381 Ağustos Fransız Filimleri Piyasad SON POSTA Dördüncü Dereceye Dü Bu Yıl Melek Ve İpek Sinemalarında Göreceğiniz Filimlerin Listesi iler şene sinema mevsiminin başlangıcında memleketin bütün sinemayı seven halkı acaba göre- teğim'z filimler hangileridi diye merak eder, Sinema müdavimlerinin mühim bir kismı Amerika ve Avrupa mecmunlarında okudukları filitnfer memleketimizde de gösterilecek mi diye biribirinden sorar, zaman zaman sinemalara telefon ederler, yeni filimlerin listelerini ararlar Yeni sinema mevsiminin bap lamasına bir kaç gün kaldı. Ey- lül başında lstanbulun büyük sine- maları birer birer kapılarını aça- caklar. Bu sene hangi filimleri getir- teceklerini öğrenip okuyuculurumıza bildirmek üzere bir muharririmizi IPEK ve MELEK sinemalarına gönderdik. Bu sinemaların müdüriyetinden taldığımız malümata göre önümüz- deki sinema — mevsiminde de ekseriyet muzıkalı ve hareketli filimlerdedir. Bu yeni senenin en ziyade dikkate değer hadisesi Fransır filimlerinin Türkiye plyasasında uzalmasıdır. — Daha iki — üç Bene evveline kadar memleke- timizde en yüksek mevki tutan Fransız filimleri olduğu halde, bu sene, bütün dünya piyasasında olduğu gibi Türkiyede de Fransız filimleri üçüncü hatta dördüncü | dereceye düşmüştür. Bu sene memleketimize sayı İtibarile «en çok — Amerikadan Sonra Almanyadan filim gelecek- tir, — Üçüncülük — derecesi Avusturya filimleri Fransız esere lerile rekabete girişmiştir. Avusturyalılar en — kıymetli Urtlstlerine yaptırdıkları sevimli, t#an ve güzol filimlerile bütün dünyada olduğu gibi Türkiye "!lıııındı da Fransızların dalma Üyatro piyesi gibi mütemadiyen kiinuıııı hareketsiz filimler yap- için | mak — yüzünden bıktırdıkları — ve kaybettikleri mev kll Işgal etmişler: dir. Bu —mevsim, geçen — senema yılında — olduğu gibi, bir Martha Eggerth - yılıdır. Bu kıymetli Ma- car yıldızı bu ge- ne İtalyada Kasta diva islmli cid- den emsalsiz dene | bilecek bir filim yapmıştır. Bun- dan başka Viya: nada Sarışın Kar- men; — Berlinde Sevginin sesi fi- limlerini çevirmiş- tir. Bu üç filim- den başka Vals Kraliçesi ve Klo- Klo isimli iki filim de yine Melek ve İpek sinema ları — tarafından alınmıştır. İpek ve Melek sinemaları Mar- tha — Eggerth'in isimlerini yazdığı- mız — filimlerden Pola Negri'nin çevirdiği Mazurka, Mavurice Chevalier ve Jesunette Mac Donald çiftinin yaptığı Şen Dul opereti, Sesil B. dö Mi- lela — en zengin ve — büyük mizansenlerle hazırladığı — tarihi Kleopatra ve Salahaddini Eyyü- binin Kılıcı filimleri, Marle Bellin Fakir bir delikanlının hikâyesi, Anna Bellanın Claude Farrerin romanından alınan Silâh başına filimi, halkımızın daima büyük bir heyecanla seyrettiği Tarzan filmi vesaire hep bu mevsim İçin- de Ipek ve Melek sinemalarında göreceğimiz büyük filimlerdir. Ayrıca şurasımı da yazalım ki, başka geçen sene Jan Harlovün üç hafta evvel Holivatla alınmış son resimleri Maskeli kadın filminde gördüğü- müz güzel Viyanalı Paula Wesse- Iy'nin meşhur rejisör Villy Forstla beraber hazırladığı bir sevda böyle bitti ve Fırtınadan Sonra filimleri Willy Forst'un — rejisi altında Bl ema Yıldızlııı Kolıy Değli — İnanmam, yine mi evleni- yorsunuz ? — Evet, fakat yakında boşa- nacağım. Zira ilân mukavelesine göre senede beş defa evlenip boşanmam mecburidir, | bu sene İpek sineması gerek Türkiyede ve gerekse Avrupada bile benzeri pek az bulunur bir surette; sesin tabiiliğini muhafaza edebilmek için Western Elektrik şirketinin Istanbula hususi olarak — günderdiği —ses — mü- hendislerinin — nezareti — altında, yeniden tezyin edilen ve gözü yormamak için görünmez ziya İle süslenen salonunu baştan başa Selotekslö kapamıştır. Melek sineması da yeniden 500 — koltuğunu — tecdit ederek daima İIstanbulun en kibar hak- kının sineması olmak şöhretin! bu sene de muhafazaya karar verdiğini ispat etmiştir, Elissanın Kızı Meşhur san'atkâr Elissa Landi kendisini Avrupaya getiren va- purda genç bir İtalyan İle tanışır, konuşur, dost olurlar. İtalyan gen- €l ona, memleketine varır varmaz evlenmek söyler: — Tabit çocuk babası olmak isterim, der, fakat hepsinin de arzusunda — olduğunu vUVLUVLUVVUYUELLUL A YÜYLYLE LA L A vv a -— Haftanın Sinema münekkitleri Amerl- kada The good Fairy adı altır da yapılan filmin gerçekten gö- rülmiye değer ve zarif olduğunu söylemekte ittifak ediyor. dilimize “iyi melek,, ve: tarıcı melek,, şeklinde — çevrile bilecek olan bu “The good Fairy,, bir yetim kızın hikâyesidir. Bu yetim kız bir sinemada program dağıtıcı olarak iş bul- muştur. Kendi halinde, çok iyi yürekli bir çocuktur. Bunun İçin daire müdürünün şefkatini cel- betmiştir ve onun delâletiyle bir gün bir eğlenceye gitmiştir. Ora- da çok zengin bir adamla tanış- mıştır. Fakat bu zenginden hü- viyetini saklayacak, kendisini evli bir kadın gibi gösterecek ve kocası olmak üzere hatırına gelen ilk avu- katın adını verecektir. Filmin sonu şu: Zengin adam kadının kalbini celbetmek Umidile gidip avukatı bulur- ve onu mühim bir işin başına getirir. Avukat sönük, beş parasız bir adamdır. ve ni- hayet kendisine bu mevkil temin eden kadınla evlenecektir. Hikâ- Fo ı S ilmleri — yeden anlıyorsunuz ki bu hem bir operet, hem de bir vodvildir. Onun içindir ki hoşa gitmiştir. Fllmde genç kız rolünü Sullavon yapmıştır. Daire müdürü rolünde Reginald Owen fevkalâdedir. Almanyada “ En büyük zaferi,, adı. altında bir filim yapıldı: Eherese isminde » bir genç kız vardır ki, bir çamaşırhanede ça- lışmaktadır. Fakat bir gün bir tesadüf neticesinde operada sah- neye çıkmış ve sesi çok güzel olduğu için derhal beğenilmiştir. Kendisini alkışlayanlar arasında Jarof isminde bir asılzade vardır ve onu kolları arasına almak hırsi ile yanmaktadır. Fakat Eherese orkestra şefini sevmek- tedir. Yalnız günün birinde or- kestra şefi ile kavga eder ve hiddetin sevkile asılzadenin zev- cesi olmıya razı olur. Bereket versin asılzade hakikatte bir dolandırıcıdır. ve nlşan gecesi tevkif edilir. Eherese de sevgilisine avdet eder. Filimde genç kız rolünü Eggerth oynamıştır. Diğer rollerde de Mog ile Lingen vardır. Sinemadan En Çok İIstifa- de Eden Şehır Viyanadır Bir muharriri: Sinemadan eu fazla — istifade eden şehir şüp- he yok ki,Viya- nadır, der. Haklı olduğu muhak- kaktır: Bütün dün- yaya Ün salan Viyana operet- lerl mevzularını hep mavi Tyaü- bin - kenarından seçerdi. Sinema çıkınca Viyana- hlar şehirlerini reklâm etmek için derhal bu yeni vasıtaya da sak dırdılar. Sessiz sinema zamanında ortaya koydukları “Gölge Gülü, ve “Zevksiz sokak,, bu yenl vasr tanın bilgin ellerde ne güzel rek- Alman lâm kaynağı olnhlloteglnl blıı; gösterdi. Sesli sinemada ise bu im- kân büsbütün arttı. Hatırlayınız: (iki kalp bir vale), (Iki kalp), (Viyananin rüyası), (Mütebessim mülâzım), (Viyana - valsi), (Kon- gre eğleniyor ) gibi Avusturya kafasından çıkan ne kadar güzel filim varsa hepsinde de Viyana | tanesi reklâm edilmiştir. Maamafih Vi- yanın reklâm — edilmesi — işinde Avusturyalılar yalnız kalmış de- gillerelir. Almanyada, Fransada, Amerikada, — hattâ — Ingilterede Oyapılan Şarkılı, eğlenceli filimler arasında, süjesini Viyana — şebrin- den almış olan- lar pek çoktur. İşte size bir de istatistik : Sessiz — filim zamanında ÂAvus turyada yapılan filimler arasında 21 tanesinin sü- jesi Viyana şeh- rinden al.amıştır. Sesli filim zama- nında ise mevzu- unu Viyanadan alan — filimlerin sayısı (17) dir. Avuslurya haricinde yapılan filim- mevzuunu Viyana şehri ise bu lerden olarak seçenlerin sayısı rakkamdan hariçtir. Yukarıdaki — yesimlerden “ Mütebessim — mülâzim ,, ikincisi ise Berlinde — yapıldığı halde Viyanadan bahseden (Ma- yıs ıeceıı) fıhmınden alınmıştır. kir oğlan olması şartile. Zira kıı ba- bası olmak hiç hoşuma gitmez! — Ben bu fikirde değilim! — O halde söyleyiniz, bir kızınız. olsaydı nasıl olmasını İs- tevdlmı? — Bir kadın vücudüne, bir kadın kalbine, fakat bir erkek kafasına ve bir erkek diline ma- lik olmasını İsterdim.