SON POSTA OSMANLI SALTANATI GÖÇERKEN ga Her bakkı mahfuzdur. & (Mütareke devrinin tarihi ) p Yazan Ziga Şakır No, 190 > 29/10/35 &| Merzifon Kaymakamının Odasında Geçen Bir Hâdise Çok Manalı İdi Silâhlar Toplattırılıyor ! Kaptan Solter, (Merzifon) a bir alay Bsker getirtmiş, ve yerleştirmişti. İlk iş olarak tellâllar bağırtılmış; ağır ceza tehditlerile Türklerin ellerindeki si- lâhlar; - av tüfeklerine varıncıya ka » dar - toplattırılmıştı. Sonra ikinci bir e- mir verilmişti. Türklerden; vaktile Rum ve Ermeni kadınlarile teehhül edenler; karılarını kâmilen terkedecekler — ve bunları ait oldukları cemaatlere ve ya- hut kendi ailelerine teslim eyliyecek * lerdi. (Gümüşhacı köy), Pontosçuluğun ce- nup merkezlerinden biri haline ifrağ e- dilmiş; kaza kaymakamlığına bir rum getirtilmişti. Bu havalideki hükümet memuriyetlerine de bir hayli rum ve er- meni tayin edileceği rivayet edilmekte idi. Kaptan Solterin bu hareketleri, Türkler üzerinde çok fena tesirler hu- 'sule geliriyordu. Herkes, neticenin va- hamete doğru sürüklenmekte olduğu- nu görüyordu. Kaptan Solter, gayet he- zaplı hareket ediyor; hoşnutsuzlukları hissedilen Türklerin vaziyet ve hissiya- 'tını, kasabalardaki bazı (Hürriyet ve İtilâf fırkası) mensupları vasıtasile kon- trol ettiriyordu. Kaptan Solterden cür'et alan rum Ve ermenilerin büyük mikyasta silâhlı bir harekete hazırlandıkları sırada Mustafa Kemal Paşa Havzadan geç - Miş; milli müdafaanın ilk esasını vazet- mişti. Fakat teşkil edilebilen kuvvet pek zayıftı. 1 Müslüman Hintliler — Memlekette anarşi bitip te hükümetin kanunları cari oluncıya kadar, bu yazı böy- le kalacak, Demişti. Kaptan Solterin, ne kendi memleketinde ve ne de İngiliz müstemlekelerinde yapmı- ya cür'et edemiyeceği bu hareket, orada bu- hunanların kalplerini fena halde cerihadar etmişti. Fakat kaptan Solter, hiç aldırma - miş; şöyle bir nutka başlamıştı: sonra da (Haleb) e gitmişti. Fakat Malat- ya mutasarrıfı, Bedirhani Halil Beyle ye - |ğenleri Celâdet ve Kâmran ve bir de Ce- |milpaşazade Ekrem Bey, Malatyaya — beş saat mesafede olan (Raka) köyüne yerleş- mişler; oradan (Siverek) e kadar olan Kürt aşiretlerini isyana teşvik ve Malatya- ya hücum ettirmek teşebbüsüne girişmiş - lerdi. Dersim aşiretlerile Dersimde mukim ;olın (Seyit Rıza) ya manen merbut olan Birinct Teşef İÇocuk Tiyatrosu Açıldık tan Sonra Çocuk tiyatrosunun çok eski bir ta-| rihi yoktur. Çocuğun kıymeti bütün| dünyada bilinmeğe başlandığı zaman | çocuk için de bir tiyatronun gerektiği | Janlaşılmış ve tiyatroda ileri olatı ulus- | İlar bu işi bizden evvel başarmışlardır. | | — Biz de bir çocuk tiyatrosu iıtcrdı'lı.' fakat bu isteğimizi ortaya koymaktan çok kere kaçınırdık. Tiyatro kelimesi —ı nin geniş manasına giren bütün bu sahne oyunlarını veren Şehir tiyatro - İsundan bunu da beklemiye hakkımız |yoktu. Böyle olduğu halde Şehir tiyat- İrosu bu önemli işi de gördü. Yurdu - — Efendiler!.. İstanbulda aç kalan ba- (Alevi) aşiretleri (Kürtlük namına) yıprımuzdu bir çocuk tiyatrosunun temel - m ittihatçı döküntüleri Anadoluya geliyor- lan bu tahrikât ve davetlere kat'iyyen e—;leriııi kurdu. lar; hükümete karşı fesat çıkarıyorlar; aha- hemmiyet vermedikleri gibi; (Sünni) Kürt İlk tamel elarek örtaya attığı «İlk linin rahatını kaçırıyorlar. Bunlar, hiç şüp- hesiz ki yakında tutulacaklar ve lâyık olduk- aşiretleri üzerinde nafiz bir tesire malik o- lan (Hacı Bedir Ağa) ile, hem — (Sünni) | tiyatro dersin isminden de anlaşılacağı ları cezaya uğrıyacaklardır. Size tavsiye e- ve hem (Alevi) lerden müteşekkil olan üzere bu, işin başlangıcıdır. Başlangıç derim; bunların iğfalâtina — kapılmayınız. Hükümetinize sadık kalımız. Eğer siz da bunlara uyar; ve buralarda gerek hüküme- men bu tabirle), ya, Beyazıt meydanında salıncağa bineceksiniz. Yahut ta, ötekiler gibi, Maltaya gönderileceksiniz. Soön Emir Kaptan Solterin oynadığı komedi, bit - miş.. Aktör, sahneden çekilmişti. Bu kome- di, kaptan Solterin İstanbuldan aldığı son emir üzerine tertip edilmişti. Fakat en zi « yade merak edilecek bir şey varsa o da a- caba şu (Fahküm Bil adil) lâvhasını bu İngiliz yüzbaşısına kim öğretmiş ve bu lâv- hayı ters çevirmek fikrini, ona kim ilham etmişti?.. ... Gene bugünlerde; (Malatya) kasabası korkulu saatler geçirmekte idi... Firari Ali (Atma) aşireti reisi (Battal Efendizade Elkas Bey) ve kardeşleri de, kendilerine İvâki olan müracaatleri, nefretle reddetmiş- tin ve gerek galip İtilâf devletlerinin aley- lerdi. Fakat bütün bunlara rağmen bu Be -| Ça AOA e hinde bir harekette bulunursanız, derhal | dirhaniler ümitlerini kesmemişler; bir ta- ları hem güldürecek, hem de bilgileri- divam harbe gönderileceksiniz. Ya.. (ay- raftan Malatya halkını telâşa düşürecek pro- ni arttıracak bir şekilde seçmiştir. pagondalar yaptırırken, diğer taraftan İs - tabula müracaat ederek; (Dersim Kürtlerini hükümet lchine tah- rik edebilecek ve kendilerile teşriki mo - sai ederek evvelâ (kongrecilere) taraftar olan Malatya halkını tedip ettikten sonra, Dersim Kürtlerile Sivas üzerine yürüyebi- lecek bir mutasarrıfın tayini) lerdi. ni istemiş - Dersim Mutasarrıflığı Akıl, mantık ve muhakemesini tamamen kaybetmiş olan İstanbul, bu mecnunane fik- ri derhal kabul etmiş; Dersin. mutasarrıflı- gına, istenilen çeraiti haiz bir mutasarrıf göndermek iztemişti. Fakat, birkaç gün ev- vel gönderilen mutasarrıfın - bu hâdisat cs- Yalnız şayanı memnuniyet bir şey varsa; / Galip Bey, - müfrezeler tarafından takip e- nasında - Sivasta tevkif edildiği Babıâliye Merzifonda bulunan İngiliz alayı, kikmilen | Gilmesine rağmen - Mister Nöyil ile beraber akseder etmez, bu fikirden var geçilmişti. Hint müslümanlarından mürekkepti. Bun- Jarın kumandanlarından (Ali Bünyan) is- minde bir Hintli mülâzim; hakiki vazife- sini kaptan Solterden daha iyi idrak et - mekte ve halka karşı büyük bir bitaraflık Böstermekte idi. Bu alayım müslüman zabit- lerinden biri vefat etmişti. Merzifonlular, bu GÖlüye karşı büyük bir alâka göstermişler, Hint askerlerinin muhabbet ve minnettar- lıklarını celbeylemişlerdi. Buna binaen bu- Yada vaziyet, tam bir sükün içinde sürükle- nip gitmekte idi. İşte bu sırada kaptan Solter, ansızın Mer- Bifona gelmiş ve şu mühim hâdise cereyan eylemişti. " Kaptan Solterin Merzifona muvasalatı- ni müteakip kasabada tellâllar bağırmıya başlamıştı. Bunlar, kasabada bulunan (bin- başı rütbesinden yukarı Türk zabitanı ile memleket eşrafı) ni hükümet dairesine da- vet ediyorlardı. Mesclenin ne olduğunu bilmiyen, - ve o sırada Merzifonda bulunan topçu onuncu alayın kumandanı - ile memleket eşrafı hü- kümet dairesinde, kaza kaymakamının oda. sında toplanmışlardı. Herkes bu davetin ne maksada istinat etliğini birbirine soruyor, kulaktan kulağa bir fısıltı dolaşıyordu. ; Bu la birdenbire kaptan Solter, elin- deki küçük bambo bastonu sallıya sallıya 'odıdııı içeri girmiş; kaymakamın masası- mın başına geçmiş; bacağını bacağının üstü- ne atarak oturmuştu. Kaptan Solterin çu an- daki vaziyeti, yapacağı rolü gayet iyi ez - berlemiş olan bir aktöre benziyordu. Kaptan Solter, oturduğu yerde evvelâ Bözlerini duvarlara gezdirmiş ve sonra e- Hükmetmek İçin Adalet Lâzım! Maksat bilinmediği için gerek kayma - kam ve gerek diğerleri, süküt etmişlerdi. Bunun üzerine kaptan Solter, şu suretle sö- züne devam etmişti. — Burada yazıyor... (Fakhüm Bil « dil). ._Yuu'. bu ne demektir?.. Hükmet « Odacı, bir Mmerdivenle gelmiş; lâvhayı ters çevirmişti. O zaman kaptan Solter, arkasından ö - trümcekler sarkan bu lâvhanın ters yüzünü tekrar bastonunun ucu ile göstermiş; — ;yıkı.ıını kurtarabilmiş, evvelâ (Urfa) ya, | —- BİRİKTİ g (Arkası var) REN KA ZANIR | fakat iyi bir başlangıç! Piyesi yazan tiyatronun eski emek- tarı Kemal Küçüktür. Mevzuu çocuk- Perde açılmadan, tiyatronun ne ol- duğu anlatılıyor. Perde henüz dekorla- İri tamamlanmamış bir - sahneye açılı- yor. Oratda aktör nedir? Rejisör nedir? |Süflör nedir? Birer birer çocuğa gös- |teriliyor. Piyes başlıyor. Müziği, balesi, her şeysile tamam bir piyes, Çocuk — tiyatrosunda, Neyyire - gibi, Talât gibi, Emin Be- liğ gibi kuvvetli artistler rol almış-| | İneyyir lar, iyi oynuyorlar. Çocuğa verilen, ya- hut verilmesi gerekli olan önemi göz | önünde tutarak bu işi yaptıkları bütün hareketlerinden belli oluyor. l Şehir tiyatrosu ilk adımı attı, kud- Çocuk Tiyatrosunda rol alas PT çocuğu —ile birlikte Sanırdım ki: retli adımlarla yürüsün işinde! Çocuk tiyatrosunun açılışın! baba, anaları, mektep muallim!ef ” yük bir alâka ile karşılıyacaklafı / çocuk temsilinin verildiği gün g07 nu kapan baba, anne, talebesini dizen muallim tiyatroya ko na hıncahınç dolacak... Tiyatroya girdiğim zaman ğımı anladım. Çok az çocuk g Hınca hınç dolmak ne gezeri Şehir tiyatrosu büyük bir İsmet Talebe Ankara— Lise ve orta m de parasız ve yatılı olarak ki talebenin okuması tır. Bunlar, daha evvel imtih mişlerdi. İstanbul | hemen hemen boş denilecek d tenha i Çocuk babası, çocuk ansaı, mek! | cası! bu büyük işi kutlplamak tâ düşerdi. |İ Parrasızr 7._)’ fi | Okuyacak inden: Semih, Fi Halil, Hasan Adnan, Hayri *?" İzmail Orhan, Aziz Hasan, im, Rahmi, Ali Şahin, Kân rit, İsmail Şükrü, Hamit Musâ hap Şükrü, T Şükrü, Halil Ali, Mustafa, İl snsil | tif, Şerefettin Haydar, İ Hakkı, 5 hsafiı , maz, Necdet Saim, Muhteşe? "g il, Hüseyin Şanver, Refet Ali, Hamdi, Hüdani Namık. Kız lisesinden: Peyran, Nuri, Niyamet, Lütfiye Nİ"J' Kavağa Asfalt Yol Rumeli Kavağının deniz daki caddesi tamir edi nişletilmiye başlanmıştır. metre ve asfalt olarak Arsıulusal arttırma günü olan 31 Birinciteşrinde Banka Şube ve Sandıklarında bir biriktirme hesabı açtırarak en aşağı 10 lira yatıranlar arasında 100 kişiye aşağıda yazılı ikramiyeleri verecektir: Birinciye ikinciye Üçüncüye Dördüncüye Beşinciye Ellinciye kadar Elli birinciden yüzüncüye k. » Kura Birincikânun 7 sinde Ankarada Merkez binasında çekilecektir. Kuraya girebilmek için para yatıranların pa- ralarını 7 Birincikânuna kadar çekmemeleri lâzımdır. 100 Lira 80 60 40 20 10 5 l Nöbetçi Eczaneler Bu geceki nöbetçi eczaneler Eminönü: (Beşir Kemal). zar: (H. Hüsnü). Alemdar! oğlu). Beyazıt: (Sıtkı). (İsmail Hakkı). Karagümrük: yadi). Şehremini Fener: (F zım). Aksara; (Teofilos). Bakırköy: ( (Ziya Nuri): sımpaşa: (Merkez). Beşiktati Beyoğlu: (Kanzuk, Karekin Ki letepat): İnta: (Hidayet). Hasköy: (Halk yok (© eh ĞK & Güneş). Şişli: (Needet Ekrem)- yer: (Osman). Üsküdar: Kadıköy: (Faik İskender V€ Büyükada: (Şinasi). suf). :d'