Türkler Yazan: M. Turhan Hadım Süleyman -Pir: Roie- Mourat Reiz PiriBey,Portekizlerden AldığıMücevher leri, Sarayla Müştereken Paylaşıyordu Bununla beraber şimdiki kararı te- mizdi, pürürsüzdü, bütün bu eşyayı, bu serveti saraya sokmak arzminde idi. Bu karar ise dediğimiz gibi, herhangi bir uygunsuz — durumdan doğacak tehlikeleri karşılam-k bay- gusundan doğmuş- tu. İşter işte bu bi« çimde iken filo, yine Hürmüz bo- Yazında — bulunan Keyş adasına doğ- ru yöneldi. Arap- ların kendi dille- rine — uydurarak Kaya dedikleri bu adadaki Portekiz- Hiler de tepelendi, temizlendi ve yük- te” hafif, pahada Ağır ne ele geçti ise Baştardeye la- şındı. Plrt beyin Hürmüz adısında yaptığını burada tazölemesi, gemiler- de sürüp giden dedikoduyu çoğaltmış- tı, Fakat o, Recep rels gibi pek sözlü yoldaşlar tarafından verilen öğütlere kulak asmıyordu:. “Şevketlü hünkür için ,, deyip horkesi susturuyordu. Bu söz, bir yumruk gibi, duyanların ağzını kapıyordu. Şimdi Pirf bey, servetle göbreti bir kaygu fazla saplanmıştı. Altınlar, el maslar, zümrütler çoğaldıkça ©o kay- gular da artıyordu. Hattâ denk denk denk kumaşları küme küme mü- aevhi karşımı bir. takım he- saplar da yürütür olmuştu. Söz golimi gu yasaı zümrüdü, bol armagan dü- Şüncesi hesabına saray için ayırırken yanındaki değirmi zümrüdü de kendi Payına seçmek gibi dileklere kapılı- yordu. Bununla beraber bi o e- yadan, © hazinelerden kendine dol- gunca bir pay ayırmayı büsbütün ka- yarlaştırmış değildi. Hencam, Larek adaları bombal man edildikten ve birçok (ganimet daha toplandıktan sonra Piri Beyin durumu değişti, Saraya vereceği bol armagan iİçla bir rakam, bir smır kararlaştırmayı gerekli bulmuya baş- ladı. Elinde milyonlar değerinde eşya vardı, Bunların hepsini saraya vermeyi doğru bulmuyordu, bir kısmımı ken- dine ayırmak istiyordu. Nihayet bunu yaptı.. Hint, Çin ve Japon kumaşla- an bir kısmını Saray, bir kı: da kendi için ayırdı. Adam boyunda düzinelerle altın vazoları da o suretle payetti. Elmusların dörtte üçünü Hünkâra, birini kendine lâyık gördü, Zümrütleri, çocukların bir avuç sana, bir avuç bana diye yaptıkları pay- laşma gibi bir taksim ile ikiye böldü. Şimdi baştardede iki hazine odası peyda olmuştu. Piri Rels, günlerini ve gecelerini hep bu odalarda geçiriyor- du, arasıra eşya arasında değişiklik yapıyordu. Sözgelimi Saraya sunula- cak elmaslar içindeki bir büyük taş, kendine hoş göründüğünden —onu öbür odaya gölürüyor ve yerine başka bir elmas alıp koyuyordu. Bilgen — denizci, Gömrünün — son günlerinde iyi parlak bir. ömür geçirebilmek için lâzimgelen serveti, umduğundan daha çok olarak, İşte elde etmi Bu hazinelerle diledigi yerda dilediği gibl yeşayabilirdi, iş başında olmadığı halde herkesten saygı görüp gşerefli bir hayat yaşardı. Fakat yeni bir endişe, bir tasa onun Içini kemiriyordu: Harineleri korumak, yurda ulaştırmak - tasasıl. Piri — beyin bunü — düşünmekte hakkı vardı, Yapılacak işin henüz hqlııııeııdı bulunuyordu. — Daha omuz'anan ödevin bu en güç taraf- ları yapılırken bü hazinelere ziyan İrişmez miydi?.. Öyleya. Harp hali bu. Kazanmak katdar kaybetmek de haritada yazılı idi. İşler ters gidip de hazineler eiden çıkarsa ne yapılacaktı? Boyuundan kan ıı;ııordıı-- Piri bey bu noktaları düşününce terlemeğe l Üzüntü — içinde kalıyordu. pek güç olmakla beraber kenclne ayırdığı hazineleri kaza önünde - feda mmül etse bile saro sunulacak B 1 elden çıkarmıya kıyışımıyor. aktü müuhtemel bir muvaffakiyetsizliği Örtbas ettirecek birlcik kuvvet, bu servet idi, O halde bunu lıoruı:ık sağlam bir yere koy- mak gerakti. Piri bey bu düşünce ile bir plân çizdi, Floyu Basra İlmanına çevlirdi. Türk hakimiyetl altına girişi Üüzerli den henür pek az vakit geçmiş ve İstanbula bağlılığı iyorm! fi du. Yoldaş n da ü: W Bazrada Türk nüfuzu- i için böyle bir haras keti görekli — buluyorlardı. — Yalnız orada fazla oyalanmak İstemiyor”'u, büyük fırtınalar mevaimi başlamadan Hint illerine varmak için Amirala yalvarıyorlardı, Halbuki o, Basrada tertibat almak lııyııııındı id. Taşıdığı hazineleri istiyordu. Bu, hayli ağır bir teşebbts olmakla beraker — hazinâlerin açık denizde ve düşman filoları kargısında muhataralar taşımıyordu. Yalnız anlaşmak, * adan, #soyulmadan götürülmesi —İçin teminat almak lâzımgeliyordu. Piri Bey işte bu kaygu ile işe girişti, uzakta ve yakında bulunan aşiret reislerini Basraya getirerek müzakereye başladı, diplomatça dav- ranıyordi aksadını gizliyordu, yalnız donanma ile Halep veya Şam arasında bir rabıta kurmak istediğini #öylüyor idi. Bu yol, asırlardanberi vardı, işli- yordu. O sebeple Şşeyhler, amiralın göndermek veya getirtmek şeylerin #selâmetle gidip gelmesini hiç düşünmeden omuzlarına alıyor- lardı. Pirl Bey bu temell kurduktan amıştı, Basradan Halebe |ldıı yol Üzerindeki dikça — hazimelerini yola çıkarmıya genaret edemiyordu. Fakat geyhler, ne için olduğunu anlamadan uğulla- rimı, — kardeşlerini rehin — vermeye yanaşmıyorlardı, bu yüzden müzıkere uzayıp- gidiyordu, Recep Roels ve arkadaşları da homurdanmıya başlı- yordu. İşte bu sırada bir haber geldi. Hint denizindeki bütün Portekiz ek büyük ve pok halinde Hürmüz boğazına doğru gelmekte, boğanı gevirerek Basradaki Türk Hflosunu kapana sokmak — plâmıni — gütmekte olduğu anlaşıldı. (Arkası var) Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler Çorlu terzi Hasan Hadrü kardeşi htıra | Hamdi, Tatanbul erkek eri | lisesi 428 — Rüknettin, Çumra sorgu hükimi kızı Necat, İstan bul kız İlsosi 1208 Nimet, Babaseki pehlivanköy nahiyosi tilkipinar kö- yünden Osman oğlu Şükrü, Edirneka- pi eski Osmaniye sokak No 111 de Nurka Sencil, Konya Ereylisi buğday ahm memuru â. Ülvi oğlu Gökhalit Kocamustalapaşa caddesi No, 179 da İsfan, İstanbul £ inci mektep sımf 4 ten Lâstik | 98 Feyzi, Kadıköy güm- ı ; ı rüm MAM. oğlu Nihat, lıxıutuı £ inci mektep 182 Ağuş. İstanbul 1 İnci mektep B/3 ten Boya Zeliha, Konya Ereylisi Kalemi | buğday alımında depo memuru Hamza kızi Memnune, İstan- bul 40mc1 mektep sınıf I den 9 Rüs- tom, Bursa Ahmetpaşa feneri mahal- lesi Gençosman sokak No. 6 da Foyzi İstanbul kz örtamektep #ml 2 de Muallâ Kıral. Lâleli tayyare aparlımanı 1 inol Büyük | kat Sevim Zeki, İzmlr Sulu | Havranda £ inci mektep Boya sınıf 5 ten Hüsmü, Yenie kapıda Yorgu oğlu Yumül, Tavşanlı mühendis Rşrof oğlu Süreyya Ural. Kütahya jandarma okulu 4 ünoti Küçük bölük — komutanı Asım oğlu Orhan, Sultanahmet Ktanbul apartımanı Ose man Ölçer, Konya altinçeşme No, 49 da müteksit inbaşı İbrahim oğla Bikret, Üsküdar iskele oamü arkamı çeşme sokak No. 1 de Günhan, Teş- vikiye İhlamur No. 6 te Suna, Bürsa Muradiye çifte çınar Azap Çütbüm | camli No. 15 te — Turan, Büyükada mekik sokak No. 10 da Fikret Yılmaz, Alaşehir #sttina mülca- dele doktoru ip oğlu Şahap, Akan ray Hasanpaşa çeşmesi sokak No. 16 da Hamdi Yetiş, Karamağaç binbaşı Büleyman kızı — Celâüdet, — Baylarbey Küplisede No. 70 de Nefise, Konya vilâyet daimi encümeni — uzasından Ömer Baysal oğlu Sacit, Taksim Tor- Jabaşı Altınbakkal No. 16 da Edip Bilener. İstanbul 43 ünott mektep 42 Ömer ıîı Faruk, Çorlu diplomalı terzi Ali Osman, İstanbul Gelenbevi örtamektep 358 Kadri Türma, Çorlu 'Telgrafbanesinde Osman Zeki. Sulta- nahmet Hacibeşirağa — teki sokak No. 9 da Yuşar Alkan, Samatya Kö- sedayı sokak No, 3 te Muammer De- niz, Sultanahmet İstanbal apar. Na. 48 de Nevin Sezen, Aukara Doğan. bey mutfak sokak No, 12 de kızı Memiduha, Mudanya — M/ Komal- paşa enddesi No, 119 da Sami Sön- mezsoy, İstanbul 29 uncu mektep sınıf $ yen Suphi Sadi. Ankara Fevzipaşa mahallesi Benzi sokak — No, 12 de Mazhar Aksoy, Ankara - Benzi sokak No. 12 de Necati, İzmit Singet kum- panyamı Süheylâ, İzmit hürriyet oadde si No, 69 da Cemal,Bor eıki bamam yanında bakkal Yakup v diha, Erenköy Bağbaşı te Leondray, Balı No. 10 da müvezzi Niyazi, Fatih Öme- refendi caddesi No. 19 da — Fitnat Ünal, Kayseri İstanbul cad. No. 47 de Arşagühi, Afyon varidat müdürü Mus- tafa Tözün oğlu Rüknettin, Muğla dağ alayı hesap memuru oğlu İlhan, An- kara budüt ehhiyı odacılarından Arslan yanında Ayar, Kayseri İstan- bul end. No, 47 de Kirkor, Kastamo- nu P.T.T. kontrolörü —oglu — Cengiz Arsalı, Ankara Ulucalarda akbaş mü- hallesi aralık sokak No. 5 te Sabriya lsparta 50 piyade yı Tb. 1 Bİ. de gedikli ıuuyer Ömer, Konya hükümet önünde yeni bakkal İbrabim oğlu M. Galip, Konya Pürçüklü mahallesi No. 27 de Melâhat Tüzün. Eakişehir lataay n No. 127 de fen meamuru Yakup — oğlu Cevdet, Diyarıbekir Nafıa muhasebe« gisi oğlu Nimet Akıncı, Ankara Hacıs bayram sofular çıkmazı — No. 27 de Cezmi, Konya Ereylisi buğday alımın- düa depo memuru Hamza kızı Habibe, Adapazarı yenicami sebzeci Osman Amasya, Ankara devrim ilk okulu 26 Kemalettin, Kütahya Doevrişpaşa meke tebi sımf 8 ten 189 Dündar Kayaşan Sulu Bsya e MÜSABAKALI HİKÂYEL E R İhtiyat Bankası Nasıl So Ş 'ıldu —R- | Bayan Ayırlend İ deli gibi, kendini! | aşağıya attı ve & yazıhanenin ke- pısını açık buldu. Çığlıklar — içer- den — geliyordu. Hizmetçi kız: — Bayıml Za- vallı bayım! diye © çırpınmakta idi, Bundan başka, avlada, bekçinin de, — eamekânlı kapıya hızlı hızlı vurarak, bağır- dığı İşitiliyordur — Bu kadar gürültü edeceği- ne, kapıyı açsa- na I. O esnada od. ya giren bayan Ayırlend, kocae sını, oturmakta olduğu koltuğun üzerinde, başı ar- kaya — düşmüş, gözleri — kapalı, yüzünün — rengi uçuk, ya ölmüş, yahut ki her hak- de baygın ola- ... Zabıta bunun Üzerine oğlunu sorguya çekti rak görmek fecaatine uğradı. Artık kadıncagızın ne hale geldiğini tahmin edebllirsiniz. Kasanın kapısı ardına kadar açıkti ! Şüphesiz, Bıy Ayırlend, bu meonzara kırımudı itidalini kaybetmiş, sarsılmış ve bir an için, şimdi yere düşmüş duran bir iskemleye tutunduktan sonra, içinde bulunduğu koltuğa kaskatı yığılıvermişti. Anlatması bile birkaç dakika süren bu faraziye bir saniyede Bayan Ayirlendin kafasına dank demişti. İçeriden — kilitli. bulunan yazıhanenin camlı kapısını sür'atle açtı ve bekçi Caymis Fairbernin yardımı ile, kocasını yukarıya, yatak odasına çıkarmakla beraber hekime ve zabıtaya da haber saldırdı. Bay Ayırlendin durumu endişe verlel idi. Hekim kendisine mut- lak bir istirahat tavsiye ve her hangi suretle sorguya çekilmesini yasak etti. Hasta genç değildi; çok fena ha'de sarsılmıştı. Hafif fakat bariz bir kan hücumuua uğramıştı. Geçirdiği bay gınlıktan önceki hâdiseler hakkında ken- disine en ufak bir sual sorulsa da zihnini yoklamak, hatıralarını to: paramak — vaziyetlinde bulunsa, yalnız şuuru değli, hayatıda teh- Lkeye girerdi. Polis idaresinin göndermiş olduğu memur, bu süretle en büyük bir müşkül — karşısında kalıyordu. Vak'anın başlıca şahit- lerinden biri söz söyliyecek ha'de değildi. Kasanın kapısında hiçbir zor- lanma eseri yoktu. Anahtarı da hem tek, hem de dalma direktö- rün cebinde dururdu. Hırsız, ve yahut ki - hırsızlar, direktörün ymhıneıhı girmek Kadıköy İlsesi 896 Muhip, Kadıköy vişne sokak No. 46 da Fahri, Kayseri yollama memuru Tekmen — Rıza oğlu Zeki, Tarsus eozacı Siyami — vasıtasile Ali Dünmez, Ankara tabakhane çakır- lar yokuşu Zeyrek #sokak — No. B de Bülent, Uzunköprü P.T.T. —müdürü kızı Cahide Peker, Tarsus — postane karşısı No, 101 de Ahmet oğlu Yükup Sabri. Ankara Gd. Erb. Ha. - okulu 6 l i için, her halde, bekçinin sabaha kadar ayrılm olduğu v trikk ışıgını söndürmediği banka kısmından geçmemişlerdi. Esasen, bankanın, arkadan demirli ve ki- Nthi, ağır ve cesim kapısını, bek- ciye duyurmadan zorlayup, açıp, sonra da avluya girmek hiç kim- senin kârı değildi. Şimdi bir de, direktörün evine açılan diğer kapı kalıyordu. Bir kedinin bile zahmetle geçebile- ceği kadar sık ve kalın parmak- lıklı blr pencere ile bu kapıdan mada, bu odaya giriş yoktu. Ka« pıyı, daima direktör bizzat kapar, kilitlerdi. Her sene, mexuniyet alıp ta, karısı ve en küçük çocuk- larile birlikte deniz kenarında tebdilhavaya gittikce, evini bü- yük oğluna ve direktör muavini- ne emanet ederdi. Muavin o za- man, direktörün — yazıhanesinde oturur ve akşam olunca, saat ye- dide, hem de bu aralık kapıyı kendi elile kapardı. Arzettiğim gibi, direktörün yazıhanesile, bankanın — salonu arasında da yalnız tek bir. camlı kapı vardır. Ceymis Fairbairn bu kapıyı dalma açık tutar ve yazıhanede çıt olsa duyardı. İçeride ışık yas kılmak da âdet değildi. Eve ge- çilen öteki kapıya gelince, bunu yalnız Bay Ayırland içeriden ki- litlemekle kalmiyor, Falrbairn da el ayak çekildikten sonra, Üstüne dışarıdan ayrıca kilit vuruyordu. Direktörle oğlunun odalarına buradan birer elektrik zili b lunduğu gibi, bekçi telefonla va- bıtayı her an haberdar - ede- bilirdi, (Arkası var) D. kısım 1 de 282 Abdullah, Boınylıi istasyon hereket memuru Halil vasıta- sile İbrahim, İzmit Komalpaşa — Mi hamam sokağı No, 87 Hüdiye Erdi, işehir zafer mektebi 146 — Zahrâ, Ankara postane cad, Şabanzade apar. No. 5 te Ahmet, Bornova- 9 öylül mektebi 220 Aytekin, Düzce ilk tede — risat mülettişi Ahmet Remzi — oğlu Sadi Kayhan,