6 Eylül SON POSTA Sayfa 11 6-9-935 No 6 Zindan Köşelerinden Yıldız Sarayına Yazanı Z. $. Her hakkı mahfuzdur Vahanla Kevork, Ermenilerin İntika- mını Almak İçin Bir Fırsat Bulmuşlardı Şen yüzlü bir adam olan Ke- Vork usta, bu adamı görür gör- mez gülümsedi: — Hoş geldin, Vahan ahbar. Ayaklarına soğuk su mu, yoksu tıcak su mu verelim. On beş Yyirmi gündür yüzüne hasret kak dık, Çamiçin haliş düzü hazır. eze; çiroz salatası, fasulye piya- Zı, ciğer tavası, zeytin yağlı do ma. Dolma, amma ne dolma. Bizim dudu elile sardı.. Uakumru pilâkisi. Yeme de yanında yat. Emret bakayım, daha ne istersin? Dedi, Vahan, ciddi bir tebes- tümle cevâp verdi: — Farketmerz, Kevork ustal.. No olursa olsun. Ben asıl bir az teni görmek isterim. — Hele dur, şu mezeleri ha- tırlayım da, gelirim. — Hayır, hayır. Çok vaktim yok. Mezeleri çocuğa bırak da se0 gel, bir az konuşalım: Kevork usta, işini tezgâhtaki Oğluna terketti. Vahanım yanına gitti. Karşısına geçti. Şimdi bu Iki adam, başbaşa-vermişlerdi. — Hayır ola Vahan; nedir bu . telâşın?.. — E.. Mezele, telâğ edecek kadar var. Hele oku şunu. Fakat dikkat et. Yabancılardan gören Olmasın. — Yabancı yok. Hepsi, bizim gocuklar. Vahan cebinden çıkardığı bir , masanın altından Kevorka tzattı, Kevork, bu kâğıdı aldı. Avuçlarının içinde açarak oku- Mmıya başladı. Kâğıtta şu satırlar Yardı : ( Haşmetpenah !.. Emirnamenizi alır almaz, Yı- diz sarayına gittim, Sultanla mü- Mükat icra ettim. Bu mülâkatın foferruatile zati haşmetlerini meş- gul ve rahatsız etmekten içtinap #diyorum. Sadece neticeyi arzet- Mekle iktifa eyliyorum. Zatıhaşmetlerine karşı derin bir hulüs ve muhabbetle merbut *Olduğundan — bahseden - sultana, Pek mahirane idarel lisan elmem tayesinde, zatl haşmetlerinin ar- Zularını kabul ettirdim. Ancak, huşust esbap beyan ederek kendileri de birkaç şart - teklif tttiler ki, onları da şu süretle hulâsa edebilirim, Sultan, Prenses Nadya Har- Tetlerile muhterem sevcinin İka- Metlerine mükemmel bir hane edecek aşçı, uşak, arabacı, Araba ve hattâ Prenses Hazretleri kadin hademeler de gönde- Tecektir. Sultanın bütün ricaları bir noktada temerktiz etmektedir o da; Prenses Hazretlerinin Maiyetinde —hususf hizmetlerine bakacak bir ve nihayet iki kadın 'Oda hizmetçisinden maada, refa- katlerinde hiç kimsenin Istanbula Eetirilmemesi ve bir de, isimleri Ve hüviyetleri etrafında büyük bir ümiyet gösterilmesidir. İstan- buldaki - dedikoducu — Avrupa Taahafilinden taşacak - ve Avru- Dünin müuhtelif merkezlerinde de l uyandıracak şaylata mey- dan vermemek için Sultanın bu udi“ıl kabul etmek te, ayrıca bie fayda temin edebilir. Bu şe- Falt, zatı haşmelleri tarafından da kabule — mazhar - olursa, lerile — muhterem zevçlerini! sessizce ve gizlice Istan- bula nakl için Sefaret maiyetine memur (Kolkida) vapurunu Yalta- ya veya Sivastopola göndereyim. En derin hürmet ve tazimlerle iradenize. muntazırım, — haşmet- penahım.) Kevork usta, okuduğu bu kâ- gittan biçbir. şey anlamamıştı. Onun için derin bir nazarla Vahanın yüzüne baktı, Dudaklarını bükerek başını hafifçe ikl tarafa salladı. Vahan sordu: — Anlamadın mı?.. — Yocok. — Canım hiç bir şey anlama- dın mı?.. — Anlamadım, dersem; arlık okadar da hıyar değilim ya, Vahan, Anladım. Prenses Nadya mıdır, ne karın ağrısıdır, Istanbula gelecek. Kendisine ev, aşçı, daha bilmem neler verilecek. Bana ne?.. — Amma, dikkat ediyor musun bunlar gizli gelecek. — Baha ne?, — İşte gördün mü?.. Hakika- ten benim maksadımı anlamadın. —E. Sen anlat bakalım. Bize bundan ne fayda var? — Bunda bize fayda şu ki, usta Kevork., Bu prensses Nadya, Çarın akrabasıdır. Her nedense Istanbula gelecek, bir müddet burada kalacaktır. Eğer biz bu- rada bunlara bir oyun oynarsak; muhakkak ki, Ruslarla — Türkler arasında bir kıyamet kopacaktır. Vahanı büyük bir dikkatle din- leyen Kevork — usta, birdenbire başını göğsünün üÜstüne eydi: — Haaaa. Şimdi anladım. Sâ- Bi, kıyak bir iş. Dedi. Ve gonra, başını çevire- rek tezgâha seslendi: — :lıdi oğul, Biraz çabuk ol. Bana da bir kudeh getir. Birkaç saniye, süküt lle geçti, Kevork'un kafasının içi bir ma- kine gibi işlemekte idi. Çocuk gelmiş; rakılarla meze- leri, masanın Üstüne yorleştirmiş; gitmişti. Kevörk, kadehi eline aldı. Yukarı kaldırdı. Vahan da öyle yapmıştı: adi hayırlısı, — Hayırlı olsun, a Vahan, sört takidan yüzünü buruşturdu. Elindeki küçük tene- ke çatalla, boğazındaki ateşi gi- derecek yumuşak - bir meze arı> yordu. Kevork, dirseklerini masanın mermeri Üzerine dayayarak sardu: — Sen bunu sefarethaneden aldın, değil mi ?., Sakın bir man- tara basmıyalım ?.. — Ne söylüyorsun, usta Ke- vork. Başkâtip Mösyö Ne'idof (1) un masası Üzerinden bizzat, kendim aldım... Efendim, bak sana me- seleyi kısaca anlatayım... İki gün evvel Rusyadan sefaretin postası geldi. Postanın içinden Çarın husust bir. mektubu çıktı. Seflr ile Başkâtip arasında bir fıskos başladı. Acaba bizim için bir şey mi? Diye, beni de bir merak aldı. Bugün Sefir, Cuma selâm- Lğina gitti. Biraz ge ldi. Ben, dîrhıl 'iıl keılı!d::. gcşi.r bugün 3uhıkkık Padişahla konuştu; de- m. (C Arkam var) (1) Eeki Rusya Sefiri - (Mösyö dö Nelidof) ile bu xati biribirine karıştır- mamalıdı.. Bu zat onun akrabamın- dandır. C 32 Bin Göçmen Geldi ( Baştarafı 1 inel yüzde ) tedir. Bulgaristan da göçmen gb dişine müsaade etmiş ve göçmen- lere posaport vermeğe başlamış- tır. Bu yıl içinde gelecek göçmen- lerin yüz elli bini bulacağı umul- maktadır. Bunların derhal mls- tahsil vaziyete geçmeleri için bü- tün tedbirler alınmış, köyler ha- zırlanmıştır. Galatadaki göçmen evi hergün perakende surette ge- len kırk elli aileyi âskân mahak lerine göndermektedir. Bir Milyon Kiremit Izmir, 6 ( Özel ) — Trakya Genel İspekteri General Dirikten ilbaylığa ge'en bir tel yazısında Trakyaya yerlaştirilecek göçmen- lere inşa edilecek evler için bir milyor? kiremit asatın — alınarak gönderilmesi istenmiştir. Bu göç- menlere verilmek üzere önemli miktarda pulluk da satın alma- caktır. —— ee * Son Posta © İstanbul — galir ve para BORSASI n0 1086 Türk Devlet Borçları Lira 47,5 T.B. 127,38 47,8 T.B. H 2s,20 47,$ T.B. IN 26,— Balprts Devlet Demiryolları Borçları Lira Lir Brgani . gsças ön BevasErsurum 06,50 H Lira 45 Hazine B. 57,23 ' Dahili istikraz 94,25 Anadolu Mi A H4 60 2390 » H 4 100 4200 Lira lat. Tramvay — 51,70 ı Bomoati 738 || Terhos 15,50 MerkerB, D 581$ (| AL Çimente — 10,00 Çekler K ET, L hi leterlim ı'ı“ı.f'ıı n Liret ge! F. Frangi — 1240325 || Dolar 0,7007 Nakit Krş. Ktp. 20 F.Frang — 169,00 1 Mark D | Dolar 126,00 || 20 Drahimi — 2400 1 İsterlin " 621 20 Leva M 20 Liret 104 20 Ley 17,00 Borsa Dışında L K. L.K. Kredi Fonslya Mübadil Bon. 71 1888 secesi 17200 | Gayri, — , 85509 KU Altıa 1918 y 8350 İ| Mecidiye Paris Borsası P. Fr. 4478T borcu 300 | De'ar Oz. Bankası — 262,50)| İsterlin R. Er 1613 78,10 Orta Avrupa Mektupları Macarlar Parasızlıktan Şikâyet Ediyorlar Bir Macar, Finans Bakııilığını Göste- rirken : “Para Bakanlığı, Dedi. Yani Bizde Olm_ıyıqı_ıh Şey...y Peoşte, ( Özel) — Üç gündür Peşte'deyim. Bu şirin ve modern şehrin belilbaşlı âbidelerini, par- lAmentosunu, tiyatrolarını, Üniver- sitesini, M rini gördük. Ve j Buda-Peşteye ilk gül fidanını adı verilen zatın türbesi »i ziyaret ettik. Bakır damlı muhteşem saray- lar, bir yığın san'at ve tarih eserleri içinde beni kendine en çok çeken mütevazı bir taş slitün olda. Bu mütevan taş sütun, “ Trianon ,, muahedesinin acı hatirası için dikilmiş, üzerinde matem alâmeti olarak dsima yarım çekilen bir Macar bayrağı var. Ve altında cihan harbinden evvelki ve cihan harbinden sanraki Macaristanın tamamile çiçeklerden yapılmış bir haritasi.. Çiçekten meydana getirilen bu haritada “Tiryanon,, ristandan ayrılan parçası siyah çiçekler'e, Macaristanın altta ka- | lan parçalarda beyaz çiçeklerle | gösterilmiş. Bugün Macar gençliğinin gö- züne bir ant (abide) olarak seri- len bu taş sütunun altında, ceki ceketinin götüsü harp madalya- getirip diktiği için “ Gülbaba ,,e maahedesile Maca-: Sen Gelleri banyosunda Türk sayyahları larile dolu, koltuk değnekli bir malül zabit, bir pengö mukabi- linde ve harp önü ve harp sonu Macaristanının “karta — basılmış haritalarını satıyor. * Peştede kaldığımız günler kenci: mizi zaman zaman, frangın düşki / olduğu — sıralar, birkaç dolarlı. Parisi altüst eden Amerikalılara benzettim. En lüks lokantalarda yedik, içtik. Belli başlı barlarda oturduk. Hesap pusulası daima tahminlerimizin yarısı çıktı. Modern bir ziraatçı ve ha; van yeliştiren bereketli bir n lik olması itibarile Macaristan muhakkak ki ucuz bir memleket. Fakat hayatın ucuz olduğu yer gibi para çok pahalı, burası da muhakkak! Bizi gezdiren terelimanlardan biri büyük bir binayı gös'ereri *“Finans Bakanlığı,, demişti. kadaşlardan biri anlayamadı vâ sordu. Torcüman daha an'aşıl bilir bir kelime söylemiş - ol için: "Para Bakanlığı,, dedi. Ve gülerek ilâve etti : — Yani, bizde olmıyan şeyu Fakat buna rağmen halk ucur eğlenmesini biliyor. Akhmet Nalıy