Mr, Si Biri ncl Teşri a ERDÜUÜNYA | Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ En Çok Şarap Ve Bira Kullanan Memleketler akçki ile uğraşman arsı- ulusal kurulu tarafından iradabirin | şarap ve bira sarfiyatı ti Belçika | hakkında bir istatistik bastırılmıştır. Bu istatistike göre şarap sar- fında birincilik Fransanındır. Adam başına 100 litre düşer. Fransadan sonra sra ile Yunanistan, İtalya, İspanya, İsviçre gelir, sarfettikleri miktar (95) ile (50) litre ara- sındadır. Bunları takiben Bulgaristan, Ma- Caristan, Avusturya gelir, sarfettikleri mik- ftar adam başına (45) ile (15) İitre ara- sındadır, Sonuncu safta Almanya, Belçika ve Çekoclovakya vardır. Sarfiyatları adam başına (4) ile (6) litre arasındadır. Biraya gelince; rekor Belçikanındır. A- dam başına (100) Hitreden fazla sarfeder. İkincilik Almanyanmdır. Adam başına kul landığı miktar 75 litredir. İngiltere ile Çe- koslovakyanın sarfiyatları adam başına 50 ile 75 litre arasındadır. Sadece içilen her Soşit içkinin içindeki alkol itibarile besap Yapılacak — olursa birincilik — Fransanındır. Adam başına 20 litre saf alkol düşer. aa ar a önemene ae nen ı eearanmane F ;ansada Yeni Kararnameler Paris 30 (A.A.) — Kabine, 10 saat kadar süren bir celsede, 200 den fazla rarnameyi tasdik etmiştir. Bu karar- hameler, bakanlar encümeninin, bütçe Mazraflarını kısmak ve ayni zamanda devlet teşkilâtının daha iyi bir şekilde Va hususunda son ay- lar zarfında yaptığı çalışmaların sonu- Sünu teşkil etmektedir. el Çekoslovakyada Trene Bulkast Yapıldı Prağ 30 (ALA.) — Bazı meçhul kim- #elor, bir Çekoslovak marşandiz treni- Te suikast teşebbüsünde bulunmuşlar ve l*’kuy istasyonunda (50) santimetre u- Zunluğunda bir ray parçasını berhava etmişlerdir. Canilerin Lehistana iltica #itikleri tahmin ediliyor. Hai Bükreşle Kudüs Arasında Hava Servisi Kudüs 30 (A.A.) — Romanya hü - kümetinin, Bükreşle Kudüs arasında bir hava servisi tesis etmeğe matuf projeyi tetkike başladığı haber verilmektedir. Bu servis takriben 10 saatlik olacaktır. 2, 31-10:35 " 's ——— arapta bi- inci Fran. Kurnaz kurnaz göz kırp'yo'ğu: — Gazeteyi sakladım. Çünkü, kav- ga bittikten sonra, ararlar. Para Şd Miş, neye atılsın... Çocukların eğlence- leti de bu... ğ ğ | Yerinden kalkmıştı; kerevetin min- derinin ucunu kaldırdı ve iyice buruş: tuktan sonra, düzeltilip katlanmış bir Bazete çıkardı, bana uzattı: -. lm. bu garete... Gazeteyi aldım, bakıyordum. Gaze- tenin o nüshasında, İhsan ablanın tah- Mini gibi, sinema P simleri yoktu. Sahifelere bakarken Za- bita haberleri sütunlarında gu satırlar Son günlerde, Beyoğlunun Z gemilerinde gizli randevu evlerinin işletil: mekte olduğu ahlâki zabıtaca haber ılııo ,Miş ve yapılan siki araştırma bir çok gizli randevu evleri meydana çıka> tılmıştır. 4, bir çok muayene Baskın yapılan evlerde. bir © a kaçağı vesikalı fahişelerle, vesikov kadın. İar da yakalanarak muâyeneye & ıdhwrw lerdir.'Bu meyanda, DAR Necmiyenin evinde, Zekiye ve Pakize u: iki genç kız da bulunmuş ve bu iki h..ı.': müayeneye sevkolundukları gibi cı z besi Topal Necmiye de, fuhşa tesvi *mnünden dolayı, bakkında ayrıça zalat tur tularak mahkemeye verilmişlir. SON POSTA Rusyada Suiistimal Birçok Yüksek Memurlar Mahkemeye Verildiler Moskova 30 (A.A.) y Hılkıkomîı serleri şürası, federal komiser Cnnlo;: Ukranya maliye idaresini kontro! ldıh mal göstermek ve Ulnu_yı ııılı_yc_ . miserini de suüidare ile şiddetle ittiham eden bir karar vermiştir. Birçok yük - sek memurlar azledilerek mahkemeye verilmişlerdir. Devlet kontrol komisyonu !'lırkof ve civarmın mali işlerinde de birçok ni - samsızlıklara tesadüf etmiştir. Purıdı- ki maliye idaresi gayri kanuni ol_ınk milyonlarla rublelik munzam vergi lar- hederek yüksek memurlara _ınu!ıuıı vermek üzere hususi bir tahsisat ihdas etmişler ve bu süretle birçok para top- lamışlardır. Deniz Konferansı Başlamadan Evveol — Amerika Bir - Nevyork 30 (A.-A.) leşik devletleri, Japonların, Londra de- niz konuşmaları esnasında iklisadi me- sail ile ham maddelerin tevziatı husu « sunun da 'îdlşumeu hakkındaki tek- lifini kabul etmemektedir. Ingiliz - Fransız Erkânı harbiyeleri Sıkı Fıkı Görüşmeler Yapıyorlar Londra 30 (A.A.) — Duily Tele - Mwwh—ın-uıdl. deniz ve hava genel kurmayları önem- li üyelerinin bugün Londraya gelecek - ZS l * ân bir. üz konferansı daha ziyade Avrupayı alâkadar cden meseleler etrafında cereyan edeceği |şöylenmektedir. Sir Eriç Drummond, dün bu mesele hakkında Musoliniye malümat y MET” PEKLİYENLER. *& Ben, dalgın dalgın okuduktan ıı:nrı düşünür gibi başımı iğmiştim, — İhsan abla, sordu: a — Nasıl, dediğim gibi dej Çocuklük işte... Benim, asıl k mahkemeden ötürü... Yanlış [Bıidın.en döner, derler ama, çocukla- rın mahkemelere gitmeleri, hiç myfh- şak alır mı? Mahkeme, ne gün bilmiyo- rum ki... Bilsem anların diler. On beş gün, geçti. Ben de, rusu unuttum... Nİ y İki kolunu açmış, etrafını gösteri- yordu: — A, ev işinden, etrafımı görecek, halim, vaktim — var mı? Düşüncem, (başımdan aşmış, cıîıı ” |yanlış iş için de, günlerce, kaıüa“xmlu ya... Bir sıkımlık ca- nım kaldı... Ben de Allahın kulu- yum, bana da yazık... İ Birden meraklanmışa hnnzıynıdu — Artık, ne polisin, ne polııın bırak- tığı kâğıdın, ne de mahkemenin lâkır- | Kıırymmbn tütün paketini çıkarmış- Ş sarıyordu: N ada ö g de- miştim. Evvelki gün, öğle üstü idi; ka-|meğe başlamaz mı?.. A, işte o zaman, |nü, bin bir çeşidini duyarsın; bend&n di cekti: lsviçreden bir görünüş İsviçrede Sular Taştı Bern Şehrinde Muvakkat Köprüler Kuruldu Bern 30 (A.A.) — İsviçrenin muh- telif yerlerindeki feyezan gayet vahim bir şekil almaktadır. Bilhassa Oborland |Berncis havalisi bundan son derece mü- [!ccııîr olmuştur. Heyelânlar neticesin « de birçok yerlerde tren hattı ve yollar kapanmıştır. Feyezanın önüne geçmek için itfaiye ve inşaat kıtaatı gönderil - |miştir. Bernde, mahalleler su altında kalmış olduğundan sokakların bir tarafından öbür tarafına geçmek — için muvakkat 'u.ıiı-r kurulmuştur. Orta — İsviçrede de sular taşmaktadır. Rhin nehri vadi « sinde, suların yükselmesi külliyetli za- rar ve ziyanı mucip olmuştur. Amerikada Zelzele Nevyork 30 (A.A.) — Nevyork ve |Kolombiyada şiddetli bir yer sarsıntısı İGimuş, birçok Binalar yıkılmıştır. pi zırzir çalındı. Çocucaklar sabahleyin bir arkadaşlarına gitmişlerdi. Mutfakta, ma götürdüğüm laokmayı bıraktım, ka- pıya koştum. Ne görsem beğenirsin? Cıgarasını, mangalda yaktı, derin nefeslerle çekti: — Eli çantalı bir polis durmuyor mu? Hem de, o, ilk gelen polis... Ba- tarak çıkışışından korktum. Suçlu suç- lu; gitmemişler mi? diyebildim. Polis, balime acımış olacak ki, yüzü, biraz | lide... Şimdi, mahkemeden, zorla geti- ler mi? galın kenarına silkiyordu: — Evde yoklar! dedim. Polis, göz- Amerikada Grevcilerle Kanlı Çarpışma Oldu Nevyork 30 (A.A.) — Kentucky de Manning de grevci maden amelesile po- lis arasında kanlı çarpışmalar olmuş - tur. Sendikaya mensup 700 amele kam- yonlarla, sendikaya mensup olmıyan a- melelerin çalıştıkları bir maden ocağı- na gidip içeri girmek istemişler. Polis bunları dağıtmak için ağlatıcı gaz bom- neli tüfeklerle müdabaleye mecbur ol. muştur. İkisi ağır olmak üzere (18) yaralı vardır. benim de nevrim döndü: Ne gülüyor- sun evlâdım? dedim. Polis, hâlâ gülü- yalnız başıma yemek yiyordum. Ağzı-'yordu; Nasıl gülmem, valide? Ne Zö-|ev sahibi man'gelirsem, evde yoklar! Sonra, dı- şarıda kaldıkları bir evden dolayı şahit- liğe çağırıyorlar, Demez mi? İhsan abla, elinden cıgarasını attı; iki avucile başını tuttu; — Bunu da yeni işitiyorum. Şirket ğil mi?.. |na, dik dik bakıyor: Valide, ben, sana l'""ı" için, şahitliğe çağırmıyorlar mı? orkum, |o kadar söyledimdi: Mahkemeye mu-| Şimdi, dışarıda kaldığı ev için mi? Sa- hesap, | hakkak gitsinler! diye... Kaşlarmı ça- km, bu da başka bir şahitlik olmasın... Üstüme iyilik sağlık, nedir, çocucakları mıri başlarına gelenler? Onlatı, çocuk buldular, diye de, bu kadar — uğraşılır akıllarına ge-| gülümser gibi oldu: Gitmemişler, va-| M? İhsan abla, ellerini - başından çekti, doğ- | rilmelerini istiyorlar. Bari bugün evde» | dizlerinin üstüne yapıştırdı: — Ben, bunları söyleyince, polisin gülmesi kesildi, âdeta acır gibi bana baktı: Valide, hep o mesele — Başkası değil... dedi. Peki, kimin evinde kal- Brükselde açılan sergi dolayısıne ora hay» vanlar bahçesine bir fok balığı getirildiğini gazeteler yazdılar. Resimli olarak verilen habetlere göre bu hayvan gelişi güzel bir balık değil eni kunu bir deniz ejderi. Ağıre bör (3) ton, boynu - yatar durumunda iken - bir insan boyundan yüksek. Kalınlı- ğ da o boyun ve o boyla eşit. Bu bann eski kitaplarda gördüğüm bir vâkıayı hatırlattı: Eritre sahillerinde Hacı Nösar adlı bir Türk dalgıcı istiridye tarla- |latını araştırırken — deniz kapları denilen |balık Hacıyı yuttu. Hacı Nasır pişkin adamdı, Peygamber Yunusun balık karnında haftalarca kaldı Byu biliyorssi! Bu sebeple korkmadı, za- ten rahalça nefes te alıp veriyordu, pok sı- kılmıyordu. Fakat biraz sonra soğuktan eti erimeğe — başladığından telâşa düştü, bir kurtuluş yolu aramaya koyuldu. Öteye be- riye başvururken — balığın karnında — bir Mddı,l*mhııdöıdü,üyı- na yıkıldı, doğrulunca hayvanın ölüye döndüğünü, ciğerlerinin işlemediğini gördü. Bir müddet geçince de balığın erimeğe bağ- ladığını sezdi. Meğer deniz kaplanını daha büyük bir balık yutmuş imiş. Hacı Nasır bunu anlar anlamaz kalkıp yürüdü, artık ölmüş olan balığın ağrından çıktı, onu yutan balığın karamda dolaşma- ya başladı. Bu karm, bir salon gibi genişti, dırdı. Darbe sertti ve deniz kaplanımı yu- tan balığın karnını yarmıştı, Hacı — Nasut denize ulaştırmıştı! Bu hikâyeyi yazan kitap, karnı — yarılan burnunun han kapısı gibi büyük olan delik. |lerinden nehire benzer sular ve şadırvanlar püskürerek bir kadirga hızile karaya koştu- ğunu ve kumlara düşüp can verdiğini de yazıyor. yiyi bilirsin... Sana da anlatacak, deği- lim ya... Hizmetçi bir hırsızlık eder; ile, bakkalla, kasapla hırıltı çıkar; iş karakola düşer, mahkemelik olurlar. Evde bulunanları da şahit yazı- verirler, Hani görünür görünmez kaza, dedikleri budur. *«Kendi kanaatini bana da aşılamak istiyormuş gibi durgun durgun bakı- yordu: — Belki ben, kuşkulanırım, diye, Nocmiyenin ismini vermiyorlar da, şir- ket hesabına diyiverdiler... İhsan abla, tekrar tütün paketinı çe karmıştı: — Meraklanmıyor mıyım, cıgaraya sarılıyorum... Göğsüm, daralıyor; he- le geceleri hırıltımdan uyuyamıyorum. Gam dağıtıyor... Sardığı ince cıgarayı yakarken elleri titriyordu: — Sus, gene meraklarım kabardı; lerini kırpıştırdı; sonra, bir elini beline | mışlar? diye sordum. Necmiyenin evin- | bafakanlarım tuttu... — Polis, çantasın- Yoksa, başka yerde yatıp - kalkıyarlar da, burasını mi, evimiz! diye gösteri- yorlar? İhsan abla da, elini beline dayamıştı: — Gel de cevap ver... A, neys baş- ka yerde yatıp kalksınlar! İnsanm ken- di evi, dururken, başka yerlerde yatar kalkar mı? Gözleri, 'ödeta gururla parlamıştı: — Bak şu yavrucaklarımdaki insan- hğa, insaniyete, kibarliğa, arkadaş, ah- bap canlılığına... Evdir bu, her ne ol- muşsa, olmuş. Arkadaşları Necmiyenin evinde, bir mesele çıkmış... Elini, yelpaze gibi sallıyordu: — Ne işler, ne meseleler çıkmaz. . Zaten, bir|dayadı; Kuzum Allahını seversen, se-|del dedi. O zaman ayaklarım suya er- 'dan penbe bir * kâğıt çıkardı. İçinden aftalarca, |nin kızların, hiç evde oturmazlar mı) di. okur gibi baktı; sonra bana: Mahke >e- ye gitmedikleri için, ikisine de mahke- moden ikişer lira ceza yazmışlar! dedı. İhsan abla, cıgarasını ağzına götüre- miyordu: — İki lira, ceza mı? demişim? İki Zekiye için, iki de Pakize için, dört li- ra, ceza... Bu, bakkalın, kasabın bor- Jeu, alacağı değil ki —savsaklıyasın .. Yüzü, birden hiddetle buruşuverdi: |Evdir, bu, dedim ya... Sen, gazetelerde | ükümet kapısı, vereceksin. .. — Polis, yüzüme bakıp, kıs kıs gül- çalışıyorsun; her gün bin bir türlüsü- Cıgarasının dumanını ciğerlerine kas İ (Arkası var) elindeki bıçağı olanca kuvvelile oraya dal. —