8 Sıyh Büyük Deniz Romanı ıxorsanın Aşkı n Zehirli Yılanlarla Dolu Olan Çöm SON POSTA Yazan: Kıd!r:ıı lek Amiral Gemisini Birbirine Katmıştı — Yi I Yılanlı Bombalar!. Valünsiyadan üç mil kadar açılmışlardı. İspanyol filosu borda nizamı üzerinde ken- dilerinden beklenmiyen bir hızla geliyordu. On iki tane kocaman gemi onlara göre pek ufak olan Türk gemilerini, değil top ate- şile çarparak bile fena halde yaralıyabilir- lerdi. O zaman Türk gemilerindeki levent- lerden bir kaç misli olan İspanyol askerleri rampa edecekler; kendilerine güvene güve- me dövüşeceklerdi. Bu kadar çokluğun karşısında Türklerin gene zafere kavuşacakları pek çok umula- bilirdi. Fakat her halde yarıdan fazlası ki. rılırdi. Kemal reis bir tek adamını bin İspanyo- la değişmerzdi. Bunun için o gece körfezde bulunduğu w- ! vada güzel bir manevra tasarlamıştı. İspanyol amiralını Hmanda — sıkıştırınca bu kurnazlıktan vaz geçmişti ama, şimdi ar- ük lâzımdı. Gemiden gemiye sesler duyuldu: — Heceyti.. Ahmet reis... Gece karar Ywerdiğimiz gibi yapılacak !... — Başüstüne reis!... Bu hı!ıır gemiden gemiye geçti ve en sonra Boğa Hüseyine de duyuruldu. Boğa Hüseyin zaten bunu bekliyordu. Dümene koştu. Ayni zamanda vardiyana bağırdı. — Son hızla... Dikkat,., İspanyol bayrağı taşıyan ve içindekilerin de birer İspanyol gibi giyindikleri - küçük | Türk gemisi bir anda döndü. Kemal reisle Te arkadaşlarının önünde geniş bir halka çi - merek Valünsiyaya doğru yol aldı. | Amiral Anrikez ona bakıyordu. Yüzü güldü ve söylendi: — Aferin kaptan... Ne güzel davran - din!... Seni filoma almak isterim. Fakal Kemal reisle arkadaşlarının bu kü- çük İspanyol gemisini her halde yakala « anak istedikleri anlaşılıyordu. Hepsi de onun dümen suyuna döndüler. Hızlandılar. Top ateşi açtılar. Gülleler Boğa Hüseyinin biraz gerisinde, yahut sağında, solunda denize düşüyor, sulan havaya fışkırtıyordu. Amiral Anrikez köpürdü: — Ne küstahlık!.. Gözümüzün ve bize hiç aldırmadan... Yazıbaşında duran ve amiral gemisinin Kaptanı olan Emilyo sevinçle baykırdı: Oltada Yem — Daha iyi değil mi amiral bazretleri... Türkler faka basıyorlar. Bu küçük İıpınyol gemisi oltada yem gibi onları avlıyor. Amiral bu sözlerin manasını hermen an- Tamıştı: önünde L.. Bravo Emilyol.. — Bırakalım kovalasınlar.. Biraz daha, biraz daha so - kulsunlar... — Biz de gözümürzü açmalıyız. Ne ka- dar yaklaşmış olsnlar tam zamanında ansı- zın dönerler ve hafif oldukları için hızları- “na güvenerek kaçabilirler... kürekçileri adamakıllı yoruldu. Fakat bi - Sahiden Kemal reisin gemilerinde görze çarpacak kadar bir yavaşlık vardı. Bazan küreklerden bir kasmı birbirine karışıyor - du. Amiral son sözünü yarıda bırakarak gü- verteye koştu: — Daha hızlı... Kürekler neden yavaş galışıyor?... Kırbaçlar şakladı. Küfürler, bağırmalar duyuldu. İspanyol gemileri göze çarpacak kadar hızlandılar. Amiral ayni zamanda filonun uçlarına açılarak ilerlemelerini işaret etti. Bu bir Ççevirme başlangıcı idi. Bu sırada iki filo çeyrek mil kadar yak- Taşır . çardı. Kemal reis ile arkadaşları top ıınıı'linlı kadar hiç aldırmadılar. Fakat oraya pek az kaldığı sırada küçük İspanyol gemisini tuta- mamışlardı. Şimdi çaresiz olarak vaz geç - Miş gibi birdenbire geri döndüler. Boğa Hüseyin dosdoğru amiral gemisinin bordası, hizasına gidiyordu. Kartal hücu- mundan kurtularak kocaman bir hindinia yanına koşan genç bir horoz gibiydi. üü görünce Kemal reis vaziyetin müşküllüğ bağırdıt — Engine, enginel.. İspanyol amiralı, onun kendisine sığın - masından şüphe etmek şöyle dursun, gurur duyuyordu. nt föedek Filosu Kemal reis bir taraftan Boğa Hüseyine bakıyor, bir taraftan da filosuna şu ku - mandayı veriyordu: — Saftan ayrıl.. Yanlara açılarak uzak- L Amiral Aüörikez o zamana kadar Türk (filosunu toplu olarak yakalamayı düşün - müştü. Halbuki şimdi onlar — dağılıyordu. Hemen bir hesap yaptı. Onlar dört, kendi- leri on iki idiler. Filosunu dörde ayırdı. Her üç gemi bir Türk gemisini kovalıyacaktı, ce- nahlar iyice ilerlemişler, battâ kukacın ağ- zını kapamak için vakit gelmişti. İspanyol filosu hemen parçalara ayrıldı İve amiralın emrini yaptı. Anrikez sağında ve solnunda birer gemi ile dosdoğru Kemal reise saldırıyordu. Hele rüzgür gün batısından esmeğe baş- layınca yerinde hoplamamak için kendisini zor tulttu. Boğa Hüseyin neredeyse amiral gemisi- nin ancak üç dört kulaç yanından geçe - cekti. Cafer gemisinin provasında idi. İki elini bir boru gibi yaparak güzel bir ispanyolca ile bağırdı: — Sağ ol amiral Anrikez!.. Bizi kuytar « dınız!... Biz de savaşa girelim mi?., Büyücek Bir Çömlek Amiral güldü. Emilyoya emir verdi: — Söyle de dosdoğru Valânsiyaya git - sinl. Kurtulduğuna şükretsin... Çoluk ço- cukla uğraşacak vaktimiz yok... Emilyo bu sözleri henüz süylemeğe baş- Tamıştı ki Türk gemisi amiral gemisinin tam hizasına varınıştı. Onun kaç kasarasında, is- kele küpeştesinde duran iri yarı esmer bir tün kuvvetile İspanyol gemisinin orta ye - rine fırlattı. Anrikezin gözleri Kemal reisin gemi - Emilyo ise atıdan şeyin bir çömlek ol - duğunu hemen anlıyamamış, bunu amira - l iyiliğine karşı verilen bir armağan san- Ayni zamanda: — Acaba nedir? Diye düşeceği yere bakmıştı. PEK En Yarın saat 1 de ŞEN DUL, Çömlek, grandi direğinin yanıma, kürek. çilerle yelkenci ve askerlerin ea çok toplu bulundukları yere düşmüş ve parçalanmıştı. (Arkası var) Tıp Tahsilinin Daha Zi- yade Kuvvetlenciri'mesi in... (Baş tarafı 1 inci yüzde) lere göre, Tıp Fakültesinin, ameli ça- lışmalarının çoğaltılmasına ve fakül- 'teye merbut hastahanelerde daha zi - yade pratik kurlar yapılmasının temi - nine gayret edilecektir. Dün, Tıp Fakültesi profesörler meclisi, rektörün başkanlığında top - lanarak, talebenin, daha iyi şartlar için- de yetiştirilmesi için görüşmüşlerdir. Şimdiki fakültenin tam ileri bir tıp fakültesi haline getirilmesi için Sıhbat ve Kültür Bakanlarının bizzat tetki - kat yapması ve hattâ Avrupa üniversi-| telerini dolaşmaları — ihtimallerinden bahsolunmaktadır. MacarMeclisinde Gürültüler Budapeşte 5 (A. A.) — Bugün parlâ - mentoda — kuüvvetli — gürültüler — olmuştur. Habsbourgcu salyavlar, Arşidük — Ottonum Macaristan kralı olduğunu ileri sürerek bağırmışlardır. Bunun üzerine parlâmento başkanı Macaristan için Ancaksen - Etien tacını giyenin kral olabileceğini bildirmiş ve bu diyev muhalif tarafın şiddetli protes- toları ile karşılanmıştır. şkan, ana — yasa ile bu kadar aykırı sözler karşısında derhal müdahale etme - nin kendisi için yalnız bir hak değil fakat ayni zamanda bir de vazile olduğunu söy. lemiştir. Bundan sonra iç işleri bakanı s52 almış ve demiştir ki: üî (Baş taral'ı 1 inci yMG) 'ayıklamık mecburiyetinde kaldık- — valara karşılık, taş gibi ithamlar savur- * ıııunw Muharrir Peyami Safa, «Galatasa-|te ödedikleri vazifeleri sayıp ray feodalizmi» başlıklı - fıkrasiyle, | için bahane bekliyen birer ağır ithamları gölgede bıraktı: ki, bugün Galatasaraya tec: avüz edeir Onun iddiasına göre Galatasaray 'ler, ellerinde sadrazam ııııdM bir asilzadeler mektebidir. * |imtiyazı dilenirlerken, Bu atilradöler mektebi; Ezperya - lar güle güle siper dolduruyorlardı- ı çarpışmak imtiyazını alan Galatasaraf” kılmak istiyen Fransadan himaye gör- |lılar, o zaman cephe gerisinde Nİ( yazlı talebeleri, mektep disiplini, spor Hem de vimtiyazlı» diye .. ü yasağı, ahlâk kaidesi tanımazlar. Memleketin en şerefli “ocaklarıt ” larda haklı bir teessür ve asabiyet u- İher temiz evlâdı gibi açık alınlı yandırmıştır. ları, bir ayva küfesini bahane edei bir çok gençler; matbaamıza baş vur - Tıkla, çakıcılıkla itham olunuyor. neçler ve bilgük iesmüdlerini ifade ct-| — Ve 6 taplacak peydir H, BECE İgeçmi stihdaf eden bu llkıü* ) Biz onların bıraktıkları mektupları | E“ESİşini lık, “ gözden geçirdik. Bu mektuplardan ik- SDK T İ Bu acı misal bize, kara çılm* onların haklı isteklerini kısmen yerine tiyazının ve iftiracılığın hâlâ o Kısmen diyoruz: Çünkü tabii bir his * Z| reaksiomu içinde bulunan Galatasaray- | — İşte Galatasaraylılar bunları 9Ö DU dular, Galatasaraydan yetişenler, Galatasaray aleyhine savrulmuş — en 'değildirler. Fakat kimse inkâr lisesi küçük çapta bir lordlar kamarası, |(&hzıasker kapılarından - cephe lizm politikasını Türkiyede muzalfer Ve ne hazindir ki, vıltıyle müştür, Bu imtiyazlı mektebin imti '!mı. olanların elleriyle tokatlanıyo? — Bu ithamlar, bütün Galatasaraylı - dım birinden feyiz alan meml Dün, Galatasaray — mezunlarından |ler tarafından ahlâksızlıkla, imti; Mit müessesesinin tertemiz — gelmi: kanun namına savruluyor.. tibas ettiğimiz parçaları neşretmekle, getirmiş oluyorur. kalkmadığını gösteriyor! .j hların lisanlarındaki lüzumsuz iğneleri' yorlar!.. " Esrarengiz Bir Tecavüz (Baş tarafı I inci yüzde) dan ıyrılmıyırsıım Bııııyı lı!" tarafta dolaşması ve hastahanenin dildiğim zaman hastahane Wİ yüksek duvarlarla çevrili - bulunması 'tazam bir vaziyettedi. alâkadi | sebebiyle mütecavizin dışarıdan giren dokıodar haftada iki gün uanyJ birisi olması ihtimali bulunmıyor. Mü- | dı.. Ben bu işleri yoluna tecavizir. içeridili “tüserilağdari ” birle; Hm. p MrgüşEei y dakiNEE BO aai liki doktorun vekâletin emriyle haslr olması ihtimali çozalıyor. lddiaya bakılırsa Sıhhat Bakanlıim-',hnnc ile alâkaları kestirildi. Daha bi Kralın tahta getirilmesi gerek arsıulusal |i hastahaneye direktör olarak gelişi vaziyet gerek ekonomi vaziyet dolayısile Testaklime dnalkbndar barer ddasenlar'lı | eti Göğüdie. hoşuna -gitmemiş ve Petrekisi hastör Amerikadan ıhı’.y. haneden uzaklaştırmak çareleri — dü- Mensucat Gönderiyorlar İşünülmüştür. Bu vaziyete - bakılırsa | Nevyork $ (A A.) — Sayısı Nevyork-|hâdisenin kasti bir hareket olduğu dan tayinen getirilen Yusuf İ"elralıı-'çol yolsuzlukları düzelttim, hastahâ” neyi bugün gördüğünüz temiz ve gün şekle soktum... demiştir. Direktörün başında ve sol tünde o geceki baskından kalma panmamış bir yara izi vardır, çözü f büyük KLEOPATRA Seans saatlerine dikkat: Bugün saat 2.30 da Kleopatra - 4.20 de Şenmn Dul - 6 da Kleopatra - 7.45 de Şen Dul - 9.25 de Kloopatra. ta yarım milyona baliğ olmakta olan men- şeleri İtalya'lı -Amerika'lılar, İtalya'da bir takım kimselere pamuk ve sair mensucatı ihtiva eden bir çok kolipostaller gönder - mişlerdir. Bu sevkiyat, Amerikadaki İtal - yan'ların İtalya'daki akrabaları tarafından zecri tedbirlere mukavemet için kendileri- ne yardım edilmesi suretinde vaki talep - leri üzerine yapılmıştır. Kolipostallerin çoğu için gümrükte ves. ki elbiselare olduğu söylenilmiştir. Kolile- rin bazıları. doğrudan doğruya Musoliniye gönderilmiştir. Naşit - Ertuğral Sadi Halide Şehzadebaşı TURAN tiyatrosunda Bu gece saat 20,80 da HÜLLECİ Komedi 4 İçtoebut Betedigeni hir' 6/12/935 Cuma akşam aaat 20 de SAL GAZ Yazan : Ekcem Raşit Muzik: Cemal Reşit iki — şaheseri Tepebaşı Şehir Dün bir arkadaşımız hastahaneye j Tiyatrosunda — |kadar giderek bu hususta bizzat Yıııruîı,,__,,,_ı yazsında; elli dokuzuncu yılın BÜ | . hduğunu zannediyorum.. Beni buradan sineması sayın halkımızdan aldığı yüzlerce mektup ve umuml arzu Üzerine bugünden başlıyarak SINEMANIN YARATTIĞGI birden göstereceğini sonra aynen bugünkü görülmektedir. be . Direktör vak'adan sonra hastahane uu h.n dı s müstahdemininden — bir — tanesinden Mektebinde (Baş tarafı 1 inci yüzde) Bu arada hastahane — müstah -/:2dilât yapıldığı da yazılmaktadır. demininden Yorgi oğlu Vasil hastaha- ' ki, talebe, bu tadilin, bu yıl sınıfta İnede ayağından derin bir yara aldmıuuııı—ıı.-.—ı.ıı— iddiasiyle müddeiumumiliğe baş vur - |min ettiğini ve bir çok derslerden muş, ve ayağını tabibi adil Salih Haşi- / mara alıp, umumiyetle kuvvetli k a Tanayene GENE; halde iki dersten 7 den aşağı numara "4 Bu iki hâdise biribiriyle karşılaştırı - | dıkları için bırakıldıklarını sö lınca direktörü yaralayanın bu müs - |Yine bir kısım talebenin mağdur tahdem olduğu ve ayağındaki yarayı iddia etmektedirler. m.u.a.u.mxa T te- a DA çıhuıul.t.unı.mı..ı.dneaai iki cihetten de tetkik ve tahkik edil -| uunemnmana mektedir. Düzeltme Dün; Mülkiye mektebinin kuruluş 1” şüphesi olduğunu bildirerek — vak'ayı zabıtaya haber vermiştir. F Petrakisle konuşmuştur. knd'ı yazılacakken tertip hatası ol Yusuf Petrakis vak'ayı yukarıda 'Tinci rakkarmı kaydedilmiştir. Dü anlattığımız şekilde tekrarladıktan son- ra: — Bir takım gizli düşmanlarım ol- Fransız Tiyatrosunda. Halk O & Bu akşam sant 20,30 da yi -SEVDA OÖTELİ —— —ik fantasi operet N isti, . Fakat beni öldür- ayırmak istiyorlar. t t öldür- K “Yakında Tei A meğe bile kalksalar vazifemin başın - müjdeler. SEN DUL ll Ğ program. J