÂSİ İstanbul Tahtakale İzmir satış yeri: Ödemişli HÜSEYİN HÜSNÜ Her genç kızın Bilmesi lâzım : Bir Annenin nasihatı 10 we 20 Hsnpetmeyi lerde erçinelerde reçeta © Knoll A-C., kfmyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshafen "/Rhin. Türkiye Ziraat Bankasından: Arsıulusal arttırma günü olan 31/10/935 tarihinde Bankalarımıza en az on lira tevdiatta bulunanlar arasında 7/12/35 tarihinde çekilen kurada 100 liradan 20 liraya kadar kazanan- ların isimlerile kazandıkları para miktarı aşa- ğıda gösterilmiştir. Bütün kazananlara bankalarımız tarafından tebligat yapılmıştır. — Orta okul Direktörü K dri — Sadık Gündüz oğlu Gült — 4 İskillp — Avukat Ahmet 'oğlu Kemâl Çankırı — Hidırlıklı oğlu kızı Adeviye Orhaneli — Şaduman «Meyis olma! Bu, bir çok genç kız- ların başına gelir. Yapılmaması lâzımge- len şeyleri yaptıkları için daha ziyade fenalaştırıyorlar.e diyordu. Biliyor ki mahcubiyetinin sırrımı kep fettim. Münbesit mesamatı, siyah kabar- cıkları ve sararmış bir ten onu korku- | tuyordu. Ona dedim: «Tenin gayri sef maddelerinden tamamen kurtulmak, cil- dini beyazlatmak ve güzelleştirmek için yalnız basit ve az masraflı bir çare var- dır: Hemen bugünden beyaz rengindeki (yağsz bir tüp ve ya bir vazo Tokalon kremi satın al, her sabah pudralanmaz- dan evvel tatbik et. Terkibindeki saf- landıran, beyazlatan ve kuvvetlendiren kıymetli cevherleri sayesinde en çirkin ten ve cildler üzerinde şayanı hayret bir surette İctayı tesir eder. Yalnız 3 gün zarfındaki memnuniyetbahş neticesinden memnun kalacaksın. » Bu pek basit tedbir sayesinde bir çok genç kızlar saadete kavuşmuşlardır. Ünye Uşak 100 80 60 40 20 Avrupaya Talebe Gönderiliyor Maden Tetkik Ve Arama Enstitüsünden: 1 — Maden mühendisliği tahsil etmek üzere Avrupaya müsâabaka ile 27 talebe gönderilecektir. İsteyenlerin aşağıdaki şartları haiz olması lâzımdır. a) Türk olmak b) Maden ocaklarında çalışabilecek kabiliyette ve sıhhatı tam ol- mak, (sıhhi muayene Ankara'da yaptırılacaktır.) c) Lise mezunu olup Fransızca, Almanca, İngilizce dillerinden birisini okuyup yazabilmek; d) Yaşı 18 den aşağı 25 den yukarı olmamak; 2 — Müsabaka imtihanı Ankara'da M. T. A. Enstitüsünde 4 ikinci kânun 1936 cumartesi günü yapılacaktır. Açılacak müsabaka imtiha - nında kazanmış olmakla beraber gönderilecek talebelerin ihraz ettik - leri derece itibarile 27 arasında bulunmaları gereklidir. 3 — İmtihan: Hesap, hendese, cebir, mihanik, fizik, kimya ve yukâ- rıda yazılı lisanlardan birinden yapılacaktır. 4 — Tahsile gönderilecek olanlar, ileride tahsil müddetleri kadar mecburi hizmete tâbi olduklarından bu hususta mükellefiyetlerini tevsik etmek üzere bir taahhütname verecekler ve bunun için de muteber kefil göstereceklerdir. 5 — İstiyenlerin: Nüfus hüviyet cüzdanı, hüsnühal varakası, mektep şehadetnamesi veya hunların tasdikli suretleri, 4 kıt'a fotoğraf ve di - lekçelerini 2 ikinci kânun 936 günü akşamına kadar Ankara'da M. T. A. Enstitüsü genel direktörlüğüne göndermeleri ve 3 üncü cuma sıhhi muayeneleri yaptırılmak üzere öğleden evvel Bay Hasan apartı - manındaki enstitü dairesinde bulunmaları ilân olunur, TAN saati kullanır. TÜRK SAAT Şirketi - Istanbul Yüzünüzü ihtiyarlatan — yorgunluk ve düşünce izlerini hergüa elliniz. İşte bu vazileyi CREME SIMON Sizin yerinize mükemmelen yapor ve bu süretle burüşüklükların bü sulünü geciktirir ve teninizin tatlı- ağını ve Baflığını muhufaza eder. Her yerde satılı SIMON krem, Pudra v. BRONŞİTE KARŞI PEKTORİN ÖKSÜRÜK NEZLE VE