Hatıra Sahibi: Emel Rıza sq! POSTA ça Say'a 15 17 -8 - 985 Almanya: g—a Beyoğlu - Tünelbaşı - Yeniyol yi Kiz ve B B voTicaret A Buştarafı $ Inci yüzde ) Bu akişam Yahadilerin gittiği bü- Erkek ALMAN LISESı mektebi uğ' KIZLAR iÇİN! Sabahleyin, daha dalgın ve taya bastırarak rezil ve rüsvay düşünceli ld. Kahvaltısını bile, | etmek; mahkemelerde ve hapis- isteksizlikle yedi. Güçlükle yalan söyliyenlere mahsus —mütereddit bir tavır iktisap etti. Birdenbire maksadını söylemiyerek: — İnsan bazı, müşkül vari- yette kalıyor. Dedi. Ve sonra aramızda, şu kısa muhavere geçti. — Ne o, Ömer Bey?. Daha hâlâ o buğday meselesi ile mi meşgulsun. — Hayır, canım. — Yaa?.. — Efendim, Yeldeğirmeninde oturur, bir Musevi tüccar vardır. Iyi tanıdıklardandır. — Evet, — Bu akşam, öonun isim ge- cesi İmiş. — Yanan. Demek ki, izlm gecesi âdeti Musevilerde de var- mış, Öyle mi?.. — Zahar, öyle olacak. — Muhakkak; oraya davetli- tin Ömer Bey. — Hem, davet te söz mü Eğer bir mektup gönderseydi, pek okadar aldırmazdım. Fakat dün; kalkmış, yazıhaneye kadar gelmiş. Büyük büyük davet etmiş. Eğer gelmezse, fena halde güce- Hirim; demiş. — Eh. Bu, gayet tabif bir şey Ömer Bey. Sen de, bu ak- şam kalkar, gidersin. — İşte ben de onu yapmak İatemiyorum. — Niçin?, — Kim bilir?. kalbine bir şey gelir. — A.. Ne münasebet, Ömer Beoy. Sen, akıllı uslu bir adamsın. Ben de, bir günah için bir adamı fsacak kadar zalim ve insafsz değilim. Maamafih, istersen be- raber — gidelim. Mademki bir ailedir. Ömer Bay, fona halde telâş etti. Ve derhal cevap verdi. Vakıa, onu ben de düşündüm. Fakat, davetlilerden bazılarını bi- liyorum. Onlar, biç sevmediğim adamlardır. Olabilirki, sani dansa filân davet ederler. Kalkmasan, olmaz. Kalksan, yakışık almaz. Ben de onun için gitmek islemi- yorum ya, — Eh, öyle ise gitme. Vazgeç. — O zaman da, hediyeden kaçtı; diyecekler. — Şu halde gitmek, mutlaka lâzım, Ömer Bey, cevap vermemiş, fakat renği, kıpkırmızı kesilmişti. * Belki senla Gösterdiğim — saflyete karşı, kocamın beni - böyle, bile bile - bir daha aldatması, kalbimde çok derin bir nefret husule getiİrmişti. Içim, ölüm acısına yakın bir #brapla sız'ıyor; vücudüm, zanğır Zanğır titiriyordu. Artık onlar, tamamen elimde idi. Bu akşam, Kldıkby iskelesinden itibaren or ları takip edecek olursam, bu Iki Yalancı günabkârı gırtlaklarından Yakalayacak; yüzlerine tükürdük: ten sonra, — İstediğimi yapmak hakkına malik” olacaktım, Bu iki rezil gönabkârt kapan- dıkları otel odasında birer kur- Yunla geberlivermek, tamamen elimde idi. 'Yine bu iki günahkârı, ka- odıkları © otel odasında zab- lerde süründürmek; yine elim- de idi. , Fakat hayır. Ben bunların hiç birini yapmak istemiyordum. Ömer Beye bunlardan — daba acı bir darba vurmayı ve bütün hayatın- da onu elirüm sürüm süründür- meyi düşünüyordum. Vakıâ; bu pek zelimâne bir İatikam olacak- tı. Fakat benim zihülyetimde bir kadın da, başka türlü intikam alamazdı. * Günün bütün saatleri, benim için, Iztırapla gecen birer yıl oldu. Akşam yaklaştıkça; — kalbim, halin ve İnsafsız bir peoçe İçinde daha kuvvetle buruluyordu. Süat beşe geldiği zaman; yü- reğim fena halde çarpmıya baş- lamıştı. Fakat garip değilmi?. Da- ha halâ içimde; — Belki, nedamat eder. Bel- ki de, Nerminle birleşmektan vaz geçer. Doğruca evine gelir. Diye, beni oyalayan anlaşıl- maz bir his vardı. * Fakat Ömer Bey, nedamet etmemişti. Nerminle birleşmekten vaz geçmemişti. Ve, tasa, gece yarısına kadar da evine gelmemişti. <>3 Mart - Kuru bir soğuk, her tarafı kasıp kavuruyor, Yazıhane İle evin arasındaki telefon mütemadiyen işliyor. — Alook. Sizmisiniz, hamım- efendi?. — Evet. benim Nesim? — Beyefendiden ne haber?.. Köşke geldi mi? — Hayır. — Daha hâlâ, burada da görünmedi. — Allah, Allah'. camm, ne oldu bu adamcağıza. — Vallabi, hepimiz hayrette- yiz hammefendi. » — Alol. Siz misiniz, hamme- fendi ?. — Evet.. Benim, Nesim. Ne haber?, Ömer Bey yazıhaneye geldi mi ?. — Hayır, hanımefendi. Yalnız tuhaf bir rlivayat var. Sözde, Bursaya gitmiş. — Bursaya mı, gitmiş?. Ayol; bu havada, bu karakışta Bursaya gidilir mi? — Vallahi, bilmem hanıme- fendi. Öyle söylüyorlar. — Bursa İle bir alışverişiniz yar mı? — Hayır, hanımefendi, — Garip şey.. * — Alol, Siz misiniz, hanıme: fendi. — Evet, banim, Nesim.. — Beyefendi geldi mi?. — Hayır, —Hiçbir haber alamadınız mı? — Hayır, — Allah, Allaaah.. Acaba ne yapalım?. — Valihi, ben da hayretteyim. Bilmem ki ne yapalım, Nesim?. — Allah esirgesin, başına bir kaza gelmiş olmasın. Ortada gö- rünmiyeli, kirk sokiz saati geçti. — Bende telâş içindeyim, Nesim. Ben de aymı şeyden kor kuüyorum. (Arkası var) tün kahve ve lokuntalar bomboştu, Berlin, 16 (AA,) — Yahudilere kargı yepılan gösteriler, dün ak- şam binlerce halkın yahadi düşma- n Strayher tarafından spor sarayında verileek konferanmı dinlemek üzere toplandıkları «snnda en hâd derece- sini bulmuştur. Münih'de de ayrıca yahudilere kar- © gösterler yapılmışlır. Askerlerle dolu kamyonlar Münih sokaklarımı dolaşmaktı idi. Halk, kahro'sun siyâ- sal katoliklik, kahrolsun kara irtica, diye bağırıyordu. 16 (A.A.) — Burada açılan 12 inci büyük telsiz sergisinin açılış töreninde verdiği söylevde Doktör Göbe'sg demiştir. kiş ” yılı sonunda yalnız 4,300,000 radyo abonesi vardı. Bugün bu sayı 6,700,000 & çıkmıştr. 1933 Mayısında birinci defa olarak balk için 76 Raş marka mal olan k'nelerden 100,000 tane sipa- iştir. , 3 gün zarfında Bu güzellik tedbirini Tecrübe ediniz U Hergün bir sinema yıldızının yüzü- nü gördüğünüz zaman. cilt ve trnia sehhar güzelliği adi bir tesadülün tesi- ri değildir. Onun güzelliğindeki tesiri sisin de olabilir. Cildinizin, onun gibi İâtif ve nermin olması için yalme 3 gün kifayet eder. Şimdi, Tokalon kre- miünin terkibindeki tazo krema ve mu- saffa zeytinyağı ile Beraber kıymetli cevherler vardır. Beyax rengindeki (yağsız ) yeni Tokalon kreminin gün- de bir veya iki defa istimali ile cilde yeni bir hayat vermekte, beyazlatmak- ta ve kuvvetlendirmektedir. Aynı za- manda siyah benleri, kırmızılıkları ve tenin bütün gayrı saf maddelerini iza- Je eder ve münbesit mesamatı sıklaşe tirir. Teni bütün gün ter ve taze tutar. Hemen bugünden bu şüyünı hayret güzzellik tedbirini tecrübe ediniz. Ve eildinizi elnema yıldızlarının cildleriyle müukayese etmekten çekinmeyiniz. 'Tam devreli lise - Orta ticaret mektebi - Lisan öğrenmek İçin ihzari sınıflar, Derslere 9 Eylül Pazartesi başlanacaktır. Kayıt muamelesi 2 Eylülden itibaren Pazardan başka hergün saat 8 den 12 ye kadar nüfus tezkeresi, resmi aşı kâğıdı, sıhbat raporu, tasdikname veya şehadetaame ile müracaat edilmesi, Fazla tafsilât için mektebe mürmerat veya 44941 -44942 ye telefon odilmesi. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden : Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü talebesine alınacak olan 15 er lira muhammen bedelli 25 Çift çizmenin 12 Ağustos 935 tarihinde açık eksiltme sureti.e ihale edileceği evvelce ilân edilmişti. Muay- yen gününde saat 15 de talip çıkmadığından ihale keyfiyeti 22/8/935 Perşembe günü saat 16 ya kalmıştır. Nümunesini görmek ve bedava şartnamesini almek isteyenlerin Enstitü muhasebesine ve ekslitmeye gireceklerin 28,12 lira muvakkat teminatları ile Enstitl Idare ve ihale Komisyonuna müracaatları ilân olunur. "2168,, “4797,, Diş ve baş : grlarına, romatizmaya, siyatik ve nevraljiye LGOPA En tesirl. i âçtır. Ismine ve SAKALLI markasına lütfen dikkat Manisa Şarbaylığından: Asgari takriben 240 beygir kuv- vetinde kondenseli kampavend sis- temi dakikadaki adedi devri takri- | ben 290 olan lokomobil veyahut | kazanı ayrı bir buhar makinası ile bu makina ile doğru raptedilmiş (kayışsız)200kilovatlık“Triphase,, 380-220 voltluk en son model jene- ratörü ile beraber Manisadaki ye- rine konmak ve işler bir halde tes- lim edilmek şartile ( Gümrük resmi belediyeye aittir ) bir makina alına- caktır. Taliplerin fiyatlarile birlikte Ma- nisa şarbaylığına 20 gün zarfında müracaatları ilân olunur. | ö dAĞĞ DAYĞA AA £ e KĞÜ İ eli AD 1Ğ BÜ dÜÜD ĞÜÜDÜĞÜR » e ddd Bİki, 4 iğie e ĞÜ üDA GüAti dlürüke ö dd dlür eei ZCa $e el MÜELA eli 5n a belr l AĞ Kdi