GERĞLIZTZMR Matbuatında 6 Birinel Teşri Öremlakldlamaine G ÖRDÜKLER MİZ On Senede Alınamıyan Bir Şişe Bira Amerikada Şikago — şehrinde arip bir bo-| Heny Deldel is- anma dava! minde ve kırk yaşlarında — bir Adam o2 sene evvel bira almak Üzere evinden çıkmış ve bir daha avdet etmemişlir. Karısı mah- kemeye müracaat ederek boşan« ma davası açmaya mecbur. kak mıiştır. Jıpnnyıd.ı geçen ay genel nüfos — sayımı yapılmış İDünyada TOO| Memleketin nüfu- sunun — yüz milb- milyon Ja- Zan olduğatrdar pon var şılmıştır. Bu hesaba nazaran son sene- ler zarfında Japon nüfusu senede 800,000 artmaktadır. En kalabalık memleketlerden olan İngilterede murabba mil başına 40 — kişi isa- bat ettiği halde, Japonyada bu kadar araziye tam (400 ) nüfus İsabet etmektedir. * ngilterede geçenlerde zen bir kadın ölmüş ve hlııı?: Hizmetçisi- | Şitine - senede 72 he at b | el nn rakmış | mıştır. Fakat vasi- yetname mucibince evi satmaktan ve kiraya vermekten menedilen kadıncağız, hanımının - biraktığı evin — vergisini — veremediği | mahkemeye verilmiştir. SEn'e Yunanistanda : , Üniversiteliler Çarpıştılar Atima, 5 (Özel) — Üniversito tale- besinden kralcılar ile cümburiyetçiler arasında yeni bir çarpışma olmuştur. Kendilerina iltihak eden tayyareciler ile kuvvet'enen kralcılar cümhuriyat» ilere bücum öderek dövmüşlerdir. u nrada iki taraftan birhayli talebe yaralanmıştır. — Polisin — getirdiği bir itfalye “arabasından — vıkılan — sularla talebe dağıtılmıştır. Gevrek bir kahkaha attı: — Kestane kabuğundan çıkmış da, 5 ”RİISMET- * BEKLİYENLER. Çinde: BeşBuçukMilyon Kişi Yersiz Yurtsuz Kaldı Nankin, $ ( A. A.) — Resmi tah- minlere göze son feyezanlar Hopel, Honan ve Şantung illerinde beş bu- çak milyon kişiyi yersiz yurtsuz bi- rakmıştır, Maddi zararlar 300 milyon dolar tahmin edilmektedir. d0 bin mil mu« rabbaı,yer feyezana uğramıştır. Belçikada!: Anverste Kanlı Hadiseler Oldu Polisle Komünist Ve Soz- yalistler Çarpıştı Anvera 5 (ALA.) — Nasyonalistle- rin bir toplantısına engöl olmak e- teyen sosyalistler vae komünistlerle polle nda hüâdiseler çıkmıştır. Polis gösterişçilerin Üzerine yalın kı- hç saldırmıştır. Her iki yandan da yaralılar vardır. Polis, gösterişçilerin İtalya konsolosluğunun Önüne gitme- lerine engel olabilmiştir. - Fransada İşsizliğe Karşı Tedbirler Paris 5 (A.A.) — Hükümet işaiz- liğe karşı yapılacak büyük Nafia işla. Ti pilânına — İştü haddi — olan 2.984.000.000 frank — bir kararname ile 4.241.000.000 franga çıkarılmıştır. Memelde: . » Seçimlere Fesat - Karışmış Müme!, 5 (Özel) — Seçim netlcesi buakşam belli olacaktır. Alman fır- kası, süçime fesat karıştırıldığına ve s#eçimin yenileştirilmezi lüzumuna dair Litvanya bükümetine tta bulunmuştur. Açılan 30,000 reyden 600 ünün sahteliği görülmüştür. Fransanın Eski Roma Sefiri Öldü Parla S (AA.) — Fransanın eski Roma büyük elçisi, ayandan Henride jouvenel birdenbire hastalanarak ya- tırıldığı hastanede, geceleyin kan hücumundan ölmüştür. İhsan abla, gücenik gücenik baktı: — Bak, şu söylediği söze... A yol, kabuğunu beyenmemiş!.. Amma, ne| hacı bekler gibi, kaç gündür yolunu dersin, söylenmez ki! Çocuğun yüreği kırılır, içlenir... Alnıma yapıştırdığı Emon diliminin üstüne beyaz bir çatkı çatmıştı, sor- dum: — Geçmiş olsun, hasta muam? k;mm' n ağzına t&hı"du, sesini at Ürerai <£ Öğükler dot MiT İçi burkulmuş gibi gözleri süzülver- — Yavrucuklar, biraz hava almak için çıktılar... Evde otur, evde otur, canları sıkılmaz m? Çocukturlar, gez- sinler, içleri açılsın. .. Onun hatırlatmasına hacet birak- madan ayaklarımı, kapımnın önündeki paspas hizmetini gören keçe parçası- na sildim. İhsan abla, elile mutfağı gösteriyor- du: — Ah, çok ta işim var... Mutfakta Otururuz. Onun, bu her zamanki şikâyetini bil- diğim halde takıldım: « — Bilseydim, başka gün gelirdim: di bekliyordum... Mutfakta tekrar ayaklarımı sildim. ve Tahta kerevetin kenarına oturdum. İhsan abla, hemen cezveyi mangala sürdü, koynundan tütün paketini çı- kardı, bir sigara sardı; ağza alına- cak tarafını islatmadı, bayrak gibi a- y çık bırakarak bana uzattı. cerenin kapağını açtı, iri tahta kaşık- la karıştırdı, sonra dilinin ucile tadı- na baktı, tel dolaptan tuz kâsesini çek- ti, bir avuç tuz aldı, tencereye attı, tekrar - karıştırdı, kapağı kapadı, ka- pınin arkasındaki ipe asılı bezlerden birile ellerini sildi. İnce bir sigara da kendine sardı, mangaldaki ateşten yaktı: — Ah, pek güç oldu, ne fitil, ne ateş sönmüş oluyor, kibrit te bitmiş bulunuyor. Uyku kaçıp da sigara içe- cek oldum mu, iki elim böğrümde ka- hyor... Beni sıkı diki aratmasına haci bekler gibi yolumu beklemesine rağ- SÖON POSTA — Laval efendi! Ben uluslar kuru- munun şu meçhür misakını korumiya kaikışırsam beni müdafas edermisin? — Vallabi azizim hakkın var am- ma, bunlarda havalar değişiyor ve hiç de hoşuma gitmiyor. * — Amcacığım söylesene. Avrupa Japonyada: Bir Albay Haya- tına Kıydı Tokyo, 6 (A. A.) — Albay Yama- da kendisine harakiri (*) yapmak su« retile bugün 49 yaşında olarak ölmüştür. A'bay Yamada, bundan bir. müd- det evvel odasında çalışırken öldürü- len General Nagatanın zamanında aü bakanlığında daico çfl ldl Söy- lendiğine göre Albay Yamndan ge- neral Naoatanın ölümünden dolayı iztırap duymakta ve bu ölümdan kendisini de mes'ul saymakta Idi. () Harakiri Japonyada bir hareketi Atina, $ ( Özel) — Sü Bakanı General Kendilis, dün genel Kurma: Gepgral — Hosapidis — ve M!rbıvll: birinci dalresi direktörü Albay Filipi- dis ve Albay İkonomu ile Yunan ordusunun teçhiratı hakkında konuş- malarda bulunmuştur. Bu komuşmalardun sonra Genıral Kondillis, ihtiyat sınıflarınin aef r- lgi hakkında çıkarılan — yayıntıları kat'i olarak yalunlamıştır. remiyordum. Hem işini görüyor, hem anlatıyor- »| du. Söylerken gözlerini gözlerimden ayırmıyor, başını sallıyor; fakat ayni zamanda, ocağın kenarında — unutul- muş bir kevgiri alıyor, yerine asıyor; tencere raflarile karşı duvara gerilmiş ipte sallanan bir pembe ipek kaş korse ile küçük mendilin kuruyup kuruma- dıklarını anlamak için tutup elliyor- du. Mutfağın içindeki işlere M we eşyalara İhsan abla o kadar alışmıştı ki gözlerinin ve kulaklarının hassalarını da elleri, ayakları görü- yordu. Çenesi de elleri ve ayakları gibi hiç durmadan işliyordu: — Zekiye, size uğradı değil mi?. Ah sağ olsun, hiç te söz söylenmiyor ki.. Hemen parlayıveriyor. Ergenlik, diye- ceğim; insana ergenlik zamanında si- nir gelir... Amma, üstüne yoramıyo- rum ki.., Daha çocuk-,. Uğradın mı? diye soracak oldüm. Vay sen misin so- ran? Eh bir çıkışış çıkıştı, şaştım, kal- dım! Biliyorum, istiyerek değil, sinir.. Neye — böyle — sinirli oldu, bil - meml! Bir sinir hekimine gösterelim, diyeceğim amma, ona da kızacak... Geçenelerde ucundan kıyından çıtla- tacak oldum. Amma, açık açık, hani onu da kastederekten değil, rımızla... Kaşlarını bir çatış çattı, topuklarını yerlere vurdu. Delilere, sinirli, derler- mehn İhsan ablada hiç telâş eseri gö-| miş... Neler söylemedi, neler! Hepsi- devletlerinden biri bana saldırırsa, ben! korurmuzun. — Vallahi nzizim Avrupl bavzaı mı bir kaz kazartması kokusu bürü- müş. Gerçi ben kaz kızartmasını ve- verim fakat İş kaza görü değişir. Kimisi salçalı, kimisi de salçasız ister, (Bir İngiliz karikatörü) Amerikada : Gençlik İtalyaya Karşı Dış Bakanlığa Bir Istida Verildi Vaşington, $ ( A.A ) — Amerikan gençlik kongrösinin bir delegasyonu Dış Bakanı yardımeısına verdiği bir İstidada İtalya'ya derhal ekonomik ve finansal ambargo tatbikini ist>miştir. İstida Vilaon'un evvelce ilün etmiş olduğu — bitaraflıktan — bahsatmekte, fakat herşeye rağmen bu bitaraflığın, bitarf olmuyan iş ndamları - yüzünden harp yolunu hazırladığını Ilâyâ etmek- bi Tstidada aymı zamanda İtalyı ekonomik Ugilerin devamını müsande edecek tarzda açık yol bırakacak her- hangi bir bitaraflık elyasasına kongre- nin muarız olduğu kaydedilmektedir. Bir Cümhuriyetçi tovkif Edildi Atina (Özel) — Cümhuriyet savaş birliği mürkezi Üyelerinden Baslakos tevkif edilmiştir. Adalardan birisine Bürülecektir. ni anlıyamadım ki... Neme lâzım, oku- masına, iyi okudu. Amma bu kadar bıraktı... Okuduğuna bir bakıma se- winiyorum, bir bakıma da kızıyorum.. Her sinirli deli olsaydı, timarhaneler adam almazdı... Size uğrayıp uğra- madığını niçin sormuşum? O, yalan mi söylermiş? Yalan söylemeğe, al - ti kaç gündür, kendimde — değilim,.. Oh benim evlâdım, bu iş, sana düştü artık... Sen, onların ağabeysi sayılır- Komşuluk hakkı, akrabalıktan büyük- tür.... Bunu yaparsan sen yapacak - sın... Zekiye, şimdi tutturdu; bir ma- kine işi varmış, oraya girecekmiş... İhsan abla, Maltızın ateşini maşa ile karıştırıyordu. Durdu. — Nasıl makine işi? Dikiş, nakış makinesi ni? İhsan abla, ayıplar gibi baktı: — A, sen de bazan pek tuhafsın- dır a yol, o kadar sene mktebe git- miş, okumuş, yazmış, h'ıkı_ıdikiı. ye nakış makinesinde çalışır mı?. — Peki, ne makinesi? — Yazı yazıyorlarmış... Benim pek aklım ermedi ya, neyse... Bizim bildiğimiz yazı elle, kalemele yazılır, ben rahmetli efendide de, ağabeyim de de öyle gördüm. Makine ile yazı olur mu? pulü gösterdi: ; : BU GÜN — ÜT AAT > Kai M Onlar Da Öyle Yapsınlar ! ğ Gazetenin birinde Grand Dietie — onanire universel du xxe #slöclein Türkiye şairleri ve nasirleri hakkın- daki bendini çözeleyen bir yam gör- düm, Hepimizin aşağı yukarı - bilgi kaynağımızı teşkil eden ve yokluğu halinde yine hepimizin cahilleşmesi leabeden bu büyük eser, bir çok de- gerli yazıcılarımızın adını anmamış ve adları pok de anılmak lâzün ge- — miyenden çoğunu İse sayfaları arü- — — ana almış İmişl Benim, belki gülünç görünecek, bir kuyum vardır. Füzuliyi Fransızca, Nedimi Almanca, Abdülhak Hâmidi Rusca okuyanlara şaşarım. Hayyamın, tütün İneeliklerile, İngilizceye çevrile —— diğini bildiğim halde o rint ve fey- — İesof şalri kendi kullandığı dille dine — lemek isterim. Onun için Lârus dik- siyonerinin Türk yazıcıları arasından hangilerini seçmiş, hangilerini bır — rakınış olduğunu da şimdiyae kadar merak etmiş değilim. Çünkü Türk edebiyatı hakkında Fransızların ve- —— recekleri bükmü, kendi kanaatimder —— daha kuvvetli göremem. Fakat okuduğum fıkrayl yazan, arkadaş benim gibi döşünmiyor olas — erk ki Larus muharrirlerine — çatıyor. Ben de ona gu fikrayı sunüyorüum; Mo'lagürani, umduğu kadar saygı görmediğini kuruntulayarak bir gün — Fatih Sultan Mehmedin yanına gideri — — Şevketlül -der- Aksak Timur —— devrinde Cürcanlı Seyit Şerifin adam-> — Aarı bir otlak menelesinden saray m: murlarına karşı koymuşlardı. Timura — ikâyet edildi, Seyyidi Şerifin bu Işte lerek ceralan- parı olduğu söyle: dırılması istenildi. Aksak Timur çu — cevabı verdi: “Eserleri benim devleti. — mda sınırları dışında okunan bir âlim ”'i(." ben ne yapabilirim?..,, V atih sordu: — Kıssadân hisse nedir hocam? — Benim de kitaplarım Muısırda, Hicarzda, Fasta okunuyor! Fatih güldü: - amma hocam, dedi, Timur dııılıâ'ı' Fastan, Hicazdan, Mısırdan ilme âşk adamlar tümen tümen yo'a çıkarlardı, Semorkande kadar yider- —— lerdi, Seyyid Şerifin eserlerini yalva- — ra yakara alırlardı, yüurtlarına gölü- erdi. Siz kendiniz zahmet edip eserlerinizi oralara yollıyorsunuz, İsti. ene, İstemiyene dağıtıyorsunuz. Bu ;ııln meden unutuyorsunuz? v Larus diksiyonerine adlarını sok- — tarmal mYıı de bu kıssadan his- — «e oalabilirler sanırım. Ğ M. T. Tan ——————————”— İhsan abla, tavandan sarkan ame 5 — Olur mu? Diyorüm amma, ge- ne içimde şüphe var doğrusu... Bık'ş şu altirike... Bir düğmeyi çeviriyor- sun, kavsız, kibritsiz yanıveriyor. Bu- — nu söyleselerdi, gözümle görmed inanmazdım... ğ — Yazı makinesi mi öğrenmek i'ü'.'- .| yor? K İlbonmi abla, dudaliliüini Tisihdiş ni n bilgisizliğimi, görgüsüzlüğümü ayıp lamıştı: : M — Yazı makinesinde çalışmak isti- — — Peki, yazı makinesinde yazmak biliyor mu? İhsan abla, ayağa kalkmıştı, iki eli ni kalçalarına dayadı: <$ — Ya ben anlatamıyorum, yahud senin aksiliğin üzerinde, anlamak is- temiyorsun... ğ Eııı!mı.ınnnılıî_w