sSON POSTA _37 Temmuz B Mütareke devrinin tarihi ) LSMAN(LI SALTANATI GÖÇERKEN » Yazan: Ziya Şakir N.c 96 2711185 Jçüncü Ordu MüfettişiSamsununUmu- mi Vaziyetini De Gözden Geçirmişti.. Uİ(F.k“ Mustafa Kemal Paşa; keçin sakin ve müsterihti. , #ndisini karşılayanlarin gözlerin" Lu' endisine lâzım olan cevheri, h Üvermiş; sabahın mahmur gü- ©ile altın gibi parlıyan kısa br arının altında, memnuniyetini Steren tatlı bir tebessüm be- Paişti, “I'Ş“ anda talih, en garip bir | “Ssini gösteriyordu. hay P büyük kumandan, daha bir *vvel, askerlikten İstifa ederek Hadoluya geçmeyi, başına top- ’::"Ül imanlı Türklerle son Türk m:î'"hı müdafaa etmeyi düşünü- &a W. En parlak zaferlerin ona hl.“"m bir mükâfat taşıttığı 'nnâlm bile vatan ve millet uğ- & feda etmiye hazırlanan bu Yük kumandan, şu anda mura- a #ermiş bulunuyordu. Taliln, d:üe en haklı bir mükâfatı eseri- nd $ ©, daha bir ay evvel şu '". #yağını bastığı toprağa bir - olarak kavuşmak isterken; ndi (Üçüncü ordu müfettişi ) n'_""lll taşıyor; yarah bir aslan "'nduımınlınnı diş bileyen son & '“'du?h ordusunun başına geçk » Ücüncn ordu müfettişi Mus- a Kemal paşanın maiyetinde Zatlar bulunuyordu: y | — Miralay Refet bey (3nll- kolordu kumandanı olarak) n 2— Miralay (Manaatırlı) Kü- bi bey (Müfettişlik erkânı har Yt reisi) 3 — Kaymakam Mehmet Arif my (Müfettişlik erkâmiı harbiye İncl relsi) İ 4 — Binbaşı Hüsrev bey (Mü- işlik birinci şube müdürü) 5“5 — Binbaşı Kemal bey (Mü- tişlik topçu şubesi müdürü) NL Miralay (doktar) Ibrahim ,“.' bey (Müfattişlik sıhhiye dai- V relsi) bu, a Binbaşı doktor Refik y (s'hhlye dairesi rels muavini) bey hç Yüzbaşı - Cevat Abbas * (Müfettişlik seryaveri) — Yüzbaşı Mümtaz [E'kım harbiye mülhakı) bey bey O — Yüzbaşı Ismail Hakkı * (Erkâmı harbiye mülbakı) | — Yüzbaşı Ali Şevket bey İr zabiti) K (klr., Yüzbaşı Mustafa bey 1 güâh kumandanı) ğ 3 — Mülâzım evvel Hayatl '..’l)(Erklm harbiye riyaseti ya- hl: — Mülâzım evvel Abdul- *Y (Iaşe zabiti) 5 — Mülâzım evvel Hikmet İığî (Üçüncü kolordu kumandam Yüveri) bi 16 — Mülâzım sani Muzaffer Z !'M["'e“illlk yaveri) — Birinci sınıf kâtip, Faik bey (Şifre kâtibi) B — Dördüncü sınıf kâtip, hakı) Va E ıı).' Maiyetinde bu zatlardan ba- k Ti olduğu halde doğruca hü- Tet dairesine gitmişti. Sabal- e Yİn erkenden Samsun mülüsar: Omduh bey (Şifre kâtibi mük- | daveti Üzerine Samsun eşraf, Hiccer ve münevverlerinden bir çok zevat, Mustafa Kemal paşa- yı istikbal etmişler, beraberce mutasarrıfın odasına girmiş'erdi. Samsun hükümet dairesinin garp cephesindeki köşeyi teşkil eden mutlasarrıflık odasında mutasarrıf tarafından takdim merasimi İcra edilmiş; Mustafa Kemal paşa, kö- şedeki koltuğa çekilmişti. (1) Şu anda bu odada bulunan- lar; Musta'a Kemal paşa ve mal- yetindeki miralay Refet beyle mutasarrıf, (15 inci fırka kuman- danı, erkânı harp kaymakamı Asım bey) ve Samsun halkından da on beş zattan mürekkepti. Mustafa Kemal paşa; kudret ve İmanımı gösteren müsteribane bir vaziyetle koltuğuna yerleştik- ten sonra gözlerini Samsun'lulara çevirmiş; ilk söz olarak gu suali sorduğu İşitilmişti: — Memleketiniz nasıl?.. Bu sual, bir kaç saniye cevap- sız kalmıştı. Hitap, umuma oldu- ğu için herkes birbirinin yüzüne bakmış; verilecek cevabı birbirine bırakmıştı. Fakat süküt biraz uzun sürünce, bu mühim suali (1) Şimdi o tarihi köşede (Mus- tafa Kemal paşa) nım bir resmi bulune maktadır. cevapsız bırakmamak - için Nemli zade Galip bey söze başlamıştı. Fakat bu mülâkat, alelâde bir hasbıhalden ibaret değildi. Mem- lekette cereyan eden vekayi ve hâdisata nüfuz söylenen sözleri büyük bir dikkat ve ehemmiyetle dinleyen Mustafa Kemal paşaya, her şeyi açık ve selâhiyettar bir İlsanla söylemek lcap etmekte idi. Bunun İçin de (Karadeniz Türkleri Müdafaai hu- kuk heyeti) nde umumi kâtiplik etmiş olan (Avukat, Kemal Hik- met bey) e işaret edildi, Bu zat, bizzat takip ettiği memleket me- selelerini büyük bir selâsetle izah etti. O anda, memleketin derdi şunlardan ibaretti; (Ortada, memleketi kasıp ka- vuran bir şekavet vardı. Fakat bu şekavet, âdi bir çapulculuktan “ve soygunculuktan ibaret değildi. Daha ilk günlünden itibaren dini, geçtikçe şiddetini arlırmıştı. Asır- lardan beri bu havalide Türkler ve Rumlar, birer öz kardeş gibi yaşamışlar; her işde, el ele vere- rek çalışmışlardı. (Arkası var ) Sovyet Rusyadâki Heye- timizin Tetkikleri Moskova, 26 (A.A.) — Türk ekonomik heyeti başında B. Colâl Bayar olduğu halde Nogulnsk'deki elektrik fabrikasının radyo mer- kezini gezmiştir. Dün gece Ağır Endüstri Komiserliği, Türk heyeti şerefine bir kabul resmi yapmış ve bunda Türkiye Büyük Elçisi Zekki Apaydın ile bütün heyet ve elçilik ileri gelenleri, Ağır Endüstri Komiseri, Dış Bakanlığı ile Ağır Endüstri ileri gelenleri hazır bulunmuşlardır. 23 Temmuzda Celâl Bayar erinde Zekâi Apaydın, B. B. Krestinski olduğu — halde B. Kalinine — tarafından — ka- bul edilmiştir. Görüşme, oldukça uzün sürmüştür. Türk ekonomi bakanı ile büyük elçisi aynı günde B. Voroşilof tarafından da kabul edilerek uzun uzadıya görüşmüş- lerdir. 23 Temmuz akşamı Türkiye elçiliğinde bir şölen verilmiş ve bunu bir kabul resmi takip etmiş- tir. Bunda ağır endüstri komiseri B. Kosengoltz Krestinski ile dış ve ağır endüstri ve diş tecim ko- miserlikleri ilerl gelenleri hazır bulunmuşlardır. —— — eTT Sovyet Rusyada Bir Kaza Moskova, 26 (A A.) — Moskova yüresinde -banliyösünde- bir otol rla bir tren çarpışmış, otokarda bulunan- Jarın yedisi ölmüş, 7 si yaralanmıştır. Amerikada Sıcak Kalmamış Nervyork, 26 (A. A.) — beri Nevyorkta hüküm #Öir acak dalgam, yağan — yağmur rla nihayete ermiştir. Çin San'at Eserleri Londra, 26 (A.A) — Su“o_lk kruvazörü - için san'at eserlerini dün karaya çıkarmış ve eserler akademi depolarına taşınmıştır. T _ĞÜ;AR—TEEİ H 27 TEMMUZ 935 — 88 Rumi 1351 — (Müfettiş, Mustafa Kemal pa- | 19 82 n 4 14 Akyam (12 — Yata (1 82 imsük (7 12 ASiPiİN KENAN Halis ve hakiki tabletleri sıh- hatinizi soğuktan ve bütün ağrı- lardan korur. KA Sinir ve akıl bastalıkları müt. Dr. ETEM VASSAF Cağaloğlu Orhan B. apartımanı Tel.21033 Ev, Kadıköy Bahariye İleri sokak Tel.60791 Zayi — 935 de İstenbul ikinci ilk mektepden aldığım ilk tahsil tasdik. namemi kaybettim. Hükmü olmıya- sağı ilân olumur. Nocali edebilmek için | dDayrfa 19 <—— ——7 Kalelerimizin Anahtarları Bunlar, Bir Seri Halinde Müzede Teş- hir Ediliyor. Belgradın Da Dört Anahtarı Var k Topkapı müzesinde her on beş günde bir, bir kolleksiyon teşhir ediliyor Topkapı sarayı müzesli direk- törlüğü her on beş günde bir ta« rihi eserlerden bir kolleksiyon teşhirine karar vermiş ve birinci partide eski mühür kolleksiyo- nunu ziyaretçilere açmıştı. Şim- di de dedelerimizin fethettiği ka- lelerin anahtarlarını kıymetli bir seri halinde teşhire başlamıştır. milli bir mahiyette başlamış; gün | Her kale fethedildikçe anahtar- ları gümüş ve altın tepsller için- de merasimle saraya — getirilir ve hususi hazinelerde saklanırdı. Doğuda ve Batıda on binlerce Türkün kanı ve canı — pahasına alınan kartal yuvası gibl kalelerin sarayda toplanan anahtarları mü- him bir yekün tutmaktadır. Halı, kumaş, kitap ve meskükât gibi koleksiyonları — ne kadar pahalı olursa — olsun para — ile tedarik etmek mümkündür. — Fakat eşsiz kahramanlar.n birer yadigârı olan bu Aanahtarları tedarik — etmek isteği mümkün değildir. Ve mik yonlarca Türkün kanile — alınan bu anahtarlar kadar da Türk ulusu için kıymetli bir koleksiyon olamaz İşte saray direktörü Tah- sin Öz bize bu anahtarların tas- nif —edilmiş bir koleksiyonunu veriyor. Eski kale anahtarları muhtelif şekillerde ve umumiyetle demir- den ve tahtadan — yapılmıştır. Bunların içinde Belgrat kalesine Bit dört anahtar vardır. Bu anah- Filyos - tarların Üstünde o devre alt olduğunu gösteren yazılar da vardır. Bunlar arasında Belgrat kalesinin (Sava ) ve ( Istanbul) kapılarının anahtarları çok mi- himdir. Bazı kale anahtarlarının Üzerinde de Lâtin barflerile ka- zılmış yazılar vardır. Üzer'lerinde (PT. NEUVE) ve (PT. POMPEL) ve (P. C.T.I) yazıları bulunan- lar çok mühimdir. Tahta anah- tarların üzerlerinde de yine Lâtin harflerile ( Yeniçeri kalesi ), mü- himmat anbarı vesaire gibi yazı- lar vardır. Teşhir edilen — anahtarların sayıları (300) kadardır. Her biri bir zaferi söyliyen ve birer yurdu açan bu anahtar« lar kıymet biçilemiyecek kadar mühimdir. Son devir kalelerine ait anahtarlar gümüştür ve bazı- larının Üstüne altın yaldız. sürük müştür. Eskilere nisbetle çok büyüktür. Bunların — bazılarının Üstünde ait oldukları kalelerin kabartma resimleri, turalar ve bazı süsler vardır. Bunların içinde (Silatre) ve (Fethülislâm) kalele- rinin anahtarları çok sanatkârane yapılmıştır. Bunların — Üzerinde (meftah kalel Fethülislâm 1237) ve (Klaı hakaniden Silistre ka- lesinin meftahıdır. 1234) yazıları yardır. ' H. — —— nkara Yolu "Facîası ( Baştaralı 1 inci yüzde ) kılmış ve işte bu çıkıştan sonra- dı-ki facin baş göstermiştir. Oto- derezin tünelden çıktıktan sonra yine aynı sür'ati muhafaza ede- rek koşarken çok yakınlardan bir şimendifer düdüğü işitilmiştir. Bu düdük sesile beraber bütün bızile üzerlerine doğru koşmakta olan balas trenini de korkudan büyüyen gözlerinin önünde bul- muşlardır. Bu korkunç vaziyet karşısında Otoderezini idare eden adam kendisini derhal dışarı fırlatmış- lr. Tüyleri —ürperten bü an karşısında souk - kanlılığını kay- betmediği — anlaşılan mühendis Tiryaki ber iki çocuğunu arka arkaya dışarı fırlattıktan sonra karısına sarılmış onu da fırlatmak istomiştir. — Fakat kadın şişman ve romalizmalı olduğundan vazi- yetin icap ettirdiği çabukluk gös- terilememiş ve bir ikl saniyelik zaman içinde ototerezinin üstüne korkunç bir dev gibi saldıran lokomotif olanca siddetile otoya çarpmış ve kendilerini demiryo- lundan dışarı atamıyan mühendiş Tiryakl ile karısı — paramparça olmuşlardır. Tiryaki çok temiz, dürüst bir fen adamı olduğundan böyle feci bir kazaya kurban gidişi muhitte derin bir acı uyandırmıştır. Merhumun çocuklarından birl de ağır yaralıdır. Ototerezini ida- re eden adamda sonradan aldie ği yaranın — tesirile — hastanede ölmüştür. Kazanın, ikl istasyon da işleyen palas treninin otodere- zinin — ge'iş zamanını — tahmin edememesinden — ileri — geldiği anlaşılmaktadır. arasın-