Ei /— Temmuz Hergün Plânsız Ç"!lŞmanm Zararları . — İşler devietleştikçe plânlaşır. Plânlı İş demek, az masraf ( ** az işle, israf yapmadan çok Tandıman veren İş demektir. İşler serbest ellerde başıboş trakıldığı müddetçe plânlı bir Şalışma siztemi tatbik etmeye ':(,"A" yoktur. Fakat devletleş- $e, plânlı bir iş tarzı kabulüne tcburiyet vardır. b Onun içindir ki bütün dünyada 'ld" devletleşme yoluna girmek- d, * Şekhir İşinde İster devlet, ister fert Işinde Olsun, plânsız iş yapmanın birçok | Zararları vardır. bi ünu birkaç misalle anlata- liriz; _nı — Lstanbul için her sene Yonlarca para sarfedilir. Fakat .:fp"' plânsız ve programsız a tedildigi için, yapılmış biçbir U görünmez, Çünkü şehrin ima- hn'.' bir plân dahilinde çalışılmış eğildir. İhtiyaçlar tesbit edilme- ikçe, bu ihtiyaçlara göre bir Na yapılıp bu plâna göre İşler Tasına konmadıkça, sarfedilecek Pâra bir netice vermemiye mah- Ümdur, İk Ş ttsat Sahasında İktisat sahasında plânla çalış- ancak son senelerde, o da :n“k hükümet teşebbüslerinde 'Uşladı. Ondan evvel hangi - sanaytin lıı.,:"" istidadı vardır, hangisi &h aye edilmelidir, hangi sanayle d #mmiyet verilmelidir. bilmiyor- kaz Uluorta sanayli - himayoye uçyulduk. Bu programsız ve plân- dl himaye, bazı İüzumsuz sanay v haline getirdi, bazi Tüzumlu Dayli cüce bıraktı. ü Şimdi devlet, plânlı bir sanayi _"kı!ln. ön ayak oldu da, Üsbet neticeler almağa başladılı. * Kültür İşinde _.kKüllüı Bakanlığı on senedir l*klıîıp proğramlarını, imtihan rin SEinl birbirl ardınca değiş- .ı,p d!ırdıı. Plânsız bir kültür ateti tabit müsbet bir netice ı,"'m"dl Onun için de her sene *kteplerden aldığımız — net *Fi çıktı. Yine Kültür Bakanlığı on beş 4 ;.î:dı' birçok kitaplar çıkardı, Abut bazı eserlerin neşrine yar- M etti, bu uğurda gimdiye ka: '::f"l' milyon llraya yakın para "di“mdl elde edilen — netice KT? Hiç, Elimizde bir ansik- miçdi mi var. Klâsikleri mi dili- Hnı. çevirdik? — Kütüphanemlz * tamtakır. * Bunlara mukabil plânlı çalışan *Ssese ve Bakanlıkların aldık- "i müsbet netice meydandadır. Meselâ Bayındırlık Bakanlığı | Niş ün demiryollarını ecnebi ser- 'q“'lndeı kurtarmıya — karar bhm"“— On gsene muntazamen bi, ” Ogramı takip etti ve birer ©r bütü, lete Reçirdi, n demiryollarını devle Üske İ Biye, sıfmaya karşı programi '“'"l açtı ve memleketi bu "lı'ıklırın Afetinden lıııı'tııclı.l un için herşeyden evvol M.ı“ Ve plânlı çalışmıya ihtiyacı- Yardır. Çalışmamızı, servetk lk" paramızı sağa sola dağı- de da İsraf etmeye ne vaktimiz, tabasimde e. Bi meselâ Sağlık Bakanlığı, ıResı'm di Makale ata hangi gözle bazıları fından th biraz mübalâgalı görürler. bakarsa onu r kl hayat bazıları için güliük, £ bir cehennem. Hayata dürbünün ar bedbin olmazlar. Hayatı olduğu gibi, hat Onlar için dürbünle gördük- İari muhayyel âlemo erişmek büyük bit gaye olur. SON POSTA KD Tersinden Bakanlar W Bu dürbünün tersinden bakanlar, ürkerler. klarının manasını —anlamazlar. görüyorsanız, dürbünüa torsinden bakıyorsunuz de- Tler şeyden evvel adesenizi değiş zevk ve smadet duyürlar, gördükleri yels içinde — geçer. Eğer siz de hayatı Hayatları Buğday Düşmeye Başladı Düşüklük Kiloda Yirmi Parayı Buldu Ticaret ve zahire borsasında flatlar düşmeğe başlamıştır. An- karada buğday — komlsyonunun Istanbuldaki zahire fiatlarına mü- dahale kararı verdiği bildirilme- sine rağmen Ziraat Bankasına bu hususta bir emir gelmiş değildir. Maamafih banka, fiatları kırmak suretile fill müdahale yapmış gi- bidir. Ancak bu müdahaleyi fiat k addetmemektedir. szıl"ı::. Bank Müdürü Hâmit tir klı d._ı.- Bııkııldılıılo zaten vakidi ve bizim satışa başlamamızla mü- mış oluyordu, An- borsa H- atlarına, uyuyoruz. Fiat kırışı köylünün aleyhine olacacaktır. Borsadakl fiatlara uymak İse zaruridir. Biz satışa başladığımız — zaman fiat yedi buçuk kuruştu, bizde satışı (7) buçuk kuruştan yaptık. Şimdi flatlar (7) kuruşa düştü, bizde yedi kuruştan satış yapıyoruz ve bugün yedi kuruştan tam 120 ton mal sattık. * 315 ton buğday BU VA Yumuşak buğdaylar 7 kuruşla 6,18 para arasında satılmıştır. Yedi kuruşa satılan buğdaylar Ziraat Banka- sınındır. Sert buğday da 4 kuruş otuz Şahidi Gelmediği Için Bi- paradan — muamele — görmüstür. 402 ton yumuşak, S0 ton sert buğday satılmıştır. 760 — kuruşin 470 kuruş arasında da 102 çuval un satılmıştır. tirilemiyîı Bi_r_ Dava Suçlu, Beyoğlu Maliye me- murlarından Ragıp oğlu Şeref. Duruşması Ağırcezaya ait; fakat tatil münasebetile ikinci Asliye mahkemesinde muhakeme ediliyor. Şerefin suçu ihtilâs ve sahte- kârlık ! İddlaya göre zimmetinde (9000) lira kadar bir açık tesbit edilmiş ve evrakı arasında suçlu: nun kendi elile hazırladığı bazı senetler yakalanmış.. Duruşması mevkufen yapılıyor, Tevrkli edildiği zaman İse iki seneyi geçmiş. O zamandanberi ne muhakemesi bitiyor, ne de tahliye ediliyor. Buna sebep İse mahkemeye bizzt — gelerek dinlenmesi icap eden bir Maliye yycmşinln talik | edilen duruşmalarda bulunama- ması İmiş. Dünkü duruşma başlanğıcında daha önceki celse zaptı akundu. Bu — zabıtta !Maliya — Müfettişi Hakki —Atamanın — mahkemeye çağırılmasına karar verildiği bil- diriliyordu. Mübaşir dışarı çıka- rak seslendi: — Hakkı Ataman!. Gelmediği anlaşılarak dosyaya göz — gezdirildi. Evrak arasında bir. kâğıtta Hakkı —Atamanın “ Muğla ,, iline bağlı “ Datça ,, ilçesinde teftişte bulunduğu bil- diriliyordu. Genel Savaman Hakkı Ata- man için icap eden - yerden Ataman, — Hakkı 19 ton un — gelmiştir. —Z HLAM Ç Kralı Kot n Paoliya yazdığı eşk mektupları içinde alıyorur. ııl'ıu:lııı diyor kl: * 74 alay ve yüz kuvveti siperlörinden — sün, kişiden farla askerlin — msubi ııı:lılılı bir gey değil mi? Bulgarlar hakkında yazdığı « Kral, Bulgarların açtığı ikincl Balkan harbini kadar toptan mürekkep bir m vardı. Bulgarların miktarı isö 88 binl bulu- zden çok daha kuvvetli ve mücehhöz idiler. le vardı. Muharebe Üç gün sürdü. ile ve askerlerimin tasavvur edilemiyecek saycalade onları tepeledik ve taplarını aldık. Ben de büyük zaylat verdi! değerli olduğunu da unutmamalı; altı gün onları g gündüz kovaladım... Hallerin! bir görmeli idin... müteveffa —Yunan n metresl ktuplar an birinl #açıyor. bu domuzlara ' ların ve genç k kıyıyorlar; bütün telgraf Esi lerl oyulmuştu.,, 'e A İSTER İNAN ISTER INANMA! volıııuıl_ııdı. Yollar harp lovazımı İle dolu İdi; yorgun- luktan ölen neferler şoseleri dolduruyorlardı. Onların işlerini kolayca maalesef medeniyetim şey değiller... Ne vahşi adamla, rikabili tariftir. Ölüleri bile artalığa plalik ve Tlrklınılıııdlıî düşman sanıyordum. tamamlatabilirdim; fakat etmedi... Olur arı vahşet güy- buna mi » duyduğum gayı ve çekerek bu vaziyeti bildirdim; © da güya İ;ınl tekzip etmek için ( Daliy T d öldürmüşler. Elleri, kulakları, burunları kesilmiş, göz- İSTER İNAN İSTER İNANMA! | rinden bir Ikisini çok | Bu ( .. .. ” Sözün Kısası Denizle Resmi Olalım ——— Server Bedi ——« Denize g.rmenin müddetiai fen tayin ediyoz. Bilmem kaç dakikadır. fakat her halde bir | grat, Üç saat, beş saat değildr. | Bir plâj garsonu anlattı:. Sabah- tan akşama kadar sudan çıkma- yanlar varmış. Sahiden, yüzüclülerimizin çoğu için deniz, bir banyo değil, Ustün- de herşey yapılan geniş bir min- der, bir sedir, bir divandır: Saat- lerce su yüzünde kalan bu yüzü- | cüler, dalgaları yastık yaparak denizin Ustünde yatıyor, uyuyor, hor'uyor, — kalkıyor, — çömeliyor, bağdaş kuruyor, diz çöküyor veya oturuyorlar, Nerede İse misafir- lerini su Üzerinde kabul edecek- ler, yemeklerini orada yiyecekler, gecelerini ©o güzel ejderhanın bir şilte kadar yumuşak ve oynak sırtı Üstünde geçireceklerdir. Belki bunun içindir kl yalaız- lığı çok sevan denliz, © ebedi münzevi, bu Tanrı misafirlerinden arada bir rahatsız oluyor ve içle- ağır bir is'iskalle koğuyor; sade kendi sırlından değil, yer yüzünden de koğuyor. Evet, arada bir olagelen bo- ğgulma facialarının — mes'uliyeti-! şunun bunun arasında pay ediyo- ruz amma boğulanın tedbirsizlik- lerinden bahsetmiyoruz. Bu ted- birsizliklerin başı, denizle lâobâli olmaktır. Ancak resini bir eda içinde samimiliği kabul eden ©o sevimli ejderha, bütün gövdesi sudan yaratılmış olduğu halde sululuğu sevmez, çok ciddidir, Iâubâllliğe dayanamar, kızar vo... boğar ! Denizle resmi olalım. Bir Kadın Zehirlendi Tarlabaşında — yeşil sokakta oturan Madam -Marika, kalaysız tencerede pişirdiği yemeği yeyince zehirlenmiş, Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. izin İstenerek mahkemeye geti- rilmesini, Şerefin işine ilk vaz'yed eden bir kimse olması dolayısile dinlenmesinin mecbur! bu'lundu: ğunu ileri sürdü. Mahkeme gere- ğini (icabımı) düşündü. Bu talebi kabul etti. Fakat, bu karar Üzerine suçlu ayağa kalkarak söz istedi ve: — Bir müfettişin getirilmesi için muhakemem altı aydanberi talik ediliyor. O müfettişin de geleceği yok. Çünkü bana işten el çektiren odur. Bana düşman- dır. Gelmez. — Ne yapalım? kanunt yol- lardan mı - ayrılalım? — Fakat düşününüz ki ben de bigünahım, — Iki yıldanberl baksız yere yatmam doğru mu? duruşma — altı ay, — belki senede — gürecek, — Ya netice benim lehime çıkar- da — beraet edersem - ki - hiç şüphe etmiyorum - o zaman çek- tiğim sıkı ttimin mes'uliyetini kim yüklenecek ?. — Maksadını söyle | — Maksadım tahliyemi dile- mektir. Duruşma lehimde veya aleyhimde neticelenebilir. Fakal Anadolu içinde vazifede bulunan, mahkemeye gelip — gelmeyeceği kestirilemeyen hir şahit için gayrı muayyen bir müddet — hapiste kalmaklığım bilmem ne derece doğru olabilir ?. — Şimdiye kadar hiç İstemedin mi ? — Hayır | Mahkeme, şimdi, bu hususta bir karar verecektir. bir tahliyenl